• Sonuç bulunamadı

Çalışmada toplam 112 denekle anket yapılmıştır. Anket yapılan deneklerin % 84.8’i erkek ve % 15.2’si bayan olarak tespit edilmiştir. Araştırmaya katılan deneklerin % 2.7’si bekâr, % 97.3’ü evlidir. Deneklerin % 82.1’i 26-45 yaş grubu arasındadır.

Kurumda lisans ve lisansüstü eğitime sahip olanların oranı % 45.6’dır. 657 sayılı kanuna tabi olarak görev yapan deneklerin kendi içlerindeki eğitim durumları incelendiğinde % 78.6’sının lisans ve lisansüstü eğitime sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. % 42.0’si işçi ve % 58.0’i 657 sayılı kanuna tabi memurlardan oluşan deneklerin eğitim seviyesinin bu derece yüksek olması kurumun bir araştırma enstitüsü olmasından kaynaklanmaktadır.

Kurum çalışanlarının ailelerinin aylık gelirleri oldukça farklı bir dağılım gösterse de büyük çoğunluğunun (% 31.3) 1250-1500 TL ve (% 29.5) 2500 TL’den fazla gelire sahip oldukları belirlenmiştir.

Deneklerin büyük bir kısmı (% 82.1) en az bir günlük boş zamana sahiptir ve boş zamanlarını doldurmakta zorluk çekmeyenlerin oranı % 77.7 olarak belirlenmiştir. Deneklerin % 50.0’si daha az çalışarak daha fazla boş zamana sahip olmak isterken % 32.1’i sahip oldukları boş zamanın kendileri için yeterli olduğunu ifade etmişlerdir. Deneklerin % 58.9’u kurumun kendilerine boş zaman değerlendirme olanağı sağlamadığını ifade ederken, % 24.1’i bir takım olanakların kurum tarafından sağlandığını belirtmişlerdir.

Deneklerin % 62.5’i rekreasyon hakkında bilgi sahibi değildir. Tartışma kısmında da ifade edildiği üzere oranın bu denli yüksek çıkmasının sebebi işçi olarak çalışan deneklerin neredeyse tamamına yakınının bu kelime ile ilgili bir bilgisinin olmamasından kaynaklanmaktadır. Deneklerin % 93.7’si rekreasyonel faaliyetlerde bulunmak için bir yerlere gittiğini ifade etmiştir. Deneklerin rekreasyon hakkında bilgi sahibi olmamasına rağmen % 93.7 gibi yüksek bir oranda rekreatif faaliyetlerde bulunuyor olması, rekreasyonel faaliyetlerin bir ihtiyaçtan kaynaklandığını ve iç itim sonucu gerçekleştirildiğini desteklemektedir. Rekreasyonel etkinliklerde bulunmak

için rekreasyon alanlarına gitmeyen deneklerden % 76.5’i olanağı olsa bu tür etkinliklerde bulunabileceğini ifade etmiştir.

Denekler rekreasyonel etkinliklere katılımda kısıtlayıcı faktör olarak sırasıyla en çok boş zaman yokluğunu, maddi imkânsızlıkları ve organizasyon eksikliğini görmektedirler. Deneklerin neredeyse tamamına yakını rekreasyonel etkinlikler için dış mekânları tercih ederken (“her ikisi de” tercihi de dâhil edilmiştir), sadece iç mekânları tercih edenlerin oranı oldukça sınırlı düzeyde kalmıştır.

Denekler en çok aileleriyle birlikte olmak, dinlenmek ve iş stresinden kurtulmak için rekreasyonel etkinlikleri tercih etmektedir. Deneklerin genellikle haftada bir, 15 günde bir ve ayda bir rekreasyonel etkinliklere katıldıkları tespit edilmiştir. Deneklerin hafta tatillerinin iki gün ile sınırlı olması ve bu iki günlük tatil süresince hayata dair diğer bir takım iş yüklerinin bulunması katılım sıklığının haftada bir ve üzeri sıklıklarda şekillenmesine neden olmuştur. Her şeye rağmen tespit edilen katılım sıklıklarının toplumun diğer kesimlerine oranla yüksek bir düzeyde şekillendiği düşünülmektedir.

