• Sonuç bulunamadı

Akdeniz'in ve yeryüzünün çok kritik bir noktasında yer alan Kıbrıs adası özellikle etrafında var olan ülkeler için yüzyıllardan beri önemini korumaktadır. Ada şu anki haliyle siyasi olarak ikiye bölünmekle beraber, adadaki siyasi belirsizlik, 1963 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Rumlar tarafından tek taraflı olarak yıkılmasıyla, halen sürmektedir. Dahası, Rum tarafı hala daha bu sözde cumhuriyet adı altında birtakım siyasi ve ekonomik güçler elde etmekte, refah düzeyini sürekli yükseltmektedir. Diğer taraftan, 1983 yılında kurulan ve Türkiye dışındaki ülkeler tarafından tanınmayan bir devlet durumunda olan KKTC de bu siyasi belirsizlikten olumsuz yönde nasibini almaktadır. Özellikle Rumların propaganda hareketleri sonucu Türkiye dışındaki tüm ülkeler KKTC'ne gerek ekonomik gerekse siyasi olsun, her alanda ağır ambargolar uygulamaktadır. Bu da KKTC'ni dünyadan soyutladığı gibi, ülke ekonomisine de çok ağır darbeler indirmektedir. Refah düzeyini gerçekleştirememekte, dış ticaret hacmini arttıramamakta ve ülkeye turist çekememektedir. AB tarafından sözde Kıbrıs Cumhuriyeti'ne yapılan yardımlardan hep GKRY faydalanmakta, ekonomilerini yükselttikleri gibi savunma harcamalarını da gün geçtikçe hızlı bir şekilde arttırmaktadırlar. Dolayısıyla KKTC'nin ekonomik istikrarı sağlaması için ülke içerisindeki siyasi istikrarla beraber dış siyasette de istikrar sağlaması gerekmektedir. Bu da ancak adada olası bir çözüm ile mümkün olabilecektir. Görüleceği gibi, KKTC’de ekonomik sorunların temelinde ilk olarak siyasi sorunlar yatmaktadır. KKTC’nin kendi dinamikleriyle sorunların üstesinden gelmesi mümkün görünmemektedir. Dolayısıyla, Türkiye hükümetine ve Türk özel sektörüne bu konuda önemli görevler düşmektedir.

KKTC'ni tek tanıyan ülke konumunda olan ve her türlü desteği bugüne kadar yapmış olan Türkiye’deki ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklar da çok önemli bir ölçüde KKTC'ne yansımaktadır. Türkiye 'de uygulanan para ve maliye politikalarının etkileri hemen ardından KKTC' de de hissedilmeye başlamaktadır. Öte yandan para politikası olmayan KKTC ayni zamanda Türkiye 'nin resmi para birimi olan TL'yi kullanmaktadır. Fakat, siyasi açıdan tanınmayan ve ekonomik istikrarı ve refahı yakalayamayan KKTC'nin ayrı bir para birimini piyasaya sürebilmesi mevcut koşullarda pek mümkün görünmemektedir. Yaşanan olumsuzluklardan ve tanınmamışlıktan dolayı KKTC ekonomisi tamamen içine kapanık bir ekonomi haline gelmiştir. Günümüze kadar Türkiye ile KKTC arasında imzalanan anlaşma ve protokoller genelde etkisiz veya başarısız olmuştur. Bu da iki devlet arasında bir ekonomik entegrasyon tartışmasını da beraberinde getirmiştir. Türkiye ile olabilecek bir ekonomik entegrasyon Türkiye ile KKTC arasındaki ticaret ilişkilerinde tarife ve tarife dışı engelleri tümüyle ortadan kaldıracak bir gümrük birliğini de kapsamalıdır.

