• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 2004 yılı öğretim reformu çerçevesinde 2005-2006 eğitim-öğretim yılından

3.5. VERİLERİN ANALİZİ

3.5.2. Nitel Verilerin Analizi:

3.5.2.1. Nitel Verilerin Analizinde Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları:

Nitel araştırmanın niteliğini artırabilecek stratejiler, nicel araştırmalarda geleneksel olarak kabul gören ve önemli değer ölçütleri olarak ön plana çıkarılan “geçerlik” ve “güvenirlik” kavramları çerçevesinde değil, nitel araştırmanın doğasına uygun olabilecek alternatif kavramlarla ele alınmıştır. Bu kapsamda Lincoln ve Guba (1985) tarafından önerilen “iç geçerlik” yerine “inandırıcılık”, “dış geçerlik” ya da “genelleme” yerine “aktarılabilirlik”, “iç güvenirlik” yerine “tutarlılık” ve “dış

güvenirlik” yerine ise “teyit edilebilirlik” kavramları kullanılmıştır (Akt: Yıldırım ve Şimşek, 2005: 264).

3.5.2.1.1. İnandırıcılık:

İnandırıcılığın sağlanması için kullanılan yöntemlerden ilki “uzun süreli etkileşim”dir. Araştırmacı veri kaynakları ile uzun süreli etkileşim içinde olmalıdır. Böylece veri kaynakları üzerinde kendi varlığından ve öznel algılarından kaynaklanabilecek etkiyi anlayabilir. Bu nedenle uzun süren görüşmelerde toplanan verilerin geçerliği daha yüksektir. Nitel araştırmada, etkileşimin ne kadar uzun süreli olması gerektiğine ilişkin standart bir zaman dilimi önermek mümkün değildir. Bu süre araştırmanın doğasına ve veri kaynaklarının özelliklerine göre değişebilir. Bu araştırmada da öğretmen adayları ile yapılan görüşmeler 30-35 dakika sürmüştür ve öğretmen adayları ile uzun süreli etkileşim sağlanmıştır.

İkinci yöntem olan derinlik odaklı veri toplamada ise, nitel araştırmacıdan, alanda öğrendiği olay ve olguların araştırma sorusu açısından anlamı, birbirleriyle olan ilişkilerini, bir bütün olarak sergilediği örüntüleri de ortaya çıkarması beklenir. Bu da derinlemesine veri toplama ve teyit mekanizmaları ile mümkün olur. Bu kapsamda, elde edilen sonuçlar, birbiriyle sürekli karşılaştırılarak, yorumlanarak ve kavramsal çerçeve temel alınarak ortaya çıkarılmıştır.

Üçüncü bir yöntem olan çeşitlemede ise, araştırmacının çeşitleme stratejisini kullanması ve araştırmanın ve sonuçlarının inandırıcılığını artırması beklenir. Çünkü araştırmanın odaklandığı ortamda yer alan veri kaynaklarının farklı algılarının, deneyimlerinin ve bakış açılarının olması doğaldır. Araştırmacı bu farklılıkları törpüleyerek ortak bir sonuca ulaşma yerine bu farklılıkları olabildiğince bütün zenginliği ile sergilemelidir. Çoğunluğun gerçekliğini ortaya çıkarma ve genelleme çabası, araştırmanın geçerliğine önemli bir tehdit oluşturabilir. Çeşitleme, veri kaynakları, yöntem ve araştırmacı çeşitlemesi yapılarak ele alınmaktadır. Araştırmacı çeşitlemesi yapılarak, araştırmanın inandırıcılığının arttırılması sağlanmıştır.

İnandırıcılığın sağlanması amacıyla ele alınan dördüncü bir yöntem olarak katılımcı teyidi, araştırmacının toplanan verilerden farklı sonuçlara ulaşma olasılığını

ortadan kaldırmak için gereklidir. Bu durum araştırmacının sahip olabileceği bazı öznel varsayımlar ve verilerin yanlış anlamasından kaynaklanabilir. Her iki durumda da veri kaynakları ile oluşturulacak bir teyit mekanizması, ulaşılan sonuçların gerçeği temsil etmede ne derece yeterli olduğunu anlamada yardımcı olabilir. Bu nedenle öğretmen adayları ile yapılan görüşmeler sonucunda görüşmede verdikleri yanıtlar, görüşme sonrasında teyit edilmiştir.

