• Sonuç bulunamadı

Siyasi istikrar ve şiddetin / terörün yokluğu

2. KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK GÖSTERGELERİ

3.6 Küresel Yönetişim Göstergeleri

3.6.4 Siyasi istikrar ve şiddetin / terörün yokluğu

Sürdürülebilir bir kalkınma, ekonomik büyümenin yanında, sosyo-kültürel yapılar ile siyasi yapılarında sağlıklı bir şekilde gelişimine bağlıdır (Radu 2015, s. 751). Kalkınmanın önemli dinamiklerinden birisi olan ekonomik büyüme, bir ülkenin ekonomisini şekillendiren pek çok unsur tarafından etkilenmektedir. Ekonomik büyüme, fiziki ve beşeri sermaye gelişiminin yanında teknolojinin gelişmişliğine de bağlıdır. Bu unsurların sürdürülebilirliği ise bir ülkenin coğrafi ve kültürel özellikleri ile dışa açıklığının yanında kurumsal kaliteye de bağlı olmaktadır. Kurumsal kalite ise bir devletin politik yapısının nasıl şekillendiği ile yakın bir ilişki içindedir (Kartal ve Öztürk 2017, s. 251). Politik

19 85 19 86 19 87 19 88 19 89 19 90 19 91 19 92 19 93 19 94 19 95 19 96 19 97 19 98 19 99 20 00 20 01 20 02 20 03 20 04 20 05 20 06 20 07 20 08 20 09 20 10 20 11 20 12 20 13 20 14 20 15 20 16

yapının sağlıklı ve düzenli işleyişi, siyasi istikrarın yaratılmasını sağlamaktadır. Siyasi istikrar, politik yapının gelişmiş olduğu ülkelerde ekonomik büyümenin yanında kalkınmayı gerçekleştirecek diğer faaliyetlerin de sağlıklı yürütülmesini sağlamaktadır.

Başka bir ifadeyle, belirsizliklerin olduğu bir siyasi ortamın varlığında ekonomik performans için önemli olan yatırımların gerçekleşmesi, özellikle yabancı yatırımcıların ülkeye çekilmesi bakımından, yatırımcıların güven duygusunu zedelemesi nedeniyle zorlaşmaktadır. Diğer taraftan siyasi şiddet ve çatışmaların ekonomik kalkınmayı olumsuz etkilemesi, siyasi huzursuzluğu tetikleyebildiği gibi, hükümetlerin çöküşüne de neden olabilecek riskleri içermektedir (Alesina ve diğ. 1992, ss.1-2).

Siyasi veya politik istikrarsızlık, çeşitli parametrelere bağlı olmakla birlikte, temelde iki nedenle ortaya çıkmaktadır. İlki yönetimsel istikrarsızlık olarak kendini gösterirken, ikincisi halkın özgürlüğünü etkileyen siyasi şiddet, gelir eşitsizliği ve rant arayışı ile ilişkilidir (Arslan 2011, s. 74). İlk nedende yönetimdeki yasal sürenin dışındaki değişikliklerin belirsizliğe neden olması, bu durumun siyasi bir istikrarsızlık olarak görülmesine ve mülkiyet haklarına bir tehdit olarak algılamasına neden olmaktadır (Radu 2015, s. 753). Bu durum hükümetin gerçekleştirmesi gereken yatırımların ertelenmesine ve kamu borcunun artmasına neden olurken, özel yatırımların da geri çekilmesine ve bunun bir sonucu olarak da ekonomik büyümenin olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır. Diğer taraftan siyasi istikrarsızlıkla ekonomik büyüme arasındaki negatif ilişkinin gelir eşitsizliği nedeniyle olduğu da belirtilmektedir. Gelir eşitsizliğinin görüldüğü ülkelerde düşük gelire sahip seçmenlerin, gelirlerin yeniden bölüşüm talebinin, siyasi istikrarsızlığa neden olduğu ve ekonomik büyümenin de bu nedenle olumsuz etkilendiği belirtilmektedir (Arslan 2011, s. 74).

Konunun önemi ve kalkınmayı etkilemesi nedeniyle, ekonomik büyüme ve siyasi istikrar arasındaki ilişkinin incelendiği çalışmalarda, makro-ekonomik gelişimin, siyasi istikrara güçlü bir şekilde bağlı olduğu gösterilmektedir. Aisen ve Veiga (2011), politik istikrar ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi araştırdıkları çalışmada siyasi istikrarsızlığın, düşük verimliliğe neden olarak

