• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 2004 yılı öğretim reformu çerçevesinde 2005-2006 eğitim-öğretim yılından

2.2. DÜŞÜNME BECERİLERİ

2.2.1. SORGULAMA BECERİSİ

Suchman (1968)’a göre sorgulamanın başlangıcı 1960’lı yıllara dayanmaktadır. Ancak sorgulamanın temelde, Sokrat ve Sokratik düşünceden doğmuş olduğunu ileri süren iddialar da bulunmaktadır. Dewey’e göre, eğitim ve öğrenme, öğrenen bireyin konuya merak duyması ile başlamaktadır. Dewey’in tezini savunanlar arasında, Jean Jacques Rousseau, Jean Piaget, John Dewey, Lev Vygotsky ve Jerome Bruner de bulunmaktadır (Akt: Davis, 2005). Ediger (2001), sorgulamanın temelinin 1900’lü yıllara dayandığını ve John Dewey’in görüşlerinden etkilendiğini belirtmektedir. Gökberk (1993)’e göre sorgulamanın tarihi şu şekilde ifade edilmiştir (Akt: Kızılhan, 2002):

“Tarihsel süreç içinde kullanılagelen sorgulama yöntemi, ilk çağın en büyük düşünürlerinden Sokrat döneminden beri bilinmektedir. Sokrat, öğrencilerine sorun sunup sorgulama yoluyla düşünmelerini ve sorunlara çözümler üretmelerini sağlardı. Kendine özgü bir yöntem olan “konuşma” ile düşünceler ortaya koyduktan sonra yorumlar karşılıklı olarak eleştirilir, herkesin kabul edeceği şeye varmak istenir, bilgileri edindirmeye çalışmaz, doğruyu çevresindekilerle birlikte bulmaya çalışırdı”

Naylor ve Diem (1987)’e göre sorgulama sürecinde, problemin tanımlanması, hipotezlerin formülleştirilmesi, hipotezleri test etmek için verilerin toplanması, verilerin değerlendirilmesi ve analizi, hipotezlerin reddedilmesi veya onaylanması için verilerin kullanılması ve son olarak da sonuçların formülleştirilmesi yer almaktadır.

Sorgulamanın önemli bir amacı, öğrencilere nasıl karşılaştırma, ayrıştırma ve genelleme yapılacağının öğretimine yardımcı olmaktır (Savage ve Armstrong, 2000). Sorgulama, problemlerin ya da soruların oluşturulduğu ve öğrencilerin ders süresince

problemleri çözmeye ya da sorulara yanıt bulmaya çalıştığı bir süreç olarak görülmektedir (Wood, 2003). Sorgulamanın amacı, öğrencinin bilgi edinme sürecini ve problem çözme becerilerini kullanarak, yaşamın içinden bilgileri araştırması ve bu bilgileri genelleyebilecek beceri ve tutumlar geliştirmesidir (Wilder ve Shuttleworth, 2005).

Branch ve Solowan (2003)’a göre ise, sorgulama; soru sormaya, eleştirel düşünmeye ve problem çözmeye odaklı öğrenci merkezli bir öğrenme yaklaşımı olduğu için öğrencilerin tüm yaşamları boyunca gereksinim duyabilecekleri becerileri geliştirmelerine olanak sağlar. Böylece, öğrencilerin sorunlarla başa çıkmalarına da yardımcı olur.

Öğrenilmek istenen konu hakkında soru sorma, cevapları araştırma, herhangi bir konu hakkında bilgi toplarken yeni bilgileri üretme ve oluşturma, bulunanları ve deneyimleri tartışma ve yeni elde edilen bilgileri yansıtma John Dewey tarafından sorgulayıcı öğrenme becerileri olarak tanımlanmıştır (Taşkoyan, 2008:29).

Thier ve Daviss (2001) sorgulama temelli deneyimlerle becerilerin içselleştirildiğini ve bu becerilerin öğrencinin bilgi yapısının bir parçası haline geldiğini belirtmektedir. Bu nedenle gerçek bir öğrenmenin oluşması için öğrencilere sürekli yineleme ve ezber yaptırmak yerine, onların bir takım deneyimler yaşamasına fırsat verilmeli ve böylece bilgi ve becerilerinin içselleşmesi sağlanmalıdır.

