• Sonuç bulunamadı

2. KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK GÖSTERGELERİ

2.3 Azgelişmişlik Kavramı

Azgelişmişlik kavramı, tanımlaması kolay yapılamayan ancak pek çok tanımı olup, üzerinde bir uzlaşı sağlanamayan bir olgudur. Azgelişmişlik kavramı, gelişmenin olmadığı bir durumu ifade etmekte, kalkınma kavramı ise, azgelişmiş bir ülkenin ulaşması gereken bir hedefi ifade etmektedir. Çünkü azgelişmişlik olgusunun varlığı nedeniyle kalkınma iktisadı vardır.

Bu açıdan bakıldığında iktisadi kalkınma ve azgelişmişlik kavramını doğrudan birbirinden ayırmak pek mümkün görünmemektedir. Nitekim azgelişmiş ülkelerin veya kalkınmanın özellikleri tanımlanırken, her iki kavramın birbirlerini nitelemeleri nedeniyle, çoğu kez birbiri alanına girmekte olduğu görülmektedir (Han ve Kaya 2013, s. 6).

Azgelişmiş ülkelerin özellikleri incelendiğinde çoğunlukla kişi başına düşük milli gelir, düşük tasarruf hacmi veya sermeye birikimi sorunu, kalkınma kavramında, milli gelirin artırılması, tasarruf edilmesi ve sermaye birikimini yapılması gerektiği şeklinde ifade edilir. Azgelişmiş bir ülkedeki bu sorunlar aslında kalkınmanın sorunlarıdır. Yani azgelişmişlik açıklanırken, kalkınmış ülkelerin özellikleri negatif yönden ifade edilmektedir. Başka bir ifade ile kalkınma kendiliğinden oluşan bir kavram değildir, bir yerde kalkınma ifadesi

varsa, o yerde gelişmemiş bir durumun olduğu gerçeği vardır. Çünkü gelişmiş bir ülkenin yeterli sermaye birikimi ve tasarruf hacmi vardır ve kişi başı milli gelir seviyesi de yüksektir. Bunun yanında altyapı yatırımlarının tamamı gerçekleşmiş, teknoloji ve sanayi gelişimi ile sosyo-kültürel ve yönetsel yapıları da tamamlanmıştır. Bunun yanında tarımsal üretim, gelişmiş ülkelerde sanayi gelişimi nedeniyle görece kendine yetecek kadar yapılmakta ya da katma değer üretecek şekilde yapılmaktadır. Ancak çoğu gelişmiş ülkede tarımın GSYH ve GSMH içinde ki payı küçük bir yer kaplamaktadır.

Örnek vermek gerekirse 75.504 (atlas method) dolarlık kişi başı milli geliri ile Norveç, (WB-WDI, 2018) dünyanın en zengin ülkelerinden biridir ve bu zenginliğini, petrol ve doğalgaz kaynaklarını eğitimli bireyler ve teknolojik gelişim sayesinde etkin ve verimli kullanarak ve kaynaklardan elde edilen gelirlerin büyük çoğunluğunu tasarrufa yönlendirerek kazanabilmiştir. Aynı zamanda yukarıda sözü edilen tüm özellikleri taşımaktadır (www.bbc.com). Bunun aksine Angola Cumhuriyeti, Sahra altı Afrika’nın ikinci büyük petrol üreticisi olmasının yanında, doğalgaz ve elmas rezervlerine de sahiptir. Büyük kaynak zenginliğine rağmen Angola’nın kişi başı milli gelir seviyesi 4.170 dolardır.

Angola İnsani Gelişme Raporu (HDR) 2017 yılı sıralamasında 0,581 katsayısı ile 188 ülke arasında 147. sırada yer alırken, Küresel Cinsiyet Boşluğu Endeksi 2016 yılında 144 ülke arasında 117. sırada yer almıştır. Söz konusu veriler Angola Cumhuriyeti’nin gelişimi hakkında yeterli bilgiyi sağlayamamakla birlikte, yukarıdaki bilgilere göre Angola Cumhuriyeti’nin bazı parametreler çerçevesinde kalkınmaya ihtiyacı olduğunu göstermektedir (HDR Angola, 2018). Bu bağlamda azgelişmişliği şöyle açıklayabiliriz;

Azgelişmiş olarak nitelenen bazı olgulara göre azgelişmişlik; teknolojik gerilik, sanayi yoksunluğu, halkın iyi bir yaşam beklentisinin sağlanamaması, halkın sağlık, gıda ve eğitim gibi temel hizmetlere yeterince erişemediği, işsizliğin yüksek, istihdamın ham madde ve doğal kaynak sektöründe yoğunlaştığı, nüfus artışı ile birlikte gelir eşitsizliğinin, yoksulluğun ve yolsuzluğun yoğun, ekonomik gelişim ile birlikte insani gelişimin düşük, sömürgeleşmeleri nedeniyle etnik ve dinsel ayrışmanın yoğun olduğu, altyapı, sosyal ve siyasal yapıların yeterince gelişmediği, teknolojik ve sermaye birikimi konusunda

çoğunlukla ithalata bağımlı olan, tarihsel olarak darbeler ve çatışmalar yaşamış toplumların çoğunluğunu oluşturan, 1950’li yıllarda bağımsızlıklarını kazanmaya başlayan Güney Asya ve Latin Amerika ülkeleri ile çoğunlukla Sahra altı Afrika’daki ülkeler azgelişmiş olarak tanımlanmaktadırlar.

