• Sonuç bulunamadı

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ NİN DIŞ TİCARETİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ NİN DIŞ TİCARETİ"

Copied!
185
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ COĞRAFYA (TÜRKİYE COĞRAFYASI)

ANABİLİM DALI

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NİN DIŞ TİCARETİ

Yüksek Lisans Tezi

Kerime ÖZSUSUZLU

Ankara-2007

(2)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ COĞRAFYA (TÜRKİYE COĞRAFYASI)

ANABİLİM DALI

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NİN DIŞ TİCARETİ

Yüksek Lisans Tezi

Kerime ÖZSUSUZLU

Tez Danışmanı Prof.Dr.Mesut ELİBÜYÜK

Ankara-2007

(3)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ COĞRAFYA (TÜRKİYE COĞRAFYASI)

ANABİLİM DALI

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NİN DIŞ TİCARETİ

Yüksek Lisans Tezi

Tez Danışmanı: Prof.Dr. Mesut ELİBÜYÜK

Tez Jürisi Üyeleri

Adı ve Soyadı İmzası

... ...

... ...

... ...

... ...

... ...

... ...

Tez Sınavı Tarihi ...

(4)

İÇİNDEKİLER:

ÖNSÖZ I.BÖLÜM:

1.GİRİŞ

1.1.Çalışmanın Konusu ve Amacı…..………...1

1.2.Çalışma Alanının Yeri ve Sınırları……..………...2

1.3.Veri Kaynakları ve yöntem………...4

II.BÖLÜM: 2.Kuzey Kıbrıs’ta Dış Ticarete Etki Eden Faktörler………..… 5

2.1.Doğal Faktörler………...………..5

2.1.1.Yeryüzü Şekilleri………...5

2.1.2.İklim…..………10

2.2.Beşeri ve Ekonomik Faktörler……..………...11

2.2.1.Tarihsel Süreçler………..…………....11

2.2.2.Tarım………..………...14

2.2.3.Sanayi………...………..18

2.2.4.Turizm………..………...24

2.2.5.Eğitim………...………..38

2.2.6.Ulaşım………..………...……...41

III.BÖLÜM: 3. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Dış Ticareti………....44

3.1.Ticaretin Önemi………….……….44

3.2.Dış Ticaretin Tarihsel Gelişimi….………...46

3.3.Dış Ticaretin KKTC Ekonomisi İçerisindeki Yeri….………..47

(5)

3.4.İthalat……….………..53

3.4.1 Canlı Hayvanlar ve Hayvansal Ürünler………58

3.4.2 Bitkisel Ürünler………...63

3.4.3.Hayvansal ve Bitkisel Katı ve Sıvı Yağlar………….67

3.4.4.Gıda Sanayi Ürünleri………..70

3.4.5.Mineral Maddeler………...74

3.4.6.Kimya Sanayi Ürünleri………...77

3.4.7.Plastikler ve Kauçuk Mamulleri………....80

3.4.8.Deriler, Köseleler, Postlar, Kürkler ve Bunlardan Mamul Eşya, Eyer ve Koşum Takımları, Seyahat Eşyaları ve El Çantaları………83

3.4.9.Ağaç, Odun Kömürü, Ağaçtan, Mantardan ve Örülmeye Elverişli Maddelerden Mamul Eşyalar……….………...86

3.4.10.Odun Hamuru, Kağıt, Karton ve Mamulleri……..89

3.4.11.Dokumaya Elverişli Maddeler ve Bu Maddelerden Mamul Eşyalar……..………93

3.4.12.Ayakkabılar, Başlıklar, Şemsiyeler, Bastonlar, Kemerler, Kırbaçlar ve Bunların Aksamı ve Yapma Çiçekler………...96

3.4.13.Taş, Alçı, Çimento, Amyant, Mika veya Benzeri maddelerden Mamul Eşya, Seramik Mamulleri, Cam ve Cam Eşya…..98

3.4.14.Adi Metaller ve Adi Metallerden Eşya…..……….101

3.4.15.Makineler, Mekanik Cihazlar ve Elektrik Malzemeler………..104

3.4.16.Nakil Vasıtaları………107

(6)

3.4.17.Optik Alet, Fotoğraf, Sinema, Ölçü, Kontrol Alet ve

Cihazları, Tıbbi Alet ve Cihazları, Müzik Aletleri ve Aksesuarları…...108

3.4.18.Silahlar, Mühimmat Aksam, Parça ve Teferruatı………..…...113

3.4.19.Çeşitli Mamul Eşya….……….116

3.4.20.Tabii veya Kültür İncileri, Kıymetli veya Yarı Kıymetli Taşlar, Kıymetli Metaller, Taklit Mücevher ve Metal Paralar………..…118

3.4.21.Sanat Eserleri, Koleksiyon Eşyası ve Antikalar…120 3.5.İhracat………..…….123

3.5.1.Tarımsal Ürünlerin İhracat Yapısı..………123

3.5.2.Canlı Hayvanların İhracat Yapısı………..………..124

3.5.3.Sanayi Ürünlerinin İhracat Yapısı……..………….124

3.5.4.KKTC’nin İhraç Ettiği Ürünler………...………….125

3.5.4.1.Narenciye Ürünleri……..………126

3.5.4.2.Süt Ürünleri……..………128

3.5.4.3.Mineral Maddeler.………...131

3.5.4.4.Plastikler ve Mamulleri….………..133

3.5.4.5.Kimyevi Maddeler.………..134

3.5.4.6.İçki ve Tütün……….………...135

3.5.4.7.Sebze ve Meyveler……..………..138

3.5.4.8.Canlı Hayvanlar ve Hayvansal Ürünler....141

3.5.4.9.İşlenmiş Tarım ve Gıda……….…………..143

(7)

3.6.Dış Ticarette Karşılaşılan Sorunlar ve Alınması Gereken

Önlemler………..145

3.6.1.Siyasi Tanınmamışlık……….………145

3.6.2.Ulaşım ve Taşımacılık Alanında Karşılaşılan Sorunlar………...146

3.6.3.Kalitede Standard Noksanlığı……….……..147

3.6.4.Dış Pazarlama Sorunları………...147

3.6.5.Transit Ticaret Sorunu (Reeksport)……..………...148

IV.BÖLÜM: 4.1.SONUÇ VE ÖNERİLER..……….…………...151

4.2.FOTOĞRAFLAR………..160

4.3.KAYNAKLAR………...168

4.4.TEZ ÖZETİ………173

(8)

ÖNSÖZ

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Dış Ticareti” ismini taşıyan bu araştırma, değerli hocam Prof.Dr.Mesut ELİBÜYÜK yönetiminde tamamlanmıştır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, doğal kaynakları kısıtlı olup, enerji ve ulaşımda çeşitli zorluklarla karşılaşılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti dışında uluslararası alanda devlet olarak tanınmamış olmasından dolayı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti çeşitli ambargolara maruz kalmaktadır. Söz konusu tanınmamışlıktan dolayı hava ve deniz yolu ulaşımında ek ulaşım masrafları ve vergileriyle karşı karşıya kalınmıştır. Bu durum da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ihracat ve ithalatını güçleştirmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yetersiz doğal hammadde kaynakları ve taşıma masraflarının yüksekliği, başta sanayi olmak üzere üretimin ülke ihtiyacını karşılayamaması sonucunu doğurmuştur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yüksek ithalatına karşılık ihracatının sınırlı oranda kalması ise dış ticaret açığının yüksek olması sonucunu doğurmuştur. Bu açık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisi için önemli bir sorundur.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ticaret sektöründeki bu durum göz önüne alınarak bu çalışmanın amacı, KKTC’nin kendine özgü koşulları ve kısıtlamalar çerçevesinde “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Dış Ticareti” konusu ele alınıp incelenmiştir. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Dış Ticareti” adlı tez çalışmasında, bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde var olan yüksek dış ticaret açığının nedenlerini ortaya koymak ve bu açığın azaltılabilmesi için yapılması gerekenleri ortaya koymak amaçlanmıştır.

(9)

Çalışmalarım sırasında hiçbir yardımını benden esirgemeyen ve bu konudaki faaliyetlerimin her aşamasında büyük desteğini gördüğüm, değerli fikirlerinden yaralandığım başta Prof.Dr.Mesut ELİBÜYÜK ve Prof.Dr.Ali ÖZÇAĞLAR’a, çalışmama başladığım andan bugüne kadar geçen sürede benden yardımlarını esirgemeyen ve her zaman destek olan nişanlım Ersoy Karabacak’a ve gerek maddi gerekse manevi desteğiyle her zaman yanımda olan aileme teşekkürü bir borç biliyorum.

Ankara, 2007 Kerime Özsusuzlu

(10)

GİRİŞ

Dış ticaret, büyüklüklerine bakmaksızın, yeryüzündeki tüm ülkeler için büyük bir öneme sahiptir. Özellikle 1980'li yıllardan itibaren dünya küreselleşme yolunda ilerlerken, gerek yeni teknolojik gelişmeler ışığında gerekse ülkelerarası veya bölgelerarası yaratılan iktisadi ve ticari birlikler sayesinde ülkeler arasındaki engeller kalkmakta, dünya ticareti daha büyük bir boyut kazanmaktadır. Yeryüzündeki tüm ülkelerin aynı dünyayı paylaşmalarından dolayı birbirlerine ihtiyaç duymakta ve bu da ülkelerarası ticaret ilişkilerinin güçlenmesine ve dış ticaret'in gittikçe artan bir öneme sahip olmasını sağlamaktadır. Özellikle az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler, kendi üretim faktörlerini çoğunlukla yurt dışından ithal etmekte ve kendi ülkelerine bir nevi teknoloji transferi yapmaktadırlar.

Uluslararası ticaret küçük ülkeler açısından da çok büyük bir öneme sahiptir.