Deneklerin rekreasyonel aktivitelere katılım süresi geniş bir yelpazede dağılım gösterse de 2-8 saat/gün arası katılım sürelerinin ağırlık kazandığı tespit edilmiştir. En çok tercih edilen katılım süresi % 30.0 ile 4-6 saat/gün’dür.

Çalışmada rekreasyonel faaliyetlerin Nisan ayından başlayarak Temmuz ayına kadar kademeli olarak arttığı, Temmuz ayında pik yaptıktan sonra eylül ayına kadar kademeli olarak düştüğü tespit edilmiştir. Sonbahar (Ekim-Kasım-Aralık) ve kış (Ocak-Şubat-Mart) mevsimlerinin rekreasyonel faaliyetler için en az tercih edilen mevsimler olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Araştırma sonucunda rekreasyonel faaliyetlere katılım uzaklığının genel olarak 3-5 km’lik mesafelerden başlayıp, 30-50 km’lik mesafelere kadar devam ettiği belirlenmiştir. Tercihlerdeki bu farklılığın sebeplerini iki yaklaşımla izah etmek mümkündür. Bunlar a) Eğirdir göl kenarına kurulmuş ve göl kıyısı boyunca uzanan bir yerleşim yeridir. İlçenin giriş ve çıkışı arasındaki mesafe yaklaşık olarak 15-20 km’dir. Dolayısıyla ikamet edilen noktaya göre rekreatif alanlara ulaşım mesafesi çok yakın olabildiği gibi çok uzak da kalabilmektedir. b) Kurum personellerinin ve özellikle de 657’ye tabi çalışanların sosyal yönlerinin güçlü ve gelir seviyelerinin yüksek olması, rekreasyonel faaliyetlere katılımda katılım uzaklığının göz ardı

edilmesine olanak tanımaktadır. Deneklerin % 92.0’sinin rekreasyonel etkinliklere özel otoları ile katılmaları bu görüşleri destekler niteliktedir.

Denekler rekreasyonel etkinliklere katılım için en çok ailelerini tercih etmektedir. Bunu sırasıyla akraba-komşularla ve iş arkadaşlarıyla tercihleri izlemektedir. En çok tercih ettikleri rekreasyonel etkinlik ise piknik yapma olurken, okey-briç ve bezik oyunları ikinci sırada tercih edilmiştir. Kurum çalışanlarının birçoğu düzenli spor yapmaktadır. Kurumda basketbol, voleybol, futbol ve masa tenisi gibi sporların yapılabileceği imkânların varlığı dikkate alındığında, aktif katılım gerektiren spor faaliyetleri tercih edilmemiştir.

Araştırma sonucunda deneklerin rekreatif faaliyetlerde bulunmak için genellikle göl kıyısı ve ormanlık alanlar gibi açık hava rekreasyonuna olanak tanıyan alanları tercih ettiği görülmüştür. Ev tercihinin üst sıralarda yer alması pasif rekreasyon faaliyetlerinin de çalışanlar tarafından tercih edildiğini göstermektedir.

Denekler, rekreasyonel etkinlikler için gittikleri alanlarda sosyo-kültürel özellikler açısından daha çok festival ve şenlikleri tercih ederken, tarihsel ve anıtsal mekânları tercih edenlerin oransal dağılımı da ikinci sırada yer almıştır.

Denekler rekreasyonel etkilikler için gittikleri alanların ulaşılabilir olmasını ve doğal peyzaj özelliklerini beğenirken, altyapı yetersizliğini ve çevre kirliliğini beğenilmeyen özellikler olarak görmüşlerdir. En çok tercih ettikleri rekreasyon alanları ise Adalar, Kovada Gölü, Yukarı Gökdere piknik alanı ve Bedre Koyu olarak tespit edilmiştir.

Yine alt ve üst yapı yetersizlikleri, çevre düzenlemesinin yapılmamış olması ve alanların bakımsızlığı rekreasyonel alanlar açısından Eğirdir’de gözlemlenen sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Deneklerin Eğirdir’in rekreasyonel aktivite potansiyelini artırmaya yönelik önerileri çok çeşitli olmakla birlikte rekreatif alanların çevre düzenlemesi yapılmalı, yerel yönetim sivil toplum örgütleri öncülük yapmalı ve mevcut kültürel turistik değerler restore edilmeli önerilerinin öncelik kazandığı tespit edilmiştir.