Sorgulama becerisi, doğru ve anlamlı sorular sorarak problemi fark etme ve kavrama, problemi çözmek amacıyla neyi ve nasıl yapması ile ilgili araştırma planlaması yapma, sonuçları tahmin etme, çıkabilecek sorunları göz önüne alma, sonucu test etme ve fikirleri geliştirmeyi kapsamaktadır. Sorgulama becerisinin alt becerileri, anlamlı tahminde bulunma, uygun araştırma ortamına karar verme, araştırmada ne tip ve ne kadar delil toplaması gerektiğine karar verme, bilimsel yaklaşımı kullanarak araştırmayı planlama, nasıl gözlem ve kıyas yapacağını belirleme, araç gereç kullanma, doğru ve hassas ölçümler yapabilme, sonuçları sunma yollarını belirleme, sonuçların tekrar incelenmesi gerekip gerekmediğine karar verme, bulunanlarla asıl fikrin bağlantısını kurma, bulunanları uygun bir dille ifade etme, verileri ortaya koyma,

sonucu destekleyici verilerin yeterliliğine karar verme, bulunanların ilk beklentileri karşılayıp karşılamadığına karar verme şeklinde ortaya konmuştur (MEB, 2004:735).

Sorgulamayı, kişilerin bir deneyimi, anlamlı duruma getirmek için yaşadığı entelektüel bir süreç olarak gören Beyer (1971)’e göre başarılı bir sorgulayıcının özellikleri arasında, kendisini güdüleyen, yönlendiren ve kendi içinde sorgulamayı sürekli kılmasını sağlayan, şüphecilik; sunulan her şeyi kabul etmeyip yargılamada isteklilik, merak; bilmeyi isteme, nedenlere saygı duyma; yeterli bir kanıtın benimsenebilmesi için zamana gereksinim olduğunu anlama yer almaktadır (Akt: Kızılhan, 2002).

John Dewey “Gerçek bir yolculukta harita yoktur. Mantıksal formüllere dayalı araç-gereçlerden oluşan bir bilim, bireysel deneyimlerin yerine konulamaz. Düşen bir cismin formülü, o düşen cisim ile bireyin yaşadığı deneyimin ve kişisel bağın yerini tutmaz” demiştir (Akt: Pine, Aschbacher, Roth, Jones, McPhee, Martin, Phelps, Kyle ve Foley, 2006). Dewey, bu sözleriyle insanların bireysel deneyimlerle edindiği bilginin önemini vurgulayarak, yıllar öncesinde sorgulayarak öğrenmeyi desteklediğini göstermiştir. Bu nedenle de Suchman’a göre sorgulayarak öğrenenler, öğrenme sürecinde daha etkin ve özerk olmakta, bilgiyi yorumlamada ve kararlar almada daha sorumlu davranmaktadırlar. Daha anlamlı ve motivasyonel öğrenenler olurlar. Bireysel öğrenen süreci kontrol eder ve böylece bilişsel kazanç amaçlara uygun olur (Costa, 1991).

Öğretmenlerin, diğer yöntemlere göre derslerinde çoğunlukla soru-cevap yöntemini kullandıkları belirtilmektedir. Ancak soruların içeriği düşünüldüğünde, soruların % 93’ünün çok hızlı bir şekilde cevaplandırılmasını istedikleri ve bu soruların da düşük düşünme becerileri gerektiren sorular olduğunu belirtmişlerdir (Martin, Wood ve Stevens, 1998). Yine öğretmen davranışı olarak düşünüldüğünde, birçok öğretmenin, soru sorduktan sonra öğrencilerin hemen cevap vermelerini istediğini ve çoğu zaman eğer öğrencinin ilk ifadesi yanlışsa cevabın tamamlanmasına izin vermediğini, bunun da sınıflarda sessiz öğrenci topluluğu yaratmakta olduğunu belirtmişlerdir (Orlich, Harder, Callahan ve Gibson, 2001).

Akpınar ve Ergin (2005)’ e göre de sınıf içerisinde öğrenciler soru sorduğunda öğretmenin veya soru sorduğu arkadaşının hemen cevap vermemesi ve belirli bir süre beklemesi gerekmektedir. Bu sayede bekleme zamanına dikkat edildiğinde, sınıfın çoğunun derse katılması, soru sorması, birbirlerini dinlemesi zihinsel olarak aktif olması gibi olumlu davranışların gelişmesine katkı sağlanacaktır. Ayrıca sınıf içinde düşündüklerini ifade eden bir öğrencinin, öğretmeni tarafından dikkatlice dinlenmesi ve sınıfça söylediklerine değer verilmesi, o öğrencinin kendine olan güvenini artıracağından bu tür davranışların oldukça önemli olduğu vurgulanmıştır.

Öğrencilerin sorgulamaya dayalı öğrenme sürecinde izledikleri adımları, yapılandırmacı kuram ilkeleri ile ilişkilendiren “yapılandırmacı sorgulama halkası” şekildeki gibi özetlenebilir (Llewellyn, 2002).

Öğrenciler sorgulamaya dayalı sınıf ortamında yaptıkları çalışmalarda, yapılandırmacı kuram ışığında sorgulama becerilerini ve sorgulamaya ilişkin anlayışlarını bütünleştirerek, kendi yaşantıları yoluyla araştırmalarını yürütüp bilimsel bilgiye ulaşmakta ve geleceğin sorumlu vatandaşları olmanın ilk adımlarını atmaktadırlar.