Daha büyük ülkelere oranla, küçük ülkelerin dış ticarete olan bağımlılıkları daha yüksektir. Uluslararası ticaret ile ilgili yapılan çalışmalarda ekonomik büyüme, ekonomik ölçek ve dış ticaret ilişkilendirilmiştir. Yapılan söz konusu çalışmalar ülke ekonomik ölçeğinin küçülmesine bağlı olarak dış ticarete olan bağımlılığın arttığını ve dış ticaretin küçük ülke ekonomilerinde ekonomik kalkınmanın ve büyümenin bir motoru olduğunu saptamıştır. Küçük ülkeler sınırlı kaynaklar, sınırlı üretim imkanları ve sınırlı derecede farklılaşmış ekonomik yapı ve üretim dolayısıyla dış ticarete büyük ihtiyaç duymaktadır.

(11)

Küçük ülkeler ekonomide sınırlı kaynaklara ve üretim imkanlarına sahip olmalarından dolayı aynı zamanda ithalat ağırlıklı dış ticaret sektörüne bağımlı bir hale de gelmektedirler. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki gelişmekte olan küçük ülkelerin ekonomik kalkınmalarını gerçekleştirmedeki öncelikli sektörlerini daha büyük ülkelerinkine göre daha farklı alanlara kaydırmaktadırlar. Örneğin, küçük ülkeler sahip oldukları bu dezavantajları kalkınmalarını turizm, eğitim ve ihracata yönlendirerek daha büyük ülkelerle sıkı bağlar kurmak suretiyle ticaret sektörlerini geliştirebilirler.

KKTC küçük ülke ve ada ekonomisi özelliklerini taşımakta ve dışa oldukça bağımlı bir ülke görünümü vermekte, fakat dış ticaretini geliştirememektedir. Liberal bir dış ticaret politikası takip eden KKTC’nde iç pazarın küçük oluşu bazı ürünlerin satılmasını zorunlu kılmakta, ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin siyasi tanınmamışlığı ve KKTC’ne uygulanan ambargolar nedeniyle dış ticarette önemli güçlüklerin yaşanmasına neden olmaktadır. Ayrıca çeşitli sektörlerdeki yetersiz üretim ve yüksek taşıma masrafları ihracatı olumsuz olarak etkilemektedir. Kıt olan kaynaklar gittikçe ve belirgin bir şekilde tükenmektedir. İhracat gittikçe azalıp ithalat artmaktadır. Dolayısıyla KKTC' de ülke ekonomisi ile beraber dış ticarette de birtakım düzenlemelere ve çözüm üretici politikalara olan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır.

KKTC' nde yeni üniversitelerin kurulması, ülke sorunlarının ele alınmasında en önemli rolü oynamaktadır. Gerek uluslararası düzeyde gerçekleştirilen konferans

(12)

ve seminerlerin gerekse yayın, proje, master tezi ve doktora tezi seviyelerinde yapılan çalışmaların büyük bir çoğunluğu KKTC ile doğrudan veya dolaylı olarak sıkı sıkıya ilgilidir. Dolayısıyla KKTC hükümeti için alternatif politikalar üretilmekte ve avantajlar sunulmaktadır.

Bu tez çalışmasında da, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilgili ülke için büyük bir öneme sahip olan “Dış Ticaret” konusunu irdelemek, ülkede var olan dış ticaretteki dengesizliği ortaya koymak ve dış ticaret açığının nasıl en aza indirilebileceğini belirlemek amaçlanmıştır.

(13)

I.ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yetersiz doğal hammadde kaynakları ve uluslararası alandaki tanınmamışlıktan kaynaklanan yüksek taşıma masrafları, ülkenin ihracatının sınırlı oranda kalmasına ve bu da ülkenin dış ticaret açığının fazla olmasına neden olmuştur. Dış ticaret açığının yüksek olması Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisi için bir sorun oluşturmaktadır. Bu nedenle tez çalışmasında

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Dış Ticareti” konusu ele alınıp incelenmiştir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sınırları dahilinde yapılan tüm ithalat ve ihracat faaliyetleri incelenmiş, satışa çıkarılan malların tutarı, niteliği, miktarı, gerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden diğer ülkelere gerekse, diğer ülkelerden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gönderiliş zamanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden hangi ülkelere ve hangi ülkelerden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gönderilip satıldığı gibi konular ele alınmıştır.

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Dış Ticareti” adlı tez çalışmasında, bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde var olan yüksek dış ticaret açığının nedenlerini ortaya koymak ve dış ticaret açığının nasıl en aza indirilebileceğini belirlemek için tezin bir yol gösterici olması amaçlanmaktadır.

(14)

II. ÇALIŞMA ALANININ YERİ VE SINIRLARI

Kıbrıs; Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının birbirine yaklaştığı, Doğu Akdeniz’de yer alan bir adadır. Ada, büyüklük olarak Akdeniz’deki Sicilya ve Sardunya adalarından sonra üçüncü sıradadır. Coğrafi olarak, Akdeniz’in belli başlı deniz yolları olan boğazlar, Süveyş Kanalı, Cebelitarık Boğazı gibi üç önemli deniz geçidini kontrol eden bir konumdadır.

34°35’ ve 35°41’ kuzey enlemleri ile 32°17’ ve 34°35’ doğu boylamları arasında yer alan Kıbrıs Adası’nın yüzölçümü 9251 km²’dir. Bu alanın 3242 km²’si adanın kuzey bölümünde yer alan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sınırları içinde, geriye kalan kesimi ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin idaresi altında bulunmaktadır.

Kıbrıs adası, Zafer Burnu ile Baf Limanı arasında doğu-batı doğrultusunda en fazla 225 km, Koruçam Burnu ile Doğan Burnu arası kuzey-güney doğrultusunda 96 km uzunluğa sahiptir. Karpaz Yarımadası dikkate alınmazsa Kıbrıs’ın en dar yeri Dikelya ile Esentepe Plajı arasıdır ve uzunluğu 43 km’dir. Kuzey-güney doğrultusunda Kıbrıs’ın ortalama genişliği 64 km’dir. Kıbrıs Adası yaklaşık 34°

doğu boylamından sonra daralıp doğuya doğru uzanır. Bu yarımada “Karpaz Yarımadası veya Karpaz Yöresi” olarak bilinir. Karpaz Yarımadası 80 km kadar kuzeydoğuya uzanır ve genişliği 10 km’ye düşerek gittikçe daralır ve Zafer Burnu’nda son bulur.

Adanın en yakın iki komşusu 70 km kuzeyindeki Türkiye ve 110 km doğusundaki Suriye’dir. Ayrıca güneydoğusunda İsrail (300km), Filistin ve Lübnan (200km), güneyinde Mısır (400km) yer almaktadır.

(15)

Harita 1: KKTC’nin Yeri ve Sınırları

(16)

III. VERİ KAYNAKLARI VE YÖNTEM

Bu çalışma ile Kuzey Kıbrıs’ta dış ticaret, insan – doğal ortam etkileşimi göz önüne alınarak, metin, grafik ve tablolar ile desteklenmiş, dağılışı daha iyi göstermek amacıyla mümkün olduğu kadar harita çizilmiştir.

Çalışma yapılırken ilk önce sahayla ilgili literatür toplanmış ve bunların tasnifi yapılmıştır. Tez için gerekli istatistik veriler Ekonomi ve Turizm Bakanlığı, Ticaret Dairesi, İstatistik-Araştırma Şubesinden alınmıştır. Ayrıca ilgili bakanlıktaki yetkili kişilerle görüşülerek veriler elde edilmiştir. KKTC Başbakanlığı, Devlet Planlama Örgütü’nden de 2002 – 2003 yıllarına ait Ekonomik ve Sosyal Göstergeler ile 2002 yılına ait İstatistik Yıllığı alınmıştır. Konu ile ilgili diğer bakanlık ve dairelerdeki kişilerle görüşülmüş, söz konusu dairelerin yayınlarından yararlanılmıştır. Konu ile ilgili literatür çalışması yapılmış ve gerek doğrudan gerekse dolaylı olarak ilgili kaynaklar taranarak bilgiler edinilmiştir. Elde edilen bu veriler incelenmiş ve sahada yapılan gözlemler ile ilişkilendirilmiştir. Böylece alana ait olay ve objelerin benzer ve farklı yönleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Tüm bu verilerin yatayda, düşeyde ve zamanda dağılışları ortaya konulmuştur.

Elde edilen tüm bu veriler derlenerek, çalışma, metin içinde yer alan tablo, grafik ve haritalara ilave olarak arazi çalışmaları sırasında çekilen fotoğraflarla desteklenmiştir.

(17)

IV. KUZEY KIBRIS’TA TİCARETE ETKİ EDEN COĞRAFİ FAKTÖRLER

A.DOĞAL FAKTÖRLER 1. Yeryüzü Şekilleri

Kıbrıs’ın yeryüzü şekilleri oluşumu Alp Orojenezi ile başlamış, epirojenik hareketlerle işlenmiş, dış kuvvetlerle de Kıbrıs, bugünkü şeklini almıştır.

Kıbrıs’ın geniş alanlarını, genelde doğu – batı yönünde uzanan iki dağ sırası oluşturur. Bu iki dağ sırasının arasında geniş Mesarya Ovası yer alır. Verimli topraklara sahip Güzelyurt yöresi ise Batı Mesarya’nın batı ucunu oluşturur. Adanın güney ve batı kesiminin büyük bölümünü Trodos Dağları kaplar. Adanın tüm kıyılarında ise genelde dar bir şekilde uzanan bazen genişleyen kıyı ovaları bulunur.

Kıyı ovaları yer yer falezlerle kesintiye uğrar.

Kıbrıs’ın yeryüzü şekillerini dört bölgeye ayırmak mümkündür1: a. Beşparmak Dağları (Girne Dağları)

b. Mesarya Ovası c. Trodos Dağları d. Kıyı Ovaları

a. Beşparmak Dağları

Beşparmak Dağları, Kuzey Kıbrıs’ın kuzey kıyılarına paralel olarak doğu- batı yönünde uzanmaktadır. Bu dağlar, kıyı boyunca yaklaşık 160 km uzunlukta hiç ara vermeden devam etmekte, dar, kayalık, sarp bir görüntüde, kuzey kıyılarına ani iniş

1 Yorgancıoğlu, G. (1998), Kıbrıs Coğrafyası Fiziki, KKTC

(18)

yaparak denizle aralarında çok dar bir kıyı ovası oluşturmaktadır. Bu sıradağlar tıpkı bir duvar gibi adanın kuzeyini, orta alandaki Mesarya Ovası’ndan ayırır.

