• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 2004 yılı öğretim reformu çerçevesinde 2005-2006 eğitim-öğretim yılından

4.4. DÖRDÜNCÜ ALT AMACA İLİŞKİN BULGULAR

4.8.2. Bilgiyi Doğrulama

Düşük öğretmen öz yeterliğine sahip öğretmen adaylarının, elde ettikleri bilgiyi doğrulama yollarını belirleyebilmek amacıyla öğretmen adaylarına farklı sorular yöneltilmiştir. Öğretmen adaylarının elde ettikleri bilgileri nasıl doğruladıklarına ilişkin olarak görüşlerini belirtmeleri istenmiştir. Elde edilen bulgular değerlendirildiğinde, düşük öğretmen öz yeterliğine sahip toplam on iki öğretmen adayının tamamı, elde ettikleri bilgiyi nasıl doğruladıklarına ilişkin görüş belirtmişlerdir.

“Bilgiyi doğrulama” temasının altında “danışma” ve “sınama” alt temalarına ulaşılmıştır. “Danışma” yolunu tercih eden öğretmen adayları, konu alanı uzmanına (Ö4, Ö21, Ö31, Ö84, Ö100, Ö112), internete (Ö4, Ö7, Ö21, Ö31, Ö55, Ö84, Ö85, Ö100, Ö96, Ö122), yazılı materyale (kitap, makale, tez, dergi) (Ö4, Ö7, Ö21, Ö55, Ö84, Ö53, Ö85, Ö100, Ö112, Ö96, Ö122) ve sosyal çevreye (Ö31, Ö55, Ö100, Ö112) danışmakta ve elde ettikleri bilginin doğruluğunu sağlamaya çalışmaktadırlar. Öğretmen adaylarının görüşlerinden örnekler aşağıda verilmiştir:

Ö4-K: Hemen en basiti en yakın çevreme sorarım. En yakın arkadaşım var ona sorarım. Ve ardından güvenebileceğim, güvendiğim bildiğine inandığım insanlara sorarım. Bunlar benim hocalarım olabilir. Hani benim için değerli, bilgisine güvendiğimiz insanlar olabilir. Başka neler yapabilirim? Sonra kafamda yine bir çelişki oluştu, herhalde en yaptığımız şey gibi internete başvurmak olur büyük ihtimalle. Kitaplara da başvururum. Kitapları genelde okulun kütüphanesinden veya sınıf arkadaşlarımdan temin ediyorum. Farklı kaynaklara bakıp tek bir kaynağa başvurmam. Çünkü o benim için güvenilir olmaz. Sadece bir kaynak yetmez çünkü bazen bir bilgi farklı kaynaklarda farklı şekillerde olabiliyor.

Ö21-E: İnternet zaten bugün en kolay araştırma yapılacak yöntemdir. İnternetten araştırırım. Bu alanda yapılmış tez çalışmaları olabilir belki makale yazılmış olabilir bunlar da olabilir. Bu alanda daha farklı çalışmalar yapılabileceğine inanıyorum.

Ö100-K: Daha çok ben böyle iletişimde bulunmayı çok sevdiğim için farklı hocaların görüşleri ya da farklı bilen çevremdeki insanların görüşlerine de değer veriyorum. Hani birinin bana söylediğini de direkt doğru olarak kabul etmiyorum. Belki kendim de farklı düşündüğümü ya da etkilendiğimi düşünebiliyorum. Örneğin bir konu hakkında, işte siyasi bir konu hakkında birine bir şey sorduğum zaman, hani onun da etkilenmiş olabileceğini düşünüyorum. O yüzden hem iletişimde bulunarak hem de araştırarak irdeleyerek, internetten ya da ilgili kitaplardan, tarafsız kitaplardan ve sağlam sitelerden araştırarak kendi yorumumla da elde ettiğim bilgiyi doğruluyorum.

Öğretmen adaylarının görüşlerine göre, bilgiyi doğrularken “danışma” yolunu tercih eden öğretmen adayları, birden fazla kaynak kullanmaktadırlar. Özellikle internet erişimi kolay olmasına rağmen, öğretmen adayları genellikle yazılı kaynaklara da ulaşmaktadırlar. Kitapların yanı sıra, konu ile ilgili tez ve makalelere de erişimi, üniversite kütüphanesinden sağlamaktadırlar.

Ö112-K: Öncelikle, hocama sorarım. Evet, yani neden bu şekilde diye. Eğer cevap beni tatmin etmediyse, konuyla ilgili benzer kaynaklara bakarım, arkadaşlarıma sorarım birlikte tartışırız. Konu hakkında bilgi sahibi olan diğer kişilere sorarım. Bu şekilde emin olana kadar giderim. Birden fazla kaynak kesinlikle kullanırım. Çünkü herkesin görüş açısı farklı olabiliyor. Sosyal bilimler okuyorum yani değişen şeyler sonuçta. Sürekli güncellenebiliyor alanımızdan dolayı. O şekilde farklı kaynaklara başvururum. Okulun kütüphanesine giderim.