İş yeri rekreasyonuna ilişkin sonuçlar:

Deneklerin % 62.5’i çalıştıkları kurumun rekreasyon imkânlarının yeterli olmadığını, % 37.5’i imkânların yeterli olduğunu düşünmektedir. Konuya ilişkin öne çıkan görüşler rekreasyonel etkinlik ve faaliyetlerin artırılması, sosyal alanların azlığı ve yönetilememesi ile organizasyon ve iletişim eksiliğinin giderilmesi olarak tespit edilmiştir. Yine deneklerin % 62.5’i kendilerine ve ailelerine yönelik herhangi bir rekreasyonel etkinliğin kurum tarafından düzenlenmediğini, fakat deneklerin % 38.4 gibi önemli bir kısmının geniş katılımlı aktiviteler olarak nitelendirilebilecek piknik, gezi, yemekli toplantı vs. gibi aktivitelerin yapılmasını talep ettikleri görülmektedir. Bu konuda beklentisi olmayanların oranı ise % 14.3 olarak gerçekleşmiştir.

Kurum çalışanlarının % 86.6’sı rekreasyonel etkinliklerin çalışma performansına olumlu yönde etki edeceğini düşünmektedir. Çalışanlar olumlu etkinin iş stresinden kurtulma, ilişkileri kuvvetlendirip kaynaşmayı sağlama ve iş hayatında motivasyonu artırma gibi özellikler çerçevesinde olacağını düşünmektedir.

Bu anlam da denekler, rekreasyonel etkinliklerin artırılmasını, iş yerinde gerek çalışma disiplini açısından gerekse rekreatif faaliyetlere yönelik bir organizasyonun sağlanmasını ve çalışma şartlarının iyileştirilmesini, performansı artırma yöntemleri olarak görmektedirler.

Karşılaştırmalı analiz bölümüne ilişkin sonuçlar:

Rekreasyonel etkilikler için bir yerlere giden denekler katılımda kısıtlayıcı faktör olarak boş zaman yokluğunu görürken, etkinliklere katılmak için bir yerlere gitmeyenler organizasyon eksikliğini, bazen gidenler de maddi imkânsızlıkları kısıtlayıcı faktör olarak görmektedir.

Bütün yaş gruplarında rekreasyonel etkinliklerin, aile ile birlikte olmak ve dinlenmek amacıyla tercih edildiği görülmektedir. 26-35 yaş grubundaki deneklerin haftada bir, 46-55 yaş grubundaki deneklerin ise 15 günde bir etkinliklere katıldığı ortaya koyulmuştur. 36-45 yaş grubundaki deneklerin haftada bir, 15 günde bir ve ayda bir katılım sıklıklarını birbirine yakın düzeylerde tercih etmişlerdir.

Hafta sonları iki günü de boş olanların haftada bir, bir günü boş olanların 15 günde bir, boş günü olmayanların ise ayda bir rekreasyonel etkinliklere katıldığı tespit edilmiş olup bu konuda katılım sıklığı ile boş gün arasında doğrusal bir ilişkinin olduğunu söylemek mümkündür.

İlkokul, yüksekokul ve lisans eğitimine sahip olanların haftada bir, ortaokul ve doktora eğitimine sahip olanların 15 günde bir, yüksek lisans mezunlarının ise ayda bir rekreasyonel etkinliklere katıldığı görülmektedir. Lise mezunları ise haftada bir, 15 günde bir ve ayda bir katılım sıklıklarını eşit oranda tercih etmiştir.

İlkokul, yüksek lisans ve doktora eğitimine sahip olanların aileleriyle birlikte olmak ve dinlenmek için, yüksekokul ve lisans mezunlarının aileyle birlikte olmak, rahatlamak ve can sıkıntısı gidermek için, ortaokul ve lise mezunlarının ise aile ile birlikte olmak ve iş stresinden kurtulmak için rekreasyonel etkinlikleri tercih ettikleri tespit edilmiştir.

Bütün eğitim seviyelerinde rekreatif etkinliklerden piknik yapma seçeneği ilk sırada yer almıştır. Lise mezunlarının piknik yapma tercihi yanında arkadaş toplantıları ve ziyaretler seçeneğini de tercih ettiği görülmektedir.