3.5.2.1.2. Aktarılabilirlik:

Erlandson, Haris, Skipper ve Allen (1993) tarafından nitel araştırmanın aktarılabilirliğini artırmak için iki yöntem önerilmektedir. Bunlardan ilki ayrıntılı betimleme, ikincisi ise amaçlı örneklemedir (Akt: Yıldırım ve Şimşek, 2005: 270). Ayrıntılı betimleme, ham verinin ortaya çıkan kavram ve temalara göre yeniden düzenlenmiş bir biçimde okuyucuya yorum katmadan ve verinin doğasına mümkün olduğu ölçüde sadık kalınarak aktarılmasıdır. Doğrudan alıntılar bu amaçla araştırmacılar tarafından sık kullanılır. Okuyucu ayrıntılı betimleme ile verilerin elde edildiği ortamı zihninde daha iyi canlandırabilir ve kendi ortamına ilişkin olası sonuçları daha kolay çıkarabilir. Bu nedenle araştırmada da elde edilen ham veri metni ayrıntılı analiz edilmiş ve bulgular sunulurken sık sık doğrudan alıntılara yer verilmiştir.

Aktarılabilirliği artırmada ikinci bir yöntem olarak, amaçlı örnekleme ele alınmaktadır. Nicel araştırmalarda evrene genelleme amacıyla seçkisiz örneklem yönelimi ağır basarken, nitel araştırmada ise aktarılabilirliği artırmak için amaçlı örneklem yöntemleri kullanılmaktadır. Bu amaçla veri kaynaklarının hem genele hem özele ait bilgilere ulaşma amacıyla seçilmesi önemlidir. Araştırmanın çalışma grubunun belirlenmesinde de farklı bölümlerde öğrenim gören öğretmen adaylarının seçilmesine ve bu öğretmen adaylarının cinsiyet dengesinin sağlanmasına dikkat edilmiştir. Derinlemesine görüşmelerin daha kapsamlı ve sağlıklı gerçekleştirilebilmesi amacıyla, araştırmacının görev yapmakta olduğu kurumda öğrenim gören öğretmen adayları nitel araştırma çalışma grubuna alınarak, amaçlı örnekleme yapılmış ve araştırmanın nitel boyutunun aktarılabilirliği artırılmıştır.

3.5.2.1.3. Tutarlılık:

Nitel araştırma, nicel araştırmada kullanıldığı biçimiyle güvenirlik peşinde değildir. Bunun yerine güvenirliğin de odaklandığı alanlardan biri olan tutarlığa önem vermektedir. Bu durumda Erlandson ve diğerleri (1993), olayların ve olguların değişkenliğini kabul eden ve bu değişkenliği araştırmaya tutarlı bir biçimde yansıtabilen bir yaklaşım olan “tutarlık incelemesi”ni önermektedir (Akt: Yıldırım ve Şimşek, 2005: 272). Bu araştırmanın nitel boyutunun tutarlığının incelenmesinde de, görüşmelerde araştırmacının tüm öğretmen adaylarına benzer bir yaklaşımla görüşme sorularını sorması, kayıt altına alması sağlanmış, yine benzer bir yaklaşımla tüm öğretmen adaylarından veriler toplanmıştır. Bunun yanı sıra, veriler analiz edilirken, araştırmacı kendi içinde kodlamada tutarlı olmuş ve rastgele seçilen iki veri seti nitel araştırma deneyimine sahip ikinci araştırmacı tarafından da kodlanarak uyuşum katsayısı hesaplanmıştır. Sonra iki araştırmacı tarafından yapılan analizler arasında tutarlık incelemesi yapmak üzere bir araya gelinmiş, farklı ele alınan kodlamalar tartışılarak uzlaşma sağlanmıştır. Uyuşum katsayısını hesaplamada,

P= Na/Na+Nd x 100 (Miles ve Huberman, 1994)

Kodlayıcılar arasındaki uyuşum katsayısı iki ayrı veri seti için hesaplanmış ve Çizelge 3.10’da sunulmuştur:

Çizelge 3.10: İki Kodlayıcı Arası Güvenirlik

Veri Seti Uyuşum miktarı(Na) Uyuşmazlık

Miktarı(Nd)

Uyuşum Yüzdesi(P)

