• Sonuç bulunamadı

Masumiyet Karinesi ve Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi

B. DURUŞMANIN ALENİYETİ İLKESİ

V. CEZA MUHAKEMESİNE HAKİM OLAN İLKELERDEN BİRİ OLARAK

1. Masumiyet Karinesi ve Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi

Masumiyet karinesi çerçevesinde, bir suç ile itham edilen bir kimsenin suçluluğu yasal olarak ispatlanıncaya kadar masum olarak kabul edilmesi söz

205 Yokuş Sevük, 2011, s. 15.

206 Ünver, Hakeri, C. 1, s. 25.

207 Hakan Karakehya, “Adil Yargılanma Hakkının İnsan Hakları Arasındaki Yeri ve Ceza Muhakemesi Bağlamındaki Önemi”, Ceza Hukuku Dergisi, Yıl: 2, S: 5, Aralık 2007, s. 192.

208 Demirbaş, Soruşturma Evresinde, s. 95.

209 Karakehya, Adil Yargılanma, s. 192.

210 Sinan Sakin, Ceza Hukuku, 4. bs, Savaş Yayınevi, Ankara, 2016, s. 634; Çayan, s.111; Turan, s.

310; Ünver, Hakeri, C. 1, s. 26; Özen, Ceza Muhakemesi, s. 56;

konusudur211. AİHS m. 6/2’de, İHEB m. 11’de212, Medeni ve Siyasi Haklara Dair Uluslar arası Sözleşme m. 14/2’de masumiyet karinesi düzenlenmiştir. İç hukukumuzda da Anayasa m. 38’de bu ilke güvence altına alınmıştır213. İnceleme konusu suç ile bağlantılı olarak CMK’de yer alan çoğu düzenleme de masumiyet karinesini destekler niteliktedir. Soruşturmanın gizliliği ilkesini düzenleyen CMK m.

157, adliye binası içerisinde ve duruşma salonunda ses veya görüntülü alet kullanımını yasaklayan CMK m. 183 bu hükümlerden bazılarıdır214.

Masumiyet karinesinin bir sonucu olarak kişinin suçsuz olduğu esas kabul edilerek bu kişiye suçsuzluğunu ispatlayıcı herhangi bir ispat külfeti yüklenmeyecektir215. İspat yükü iddiayı yapan taraftadır, kuşku bulunması halinde bu kuşkular sanık lehine değerlendirilecektir. Bir sanık, kendi suçsuzluğunu ispatlamayacak, tam tersine iddia makamı onun suçlu olduğuna dair delilleri ileri sürerek yargılama makamına kararı bırakacaktır216. Zira, ceza yargılamasının amacı gerçeği ortaya çıkarmaktır. Sanığın sahip olduğu susma hakkı da bunun bir göstergesi niteliğindedir.

Şüpheden sanık yararlanır ilkesi ise, masumiyet karinesinin bir uzantısı niteliğinde olup bir kişi hakkında suç işlediği yönünde hiçbir şüphe kalmayacak şekilde kesin bir kanaatin oluşmaması durumunun yargılama makamı tarafından sanık lehine yorumlanmasını ifade eder217.

211 Centel, Zafer, s. 167.

212 İHEB m. 11: “1. Kendisine bir suç yüklenen herkes, savunması için gerekli olan tüm güvencelerin tanındığı açık bir yargılama sonunda, yasaya göre suçlu olduğu saptanmadıkça, suçsuz sayılır. 2. Hiç kimse işlendiği sırada ulusal yada uluslararası hukuka göre bir suç oluşturmayan herhangi bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu sayılamaz. Kimseye suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.”

213 Anayasa m. 38: “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır. Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.

Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz. Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.

Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez. Ceza sorumluluğu şahsîdir.

Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz. Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez. İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir. Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.”

214 Hatice Derya Ormanoğlu, “Anayasal Bağlamda ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Boyutuyla Suçsuzluk Karinesi”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Zeki Hafızoğulları’na Armağan, S. 65(4), 2016, s. 2246.