Ailelerinin aylık geliri 1250-1500 TL, 2000-2250 TL ve 2500 TL’den fazla olan denekler aileleriyle birlikte olmak için, 1500-2000 TL arası olanlar hem aileleriyle birlikte olmak hem de rahatlamak ve can sıkıntısını gidermek için, 1000- 1250 TL arasında olanlar dinlenmek için, 2250-2500 TL arasında olanlarda iş stresinden kurtulmak için rekreasyonel etkinlikleri tercih etmektedir.

Ailelerinin aylık geliri 1000-1250 TL ile 2500 TL’den fazla olanların 15 günde bir, 1750-2000 TL arası gelire sahip olanların ayda bir, diğer gelir gruplarına sahip deneklerin ise haftada bir rekreasyonel etkinliklere katıldığı belirlenmiştir.

Ailelerinin aylık geliri 1750-2000 TL ile 2250 TL’den fazla olanlar 10-20 km’lik, 1500-1750 TL gelire sahip olanlar 5-30 km’lik, 2000-2250 TL olanlar 3-5 km-10-20 km ve 30-50 km’lik, 1000-1250 TL olanlar 50-100 km’lik, 1250-1500 TL olanlar ise 30-50 km’lik katılım uzaklıklarını tercih etmektedirler.

Bir günde 2-6 saat arasında boş zamana sahip deneklerin haftada bir, 6-8 saat arasında boş zamana sahip olanların ayda bir ve 8 saatten fazla boş zamana sahip olanların ise haftada bir ve 15 günde bir rekreasyonel etkinliklere katıldıkları tespit edilmiştir.

Rekreasyonel etkinliklere katılım süresi 0-8 saat arasında olanların genellikle haftada bir ve 15 günde bir, katılım süresi 10-12 saat olanların haftada birden fazla, 15günde bir, ayda bir, 3 ayda bir ve yılda bir, katılım süresi 12 saatten fazla olanların ise 15 günde rekreasyonel etkinliklere katıldıkları sonucuna ulaşılmıştır.

Eğirdir’deki rekreasyon alanlarında gözlemlenen sorunlar ilkokul ve ortaokul eğitimine sahip olanlar açısından çevre düzenlemesinin yapılmaması, lise eğitimine sahip olanlar açısından çevre düzenlemesinin yapılmaması ve yönetim eksikliği, yüksekokul eğitimine sahip olanlar açısından bakımsız olması, lisans ve yüksek lisans eğitimine sahip olanlar açısından alt ve üst yapı yetersizlikleri, doktora eğitimine sahip olanlar açısından ise bakımsız olması ile alt ve üst yapı yetersizlikleri olarak tespit edilmiştir.

Genel olarak doktora eğitimi alanlar hariç olmak üzere, bütün eğitim seviyelerine sahip deneklerin Eğirdir’in rekreasyonel aktivite potansiyelini artırmaya önerilerinin ilk sırasında rekreatif alanların çevre düzenlemesi yapılmalı ve yerel yönetim ve sivil toplum örgütleri öncü olmalı seçenekleri yer almaktadır. Doktora eğitimine sahip olanlar ise reklâm ve tanıtım çalışmalarına ağırlık verilmeli ve mevcut doğal alanlar rekreasyonla ilişkilendirilmeli şeklinde öneride bulunmuşlardır.

Öneriler:

Eğirdir rekreasyon ve turizm potansiyeli yüksek bir yerleşim yeri olmasına karşın bu potansiyelini yeterince kullanamamaktadır. Göl kıyısı, tabiatı koruma alanları, mesire yerleri ve doğal güzellikleri ile tabiatla iç içe olan Eğirdirde, rekreasyon alanlarındaki alt yapı yetersizliği, çevre kirliliği, bakımsızlık ve çevre düzenlemesinin yapılmamış olması bu alanları kullananların tespit ettiği en büyük sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Yerel yönetimlerin bu konuda gereken titizliği göstermesi ve bu alanlara sahip çıkması, bütün alanların tek seferde olmasa bile peyderpey sorunlarının çözülmesi ilçe turizmine, rekreasyona ve dolayısıyla da ilçe ekonomisine katkı sağlayacaktır.

