• Sonuç bulunamadı

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

5.1. Sonuç:

Bu çalışmanın Karamık Gölü Sulak Alanı ile alakalı olarak aydınlatmaya çalıştığı konulardan ilki insanların gündelik yaşamında göl ile ilişkilerinin ne boyutta olduğudur. Yapılan araştırma sonucunda Karamık Gölü’nün insanlara önemli olanaklar ve yaşamsal çeşitlilikler sunduğu görülmüştür. Özellikle alanda yaşamlarını sürdüren insanların göl ile alakalı olarak çeşitli ekonomik faaliyetler yapmaktadır. Belirtilen bu faaliyetler göl ile insanlar arasında kopması mümkün görülmeyen bağlar oluşturmuştur. Göl insanlara doğrudan geçim kaynaklığı ettiği tarım, hayvancılık, avcılık, balıkçılık, sazcılık gibi faaliyetler ve yerel halkın geçimine dolaylı olarak kaynaklık eden turizm gibi olanaklar sunmaktadır. Bu durum gölün insanların yaşamlarının merkezinde olmasını sağlamıştır. Karamık Gölü’nün alanda olmadığının varsayılması durumunda yöre insanının bugün yaşadıklarından çok farklı bir yaşam süreceği görülmektedir.

Araştırmanın aydınlatmaya çalıştığı diğer bir konu Karamık Gölü Sulak Alanı etkisinde gelişen yerleşme, yerel yaşam biçimleri ve bu yaşam biçimlerinin yerel, ulusal ve uluslararası politik süreç ve kararlardan nasıl etkilendiğidir. SEKA fabrikasının açılış ve kapanışı, IMF ile sağlanan mutabakatlar, DSİ faaliyetleri, sulama kooperatiflerinin açılış ve kapanışı, sit alanı ilanı gibi kararlar farklı ölçeklerde alanı etkileyen önemli kararlar olmuştur. Alınan bu kararlar göl ekosisteminin degredasyonunu hızlandırmış ve ekosistemde meydana gelen bu değişim yerel yaşam şekillerine yansımıştır.

Karamık Gölü etkisiyle gelişen yerleşme tarihi ile alakalı çeşitli fikirler çalışmanın gerekli bölümlerinde aktarılmıştır. Söz konusu sahanın M.Ö. 8.000’li yıllara kadar giden ve tarih öncesi dönemleri aydınlatabilecek düzeyde yerleşme geçmişinin olduğu bilgisine ulaşılmıştır. Bu durumu kanıtlar nitelikte bulgular arasında Karamık Gölü çevresinde bulunan yerleşmeler dahilinde birçok höyük ve söz konusu höyüklerde yapılan kazı ve yüzey araştırmalarında ortaya çıkarılan kalıntılar gösterilebilmektedir. Belirtilen bu kalıntılar alanda binlerce yıldır gölde yapılan faaliyetlerin, günümüzde yapılan yerel faaliyetlerle uygunluğunu ve bu faaliyetlerin yöre halkının kültürel kodlarına işlediğini göstermektedir. Tarihleri net olarak bilinmese de Karamık Gölü etrafında konumlanan yerleşmelerin gölün alansal değişimine ve kirlilik durumuna göre yerlerinin değiştiği yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır.

Karamık Gölü alınan kararlar ile 1930’lı yıllarda kurutulmaya çalışılmıştır. Daha sonra 1978 yılında hammaddesini gölden alan SEKA kâğıt fabrikası kurulmuştur. Bu fabrika hammadde temini ve üretim süreçlerinde gerekli olan su ihtiyacını Karamık Gölü’nden karşılamış, ancak telafisi zor belki de imkânsız olan çevre bozulmalarına yol açmıştır. Yine