Düşük öğretmen öz yeterliğine sahip öğretmen adayları, elde ettikleri bilgiyi doğrulamak için, konu alanı uzmanı, sosyal çevre, internet ve yazılı materyallere danışmanın dışında, “sınama” yolunu da tercih etmektedirler. “Sınama” alt teması kapsamında öğretmen adayları, elde ettikleri bilgiyi doğrularken “deney yapma”nın gerekli olduğunu vurgulamışlardır. Bilgiyi doğrulamak için “deney yapmak gereklidir” diyen iki öğretmen adayından Ö53’ün görüşleri şu şekildedir:

Ö53-E: Hocam mesela diyelim ki, saf su, az tuzlu su ya da çok tuzlu suyun kaynama noktası farklı diye bir bilgi var kitapta. Benim bir öğretmen adayı olarak yapmam gereken

şey kaynama noktasının yoğunluğa bağlı olarak değişip değişmediğini saptamam lazım. Buna göre farklı yoğunlukta suyu alıp kaynatmam ve ölçümlerimi kaydetmem lazım. Deney yapmam lazım.

“Doğrulama” teması kapsamında “sınama” alt temasında, “deney yapma” kodunun dışında “bilgiyi kullanma ve dönüt alma” ile “elde edilen bilgiyi önceki bilgiyle karşılaştırma” kodlarına ulaşılmıştır. Öğretmen adaylarının görüşleri değerlendirildiğinde, öğretmen adayları, elde edilen bilgiyi doğrulamak için, öncelikle o bilgiyi kullanmak ve sonra elde edilen tepkilere ve dönütlere bakmak gerektiğini belirtmişlerdir (Ö53 ve Ö84).

Ö53-E: Doğruluğuna hocam şimdi diyelim ki bir şey öğrendim. Güncel hayatımda bunu kullanabiliyorsam ve bu işime yarıyorsa bu bilginin doğru olduğunu kabul ederim. Ama bu bilginin doğru olabilmesi için gerçekten hayatımın bir parçası olması gerekir. Onu kullanmam gerekir. Ama hocam bunu sorgulamam için bir bilgi birikimine sahip olmam gerekir. Bu bilgi birikimine sahip olmadan herhangi bir şey karşısında nasıl tepki vereceğini bilemez insan.

Ö84-K: O ortamda kullanırım mesela o bilgiyi. Karşı taraftan ne tepki alıyorum. Karşı taraftaki tepki beni, yani dikkatle tabi ki bu demek istediğim, kullandığımda geri aldığım dönütler beni fikir sahibi yapıyor. Mesela, edindiğim bir bilgi var. Ve o ortam uygun o bilgiyi kullanabilmem açısından. O bilgiyi orada sunarım etrafımdaki insanlara ve onlardan aldığım tepkilere bakarım.

Elde edilen bilgiyi doğrulama sürecinde, düşük öğretmen öz yeterliğine sahip toplam on iki öğretmen adayından ikisi, elde edilen bilgiyi önceki bilgiyle karşılaştırmanın önemli olduğuna değinmişlerdir. Bu doğrultuda, öğretmen adayı görüşlerine göre elde ettiği bilgiyi önceki bilgileriyle karşılaştırabilmesi için öncelikle bireyin bir bilgi birikiminin olması gereklidir. Öğretmen adaylarından Ö85’in ve Ö96’nın görüşleri aşağıda yer almaktadır:

Ö85-E: Elde ettiğim bilgiyi, örneğin “iki iki daha beş eder” bilgisi benim daha önce öğrendiğim bilgilerle çelişiyorsa önemli olan nokta bu, benim için anlamlı mı? Bunla çelişirse mutlaka doğrulamaya çalışırım. Ve bunu yaparken asla “hoca diyorsa doğrudur” veya “hocadır, bir şey dersem bana kızar” “bunun ucunda not var” kaygısına asla düşmem. Bugüne kadar düşmedim. Bundan sonra da asla düşmem. Doğrulamak için sorarım ancak

hocalarıma saygı çerçevesinde sorarım. Asla saygısızlık etmem ama mutlaka onu sorgularım. İspatını mutlaka isterim.

Ö96-E: Şimdi, her insanın yeni bir bilgiyle karşılaştığı zaman bunun doğru ya da yanlış olduğuna karar verebilmesi için belli bir bilgi birikiminin olması lazım. Yoksa kulaktan dolma bir şekilde bir bilgi birikimine ulaşamaz. Onun için okuması lazım. Belli bir noktadan sonra da insanın ister istemez bir ölçütü oluşur. O ölçüye göre bakar, bir bilgi ile karşılaştığı zaman ilk önce doğru mu yanlış mı o ölçütünü kullanır. Doğruysa yani hepsinde doğru olması şart değil temiz ve pak olanı alır, yani doğru olanı düşündüyse alır, kirli ve bulanık olanı yani doğru olduğunu düşünmediğini de bırakır.