Her ne kadar "Eğirdir Turizm Tanıtma ve Doğa Sporları Derneği" (ETUDOSD) alternatif sporlarla ilçe turizmine ve rekreasyonuna katkıda bulunsa da (kayak, alp disiplini), snowboard, tur kayakçılığı, trekking, dağ bisikleti, yamaç

paraşütü, mağaracılık, yelken, sualtı dalış, rafting, kanyon geçişi ve foto safari gibi rekreasyonel etkinlikler) yerel yönetimlerin ve diğer sivil toplum kuruluşlarının da bu konuda aktif rol alması gerekmektedir.

Eğirdir Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü çalışanlarının gün içinde ve hafta sonlarında yeterli boş zamana sahip olduğu ve rekreasyonel etkinliklerin kendilerine sağlayacağı katkıların bilincinde oldukları tespit edilmiştir. Kurum çalışanlarının büyük bir çoğunluğu gerek kurumun rekreasyonel faaliyetlere yönelik imkânlarını ve gerekse personellere sağlanan rekreasyonel etkinlikleri yeterli bulmamaktadır. Bu anlamda belirli periyodlarda ve düzenli olarak gerçekleştirilen, geniş katılımlı sosyal aktiviteler olarak nitelendirilebilecek (piknik, teknik ya da turistik amaçlı gezi, yemekli toplantı, sinema günleri vb gibi) bir takım organizasyonları talep etmektedirler. Bu tür aktivitelerin iş verimlerini ve çalışma performanslarını artıracağını, personeller arasında dayanışma ve kaynaşma ortamının sağlanacağını ve sonuçta sadece kendilerinin değil tüm kurumun kazançlı çakacağını düşünmektedirler.

Bunların yanında reklâm ve tanıtım çalışmalarına ağırlık verilmesi, mevcut kültürel ve turistik değerlerin restorasyonu, Eğirdir’in rekreasyonel aktivite potansiyelinin artırılmasına katkı sağlayacaktır.

Kurum çalışanlarının çalışma performansını artırmaya yönelik ilk önerisi, rekreasyonel etkinliklerin artırılması, ikinci önerisi ise gerek işyeri disiplini gerekse rekreasyonel aktivitelere yönelik olmak üzere işyeri organizasyonunun sağlanması şeklindedir. Rekreasyonel etkinliklere yönelik planlama ve organizasyonların yürütülmesi, bu konuda görev yapacak kişi veya kişilerin varlığı ile mümkün olabilir. Eğirdir Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nün kurumsal yapısı bünyesinde doğrudan teknik müdür yardımcısına bağlı enformasyon ve yayım birimi bulunmaktadır. Bilindiği üzere enformasyon, iletişim kurma, danışma, arada bir bağ kurma, karşılıklı fikir alışverişlerine bulunma, haber alıp verme gibi işlere verilen genel bir isimdir. Enformasyon bir birim olarak düşünüldüğünde ise yukarıda ifade edilen iş ve işlemlerin organize edildiği yer olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktadan hareketle kurum tarafından rekreasyonel faaliyetlere yönelik etkinlik ve organizasyonların düzenlenmesi ve enformasyon birimine konuyla ilgili olarak aktif görev verilmesi önerilebilir.

Sonuçta iş yerince düzenlenecek rekreasyonel aktivitelerin herkese bir miktar katkı yapacağı açıktır. İletişimsizliğe doğru giden çalışma ortamlarında daha iyi bir çalışma ortamı sağlanması, çalışanların sosyal hayatın kendilerine yüklediği sorumluluklardan ve çalışma ortamının stres koşullarından kurtarılması adına rekreasyonel faaliyetlere yönelik adımlar kurumlar tarafından atılmalı ve desteklenmelidir. Özel sektör tarafından başarıyla uygulanan rekreasyonel etkinliklerin kamu sektöründe de uygulanması, personellerin sosyal yönden geliştirilmesi, iş stresinden ve monotonluktan kurtarılması ve dolayısıyla da motivasyonlarının ve iş verimlerinin artırılması amaçlanmalıdır.

Benzer çalışmaların diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca da yapılması ve tüm bu çalışmalardan elde edilecek sonuçlar çerçevesinde kamu sektörünün yapılandırılması en büyük kazanım olacaktır.

Benzer Belgeler