Ayrıca, ekonomik entegrasyon ve gümrük birliği çerçevesinde diğer ülkelere karşı ortak bir dış ticaret politikası belirlenmelidir. Tüm bunarın sonucunda, küçük bir ekonomisi olan KKTC için Türkiye gibi çok büyük bir piyasa açılacaktır. Fakat, AB yolunda aday ülke konumunda olan Türkiye açısından bu durum pek de kolay değildir. Zira, AB, ABD ve Rusya gibi Türkiye açısından çok önemli olan ülkeler tarafından bu durumun kabul edilemeyeceği aşikardır. Ama tanınmamış bir ülke olan KKTC'ne Kıbrıs konusunda da diğer ülkelerin tutumlarından dolayı başka bir seçenek kalmamaktadır.

Dış siyasette olduğu gibi KKTC'nin iç siyasetinde de birtakım istikrarsızlıklar söz konusudur. Küçük bir ada ekonomisinin tüm özelliklerini taşıyan KKTC' de

kaynaklar kıt, üretim imkanları sınırlı olup, mevcut kaynaklar ve üretim kapasiteleri gerektiği yönde kullanılamamaktadır. Bu da ülkede büyük bir israfa yol açmaktadır.

Siyasi belirsizlikler ve yapılan yanlış uygulamalar ülke ekonomisini özellikle son yıllarda büyük bir durgunluğa itmiştir. Yıllardan beri Türkiye tarafından yapılan yardım ve kredilere daha fazla ihtiyaç duyulur hale gelinmiştir.

KKTC ekonomisi yüksek bir tasarruf oranına sahip bir yapıya sahiptir. Bunun en başlıca nedenleri, siyasi istikrarsızlık, talep belirsizliği veya azlığı, yüksek enflasyon ve faizlerdir. Dolayısıyla mevcut tasarruflar ülkede yatırıma dönüşememekte ve hatta yurt dışına da kaçmaktadır. Özellikle yaşanan son banka krizlerinden sonra paranın yurtdışına çıkışı hızlanmıştır.

Özel kesimde tasarrufların yüksekliğine karşılık yeteri kadar sermaye birikimi sağlanamamıştır. Bu da verimsizliğe sebebiyet vermektedir. KKTC'de faaliyet gösteren işletmeler daha fazla küçük ölçekli aile şirketleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu küçük boy işletmeler verimsiz ekonomik yapılarından dolayı gerek kamu kuruluşları ile gerekse yabancı işletmeler ile rekabet etmekte zorlanmaktadırlar. Rekabet şansının olduğu kimi ürünlerde de iç talep sınırlı olmakta, bu durum da ihracatı zorunlu kılmaktadır. Bu konuda da başlıca ihracat pazarı durumunda olan Türkiye devletinin tavrı üretimin sürdürülebilmesi ve ihracatın yapılabilmesi açısından belirleyici olmaktadır. Zaman zaman bazı malların Türkiye piyasasına girişinde de bazı engeller görülmekte, problemler yaşanmaktadır.

KKTC'de üretilen malların Türkiye piyasasına rahatça girişi ve dolaşımının önündeki engellerden olan sağlık belgesi sorunu KKTC tarafından düzenlenen belgelerin de kabul edilmesiyle aşılmalıdır. Bunun için de KKTC ve Türkiye yetkililerinin işbirliği yapmaları gerekmektedir. Söz konusu ürünlerin üretiminin ve ihracının bile KKTC

açısından ne kadar büyük bir öneme sahip olduğu, Türkiye 'deki yetkililer tarafından iyi etüt edilmeli ve Türkiye piyasasında payı çok küçük ama KKTC için büyük bir ekonomik faaliyet arz eden bu ürünlerin Türkiye piyasasında serbest rekabet koşullarında rekabet edebilecek duruma getirilmesi KKTC ekonomisi için çok büyük bir önem arz etmektedir. KKTC’de yaşanan diğer bir sorun olan taşımacılık büyük sermaye gerektiren bir alan olması nedeniyle yine Türkiye tarafından desteklenmelidir.

Dünyadan adeta soyutlanmış olan KKTC’den nasibini ülkede faaliyet gösteren işletmeler de almaktadır. Ülkeye yeterince teknoloji transferi yapılamaması, üretimin devamlı sınırlı düzeylerde gerçekleşmesi, yapılan üretimin de yeterince dış piyasalara satılamaması ve iç talebin de ekonomik sorunlardan dolayı yetersiz olması, hem fiyatları yükseltmekte, hem de üretim faaliyetlerini arttırmaktadır.