215 Ünver, Hakeri, C. 1, s. 54

216 Özen, Ceza Muhakemesi, s. 61; Sakin, s. 637.

217 Özen, Ceza Muhakemesi, s. 61.

Masumiyet karinesi sayesinde şüpheli, potansiyel bir suçlu muamelesi görmeyecek218 ve bu ilke kişiye suçlu gibi davranılmasının önüne bir engel oluşturacaktır219. Bir kişi, hakkında verilecek kesin hükme kadar suçlu olarak algılanmamalı ve hakkında suçlu olduğu kanısını uyandıracak şekilde kamuoyuna bilgilendirilme yapılmamalıdır. Adil bir yargılanma yapılmadığı takdirde şüphelinin veya sanığın hakları zedelenmekte, kendilerini yeteri kadar savunabilme imkanları ellerinden alınmakta, suçsuz olsalar bile toplum nazarında suçlu olarak kabul edilebilmektedirler. Bu sebeple ceza muhakemesi sürecinde masumiyet karinesi ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi en çok dikkat edilmesi gereken ilkelerdir. Şüpheli veya sanık eğer gerçekten suçu işlemiş olan kişi değilse, bu ilkelere uyulması sayesinde kişilik haklarına zarar gelmeyecek ve o kişi toplumun muhtemel tepkilerinden uzak kalmış olacaktır220.

AİHM de çeşitli kararlarında soruşturmanın gizliliği ilkesinin öneminden ve masumiyet karinesiyle bağlantısından söz etmektedir221. Minelli-İsviçre kararına göre, sanığın suçlu olduğunun yasal olarak saptanmasından önce ve özellikle savunma hakkını kullanma şansı verilmeden suçlu olduğu hissini veren her karar suçsuzluk karinesinin ihlalidir222.

Türkiye’nin mahkum edildiği bir karara göre ise kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenip basına verilen basın açıklamasının içeriğinde başvurucuların aralarında hiçbir fark gözetilmeksizin “yasadışı örgüt mensubu” olarak gösterilmesi, kişilerin kimliklerinin ve fotoğraflarının basına verilmesi ve kimliklere kolayca ulaşımın sağlanması nedeniyle yetkililerin bu davranışlarının masumiyet karinesi ilkesiyle bağdaşmadığına vurgu yapılmıştır223. AİHM ayrıca, toplum önünde başvurucuların suçlu olduğuna yönelik bir algı oluşturacak ve hakimlerin ön yargılı davranmalarına

218 Kaya Kartal, “Adil Yargılanma Hakkı”, Genç Hukukçular Hukuk Okumaları, (Erişim), http://www.muharrembalci.com/hukukdunyasi/makaleler/birikimlerIII/117.pdf, 28.01.2017, s. 56;

Centel, Zafer, s. 168.

219 Centel, Zafer, s. 167.

220 Bilal Kartal, “Türkiye’de Adil Yargılanma Hakkı”, Yargıtay Dergisi, C: 31, S: 1-2, Ocak-Nisan 2005, s. 22.

221Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 20.02.2015 tarihli, Soruşturmanın Gizliliği ve

Basın Sözcülüğü konulu 153 no.lu Genelge, (Erişim),

www.sgb.adalet.gov.tr/Duyurular/.../Sorusturmanın-gizliligi-ve-basın-sozculugu.pdf, 25.11.2016.

222 Minelli v. Switzerland, Application no: 8660/79, (Erişim), http://hudoc.echr.coe.int/tur?i=001-57540, 25.11.2016.

223 Y.B. and Others v. Turkey, Application no: 48173/99, 48319/99, (Erişim), http://hudoc.echr.coe.int/tur?i=001-67265, 25.11.2016.

neden olacak nitelikte basın açıklaması yapılmasının da AİHS’in ihlali niteliğinde olduğunu belirtmiştir224.