Beşparmak dağları batıda Koruçam’dan başlayarak doğuda Yedikonuk’a kadar uzanır. Yedikonuk’ta yükseltisini yitirerek sona erer. Buradan alçak tepeler halinde Zafer Burnu’na doğru ilerleyen Karpaz yükseltileri başlar. Doğuya gittikçe Karpaz yükseltileri daha da alçalır ve Zafer Burnu’nda son bulur2.

Beşparmak Dağları üzerinde yer alan 3 önemli geçitle beş bölgeye ayrılır;

1. Kayalar Dağları:

Geçitköy ile Koruçam arasında uzanan alçak dağlardır. Genellikle yükseltileri 300 m’yi geçmez. Bu dağlar Koruçam Burnu’na doğru alçalarak kıyı ovalarında son bulur.

2. Lapta Dağları:

Geçitköy ile Girne Boğazı arasında uzanan nispeten yüksek dağlardır. Bu dağların en yüksek noktasını oluşturan Selvili Tepe (1024 m) aynı zamanda Kuzey Kıbrıs’ın da en yüksek noktasıdır. Lapta Dağlarının diğer önemli yükseltileri Kıvanç Tepe (946 m) , Merdiven başı (888 m) ve Bayrak Tepe (925 m) ’dir..

3. Beşparmak Dağları:

Bu dağlar Girne- Lefkoşa Boğazı’ndan başlar ve doğuya doğru uzanarak Mersinlik boğazında son bulur. Kuzey Kıbrıs’ın ikinci en yüksek zirvesi olan Buffavento (954 m) bu dağ sistemi üzerindedir.

2 Beyoğlu,A., Kıbrıs Coğrafyası, Lefkoşa.

(19)

Harita 2: Kıbrıs’ın Yeryüzü Şekilleri

(20)

4. Kantara Dağları:

Bunlar, Mersinlik Boğazı’ndan başlayarak Karpaz Yarımadası’na, Beşparmak Dağlarının sona erdiği Yedikonuk’a kadar uzanan dağlardır. Ziya Tepe (740 m) ve Sinan Tepe (724 m) Kantara Dağları’nın önemli yükseltileridir.

5. Karpaz Yükseltileri:

Bunlar, Beşparmak dağ sırasının da en doğu ucunu oluşturur. Yedikonuk köyünden başlayarak gittikçe yükseltilerini yitirir ve Zafer Burnu’nda son bulur.

Yükseltileri az, tepecekler halinde bir görünüm oluştururlar. Arada sırtlar ve alçak platolar görülür.

b. Mesarya Ovası ( İç ova )

Mesarya Ovası doğuda Gazimağusa körfezinden başlar ve batıda Lefke’ye kadar devam eder. Denizden ortalama yüksekliği 70 m olup, Beşparmak dağları ile Trodos dağları arasında yaklaşık 30 km genişlik ve 100 km uzunluktadır. 1884 km2’lik bir alana sahip olan bu alan, Pliosen’de göl ve bataklıklarla kaplıydı. Daha sonra yükselmelerle ve iklimdeki değişikliklerle bugünkü şeklini almıştır.

Mesarya Ovası’nda çevresindeki dağlardan kopup gelen alüvyonların yayılması nedeni ile sulamanın yapılabildiği alanlar verimli tarım alanlarını oluşturmuştur.

Ovanın batı bölümünü oluşturan Güzelyurt yöresi buna en güzel örnektir. Ovanın doğu bölümünde ise su yetersizliği nedeniyle kuru tarım yapılmaktadır. Genellikle düzlüklerden oluşmuş olan ovada yer yer mesa tipinde tepeler de görülür.

(21)

c. Trodos Dağları

Kıbrıs’ın batı, güneybatı ve kısmen güneyini kaplayan bu dağlar, Güney Kıbrıs Rum yönetimi topraklarının yarıdan fazlasını oluşturur. Beşparmak dağlarının aksine, dar ve uzun bir şerit gibi değil, kütlesel ve kubbemsi bir görünüm sunmaktadır. Jeolojik yapı olarak da Beşparmak dağları’ndan farklıdırlar. Genellikle tortul kayalardan oluşan Beşparmak dağlarına nazaran Trodos dağlarının ana kütlesi volkaniktir3. Genç volkanik malzemeden dolayı toprakları verimsizdir. Trodos dağlarının en yüksek noktası Karlıdağ (1951 m) aynı zamanda Kıbrıs’ın en yüksek noktası olup, iç püskürük kütlenin aşınması ile ortaya çıkmıştır.

d. Kıyı Ovaları ve Kıyılar

Adanın kıyıları boyunca kıyı ovaları görülür. Genişlikleri yerlerine göre değişmekle beraber genellikle dar şeritler halindedir. Beşparmak ve Trodos dağlarından aşınan, akarsular ve sel suları tarafından taşınan malzemelerin birikmesi ile oluşmuşlardır.

Kıbrıs’ın kıyıları genellikle boyuna kıyılardır. Genellikle sade kıyılar olup fazla girinti çıkıntılara rastlanmaz. Yer yer bazı önemli körfezler (Gazimağusa, Larnaka, Ağrotur, Piskobu, Haçsofu ve Güzelyurt) oluşmuştur.

Kıbrıs’ın kıyıları genellikle yüksek kıyılardır. Dağların hemen kıyı gerisinde yükseldiği alanlarda yüksek kıyılar görülür ve dağlar falezler ile son bulur.

Beşparmak dağları boyunca uzanan kıyılar, akarsuların oluşturduğu alçak kıyılar haricinde falezli ve yüksek kıyılardır.

3 Liseler için Kıbrıs Coğrafyası, KKTC MEB.

(22)

Kıbrıs’ta görülen alçak kıyılar ise dalgaların aşındırma ve biriktirmesiyle akarsu ağızlarında oluşmuşlardır. Kıbrıs’ın kuzey kıyıları yüksek kıyılar olup yer yer küçük akarsuların oluşturduğu alçak kıyılara yer verirler ve bu alanlar aynı zamanda plaj olarak kullanılan küçük koylara denk gelir.

2. İklim

Ada dört mevsimin belirgin olarak yaşandığı orta kuşak içerisinde yer alır.

Kıbrıs’ın iklimi, Akdeniz ikliminin Doğu Akdeniz iklim tipi içinde değerlendirilmektedir. Bu iklim tipinin özelliği yazları sıcak ve kurak, kışları ılık, az yağışlı ve bol güneşli olmasıdır. Bu iklim şartları turizm için son derece elverişli ve çekicidir.

KKTC’ nde yıllık ortalama hava sıcaklığı 19 0C’dir. Bu değerler iç kesimlerde ve çukur alanlardan dağlara doğru azalmaktadır. Dar kıyı şeridi boyunca yer yer 20 0C‘nin üzerine çıkan yıllık sıcaklıklar, iç kesimlerde biraz azalmaktadır.

(Sıcaklık farkında az olan bu değişimin nedeni denizin ılıman etkisine bağlıdır).

Ayrıca Girne Dağları’na çıkıldıkça yüksekliğin etkisiyle sıcaklık değerleri 170C’nin altına düşmektedir.

Aylara göre yıllık sıcaklık değerlerine baktığımızda en düşük sıcaklıkları kış aylarında görürüz. Özellikle ocak ayı ülkenin en soğuk ayı olup sıcaklık 9 ile 120C arasında seyreder. Bahar aylarından itibaren sıcaklıklar yükselir ve temmuz ayında en yüksek sıcaklıklar görülür. Bu dönemde sıcaklık gündüz saatlerinde 37 – 40 0C arasındadır. Hatta temmuz ve ağustos aylarında sık sık 400C’nin üzerinde seyreder.

(23)

B.BEŞERİ VE KÜLTÜREL ÖZELLİKLER 1. Tarihsel Süreçler

Kıbrıs’ın ilk sakinlerinin adaya; Anadolu, Suriye ve Filistin’den, MÖ 7000–

6500 yıllarında göç ettikleri sanılmaktadır. Doğu Akdeniz’ in önemli adalarından biri olan ada Kıbrıs adını, Tunç Çağından başlayarak işletilen bakır yataklarından almıştır. Konumu ve doğal zenginlikleri (zeytin, tahıl, üzüm gibi) Kıbrıs’ı önemli bir ticaret merkezi haline getirmiştir4. Bu özellikleri ile Kıbrıs pek çok eski uygarlığın ele geçirmek için uğraş verdiği ve adayı eline geçiren bu uygarlıkların her birinin geride önemli kültür mirasları bıraktığı bir cazibe merkezi olmuştur. Mısırlılar, Asurlular, Fenikeliler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Venedikliler ve Osmanlılar adada hüküm sürmüş eski uygarlıkların önemlileridir. 1570–1878 yılları arasında adada hüküm süren Osmanlı egemenliğinden sonra bu kez ada 1878’de İngiltere’ye devredilmiş ve 1960 yılına kadar adada İngiliz egemenliği devam etmiştir.1960 yılında adada yaşayan Türk ve Rum toplulukları uzlaşarak Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kurmuştur. Ancak bu uzlaşma üç yıl sürmüş, 1963 ve 1974 yıllarında barış harekatları yapılmış ve daha sonra iki toplum ayrı cumhuriyetler kurmuştur. Bugün adanın güneyinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, kuzeyinde ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yer almaktadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu yıllarda Türkiye ile “bavul ticareti” yapılmıştır. Bavul ticareti deyimi genel olarak 1960’lardan beri Batı Avrupa ve Kuzey Kıbrıs’tan gümrüksüz yolcu beraberi olarak yurda mal sokulmasına verilen addır. 1980’li yıllardan daha çok Kuzey Kıbrıs’tan Türkiye’ye yapılan bavul ticareti

4 Alagöz,C.A. (1971), “Kıbrıs Tarihine Coğrafi Giriş”, Milletlerarası Birinci Kıbrıs Tetkikleri Kongresi Türk Heyeti Tebliğleri, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları No:36, Ankara.