Dolayısıyla ülkede faaliyet gösteren firmaların dış piyasalara açılacak şekilde pazara uyumlu, ihracata yönelik, yeni teknolojilere açık bir yapıya kavuşturulması gerekir.

Özellikle firmaların ihracata yönelik sorunlarını ortadan kaldırabilmek amacıyla yapısal sorunların çözümüne yardımcı olacak politika, plan ve programlar belirlenerek hayata geçirilmelidir. Hedef pazarların farklı ülkeleri içermesinin yanı sıra ihraç ürünlerinde rekabet edebilecek şekilde çeşitlendirmeye gidilmesi gerekmektedir.Bunun için de Türkiye ile KKTC hükümetlerinin uyumlu bir şekilde plan ve programlar belirleyip bunları uygulamaları gereklidir. KKTC'ni bölgede tercihli ve rekabet gücünü arttırıcı bir yapıya kavuşturmak için çalışmaların yapılması ve KKTC ile Türkiye arasında Ortak Ekonomik Alan oluşturulması yönünde düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Transit ticaretin geliştirilmesi amacıyla ihtisas Limancılığına geçilmesini sağlayacak bir takım düzenlemeler de

yapılabilir. KKTC ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve özellikle KKTC'nin TC'ne olan ihracatını arttırıcı ve kolaylaştırıcı idari düzenlemeler ve işbirliği anlaşmaları çerçevesinde öngörülen mevzuat uyumlaştırması çalışmaları mevcut olmakla beraber bunların hızlandırılıp sonuçlandırılması gerekmektedir. TC tarafından yapılan mali yardımlar KKTC ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır.

Bu katkıların daha verimli hale getirilmesi ve KKTC'de yatırım yapacak Türk yatırımcılarla sağlanacak çeşitli imkanlarla daha da zenginleştirilmesi mümkündür.

TC'nin KKTC'ye yapmış olduğu yardımları proje bazında, dilimler halinde vermesi ve finansmanında katkıda bulunduğu projelerin gerçekleşme aşamalarını takip etmesi yapılan yardımları daha etkin ve verimli kılacaktır. Türkiye’nin maddi ve teknik yardımlarının etkinliği arttırtmalıdır. TC, KKTC' deki elektrik, su ve ulaştırma gibi büyük ölçekli sorunların giderilmesine yönelik projelerin geliştirilmesi ve uygulanması amacıyla teknik ve mali destek sağlamalıdır.

Siyasi açıdan riskli bir ülke durumunda olan KKTC' de yatırım yapmak da riskli bir hal almaktadır. Dolayısıyla yapılacak olan yatırımın getirisi riski üstlenmeye imkan verecek kadar yüksek olmalıdır. Fakat, bu açıdan bakıldığında KKTC'de hafif sanayi haricinde yatırım yapmak pek mümkün görünmemektedir.

Ülkede olası yatırım alanları olarak konfeksiyon, montaj sanayi, tarım ürünleri işlenmesi, enerji ve petrol ürünleri dağıtımı, son yıllarda büyük atılım içerisinde olan eğitim ve azalma eğilimi içerisinde olmasına rağmen göreceli avantajları olan turizm sektörü gibi alanlar göstermek mümkündür.

KKTC'de ithalata ve tüketime dayalı bir ekonomik yapı mevcuttur. Ayrıca giderek ithalata dayalı tüketici bir toplum yapısı ortaya çıkmaktadır. Bu yapı içerisinde, dış ticaret dengesi sürekli çok büyük açık vermekte, ihracat giderek

etkinliğini kaybetmektedir. Söz konusu açıklar turizm gelirleri ağırlıklı olarak görünmeyen işlemler ve sermaye hareketleri ile kapatılmaya çalışılmaktadır.