123

Devlet Su İşleri (DSİ) vasıtasıyla Karamık Gölü’nün doğal devridaimi sekteye uğratılmış, gölü besleyen derelerin önlerine su biriktirme bentleri ve gölün gideğeni pozisyonunda bulunan düdenlere regülâtörler inşa edilmiştir. Yine göl çevresinin tarımsal faaliyetlerini geliştirme adına çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar göl sularının yerel çiftliklere ulaşmasını sağlamış fakat çiftçilerin salma sulama metodunu benimsemeleri, göl suyunun iyiden iyiye azalmasına sebep olmuştur. Günümüzde belirtilen kooperatif faaliyetlerinin durması ve kooperatiflerin kapanması Karamık Gölü’nden sulama faaliyeti adına ne kadar yararlanıldığının bilinmemesine ve su çıktısının kontrol edilememesine sebep olmaktadır. Karamık Gölü’ne tarihsel olarak bakıldığında 1930’lı yıllardan günümüze kadar sürekli bir gerileme ve alansal daralma içerisinde olduğu görülmektedir.

1980’li yıllarda Türkiye’nin ulusal olarak etkilendiği IMF ile yapılan anlaşmalar söz konusu sulak alan ve çevresinde yaşayan insanları da etkilemiştir. IMF ile senkronize olarak uygulanan tarımsal kotalar ve ücretlendirmelerden dolayı alanda tarım yapan insanlar yüzyıllardır ekimini yaptıkları, kültürel kodları ile uyumlu olan tarım ürünlerini terk etmenin eşiğine gelmişlerdir. Bir zamanlar Afyon ilinin önemli haşhaş üretim alanı olan Karamık Gölü ve etki sahasında haşhaş ekim alanları azalmış ve günümüzde de bu azalma eğilimi devam etmektedir. Şeker pancarı üretiminde de tablo aynıdır. Bu tablo beraberinde daha fazla su ve gübre ihtiyacı olan ürünlerin ekim ve dikimini getirmiştir. Kullanılan bu tarımsal gübreler yağmur ve sulama sularıyla birlikte Karamık Gölü’ne karışmış ve ötrofikasyona sebep olmuştur. Sonuçta göl ekosistemini ağır bir biçimde tahrip etmiştir. Buna ek olarak gölü çevreleyen alanlardaki orman örtüsünün tahribi, gölün maruz kaldığı siltasyon derecesini artırmış ve göl alanının iyiden iyiye daralması ve karasallaşmasını tetikleyerek sorun oluşturmuştur. Bu gibi gelişmeler alanda yapılan balıkçılık başta olmak üzere tüm ekonomik faaliyetleri olumsuz anlamda etkilemiştir. Balık ölümleri, miktarda ve boyutta azalmalar görülmüş; tarımsal ürünlerin verimlilikleri düşmüş, göl sazlıklarının boyutları küçülmüş ve buna benzer birçok olumsuz durum yöre halkının ekonomik zarar görmesine sebep olmuştur. Bundan dolayı göle yakın yerlerde bulunan bazı balık restoranları kapanmış ve gölden ticari anlamda balık tutan ve geçimini sağlayan insanların neredeyse yok olmasına sebep olmuştur.

Yukarıda belirtilen durumların yanı sıra göl ekosisteminin olumsuz anlamda etkilenmesi sonucunda gölde yaşayan ve yöre halkının ekonomik olarak fayda sağladığı bazı türler yok olmuştur. Beraberinde göl çevresinde yaşayan halk için eskiden önemli geçim faaliyeti olan kerevit ve kurbağa avcılığı gibi yerel yaşam şekillerinin yok olmasını getirmiştir. Göl ekosisteminin bozulmasının yanı sıra gölden avlanan söz konusu türlerin işlenerek ihraç edilmesini sağlayan fabrikaların kapanması da bu yerel yaşam şekillerinin

124

yok olmasının diğer bir sebebidir. Ulusal düzeyde kapatılan fabrikanın yerel yaşam şekillerini etkilemesini açıkça gözler önüne sermiştir.