(24)

zamanla ters yöne çevrilmiştir. KKTC’nin özellikle konfeksiyon ithalatının çok büyük bir yüzdesi Türkiye Cumhuriyetinden yapılmaktadır ve 1990’lı yılların sonlarına doğru yüksek oranlı fon ve gümrük vergileri nedeniyle tüm sektör yıkılma noktasına gelmiştir. Yüksek oranlı fon ve Gümrüklerin yarattığı olumsuz fiyat farkı Kuzey Kıbrıs’ı bu alanda Türkiye Perakende piyasalarına göre pahalı ve rekabet edemez bir duruma getirmişti. Sırf bu nedenle Türkiye’ye alışveriş turları diye yeni bir seyahat türü ortaya çıkmış; birçok kişi gümrük vergisi, fon ve KDV’sini ödeyip ithal edilen ürünleri satamaz bir duruma gelmişti. Konfeksiyon fabrikalarının bir kısmı kapanıyor veya istemeden personelini azaltıyordu. Bir kısmı kayıt dışına kayan veya bavul ticareti şeklini alan sektör hem kendini yok ediyor hem de kamu maliyesini zarara uğratıyordu.

O dönemin hükümeti konfeksiyon imalatçılarının ısrarı ile çok yerinde bir karar alarak konfeksiyon ürünlerindeki fon ve gümrükleri kaldırarak “TC menşeli olma koşuluyla” “sektöre rahat bir nefes aldırmış oldu”. Kısa bir süre sonra ilk anda devletin kaybı gibi görünen vergiler piyasanın tekrar canlanması ve ithalatın artması sonucu geri döndü.

Yine Güney Kıbrıs’a geçişlerin başladığı son üç yıldan beri pek çok alanda olduğu gibi ticarette de ülke kendini yeni bir rekabet ve fırsatlar ortamında bulmuştur. KKTC, Güney Kıbrıs’ta marka değeri yüksek ithal ürünlere karşı Türkiye’den ithal edilen kaliteli ve nispeten daha ucuz ürünlerle rekabet etmeye başlamıştır. Güney Kıbrıs’ın finansal yapıları KKTC’ye oranla çok güçlü ve daha kurumsallaşmış firmalarına karşı kira ve personel ücretlerinin avantajını kullanmaya çalışılmıştır.

(25)

Ada, geçmişten günümüze gerek konumu gerekse doğal zenginlikleri nedeniyle cazibe merkezi olmuş ve pek çok eski uygarlığın egemenliği altına girmiştir. Bunun sonucu olarak da ada zengin bir tarihi kültüre, sahip olmuştur.

Şimdi ise konfeksiyoncular yeni bir durumla karşı karşıya kalmış bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin perakende piyasaların canlanması ve dolayısıyla üretimin ve istihdamın artması için KDV ile ilgili almış olduğu indirim kararı ülkeyi çok yakından ilgilendirmektedir. Konfeksiyon ve ayakkabı ürünlerindeki KDV’nin %18’den %8’e düşürülmesi piyasalara hemen %10 bir ucuzluk getirmiş hatta bunu fırsat bilen bazı işletmeler fiyat rekabet avantajı elde etmek için etiketlerini değiştirirken %10’nun üstünde bir indirim yapmışlardır.

Konfeksiyon ve ayakkabı sektörünü ilgilendiren bu durumun iki yönden tehlikesi bulunmaktadır: birincisi, Türkiye ve KKTC arasındaki %7’lik KDV farkı üzerine navlun ve diğer masraflar eklenince aynı ürünlerin satıldığı bu iki piyasa arasında KKTC aleyhine bir fiyat farkı oluşacaktır. Oysa şu anda KKTC perakende piyasalarında genellikle Türkiye fiyatları ile satış yapılmaktadır. Eğer KKTC’de KDV oranı düşürülmezse bu yıllar öncesinde olduğu gibi çeşitli nedenlerle sık sık Türkiye’ye seyahat eden KKTC halkının konfeksiyon alışverişinin tümünü oradan yapma, yaptırma ve tekrar kayıt dışı bavul ticaretini teşvik etme sonucu doğurabilecektir5.

5 Kıbrıs Türk Ticaret Odası, (2006), Lefkoşa.

(26)

2.Tarım

Tarım sektörü KKTC ekonomisinin temel taşı durumundadır. Her ne kadar da Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYIH) içerisindeki payı yıldan yıla azalsa da GSYIH, istihdam, ihracat ve sanayi’ye hammadde sağlanması yönünden incelendiğinde hala daha büyük önemini koruduğunu görebiliriz.

Yarı kurak iklim koşullarına sahip olan Kuzey Kıbrıs'ta su kaynakları, tarımsal arazi varlığı ve arazilerin tarıma elverişliliği gibi önemli faktörlerin sınırlılığı tarım sektörünün gelişmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Son yıllarda etkisi büyük ölçüde hissedilmeye başlanan su kıtlığı tarım sektörüne büyük darbe vurmaktadır.

Bunun yanında Kuzey Kıbrıs'ta sınırlı sayıda ve büyüklükte olan mevcut derelerin akışı sadece kış aylarında yine sınırlı derecede olmaktadır. Yaz aylarında ve kurak mevsimlerde tarımsal üretimin devamı takviye sulamalar ile mümkün olmaktadır.

Ayrıca depolama, nakliye, pazarlama, kredi, hastalıklarla mücadele sorunlarının yanı sıra teknolojik eksiklikler, tarımsal araştırma ve adaptasyon çalışmalarının eksikliği ile yetersiz ve pahalı girdi kullanımının yarattığı sorunlar tarım sektörünün gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu gibi olumsuzlukları ve sorunları azaltmak amacıyla 24 Ocak 1997 tarihinde KKTC ile TC hükümetleri arasında tarım alanında

"Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması" imzalanmıştır. Beş yıl süreyle yürürlükte olması kararlaştırılan anlaşma uyarınca iki ülkeye uzman, materyal ve araştırma sonuçlarını karşılıklı kullanma imkânı tanınmış, tarımsal pazarlama ve ortak yatırımların teşviki alanında da birlikte hareket etmelerine olanak sağlanmıştır.

Tarım arazileri Kuzey Kıbrıs'taki toplam alanın %57'sini oluşturmaktadır.

(27)

Ekonomik olarak değerlendirilen tarım arazisinin ise yaklaşık %8’inde sulu tarım yapılmaktadır6. Tablo 1, KKTC'de toplam arazi dağılımını vermektedir.

Tablo 1: KKTC Arazi Dağılımı (2002)

Arazi Türü Dönüm Dekar Pay (%)

a)Tarımsal Arazi 1.398.123 1.870.689 57

b)Orman Arazisi 480.740 643.230 19

c)Hali ve Mera Arazisi 122.157 163.446 5

d)Kasaba,Köy,Dere ve Gölet Arazisi 263.471 352.524 11

e)Kullanılmayan Arazi 201.061 269.019 8

Toplam 2.465.552 3.298.908 100

Kaynak:Devlet Planlama Örgütü

1977 yılı sabit fiyatları ile tarım sektörünün GSYIH'ya olan katkısı 1977 yılında 619,3 milyon TL iken 2002 yılında 985 milyon TL'ye yükselmiştir. 2002 yılı itibarıyla tarım mallarının ihracatı toplam yerli mal ihracatının %41,6’sını oluştururken, çalışan kesimin %15.71'i ise tarım sektöründe istihdam edilmiştir.

KKTC'de son yıllarda meydana gelen olumsuz iklim koşulları, tarım sektörünü çok olumsuz bir şekilde etkilemiştir ve tarım sektöründe bu olumsuz iklim koşullarından dolayı meydana gelen zararları telafi edebilmek amacıyla yıllardan beri tarım sektörüne teşvik ve yardım politikaları uygulanmıştır. Tarım ürünlerinden, özellikle narenciye ürünlerinden, elde edilen gelirlerin çok düşük olması ve maliyetleri karşılamaması üreticilerin üretimlerini durdurma noktasına getirmiştir.

Ayrıca üreticilerin çeşitli alıcı şirketlerle aralarında olan problemler ve almış

6 Tarım ve Orman Bakanlığı

(28)

oldukları ücretlerin yetersizliğinden dolayı, tarım bahçelerinin bakımları, ağaçların budanması, gübrelenmesi vb. gibi işler yapılamamakta ve tarım sektörü kendi kaderine terk edilmektedir.

Öte yandan hızlı ve sağlıksız kentleşme sonucunda çoğu tarlalar birer birer yok olmaya başlamış ve en nihayet KKTC'de mevcut tarımsal bahçe ve tarlaların

%85'i kurumuştur.

KKTC' de tarım sektörü, bitkisel üretim, hayvancılık, ormancılık ve su ürünleri alt sektörlerinden oluşmaktadır. Sulu ziraat yapılan arazinin önemli bir kısmını turunçgiller ile yaprağını döken meyveler, üzüm ve çeşitli sebzeler oluşturmaktadır. Geriye kalan arazi ise, geleneksel kuru tahıl ziraatında kullanılmaktadır. Zirai ürün dış satımının önemli bir bölümünü sulu ziraat ürünleri oluşturmaktadır.

Hayvancılık ülkenin bütün bölgelerine yayılmış durumdadır. Hayvansal ürünlerin tarım ürünleri içerisindeki payı 1998 yılı itibariyle %48.8' dir. Başlıca hayvancılık alanları sığırcılık, koyun ve keçicilik ile tavukçuluktur. Hayvansal ürünler genelde iç tüketimi karşılamakta ve üretim fazlası olan canlı kuzu, oğlak ve süt mamulleri şeklinde çeşitli ülkelere ihraç edilmektedir.

Tarım sektöründe bir diğer alt sektör durumunda olan balıkçılığın GSYİH’ya katkısı çok düşüktür. Fakat balık ürünlerine olan talep bu sektörün önemini arttırmaktadır. Bilinçsiz avlanma sonucu balıkçılık sektörü, üretimindeki artışa rağmen, yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Son olarak ormancılık sektörünün GSYİH içerisindeki payı 2002 yılı itibariyle

%0.2 olmuştur. Ülkede baş gösteren kuraklık ve düzensiz yağışlardan ormancılık sektörü de nasibini almıştır. Dolayısıyla orman kaynaklarının ülke turizmi ile toprak

(29)

erozyonunun önlenmesine ve su kaynaklarına olan katkıları ifade edilemeyecek kadar düşük bir düzeydedir.