KKTC' de üretimi sanayi, ihracat ve turizm gibi ekonominin ana sektörlerinde uygulanan teşviklerin kapsam genişletilerek yabancı yatırımcıların da yararlanması sağlanmıştır. Fakat, teşviklerin kullanımında bürokratik aksaklıklar meydana gelmektedir. Dolayısıyla kanunlar birçok teşvike olanak tanımış olsa da uygulamada söz konusu teşvikleri almak çok zor olmaktadır. Dolayısıyla teşvik sistemi, fizibilite çalışmaları neticesinde belirlenecek alanlar ve öncelikler çerçevesinde yeniden düzenlenmelidir. Özellikle ihracatın arttırılması yönünde ihracat kredi ve primleri yaygınlaştırılmalıdır.

Azalan payına rağmen ülke ekonomisinin belkemiği durumunda olan ve halen ihracat'ın çok önemli bir kısmını oluşturan tarım sektörünün üzerine bir an evvel ivedililikle gidilmelidir. En büyük problem olarak karşımıza çıkmakta olan su problemine acilen çözüm bulunmalıdır. Bu konuda geçmişte ve günümüzde TC ile çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Örneğin, önceleri Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'a balonla su taşıma projesi uygulamaya konmuş fakat uygulama verimli olamadığından durma aşamasına gelmiştir. Gündemde olan ve tartışılan diğer bir su projesi de Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasında boru hattının döşenmesidir ki bu yöntem daha kalıcı ve gerçekçi, fakat ayni zamanda çok büyük bir yatırım gerektiren bir projedir. Kuzey Kıbrıs'ın su problemi halledilmelidir. Aksi taktirde yıllar geçtikçe kuraklık daha ciddi boyutlara gelmekte ve tarım sektörünü yok etmektedir. Kaldı ki mevcut durumda, daha evvel faaliyet gösteren tarlaların önemli bir kısmı kurumuş, geriye kalanlar ise kuruma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Türkiye’den KKTC'ye getirilecek su kapasitesini de dikkate alacak şekilde ve uzun vadeli perspektifte Tarım Master Planı

hazırlanmalıdır. Bu plana ek olarak ülkede kıt bir kaynak olan suyun kullanım ve yönetiminde de etkinlik sağlayacak Su Master Planı da hazırlanabilir. Tarımda yeniden yapılanma için iç ve dış piyasa ve yerel iklim koşullarıyla, yaratılması planlanan su potansiyeli dikkate alınarak yeni ürün paterini oluşturmak üzere araştırma ve geliştirme çalışmalarının bir an evvel başlatılıp hızlandırılması gerekmektedir. Tarım sektörünün geliştirilmesi amacıyla TC Ziraat Bankası tarafından sağlanan düşük faizli tarımsal kredi imkanlarından çiftçilerin de yararlanmasını teşvik edecek düzenlemeler getirilmelidir. Bu kredi imkanlarının yaygınlaştırılmasına yönelik tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Son yıllarda ülke üretiminde olduğu gibi ihracat içerisindeki payı da giderek artma eğilimi içerisinde olan sanayi sektörünün de yapılandırılması ve yaşanan sorunların ivedililikle çözümlenmesi gerekir. Ülke koşullarına uygun sanayileşmenin geliştirilip teşvik edilmesi yönünde Sanayi Master Planı'nın başlatılması ve gelişme potansiyeline sahip küçük ve orta ölçekli işletmelerin özel olarak teşvik edilmesi gerekmektedir. Organize sanayi bölgelerinin altyapıları geliştirilmelidir. Hatta gerekirse kırsal kesimde doğaya ve çevreye zarar vermeyecek şekilde organize sanayi bölgeleri oluşturulabilir. İhracat'a yönelik ve yeni teknolojiye dayalı sanayi yatırımları teşvik edilmelidir. Kuraklıktan nasibini alan tarımsal üretime dayalı sanayilere öncelik verilmeli ve bu alanlara kredi uygulanması sağlanmalıdır.