Karamık Gölü Sulak Alanı’nı etkileme gücüne sahip, sulak alanın etrafını çevreleyen engebeli alanlarda Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın hâlihazırda ağaçlandırma çalışmaları sürmektedir. Bu çalışmalara Karamık Gölü’nün korunmasında olumlu etkiler edecek niteliktedir. Ancak söz konusu çalışmaların sonucunda asırlardır alanda yaşayan ve keçi yetiştiren Yörüklerin Devlet Su İşleri’nin (DSİ) koyduğu yasak sonucunda otlak bulamayarak ya yaptıkları faaliyeti terk ettikleri ya da alanı terk ederek Antalya’ya göç ettikleri gözlemlenmiştir. Bunun yanında izlenilen ulusal hayvancılık politikaları ve yürürlükte olan rekabetçi ekonomik sistem, yöre halkının hayvancılığı terk etmesine neden olmuştur.

Araştırma yapılırken cevaplanmaya çalışılan sorulardan biri belirtilen değişimlerin sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu olup olmamasıydı. Yapılan araştırma sonucunda Karamık Gölü Sulak Alanı ve etki sahasında meydana gelen değişimlerin sürdürülebilir kalkınma ilkeleri ile uyuşmadığı görülmüştür. Alanda yapılan hemen hemen tüm çalışmaların sulak alanın ekosistemini koruma ya da tahrip olmuş ekosistemi düzeltme hedefinde plânlandığı belirtilse de gerçek durum böyle olmadığını göstermektedir. Sulak alan ve çevresi ile alakalı yapılan çalışmalarda alanın bütüncül olarak değerlendirilememesi yukarıda belirtilen sorunun asıl sebebidir. Karamık Gölü yakınında kurulan SEKA fabrikasının kapatılması, göle sediman birikimini engellemek adına yapılan ağaçlandırma çalışmaları gibi sürdürülebilirlik hesap edilerek yapılan çalışmalar hem sürdürülebilirlikten uzak hem de yöre insanının kalkınmasını göz ardı edecek şekilde olmuştur. Alanda SEKA fabrikasına alternatif bir istihdam imkânının oluşturulamaması, ağaçlandırma çalışmalarının yapıldığı sahaların halk kullanımına kapatılması gibi kararlar alanın asıl sahibi olan yöre insanını alandan göç etmeye mecbur bırakmıştır.

Kendisi veya yakını göç eden insanların “Göl mü önemli, bizim hayatımız mı ?” ikilemini yaşadıkları ve bu ikilemi dile getirdikleri gözlemlenmiştir. Söz konusu ikilemi yaşayan insanların ortak noktalarının yetkili mecralarca alınan kararlar, yaptırımlar ve uygulamalar içerisinde kendilerine yer bulamamış oldukları görülmüştür.

Araştırma kapsamında önemli diğer bir konuyu göl çevresinde yaşayan yerel halkın göl konusunda kararlar alan bölgesel ve ulusal aktörlerle ilişkilerinin hangi esaslar üzerine kurulu olduğu ve bu ilişkilerin göl ekosistemine yansımaları olmuştur. Yapılan araştırma sonucunda Karamık Gölü Sulak Alanı ile alakalı karar mercileri ile yöre halkının etkileşim ve işbirliği halinde olmadığı görülmüştür. Yöre halkının “kararları bize sorarak ya da bizi düşünerek mi aldılar” tavrı ve karar mercilerinin karar alınırken yöre insanlarını dışarıda

125

bırakarak karar almaları bu durumu kanıtlar niteliktedir. Bunun sonucunda ise alınan kararların benimsenmediği ve dolayısıyla kararlara riayet edilmediği ortaya çıkmıştır. Bazı konularda yöre halkının karar alma ve denetleme mercilerinin ortaya koyduğu kurallara özellikle uymadığı gözlemlenmiştir.

Yöre halkından bazı kişilerin para kazanabilmek adına avlanma sezonu haricinde dışarıdan gelen avcılara sıcak bakmaları ve onlara göle açılma, konaklama gibi konularda yardım etmeleri göl ekosistemini oldukça fazla etkilemektedir. Denetleyici kurumlara tepki olarak ticari ve besin değeri olmayan hayvan türlerinin avlanması gibi faaliyetler Karamık Gölü’nün sürdürülebilir kullanımını olumsuz etkilemektedir.