Özellikle son yıllarda meydana gelen aşırı sıcaklar ve kuraklığa rağmen çiftçilik tarım sektörü içerisindeki önemini ve yerini korumuştur. Narenciye ve patates üretimi tarım sektörü içerisinde başı çekmektedir. 1977 yılında narenciye ihracatı toplam ihracatın %65.7'sini, 2002 yılında ise %37.7'sini oluşturmuştur.

Patates ihracatının ise toplam ihracat içerisindeki payı 1977 yılında %7.5, 2002 yılında ise %0.4’ü olmuştur. 1980 yılından itibaren de canlı hayvan yetiştirilip ihraç edilmeye başlanmıştır.

Kıbrıs'ın yıllardır adeta simgesi haline gelen yeşil ormanlar da aşırı sıcaklık ve kuraklıktan nasibini almıştır. Özellikle son 15 yıl içerisinde gerek ihmal ve gerekse aşırı sıcaklardan arka arkaya meydana gelen orman yangınları Kuzey Kıbrıs'ın yeşilliğine çok ağır darbe indirmiştir. Fakat öte yandan, ormanların kuruması, odunculuk sektörünü olumlu yönde etkilemiştir.

KKTC' de sağlıklı bir tarım politikası uygulanamadığından dolayı bu sektöre olan yatırım da hep sınırlı kalmıştır. Modern üretim tekniklerine geçilememiş, iç ve dış talebe uygun ürün çeşitlenmesi sağlanamamıştır. Kuraklığın tarım sektörüne vurmuş olduğu darbeye ek olarak bu sektörde verimlilik ve etkinlik sağlanamamıştır.

1982 yılından itibaren başlatılan kuraklık tazminatı uygulaması, ürün ve girdi fiyatlarının sübvanse edildiği Genel Tarım Sigortası Fonu gibi teşvikler devam etse bile tarımsal üretimin gelişmesi sağlanamamakta, ayrıca bu tür teşvikler ile üreticilerin cari yıllık gelir seviyesi garanti edilebilmektedir. Teşviklerin tarımsal üretime ve ekonomiye olan katkısını arttırmak amacıyla verimliliği arttıracak yönde kullanılması gerekmektedir.

(30)

3. Sanayi

Sanayileşme ülke ekonomisinin kalkınmasında ve dünyadaki yeni teknolojik gelişmeleri takip etmek açısından çok önemli rol oynamaktadır. Bugün gelişmiş olan ülkeler sanayileşmiş veya sanayileşmeyi başarmış olan ülkelerdir. Gelişmekte olan ülkeler de sanayileşme yolunda adım atmış olanlardır. Hele KKTC gibi küçük ve gelişmekte olan ülkelerde istihdam yaratarak gelir sağlamak ve ihracat olanakları yaratarak ülke ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunmak açısından sanayileşmenin gereği kaçınılmazdır.

Kuzey Kıbrıs'ta sanayileşme alanında ilk adımlar 1974 Barış Harekâtı’ndan sonra atılmaya başlanmıştır. 1977 yılında tarım sektörünün GSYİH içerisindeki payı sanayi sektörü payından neredeyse iki kat daha fazla idi. 1977 yılında tarım sektörünün GSYİH içerisindeki payı %16.4 iken sanayi sektörünün payı %9.7 idi.

Fakat yıllar geçtikçe durum değişmeye başladı ve olumsuz iklim koşullarının da etkisiyle tarımdaki yavaşlamaya karşın sanayi sektöründe büyük gelişmeler olmuş ve 1990'lı yıllarda sanayi sektörü tarım sektörünü yakalamış hatta geride bırakmıştır.

2003 yılı itibariyle, tarım sektörünün GSYİH içerisindeki payı %10.6 olurken sanayi sektörünün payı %11.6 olmuştur.

2004 yılında sanayi sektörü katma değeri 1977 yılı sabit fiyatlarıyla 2003 yılına göre %10.6 oranında artarak 1,282.4 YTL’ sı olarak gerçekleşmiştir ve 2003 yılında sanayi sektörünün yaratılan toplam katma değer içerisindeki payı %11.6, 2004 yılında ise %11,2 olmuştur. 2005 yılında ise sektörün yarattığı katma değer 1,364.7 YTL olarak gerçekleşmiştir.

2001 Eylül ayı itibariyle yürürlüğe giren 47/2000 sayılı Yatırımları Teşvik Yasası ile sektöre sağlanan finanssal ve diğer teşviklerin ise özel sektör yatırımlarında

(31)

beklenen gelişmeyi özellikle 2004 yıl sonu rakamlarına yansıdığı görülmektedir.

Türkiye - KKTC arasında sürdürülen KKTC'nin kalkınmasına yönelik çabalar çerçevesinde sanayi sektörüne aktarılması öngörülen finanssal teşviklerin KKTC Kalkınma Bankası aracılığı ile kullandırılması yatırım iklimini canlı tutmuş ve sektör üzerinde olumlu etki yaratmıştır.

Alınan önlemlere ilave olarak sanayi sektöründe faaliyet gösteren özel sektör girişimcilerine uzun vadeli ve düşük faizli finanssal destek olanaklarının geliştirilmesi, yatırımların artmasını dolayısı ile sektörün yaratacağı katma değerin daha üst seviyelere çıkartılabilmesi çabalarında süreklilik arz edecek şekle getirilmesinin sağlanmasına çalışılmaktadır.

Tablo 2: Sanayi Sektörünün GSYİH İçerisindeki Yeri

Kaynak:Devlet Planlama örgütü

Sektörde yatırımların yanında üretimde verimliliğin artması toplam katma değer içerisinde sektör payını artıracaktır. Bu sebeple verimli ve kaliteli üretim bilincinin ve öneminin yatırımcılar ve ilgili birimler aracılığı ile sektörde çalışan her kesime eğitim yolu ile aktarılması ve bu bilincin yerleştirilmesi önem arz etmektedir.

(32)

Bu konudaki çalışmaların her geçen gün artarak geliştiği ve sektörde belli bir bilincin yerleşmeye başladığı görülmektedir. Sektörde standart ve marka yaratmanın önemi artarak vurgulanmakta ve dikkatler bu yönde yoğunlaşmaktadır. KKTC'nde 2000 yılı başlarında kurulan TC Standartlar Enstitüsü Temsilciliği’nin bu yönde başlatmış olduğu adımlar etkinleştirilerek devam etmelidir.

Sanayi sektörü katma değerini cari fiyatlarla incelediğimizde ise 2004 yılında 2003 yılına göre %20.9 oranında bir artış sağlanarak 191,426,017.9 YTL’ sından 231,046,611 YTL'sına ulaşıldığı görülmektedir. 2005 yılında ise sektör katma değerinin cari fiyatlarla %21.6 oranında artarak ve 281,023,873.1 YTL’ sı olarak gerçekleştiği tahmin edilmektedir.

Tablo 3:Sanayi Sektörünün GSYİH İçerisindeki Yeri

Kaynak:Devlet Planlama örgütü

Toplam sanayi sektörü sabit sermaye yatırımları 2004 yılında 1977 yılı sabit fiyatlarıyla 329.2 YTL iken 2005 yılında bu rakamın 358.7 YTL olarak gerçekleşmiştir. Toplam sektör yatırımlarını oluşturan kamu ve özel sektör yatırımlarını incelediğimizde, özel sektör yatırımlarında 2005 yılında 2004 yılına göre

%9.7 oranında artış yaşandığı ve 237.9 YTL’ dan 270.6 YTL’ sına ulaşıldığı

(33)

görülmektedir. Kamu yatırımlarını yine aynı dönemler için incelersek 2005 yılında 2004 yılına göre %3.5 oranında gerileme yaşandığı ve 91.3 YTL’ lık yatırımın 88.1 YTL olarak gerçekleştiği görülmektedir.

2005 yılında özel sektör yatırımlarındaki artış devam etmiştir. Özel sektör yatırımlarının teşvik edilmesi amacıyla oluşturulan politikaların istikrarlı bir yapıya kavuşturulması ve yatırımcılara, ihtiyaçları doğrultusunda ve süreklilik arz edecek şeklide, gerekli teşviklerin verilebilmesinin sağlanması yatırımları olumlu etkilemiştir. Böylece özel sektörün istikrar içerisinde ve süreklilik arz edecek şekilde ülke ekonomisine katkı yapması mümkün olacaktır.

2004 yılında sanayi sektörü toplam sabit sermaye yatırımları cari fiyatlarla 70,693,090.7 YTL’ sı olarak gerçekleşmiş olup 2005 yılında bu rakamın 84,610,181.8 YTL’ sı olarak gerçekleştiği görülmektedir.

2004 yılı gerçekleşme rakamlarına göre sanayi sektörü dışsatımının 39.4 milyon $ olarak gerçekleştiği ve bir önceki yıla göre %34.9 oranında büyüme yaşandığı görülmektedir. Toplam dışsatım içerisinde 2004 yılında %63.6 gibi bir oranla önemli payı olan sanayi sektöründe en fazla pay %40.2 oranla işlenmiş tarım ve gıda ve %18.9 oranla konfeksiyon sanayi almıştır. Konfeksiyon sanayinde 2005 yılında bir önceki yıla göre gerileme yaşanmıştır.

2005 yılında sanayi sektörü dışsatımının 41.1 milyon $ olarak gerçekleştiği ve 2004 yılına göre %4.3 oranında bir artış yaşandığı görülmektedir. 2005 yılında toplam dışsatım içerisinde sanayi sektörü dışsatımının payının ise % 60.4 oranında gerçekleşmiştir. (tablo 4).

Dış satımda yaşanan ulaşım sorunlarının süratle aşılması amacıyla ve ulaşımın

(34)

iyileştirilerek ucuzlatılması, ihracat, yatırım ve işletme kredilerinin daha cazip hale getirilmesi, girdi maliyetlerinin asgari seviyede tutulması gibi sektörün olumlu yönde büyümesine katkı yapacak konularda da mevcut sorunların aşılması ve KKTC ürünlerinin diğer ülkelerin ürünleri ile rekabet edebilme özelliğinin artırılması, istikrarlı Pazar olanaklarının yaratılması konularında başlatılan çalışmaların yine istikrarlı ve etkin bir şekilde takip ve devam ettirilmesi gerekmektedir.