fiziki ve beşeri sermayenin gelişimini engellediğini ve bunun bir sonucu olarak da ekonomik büyüme ve kişi başı milli geliri düşürdüğünü ifade etmektedirler. Buna ek olarak özel ve yabancı yatırımlarında siyasi istikrarsızlıktan negatif etkilendiği belirtilen çalışma da enflasyon oranlarının da yükseldiğine dikkati çekmektedirler. Şekil 3.52’de görüldüğü gibi Angola’da enflasyon oranları 2000 yılında %35 iken, petrol üretimi ve fiyatlarının olumlu seyri ile 2008 yılında % 12,5 2009 yılında petrol fiyatlarının düşmesiyle önce %13,7 ve 2010 yılında %14,5’e yükselmiş ve petrol fiyatlarında görülen iyileşme ile birlikte 2011 yılından itibaren tekrar gerilemiştir. 2014 yılına kadar süren petrol fiyatlarındaki olumlu görünüm enflasyon oranlarının tek haneli rakamlara gerilemesini sağlamış, 2013 yılında %8.8 olan enflasyon oranı, petrol fiyatlarının yükselmesi ve Angola ekonomisinin toparlanması ile 2014 yılında % 7,3’e kadar gerilemiştir. Ancak petrol fiyatlarının 2014 yılı son çeyreğinde düşme trendine girmesi ve bu trendin 2015 ve 2016 yılında da devam etmesi, enflasyon oranlarını 2015 yılında önce %10,3’e ve 2016 yılında ise %32’4’e yükselmesine neden olmuştur. 2016 yılı ikinci çeyreğinde yükselmeye başlayan petrol fiyatları ile birlikte 2017 yılında %31,7’ye kadar gerileyen tüketici enflasyon oranlarının 2018 yılında %18,6’ya kadar gerilemesi beklenmektedir. Dolayısı ile bir ülke de kaynak bağımlılığı, dünya emtia fiyatlarından oldukça etkilenmekte ve bir ülkenin kalkınmasını etkileyen ekonomik büyüme dahil olmak üzere enflasyon, faiz oranları ve yerel para birimi gibi değerlerin de olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır. Bir ülke de sağlanan siyasi istikrar ise, kaynaktan elde edilen gelirleri en verimli şekilde kullanarak kalkınmayı sağlayacak şekilde planlanmasını ve sürdürülmesini sağlamakta ve Norveç’de olduğu gibi, halkın refahını ve yaşam kalitesini de artırmaktadır (WB-WDI, 2018).

Şekil 3.52: Enflasyon, Tüketici Fiyatları (yıllık%) 2000-2017 Kaynak: African Development Bank Indicators, 2018

Radu (2015), sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve siyasi istikrar üzerine yaptığı çalışma da siyasi istikrarın, ekonomik yapı üzerindeki negatif etkisine değinmektedir. Sağlıklı bir ekonomik yapının mal ve hizmet üretmekten geçtiği belirtilen çalışma da, devletin yönetimsel becerilerinin, dış borç dengesi ile kurabileceği ve sektörel dengesizliklerin, bu şekilde önlenebileceği ifade edilmektedir. Diğer taraftan siyasi istikrarsızlığın ekonomik kalkınma ve yatırımların hızını azaltarak siyasi karışıklığa ve hükümetlerin sarsılmasına neden olabileceği de belirtilmektedir. Dolayısı ile bir ülkenin ekonomik kalkınması ile yakından ilişkisi olan siyasi istikrarın sağlanması, hukuk düzenine yakından bağlı olmaktadır. Konu çalışmada ekonomik büyümenin nedenleri arasında hukuk düzeninin yer alması, sürdürülebilir bir ekonomik kalkınmanın kazanılması ve halkın refah bir yaşama kavuşabilmesi için hukuk kurallarının düzgün işlemesi gerekliliğini de ortaya koymaktadır.

Siyasi istikrar ve şiddetin/terörün yokluğu, bir ülkenin ekonomisi üzerinde önemli etkilere sahiptir. Angola 2002 yılında demokrasiye geçişi ile birlikte siyasi istikrarı sağlamış görünmekle birlikte, 2016 yılı siyasi istikrar endeksi verilerinde 194 ülke arasında 129. sırada yer almıştır (www.theglobaleconomy.com). Şekil 3.53’de yer alan verilere göre genel olarak siyasi istikrarsızlığın doğrudan olduğu söylenememekle birlikte, Dünya Bankası Hükümet Göstergelerine göre genel verilerin düşük olduğu gözlenmektedir. Endeks ve şekil verilerine göre ekonomik büyüme oranları arasında bir

0 50 100 150 200 250 300 350 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017

paralellik bulunsa da GSYH’da görülen düşüşlerin, genel olarak petrol fiyatlarına ve gelirlerin verimli kullanılmamasına bağlanmaktadır.

Şekil 3.53: Siyasi İstikrar ve Şiddetin / Terörün Yokluğu Kaynak: World Bank, World Govarnance Indicators, 2018