Yüksek öğrenim sektörü son yıllarda büyük atılım içerisinde olmuştur. Fakat Türkiye'de ve diğer ülkelerde açılan özel ve vakıf üniversiteleri KKTC üniversitelerini olumsuz yönde etkilemeye başlamış, ülkeye olan öğrenci akışında bir yavaşlama meydana gelmiştir. Yüksek öğrenim sektörü, ülkeye döviz getirme, kaynak akışı sağlama, istihdam yaratma, ekonomiyi canlı tutma gibi konulardan

bakıldığı zaman şu an itibarıyla KKTC ekonomisi için vazgeçilmez bir sektör olmuştur. Dolayısıyla bu sektörün darbe alması, KKTC ekonomisini derinden yaralayacaktır. Bunun bilincinde olarak, sağlanan potansiyelin düşmemesi için kaliteden ödün verilmemelidir. KKTC eğitim sektöründe yakalanan ivme özellikle kalite üzerinde durularak hızlandırılmalıdır. Yurt dışındaki üniversiteler ile işbirliği anlaşmaları, öğrenci-öğretmen alışverişi ve alt yapı yatırımları desteklenip hızlandırılmalıdır. KKTC' de faaliyet gösteren üniversitelerde çok büyük bir ağırlığı olan TC kökenli öğrenci sayısının arttırılması veya sürekli hale getirilmesi için Türkiye ve KKTC yetkililerinin politikalar üretip uygulamaya koymaları gerekmektedir. KKTC'de öğrenim gören özellikle TC kökenli ve yabancı uyruklu öğrencilere yönelik cazip koşullar güçlendirilmelidir.

KKTC ekonomisinin diğer bir gözde sektörü olan fakat son yıllarda bir düşüş içerisinde olan turizm sektöründe altyapı, insan gücü, ulaştırma alanlarında yatırım yapılmalıdır. KKTC’ de faaliyet gösteren üniversitelerin bünyesinde açılan Turizm Yüksek Okulları sayesinde bu sektöre kalifiye eleman yetiştirilmektedir. Fakat, gerek ülkeye turist çekme gerek ulaştırma ve diğer tip hizmetlerde ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Özellikle Ercan havaalanı ve feribot yolcu salonlarında yaşanan sorunlar giderilmeli, gerekirse turizm potansiyeli dikkate alınarak yenilenip genişletilmelidir.

Görüleceği gibi KKTC ekonomisi her alanda ciddi ve kalıcı yapısal reformlara şiddetle ihtiyaç duymaktadır. Kıbrıs'ın stratejik önemi ve Türkiye açısından da önemi göz önüne alınarak bu reformlar gerçekleştirilmeli, özellikle KKTC’yi bir eğitim ve turizm merkezi yapma yanında, ticaretini de arttırıcı ve geliştirici projeler ve politikalar üretilmelidir. Gelecek vaat eden hafif sanayi

üretimine verilen önem arttırılmalıdır. Ülkede gerekli cazip koşulların yaratılmasından sonra ancak Türkiyeli ve Kıbrıslı girişimciler için elverişli yatırım alanları açılacaktır. Gittikçe Türkiye ekonomisi ve piyasasına entegre olan ve mevcut siyasi ve ekonomik belirsizliklerden başka da bir çaresi olmayan KKTC siyasi bağımsızlığını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruyarak dünya piyasasına da entegre olmalıdır ki bu da günün koşullarında çok zor görünmektedir.

FOTOĞRAFLAR

Foto 1: Mağusa Limanı’nın eski dönemlerdeki görünümü.

Foto 2: İthalat ve ihracatın yapıldığı ve aynı zamanda serbest liman özelliği gösteren Mağusa yük limanının bugünkü görünümü.

Foto 3: Girne Limanı’nın eski dönemlerdeki görünümü.

Foto 4: Girne Bölgesi’ndeki Girne Kale’si ve turizmde önemli payı olan Girne Yat Limanı.

Foto 5: Lefkoşa şehrinin ilk kuruluş yeri olan Surlar içi bölgesinde bulunan ve eskiden ticarette önemli olan eski çarşı.

Foto 6: Ülke ekonomisine olumlu katkısı olan üniversitelerden, Güzelyurt bölgesinde Lefke’de bulunan Lefke Avrupa Üniversitesi.

Foto 7-8: KKTC’nin önemli ihraç ürünleri arasındaki narenciye ürünlerinden yafa cinsi portakal.