KKTC'de ihracatın artırılabilmesi için yatırımcıların ülke koşulları dikkate alınarak ihracata uygun mamulleri üretmeleri amacıyla teşvik edilmeleri gereği vardır. Sektörde üretilen ürün çeşitlerinin artırılması sanayi ürünlerinin toplam ihracat içerisindeki payını da artıracaktır. Bu amaçla yatırımcıların Avrupa pazarı yanında TC'ne ve diğer Türk Cumhuriyet'lerine ihracat yapma olanaklarını ve bu olanakları artırma yollarını araştırmak, geliştirmek ve ihracatçılarımızın bu pazarlara yönelmesini teşvik etmek gereği vardır.

2003 yılı nisan ayı itibarıyla kapıların Güney Kıbrıs’a geçişlerin serbest bırakılması sürecini takip eden 2004-2005 yılları arasında Güney Kıbrıs’a az miktarda da olsa bazı sanayi ürünlerinin ihraç edilmesine başlanmış ve bu ihracat artarak devam etmektedir.

(35)

Tablo 4: Sanayi ürünlerinin dış satımı ve toplam dış satımdaki yeri.

Sanayi sektörünün Kuzey Kıbrıs ekonomisi için artan önemine karşın ülkede faaliyet gösteren işletmeler çabalarına ve eğilimlerine rağmen dünyadaki hızlı gelişmelere ayak uyduramamaktadır. Söz konusu çabaların da dünyadaki gelişimi yakalayacak boyuna olmadığım söylemek mümkündür. Son yıllarda ülkede baş gösteren ekonomik durgunluk nedeni ile sektörün ihtiyacı olan yeterli finanssal destek sağlanamamaktadır. Dolayısıyla sektörde devamlı olarak dalgalanmalar yaşanmakta, durgunluk yaşanan yıllarda alınan tedbirlerle tekrar canlanma olabilmekte ancak istikrarlı bir yapı oluşturulamadığı için tekrar durgunluk hatta gerileme yaşanması olasılığı ortaya çıkmaktadır.

KKTC’nin coğrafik küçüklüğünün bir sonucu olarak, sanayi çok küçük çapta gelişmiş ve orta ölçekli şirketler ekonomide başı çekmişlerdir. İmalat sanayi Kuzey Kıbrıs sanayisinde önemli bir yer tutmaktadır. Kuzey Kıbrıs'ta imalat sanayi genellikle gıda, tekstil ve konfeksiyon alanlarında kendini göstermektedir.

(36)

Küçük bir ada ülkesi olan KKTC' nde doğal zenginlikler çok sınırlı olup çeşitlilik arz etmemektedirler. Taşocakçılığı sektöründe sadece iç piyasanın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde kum-çakıl üretimi yapılmaktadır. Bunlar yanında kireç, taş kırma-eleme, alçı, mozaik taşı, kil ve yapıtaşı üretimi de yapılmaktadır.

KKTC' deki doğal kaynakların mevcut durumunu ve genel yapısını ortaya çıkarmak ve kaynakların elverdiği oranda geliştirilebilmesi amacıyla ülkedeki merciler ve TC arasında başlatılan ve halen sürdürülen çalışmalar bulunmaktadır. Söz konusu çalışmalar yeraltı ve yerüstü doğal kaynaklarının tespiti ve geliştirilmesine yönelik olmakla birlikte, özellikle inşaat sektöründe yerel girdi olarak kullanılan taşocakçılığı ürünlerinin daha kaliteli bir şekilde üretiminin gerçekleştirilmesine katkı sağlaması açısından önemlidir.

4. Turizm

Turizm, Küreselleşmeyi toplumsal ve ekonomik açılardan kolaylaştıran ve önemli bir uluslar arası mali yanı da olan faaliyettir7.

Ülke ekonomisine birtakım doğrudan ve uyarılmış etkiler yaratan turizm sektörü özellikle gelişmekte olan ülkeler için çıkış yolu olmaktadır.

Ülkenin refah seviyesini yükseltmek amacı ile planlı ve istikrarlı bir kalkınmanın hedeflendiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, turizm sektörü öncelikli ve sürükleyici sektör olarak görülmektedir.

İklimi, doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleri ile turizm potansiyeli yüksek olan adayı her yıl binlerce turist ziyaret etmektedir. Ada devletlerinin birçoğunda olduğu gibi Kıbrıs’ın ekonomisinin lokomotifi durumundaki turizm, ekonomik

7 Özgüç, N., (2003), Turizm Coğrafyası, İstanbul.

(37)

girdiler açısından önemli kazançlar sağlamaktadır. Ancak adanın kuzey bölümünü oluşturan KKTC’nde doğal güzelliklerin, tarihi zenginliklerin, uygun iklim koşullarının ve yeterli alt yapının bulunmasına rağmen turizm gelirlerinin istenilen düzeyde olmadığı görülmektedir.

Kıbrıs’ın yeryüzü şekilleri ve iklim özellikleri ulaşım sektörünün pek fazla eklentiye ihtiyaç duyulmadan oluşmasına olanak tanımaktadır. Dağlık alanlarda doğal geçitlere yönelen kara yolu ağını vasıfları gittikçe iyileşme gösteren bir yapı arz etmektedir. KKTC’deki kara yolu uzunluğu 2300 km’ dir.

KKTC’de 1950’li yıllara kadar demir yollarından da yaralanılmış ancak sonraki yıllarda bundan vazgeçilmiştir. Kıbrıs’ta yerleşim yerleri arasındaki mesafenin kısa ve nüfusun az olması nedeniyle demir yolu ulaşımı kar sağlamamıştır.

Ada yüzyıllardır birçok ülkenin deniz ulaşımında uğrak yeri olmuştur. Dört tarafı denizlerle çevrili olan adada deniz yollarının gelişmesi gerekir. KKTC’nde gerek yolcu gerek yük taşımacılığının yapıldığı Gazimağusa limanı aynı zamanda serbest liman özelliği de taşımaktadır. Bu limanın dışında daha çok yolcu taşımacılığının ön plana çıktığı Girne Turizm Limanı ve Girne Yat Limanı deniz yollarında hizmet vermektedir. Özellikle yaz döneminde Girne-Taşucu arasında mesafenin kısa olması nedeniyle günübirlik deniz otobüsleri yoğun şekilde çalışmaktadır.

Kuzey Kıbrıs’a gelen yolcular daha çok Geçitkale ya da Ercan havaalanını kullanmaktadır. Daha sonra ise Girne ve Mağusa limanları gelmektedir. KKTC’ye gelen yolculardan hava trafiğini öncelikle tercih edenler yabancı uyruklulardır. 1994- 2003 yılları arasında ülkeye gelen yabancıların %94,4’ü hava yolunu tercih etmektedir. Ülkeye gelen Türkiye vatandaşlarının ise %57,3’ü hava yolunu, %42,7’si

(38)

ise deniz yolunu tercih etmektedir. Bu duruma deniz yolu ile gerçekleşen yolculuklarda mesafenin, sürenin uzaması ve büyük kapsamlı turistik gemilerin KKTC’ye yanaşmaması neden olmaktadır. Ülkede var olan limanlar daha da geliştirilip, Girne ve Mağusa şehirlerinin dışında liman yapımına uygun diğer yerlerde de limanlar yapılarak ülkede kendi limanları arasında da seferler düzenlenebilir.

Ülkede Ercan ve Geçitkale olmak üzere iki havaalanı bulunmaktadır. Hava ulaşımı aktif olarak Ercan havaalanı ile sağlanmakta gerekli durumlarda Geçitkale askeri havaalanı kullanılmaktadır. KKTC’nin şu an siyasi açıdan tanınmamış olması hava ulaşımında direk uçuşların yapılmasını engellemekte, bu durum da hava ulaşımının Türkiye üzerinden sağlanmasını zorunlu kılmaktadır. Bunun sonucunda da hava ulaşımında maliyetler artmakta ve aktarmalı seferler yapma zorunluluğu ülkeye ulaşımda büyük sıkıntılar yaratmaktadır. Turizm sektöründe büyük sıkıntılar yaratan bu durumun önlenmesi için KKTC’ye doğrudan uçuşların sağlanması gerekmektedir.

(39)

Tablo 5: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Gelen Yolcuların Türkiye Cumhuriyeti, Yabancı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Vatandaşı Bazında Limanlara ve Yıllara Göre Dağılımı (1996-2003).

Kaynak:Turizm Planlama Dairesi

YILLAR TC YABANCI KKTC TOPLAM

Hava % Deniz % Hava % Deniz % Hava % Deniz % Hava % Deniz % Toplam 1992 120.445 57.3 89733 42.7 52096 90.7 5.344 9,3 61.283 78.1 17183 21.9 233.824 67.6 112.260 32.4 346.084 1993 162.403 57.7 118967 42.3 71916 92.3 6.027 7,7 77.956 83.2 15713 16.8 312.275 68.9 147.107 31.1 452.982 1994 124.761 48.6 131788 51.4 74601 78.5 20.478 21,5 88.776 80.9 21011 19.1 288.138 62.4 173.277 37.6 461.415 1995 141.773 47.6 156253 52.4 79652 90.8 8.081 9,2 113.973 84.8 20401 15.2 335.398 64.5 184.735 35.5 520.133 1996 135.922 47.0 153209 53.0 70188 92.4 5.797 7,6 110.596 83.1 22476 16.9 316.706 63.6 181.482 36.4 498.188 1997 157.214 48.2 169150 51.8 68127 93.3 4.873 6,7 111.926 81.0 26183 19.0 337.267 62.8 200.206 37.2 537.473 1998 171.695 54.4 144102 45.6 70951 91.9 6.279 8,1 105.837 78.8 28437 21.2 348.483 66.1 178.818 33.9 527.301 1999 198.804 59.5 135596 40.5 74768 93.9 4.847 6,1 108.289 79.5 27921 20.5 381861 69.4 168.364 30.6 550.225 2000 223.282 64.2 124430 35.8 78504 92.1 6.737 7,9 114.810 81.8 25492 18.2 416.596 72.7 156.659 27.3 573.255 2001 165.940 59.7 111799 40.3 77388 88.6 9.970 11,4 102.273 80.1 25473 19.9 345.601 70.1 147.242 29.9 492.843 2002 184.350 58.3 131.843 41.7 94.041 86.0 15.322 14.0 107.706 78.7 29.113 21.3 386.097 68.7 176.278 31.3 562.375 2003 195.009 57.3 145.074 42.7 122.505 94.4 7.279 5.6 92.628 72.4 27.054 22.6 410.142 169.