Azgelişmişlik çok faktöre bağlı olması nedeniyle tanımlama da bazı zorluklara neden olmaktadır. Han ve Kaya’ya göre azgelişmişlik Kuznets’in 3 parametresine göre tanımlanmaktadır. Aşağıda Kuznets’in 3 tanımına yer verilmektedir.

2.3.1 Azgelişmişliğin tanımlanması ve ölçülmesi

Azgelişmişlik Kuznets eğrisine göre 3 şekilde ölçümü yapılarak belirlenebilmektedir. Kuznets’in eğrisi kullanılarak ölçülen gelişmişlik ya da azgelişmişlik, uluslararası gelişmişlik farklılıkları ile potansiyel kaynak kullanımı ve toplumsal ve bireysel ihtiyaçların karşılanma derecesine göre tanımlanmaktadır (Han ve Kaya 2013, s. 6).

2.3.2 Uluslararası gelişmişlik farklarına göre tanımlama

Uluslararası gelişmişlik kriterleri birkaç şekilde belirlenmektedir. Bilinen en önemli kriterler milli gelir seviyesinin ölçümü ve temel hizmetlere erişimdir. Bu ölçümlerde kriter olarak, gelişmiş ülkelerin özellikleri ve aldığı dereceler baz alınarak diğer ülkelerle kıyaslanmaktadır. İnsani Gelişim ve Dünya Bankası Kalkınma Göstergelerine göre, insani gelişim ve kişi başı milli gelirlerin yetersiz olması, ülkelerin azgelişmiş olarak değerlendirilmesine ve düşük gelirli ülkeler sınıfına dahil edilmesine neden olmaktadır (Taban ve Kar 2016, ss. 10 - 12).

2.3.3 Ekonomik kaynaklara göre tanımlama

Bir ülkedeki potansiyel kaynakların kullanım oranı, ülke halkının yaşam seviyesini belirleyen önemli parametrelerden biridir. Potansiyel kaynaklar; işgücü, atıl kapasite oranı, tarımsal arazi ve doğal kaynakları da içermekle birlikte, bu kaynakları toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde kullanılması, potansiyel kaynakların en yüksek verimlilikle kullanıldığı anlamına gelmektedir. Diğer bir ifadeyle potansiyel kaynakların miktarı, gerçek üretim düzeyinden fazla ise, ya da üretim düzeyi potansiyel kaynaklardan daha az ise,

bu ülkenin azgelişmiş bir ülke olduğu sonucuna varılmaktadır (Günsoy ve Özsoy 2013, s. 13).

Buna göre bir ülkenin gelişmişlik derecesi, üretim potansiyelini gösteren GSMH ve gerçekleşen GSMH arasındaki fark ile ölçülmektedir.

GSMH açığı =Gerçek GSMH – Potansiyel GSMH

Potansiyel GSMH 𝑥100

Potansiyel GSMH ile gerçek GSMH arasındaki fark GSMH açığını oluşturmaktadır. Gerçek üretim değeri ile potansiyel değer arasındaki fark ne kadar büyükse, ülkenin az gelişmişlik derecesi de buna göre daha yüksek olmaktadır (Taban ve Kar 2016, s. 13).

2.3.4 Toplumsal ve bireysel ihtiyaçlara göre tanımlama

Azgelişmişliğin tanımlanmasında kullanılan toplumsal ve bireysel ihtiyaçlar, halkın temel hizmetlere erişimi ile ölçülmektedir. İnsanların gıda, su, eğitim, sağlık ve barınma ihtiyaçları, yaşamı sürdürebilecek nitelikte olmalıdır. Bu ölçüm, gelişmiş ülkelerin insan sayısı baz alınarak, temel hizmetlerin karşılanma derecesi ve kalitesine göre belirlenmektedir. Örneğin kişi başına düşen öğretmen sayısı, doktor sayısı, su ve gıda tüketim miktarı ve kalitesi ile barınma olanaklarının kalitesi ve büyüklüğü, gelişme farklılıklarını ortaya koymaktadır. Azgelişmiş ülkelerde hastane ve doktor sayısının az olması nedeniyle bireylerin bu hizmete erişimi de sınırlı olmaktadır. Keza eğitim içinde aynı şey söz konusu olmakta ve bir toplumda yaşayan insanların eğitim ihtiyacı okul ve öğretmen sayısının azlığı nedeniyle karşılanamıyorsa, o ülkenin azgelişmiş bir ülke olduğu sonucunu ortaya koymaktadır. Bahsedilen kavramların gerçekleşmesi ise altyapının kalitesine ve oranına bağlı olmaktadır. Bunun yanında bireysel ihtiyaçların karşılanma derecesi, yani insanların sosyalleşme ihtiyacı ve kültürel varlıklarını geliştirme ihtiyacı ile lüks yaşam ihtiyacı, (müzik eğitimi alma, spor, gezme, eğlenme, tiyatro ve sinema gibi faaliyetler ile ve teknolojik ürünlerin karşılanma derecesi) her ülkenin toplumsal yapısına göre çeşitlilik göstermekle birlikte, sayısal verilerin eksikliği nedeniyle bireylerin bu araçlara ulaşılabilirliğini ölçmek kolay olamamaktadır (Han ve Kaya 2013, s. 12).