Foto 9-10: KKTC’nin ihraç ettiği narenciye ürünlerinden washington cinsi portakal.

Foto 11-12: KKTC’nin ihraç ettiği narenciye ürünlerinden valencia cinsi portakal.

Foto 13: KKTC’nin ihraç ettiği narenciye ürünlerinden Kıbrıs limonu.

Foto 14 : Çikolataları meşhur olan Belçika’daki Gosiva Çikolata Fabrikası, Brüksel.

Foto 15 : Hayvancılıkta gelişmiş olan ve süt ürünleri ihraç eden Belçika’daki hayvancılık tesislerinden biri.

Foto 16: Tarımda modern yöntemler kullanan ve tarımsal üretim ile verimi yüksek olan Belçika’daki tarım alanlarından biri.

Foto 17: KKTC’nin önemli ihraç ürünlerinden hellim peyniri.

Foto 18: KKTC’nin diğer bir ihraç ürünü olan “molihiya”. Yaz aylarında ekilip, hasadı yapılan, daha sonra kurutulup yemeği yapılan bir sebzedir.

Foto 19: Otomotiv sanayisi gelişmiş olan Almanya’daki bir fabrika.

Foto 20: Otomotiv sanayisinde söz sahibi olan Fransa’daki bir oto galeri.

KAYNAKÇA

ALAGÖZ,C.A. (1971), “Kıbrıs Tarihine Coğrafi Giriş”, Milletlerarası Birinci Kıbrıs Tetkikleri Kongresi Türk Heyeti Tebliğleri, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları No:36, Ankara.

AKER,A. (1989), KKTC’nin Ekonomik Gelişmesinde Ticaret Sektörünün Yeri, İktisadi Araştırmalar Vakfı, İstanbul.

ALTINAY,M., BIÇAK, H., ALİPOUR,H. (1994), “Turizm’de Planlama ve Politikalar: KKTC Turizm Sektörü”, Ulusal Turizm Kongresi, Adnan Menderes Üniversitesi, İzmir.

ATALAY,İ.(2001), Dünya Coğrafyası, İnkılap Kitapevi, İstanbul.

BEYOĞLU,A., Kıbrıs Coğrafyası, Lefkoşa.

COĞRAFYA KOMİSYONU (2000), Liseler için Kıbrıs Coğrafyası, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Lefkoşa.

DOĞANAY,H.(1989),Türkiye Beşeri Coğrafyası,MEB Yayınları 2982, Bilim ve Kültür Eserleri Dizisi:877, Eğitim Dizisi:10,Milli Eğitim Basımevi,İstanbul.

DARKOT,B.,(1968)Türkiye İktisadi Coğrafyası,İstanbul Üniversitesi Yayınları No:1307,Coğrafya Enstitüsü Yayını:51,İstanbul.

GÜRSOY,C. (1971), “Kıbrıs Müşahedeleri”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi, Cilt XX Sayı:3-4, Ankara.

GÜRSOY,C. (1971), “Coğrafya Bakımından Kıbrıs ve Türkiye”, Milletlerarası Birinci Kıbrıs Tetkikleri Kongresi Türk Heyeti Tebliğleri, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları No:36, Ankara.

GÜRSOY,C., İNALCIK,H., KURAM,E.,ALASYA,H.F. (1964), Kıbrıs ve Türkler, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Seri III-Sayı:B2, Ankara.

İZBIRAK,R. (2001), Türkiye II, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, İstanbul.

KARABULUT,Y.(1988),”Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde turizm”,Ankara Üniversitesi DTCF Dergisi CXXXII s1-2,s209-236,Ankara

KÖKSAL,A. (1976), Güney Anadolu Bölgesi ile Kıbrıs’ın Turizm Coğrafyası, A.Ü.

D.T.C.F. Yayınları, Ankara.

KÖKSAL,A. (1994), Türkiye Turizm Coğrafyası, Gazi Büro Kitabevi, Ankara.

ÖZÇAĞLAR,A. (2000), Coğrafyaya Giriş, Hilmi Usta Matbaacılık, Ankara.