6

179.407 30.4 589.549

(40)

Turizm faaliyetlerine katkıda bulunan önemli unsurlardan birisi de konaklama tesisleridir. Kıbrıs’ın İngiltere’ye devredilmesinden sonra adaya en çok gelen İngilizler olmuştur. Ve zamanla adaya yerleşmeye başlamışlardır. Ayrıca Rumlar da adaya yerleşmişlerdir. Özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyadaki turizm hareketlerindeki gelişmeye paralel olarak Rumlar ve İngilizler adaya çeşitli yatırımlar yapmışlardır. Adanın sahil yönünün uygun kesimlerine otel ve eğlence yerleri inşa etmişlerdir. Bugün kapalı olan Mağusa’nın Maraş semtinde birçok yatırım yapılmış, buraya birçok konaklama tesisi, eğlence yeri inşa edilmiş ve Maraş dönemin en lüks,çekici turizm alanlarında biri haline gelmiştir. Ne var ki 1974 Barış Harekatı ile bu bölge kapatılmıştır ve bu alandaki tesislerden,doğal güzelliklerden yaralanılamamaktadır. Mağusa, Girne ve Lefkoşa’da da oteller yapılmıştır. Bugün o dönemden kalan bu tesisler kullanılmaktadır.

KKTC’de 2003 yılı verilerine göre 115’i otel, 13’ü pansiyon olmak üzere toplam 128 adet konaklama tesisi bulunmaktadır. Konaklama tesis sayısının en fazla olduğu bölge Girne(%78) daha sonra ise Mağusa (%8), İskele (%8), Lefkoşa (%3) ve Güzelyurt (%3)’tur. Oysa 1974’ten önce Mağusa ilk sırada gelmekteydi ve bu durumda Maraş semtinde bulunan tesislerin payı büyüktü. Ayrıca 1974’ten sonra yapılan turizm yatırımlarında Girne’ye ağırlık verilmesi de diğer bir etkendir.

Tesislerin yıldızlarına baktığımızda ise ülkede sadece altı tane beş yıldızlı otel olduğunu ve bunların dördünün Girne’de ikisinin ise Mağusa’da olduğunu görmekteyiz. Yıllar itibariyle(1993-2003) tesislerin yıldız sayılarında bazen düşüşler görülse de genelde artış eğilimi olduğu göze batmaktadır. Özellikle son yıllarda turizmde uygulanan politikalar ile tesis sayısının ve niteliklerinin arttığı görülmektedir. Ülkede ayrıca dört yıldızlı 8, üç yıldızlı 28, iki yıldızlı 32, bir yıldızlı

(41)

41 otel bulunmaktadır. Toplam 115 otelin 91’i Girne’de bulunmaktadır. Bu durumda gelen turistlerin %75-80’inin Girne’de konaklaması şaşırtıcı değildir.

Tablo 6:Turist Hizmetleri Arzı

2005 yılında, 2003 yılına göre otel, otel-apartman ve diğer grubunda yer alan tesis sayısında %5.2, yatak sayısında %11.2 ve personel sayısında da %18.6 oranlarında artışlar görülmüştür. Aynı dönemde turistik yan tesisler grubunda tesis sayısında %13.4 oranında azalmış buna karşın personel sayısında %22.6 oranında artış meydana gelmiştir. Turizm ve seyahat acenteleri grubunda ise acente sayısı %1.3 oranında artmasına karşın personel sayısında %3.5 oranında azalma bulunmaktadır.

(42)

Pansiyon ve misafirhaneler grubunda aynı dönemdeki tesis, yatak ve personel sayılarında meydana gelen değişiklikler, bu tür tesislerdeki kalite, kontrol denetimlerinin artırılmasından kaynaklanmaktadır.

Turizm sektöründe hizmet veren otel, otel apartman, bungalov, pansiyon, restoran, turizm seyahat acentesi ve kumarhane gibi tesisler göz önüne alındığında 2005 yılında toplam tesis sayısının 820 ve toplam istihdam edilen personel sayısının 7,871 olarak gerçekleştiği görülmektedir.

Konaklama tesislerinin sınıflarına göre dağılımı ise 2003-2005 dönemi esas alınarak tablo 7'de verilmektedir. 2005 yılı verilerine göre KKTC'nde mevcut 13,145 yatağın %97.6'sı otel, otel-apt ve diğer tesis yatakları oluşturmaktadır. Pansiyon ve misafirhanelerin yatak sayısının toplam konaklama tesislerindeki payı ise %2.4 oranındadır. Sınıf ayırımı bazında tesis sayıları esas alınarak yapılacak bir analizde 2005 yılında beş yıldızlı konaklama tesislerinin, pansiyon/misafirhaneler dışındaki konaklama tesisleri içindeki payının %5.8, dört yıldızlı tesislerin %5.8, üç yıldızlı tesislerin %23.1, iki yıldızlı tesislerin %25.6 ve bir yıldızlı tesislerin ise %36.4 olduğu görülmektedir.

(43)

Tablo - 7 Konaklama Tesislerinin Sınıflarına Göre Dağılımı

2004 Oteller(Değişiklik) Tüzüğüne göre turistik tesis sınıflandırmaları yeniden düzenlenmiştir.

Kaynak: Turizm Planlama Dairesi

Bu verilere göre KKTC'ndeki turistik konaklama tesislerinin çoğunluğunun orta gelir düzeyindeki turist gruplarına hitap eden bir yapıya sahip oldukları söylenebilir.

2005 yılında turistik konaklama tesislerinin bölgelere göre dağılımı tablo 8’de verilmektedir. Turistik yatak kapasitesinin önemli bir kısmının Girne ve Gazimağusa'da toplandığı görülmektedir. Toplam turistik yatak kapasitesinin %76.1’i Girne, %13.9’u Gazimağusa, %6.5'i İskele'de, %2.5'i Lefkoşa, %1’i Güzelyurt'ta bulunurken, toplam tesislerin %79.3'ü Girne, %7.4'ü Gazimağusa, %8.3'ü İskele,

%2.5’i Lefkoşa ve %2.5’i Güzelyurt'ta bulunmaktadır.

(44)

Tablo - 8 Turistik Konaklama Tesislerinin Bölgelere Göre Dağılımı (2005)

(45)

Günümüzde ise, yine adayı en çok ziyaret edenlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olduğunu, daha sonra ise İngilizlerin geldiğini görmekteyiz. 2005 yılında adaya 652,779 yabancı yolcu gelmiş, bunların ise 488,890’nını Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve 163,889’unu yabancı uyruklular oluşturmuştur (Tablo 9).

Tablo 9’da da görüldüğü gibi, daha önceki yıllarda olduğu gibi 2005 yılında da ülkeyi en çok Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ziyaret etmektedir. Yabancı ülkelerden ise yine en fazla İngiltere’den turist gelmektedir. İngiltere’den sonra Almanya, İran ve Moldavya takip etmekte ve ilk beş sıraya giren ülkeleri oluşturmaktadır.

(46)

Tablo – 9 KKTC'ye Gelen Yabancıların İkamet Ettikleri Ülkelere Göre Dağılımı

(47)

Turizm sektöründen sağlanan gelirler incelendiği zaman, 2005 yılında toplam döviz gelirleri 979.2 milyon $'a, ihracat gelirleri 68.1 milyon $'a ve net turizm gelirleri 328.8 milyon $'a ulaşırken, net turizm gelirlerinin toplam döviz gelirleri içindeki payı %33.6, ihracat gelirlerine oranı ise %482.8 olarak gerçekleşmiştir. 2004 yılında ise net turizm gelirlerinin toplam döviz gelirleri içindeki payının %34.4, ihracat gelirlerine oranı ise %465 olarak gerçekleşmişti.(tablo 10).

Tablo - 10 Turizm Gelirleri ve Döviz Gelirlerindeki Payı

İklimi, doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleri ile turizm potansiyeli yüksek olan adayı her yıl binlerce turist ziyaret etmektedir. Ada devletlerinin birçoğunda olduğu gibi Kıbrıs’ın ekonomisinin lokomotifi durumundaki turizm, ekonomik girdiler açısından önemli kazançlar sağlamaktadır8. Ancak adanın kuzey bölümünü oluşturan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde doğal güzelliklerin, tarihi zenginliklerin, uygun iklim koşullarının ve yeterli alt yapının bulunmasına rağmen turizm gelirlerinin istenilen düzeyde olmadığı görülmektedir.

8Yeşilada,E. (1994), Kıbrıs’ta Turizm, İstanbul.

(Milyon $)

(48)

Turizm sektörü yıllar boyu açık veren dış ticaret dengesinin kapanmasına da en büyük etkiyi yapmıştır. 1977 yılında 58.1 milyon ABD Doları olan dış ticaret açığının sadece %52'sini net turizm gelirleri ile karşılanmıştır. Bu oran 1982 yılında

%33.8, 1987 yılında %624 ve 1998 yılında %55.2 olmuştur. Bu oran ayrıca KKTC'ne gelen turist sayısı ve elde edilen turizm gelirleri ile doğru orantılı olup aynı zamanda dışalım miktarının büyüklüğü ve sektörlerin dış bağımlılığına da sıkı bir şekilde bağlıdır.9 Tablo 10 KKTC' de 1992 ve 2003 yılları arasında net turizm gelirlerinin dış ticaret açığını karşılama oranlarını göstermektedir.

1992-2003 yılları arsında turizmden elde edilen gelir kimi yıllar artış gösterirken kimi yıllar da azalmıştır. Genel olarak dalgalı bir seyir izlediğini söyleyebiliriz. Kimi yıllarda çok fazla artış varken diğer yıl bir düşüş yaşanmıştır. Bu yıllar arsında en yüksek turizm geliri 224,6 milyon USD ile 1993 yılında sağlanmıştır (tablo 11).