Ö27’ye ilişkin görüşme kaydı

21 8 72,41

Ö65’e ilişkin görüşme kaydı

3.5.2.1.4. Teyit Edilebilirlik:

Teyit edilebilirlik kavramı çerçevesinde araştırmacıdan beklenen, ulaştığı sonuçları topladığı verilerle sürekli olarak teyit etmesi ve okuyucuya mantıklı bir açıklama sunabilmesidir. Yine Erlandson ve diğerleri (1993), tarafından araştırmanın teyit edilebilirliğini değerlendirmek üzere “teyit incelemesi” önerilmektedir (Akt: Yıldırım ve Şimşek, 2005: 272). Teyit incelemesi kapsamında, araştırmacı tarafından rastgele seçilen bir veri seti farklı zamanlarda olacak şekilde iki kez kodlanmış ve uyuşum katsayısı Çizelge 3.11’de sunulmuştur:

Çizelge 3.11: Kodlamalar Arası Güvenirlik

Farklı Zamanlarda Yapılan Kodlamalar Arası Uyuşum

Veri Seti Uyuşum miktarı(Na) Uyuşmazlık

Miktarı(Nd)

Uyuşum Yüzdesi(P)

Ö4’e ilişkin görüşme kaydı

20 7 74,07

Ö125’e ilişkin görüşme kaydı

BÖLÜM IV

BULGULAR

Bu bölümde, elde edilen bulgular araştırmanın alt amaçları doğrultusunda sunulmuştur.

4. 1. BİRİNCİ ALT AMACA İLİŞKİN BULGULAR

Araştırmanın birinci alt amacı, “Öğretmen adaylarının sorgulama becerileri ne düzeydedir?” şeklinde ifade edilmiştir. Öğretmen adaylarının sorgulama becerileri ölçeği ve alt ölçeklerden elde ettikleri puanlara ilişkin ortalama ve standart sapma değerleri Çizelge 4.1.1’de verilmiştir:

Çizelge 4.1.1: Öğretmen Adaylarının Sorgulama Becerileri Ölçeğinden Elde Ettikleri Puanlara İlişkin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma Değerleri

Ölçek/Alt Ölçek N X Ss Bilgi Edinme 747 24,43 2,54 Bilgiyi Kontrol Etme 747 17,52 2,80 Özgüven 747 10,42 2,71 Sorgulama(Toplam) 747 52,39 6,20

Çizelge 4.1.1 incelendiğinde, öğretmen adaylarının sorgulama becerilerinin genel olarak ortalamanın üzerinde olduğu görülmektedir (X= 52,39; Ss: 6,20). Sorgulama becerileri ölçeğinden elde edilebilecek en yüksek puan 70, en düşük puan ise 14’tür. Bu değerlere bakıldığında, ölçekten alınacak 33-51 arası puanlar ortalama olarak değerlendirilebilir. Araştırmada, sorgulama becerileri ölçeğinin genelinden elde edilen 52,39 ortalama, belirtilen aralığın üzerinde olduğundan, öğretmen adaylarının sorgulama becerileri “ortalamanın üzerinde” olarak yorumlanmıştır. Sorgulama becerileri ölçeğinin, alt ölçeklerinden elde edilen puanlara bakıldığında, “Bilgi Edinme (

10,42; Ss: 2,81)” öğretmen adaylarının sorgulama becerileri ortalamanın üzerindedir. “Bilgi Edinme” alt ölçeğinden elde edilecek en yüksek puan 30, en düşük puan ise 6’dır. Altı maddeden oluşan alt ölçekten öğretmen adaylarının elde ettikleri ortalama puan 24,43 olduğundan, bu alt ölçekte sorgulama becerileri ortalamanın üzerinde olarak değerlendirilebilir. “Bilgiyi Kontrol Etme” ve “Özgüven” alt ölçeklerinde de aynı durum söz konusudur. “Bilgiyi Kontrol Etme” alt ölçeğinden elde edilecek en yüksek puan 25, en düşük puan 5 iken; “Özgüven” alt ölçeğinden elde edilecek en yüksek puan 15, en düşük puan ise 3’tür. 5 maddeden oluşan “Bilgiyi Kontrol Etme” ve 3 maddeden oluşan “Özgüven” alt ölçeklerinden öğretmen adaylarının elde ettikleri ortalama puanlar sırasıyla 17,52 ve 10,42 olduğundan, bu alt ölçeklerde de sorgulama becerileri ortalamanın üzerinde olarak değerlendirilebilir. Öğretmen adaylarının üç alt ölçekte ve sorgulama becerileri ölçeğinin tamamında, puanlarının ortalamanın üzerinde olduğu görülmektedir.