ÖZGÜÇ,N. (2003), Turizm Coğrafyası, Çantay Kitabevi, İstanbul.

ÖZGÜR,E.M.(2001), Türkiye Coğrafyası, Hilmi Usta Matbaacılık, Ankara.

YEŞİLADA,E. (1994), Kıbrıs’ta Turizm, Grafik Sanatlar Matbaacılık, İstanbul.

TARKAN,M.T. (1975), Kıbrıs, Atatürk Üniversitesi Yayınları No:417, Edebiyat Fakültesi Yayınları No:77, Ders Kitapları Serisi No:4, Ankara.

TUNÇDİLEK,N., Kıbrıs Adasının KKTC Bölümünde Fiziki Ortam ve Potansiyeli.

YORGANCIOĞLU,G. (1998), Kıbrıs Coğrafyası Fiziki, Boğaziçi Yayınları, Lefkoşa.

YÜRÜK,Y.,ÜNEL,K.,MERCAN,A.,ÇELİK,H.,(2005),Ülkeler Coğrafyası,Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları,İstanbul.

İstatistikler:

Dış Ticaret İthalat ve İhracat İstatistikleri (1995), İstatistik-Araştırma Şubesi, Ticaret Dairesi, Ekonomi ve Turizm Bakanlığı, Lefkoşa.

Dış Ticaret İthalat ve İhracat İstatistikleri (2000), İstatistik-Araştırma Şubesi, Ticaret Dairesi, Ekonomi ve Turizm Bakanlığı, Lefkoşa.

Dış Ticaret İthalat ve İhracat İstatistikleri (2005), İstatistik-Araştırma Şubesi, Ticaret Dairesi, Ekonomi ve Turizm Bakanlığı, Lefkoşa.

Ekonomik ve Sosyal Göstergeler (2002), İzleme ve Koordinasyon Dairesi, Devlet Planlama Dairesi, Lefkoşa.

Ekonomik ve Sosyal Göstergeler (2003), İzleme ve Koordinasyon Dairesi, Devlet Planlama Dairesi, Lefkoşa.

İstatistik Yıllığı, (2002), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devlet Planlama Örgütü, Lefkoşa.

KKTC Ekonomik Sorunları ve Çözüm Önerileri,(1998),TÜSİAD Raporu.

KKTC Başbakanlık DPÖ İstatistik ve Araştırma Dairesi, (1999),”15 Aralık 1986 Genel Nüfus Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri”,Ankara.

Tarımsal Yapı ve Üretimi 1975-1995, KKTC Tarım ve Orman Bakanlığı İstatistik ve Planlama Şubesi.

www.tdv.org.tr www.turktrade.org.tr www.devplan.org www.ecoturk.org www.igemekktc.org

4.4.TEZ ÖZETİ ÖZET:

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, doğal kaynakları kısıtlı olup, enerji ve ulaşımda çeşitli zorluklarla karşılaşılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti dışında uluslararası alanda devlet olarak tanınmamış olmasından dolayı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti çeşitli ambargolara maruz kalmaktadır. Söz konusu tanınmamışlıktan dolayı hava ve deniz yolu ulaşımında ek ulaşım masrafları ve vergileriyle karşı karşıya kalınmıştır. Bu durum da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ihracat ve ithalatını güçleştirmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yetersiz doğal hammadde kaynakları ve taşıma masraflarının yüksekliği, başta sanayi olmak üzere

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, doğal kaynakları kısıtlı olup, enerji ve ulaşımda çeşitli zorluklarla karşılaşılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti dışında uluslararası alanda devlet olarak tanınmamış olmasından dolayı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti çeşitli ambargolara maruz kalmaktadır. Söz konusu tanınmamışlıktan dolayı hava ve deniz yolu ulaşımında ek ulaşım masrafları ve vergileriyle karşı karşıya kalınmıştır. Bu durum da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ihracat ve ithalatını güçleştirmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yetersiz doğal hammadde kaynakları ve taşıma masraflarının yüksekliği, başta sanayi olmak üzere

Benzer Belgeler