On iki yıllık bu dönem boyunca ise en düşük değere 93,7 milyon USD ile 2001 yılında rastlanmıştır. Bu yılda ekonomide yaşanan durgunluk, siyasi bir takım olaylar diğer sektörleri olduğu gibi turizm sektörünü de etkilemiştir. Bu yıllar boyunca ortalama turizm geliri ise 176,2 milyon USD olmuştur. Özellikle 2001 yılında yaşanan düşüş ile yıllar arasındaki ortalama da düşmüştür. 2001 yılı dışarıda bırakılacak olursa ortalama turizm gelirinin 184 milyon USD olduğu görülür. 2001 yılında yaşanan bu düşüş son iki yılda telafi edilmiş ve ülkeye gelen turist miktarı, konaklayan kişi sayısı, geceleme sayısı, ortalama kalış süresi ve tesislerin doluluk

9 Altınay,M., Bıçak, H., Alipour,H. (1994), Turizm’de Planlama ve Politikalar: KKTC Turizm Sektörü, Ulusal Turizm Kongresi, Adnan Menderes Üniversitesi, İzmir.

(49)

oranları artmıştır. Ülkedeki turizm gelirlerinin dış ticaret açığını kapamakta da önemli payı bulunmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisi turizme dayanmaktadır. Zaten ülkede sanayi sektörü yok denecek kadar azdır. Küçük işletmeler ve birkaç fabrika bulunmaktadır. Bunlar da ülke ekonomisine pek katkı sağlamamaktadır. Tarım sektörü ise son yıllarda giderek gerilemiştir. Bu durumda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisi için tek çıkış yolu turizm sektörü olarak görülmektedir.

Tablo 11:Turizmin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisindeki yeri(1992-2003)

Kaynak: Turizm Planlama Dairesi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisinde turizmin dış ticaret açığını karşılamada önemli katkıları olmuştur. Bazı yıllarda %70 oranında dış ticaret açığını karşıladığı görülmektedir. Bu hiç de azımsanamayacak bir rakamdır. 1992-2003

YILLAR Net Turizm Geliri (milyon USD)

Dış Ticaret Açığını Karşılama Oranı (%)

1992 175,1 55,3

1993 224,6 72,6

1994 172,9 74,1

1995 218,9 73,3

1996 175,6 70

1997 183,2 61,3

1998 186 55,2

1999 192,8 53,5

2000 198,3 53

2001 93,7 39,5

2002 114,1 43,2

2003 178,8 41,9

(50)

yılları arasında en yüksek değer %73,3 ile 1995 yılına aittir, en düşük değer ise %39,5 ile yine 2001 yılına aittir. Genel olarak dış ticaret açığını karşılama oranı %50’nin üzerinde olmuştur. İşte Turizm sektörünün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisine olan bu katkılarından dolayı geliştirilmesi şarttır.

5. Eğitim

Küçük bir ada ülkesi olmanın verdiği dezavantajlar ile ekonomik kalkınmasını özellikle son yıllarda hizmetler sektörüne dayandıran KKTC' de turizm ve eğitim sektörü başı çekmektedir.

Kıbrıs Türk Milli Eğitim sistemi, örgün eğitim ve yaygın eğitim olarak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. KKTC'de üniversite öncesi öğretim; okul öncesi eğitim, ilkokul öğretimi ve orta öğretim diye sınıflandırılabilir. Okul öncesi eğitim 5 ve 6 yaşındaki çocuklar için ana okullarda sürdürülmektedir. İlkokul eğitimi, orta eğitim öncesi 6 - 11 yaş gurubu öğrencilerin 5 yıl kadar süren eğitim ve öğretimlerini kapsar. İlköğretim ücretsiz ve zorunludur.

Orta eğitim iki aşamada verilir. Birinci aşama (Ortaokul) üç yıl sürer.

Ücretsiz ve zorunlu olan bu programı 12-14 yaş grubu öğrenciler takip eder. İkinci aşama 15-17 yaş grubu öğrencileri kapsayan üç yıllık eğitimi içerir ve genel liseler, meslek liseleri, teknik liseler ve diğer liseler aracılığı ile verilir.

Yüksek öğrenim temel olarak üniversitelerde yürütülmektedir ve daha yüksek akademik eğitim olanaklarını en iyi şekilde sağlamak için esnek olarak organize edilmiştir. Üniversiteler modern uluslararası eğitim teknikleriyle donatılmıştır, yerli ve yabancı öğrencilere yüksek kalitede eğitim ve araştırma imkanları

(51)

sağlamaktadırlar. Yurt dışından KKTC üniversitelerine başvuran öğrenci sayısında sürekli olarak artış görülmektedir.

Bazı Kıbrıslı Türkler öğrenimlerini yurtdışında özellikle Türkiye’de yürütmeyi tercih etmektedir. KKTC’de yüksek öğrenim gören Kıbrıslı Türk öğrenci sayısı 12,457 iken yurtdışında öğrenim gören Kıbrıslı Türk öğrenci sayısı 1,100’dür.

Yabancı öğrenciler çoğunlukla Türkiye’den (28,565) ve Ortadoğu ülkelerinden (2,714) gelmektedir. Üniversitelerin çoğu master ve doktora programları gibi yüksek lisans olanakları sağlamaktadır.

KKTC’de bulunan yüksek öğrenim kurumları aşağıda sıralanmaktadır.

§ DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ

§ ORTADOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KKTC KAMPÜSÜ

§ YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ

§ LEFKE AVRUPA ÜNİVERSİTESİ

§ GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ

§ ULUSLARARASI KIBRIS ÜNİVERSİTESİ

§ ANADOLU ÜNİVERSİTESİ

§ ATATÜRK ÖĞRETMEN AKADEMİSİ

Yüksek öğrenim sektörü son yıllarda KKTC’de çok büyük atılımlar içerisine girmiştir. Artık KKTC denince akla ilk gelen sahip olduğu üniversiteleridir.

Üniversitelerin ülkenin ekonomik hayatında çok hayati bir rol oynamıştır. Turizm ve ticaret sektöründe meydana gelen dalgalanmalar ve olumsuzluklar adeta üniversitelerin ekonomiye ve toplum hayatına olan katkısı ile adeta giderilmektedir.

(52)

Uluslararası eğitime açık olan KKTC’deki yüksek öğrenim kurumlarında eğitim İngilizce olarak sürdürülmekte ve diplomaları başta YÖK (Yüksek Öğrenim Kurumu- Türkiye) olmak üzere dünyada çoğu ülke ve üniversite tarafından tanınmaktadır.

KKTC’de öğrenim gören öğrencilerin ve öğretim üyelerinin çok önemli bir kısmı Türkiye dışındaki ülkelerden gelmektedir. Ayrıca faaliyet gösteren üniversitelerde her yıl uluslararası düzeyde konferanslar ve seminerler düzenlenip ülkenin tanıtımı da yapılmaktadır. Böylelikle siyasi bakımdan tanınmayan KKTC üniversiteleri ile adından söz ettirmektedir. Ayrıca KKTC’deki üniversitelerin Türkiye yanında diğer ülkelerdeki çeşitli kuruluşlar ve dünyaca tanınmış üniversiteler ile işbirliği sağlamışlardır.

KKTC’deki yüksek öğrenim sektöründe meydana gelen gelişmelere paralel olarak problemler de yaşanmaktadır. Örneğin bu kurumların yurt dışı tanıtımında yetersiz kalınmaktadır. Türkiye dışındaki ülkelerden gelen öğrenci sayılarında bir yavaşlama ve düşme söz konusudur. Dolayısıyla dünyadaki globalleşme ve çağdaşlaşma hareketlerini dikkate alarak bu kurumların tanıtımı iyi yapılmalı ve kaliteye önem verilip yeniliklere ayak uydurulmalıdır.

Yabancı uyruklu öğrencilerin ve onları ziyarete gelen aile ve yakınlarının üretime olan etkileri ve GSMH içerisindeki payı oldukça fazladır. KKTC'de öğrenim gören toplam yabancı uyruklu öğrencilerin ve onları ziyarete gelen aile ve yakınlarının yapmış oldukları harcamalar da azımsanacak düzeyde olmayıp, GSMH içerisindeki payı da önemlidir.

Hükümetler, üniversitelerin alt yapılarını oluşturmalarında birtakım yardımlarda bulunabilir hatta uzun vadeli ve de düşük faizli kredi sağlayabilir. Öte yandan, üniversite personeline yapılacak vergi indirimleri ile de üniversitelerin kendi

Referanslar

Benzer Belgeler

 1990 yılına kadarolumlu bir gelişme süreci izleyen KKTC ekonomisi, gerek 1990 Körfez Krizi ve ardından yaşanan Polybeck krizi gerek 1994 yılında Türkiye’de yaşanan

KKTC’nin sahip olduğu su potansiyelini tam olarak ana ve kıyı akiferler olmak üzere toplam 11 akifer, 46 tane gölet ve baraj (17’si sulama, 29’u yeraltı su beslenmesi

2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son

Kıbrıslı Türklerin ve Rumların ayrı ayrı kendi kaderini tayin etme haklarını kullanarak yeniden bir devlet oluşturmaları, hem Kıbrıslı Türklerin kendi kaderini

Yönetici ve öğretmenlerin örgütsel etkililik düzeylerinin meslekteki çalışma sürelerine göre anova testi yapılan son boyut olan okul boyutunda (F=2.422,

Uçucu yağ ilave edilmeden önce çalışmada kullanılacak bitkisel içerikli diş macunlarının (Splat Organic, Splat Biocalcium, Jack N’ Jill) deney gruplarını,

Konuyla ilgili bakış açısının bu azınlık grubuna ait bireyleri yabancı gibi kabul etme yönünde olduğunu gösteren bir de Yüksek Mahkeme kararı bulunmaktadır: KKTC

%80’ini açıklamaktadır (Hampton ve Christensen, 2007, 998). Turizm sektörünün ada ekonomileri içinde bu kadar önemli bir paya sahip olması turizm talebini