• Sonuç bulunamadı

Siyasi İfadeler

Belgede İfade özgürlüğü (sayfa 41-45)

İfade özgürlüğü açısından siyasal ifadeler neden önemlidir? Siyasal ifadeler neden kısıtlanmaktadır ya da kısıtlanmamalıdır?

Siyasal ifadeler belli ölçüler içinde ifade özgürlüğüne dahildir. Aristoteles, insanın siyasal bir öze sahip olduğunu ve bu niteliğinin toplum içinde anlam kazanacağını dile getirmiştir.108 Siyasal varlık olmak kesinlikle insanın düşünme yeteneği ile ilgilidir. Kişi kendini gerçekleştirirken öncelikle düşünme yetisini kullanır. İnsanın toplumsal bağlarını da ifade özgürlüğü kurar. Bir insanın toplumla en temel bağı yaşadıkları toplumu geliştirmektir. Toplumda yanlış gittiğini düşündüğü konular hakkında fikirlerini ifade etmesi, eleştiri yapması, kamusal meselelerin kendi düşünceleri yönünde gelişmesi için iktidarı etkileyecek örgütlenmelere gitmesi, iktidarı belirlerken seçeceği yöneticilerin niteliklerini öğrenebilmesi, bu yöneticiler hakkındaki bilgilerini başka insanlarla paylaşabilmesi… vs. hepsi bir kişinin kendini gerçekleştirebilmesi, toplumsal katılımını sağlayabilmesi açısından önemlidir.

Bu anlamda fikirlerin serbestçe dile getirilemediği bir toplumda kamusal meseleler hakkında sağlıklı bilgi edinmek ve neyin kamunun iyiliğine olduğunu hep birlikte tespit edilmesine imkan verecek bir tartışma ve müzakere ortamını oluşturmak mümkün değildir.109

Politik söylemler sayesinde toplum iktidar mücadelesini şiddet olmadan, kansız halletmektedir. Yani otorite-özgürlük çatışmasının uzlaşma zeminine kavuşması politika sayesindedir.110 Kişilerin siyasi düşüncesi olması, devlet-iktidar- toplum ilişkisi içinde fikir yürütme, devlet yönetimi, toplumsal gerekler hakkında çözüm önerileri sunmaktır.111 Bu anlamda politika herkesin yararına olan bir toplum düzeni kurma çabasıdır. İşte bu noktada siyasal düşüncelerin korunması ve ifade özgürlüğü kapsamında bulunması şarttır.

Siyasal anlamda ifade özgürlüğünü en iyi şekilde sağlayan sistem demokrasi olmaktadır. Çünkü demokrasinin esasını, vatandaşların kendilerini ilgilendiren kararların alınması sürecine katılması oluşturur. Halkın kendi kendini yönetmesi

108 DOEHRİNG, a.g.e., s.23.

109 ERDOĞAN, “Demokratik Toplumda İfade…”, s.40. 110 KAPANİ, Politika Bilimine Giriş, s.20.

olarak tanımlanan demokrasi yöneticilerin, yönetilenlerin düşünce ve duygularına karşı duyarlı olmalarını gerektirir. Bu anlamda ifade özgürlüğü anayasal güvence olarak yönetici-yönetilen arasındaki ilişkiyi sürdürmektedir. Ayrıca ifade özgürlüğü, seçmenlerin seçme yetkilerini akıllıca kullanması için seçime ilişkin seçmenlerin karar vermesini ve seçimlerin serbestçe yapılabilmesini etkileyen gerekli bilgilerin sağlanmasının taahhüt edilmesini gerektirir. Bir de olması gereken eleştiri hürriyeti ile kamu hizmetlisi olarak idari memurların üzerinde nüfuzu ve amirlerine karşı gereği gibi sorumlu olmayı mümkün hale getirmektedir.

Siyasi ifade, aydın vatandaşların üzerinde düşüneceği konu çeşitlerini kapsayan ve hakkında kamuoyu görüşünün gelişmesi ile ilgili tüm ifadelere hasredilebilir.112

Demokratik katılım ve serbest fikir akışının yarattığı özgürlük ortamında bu özgürlüklerden yararlanarak iktidarın ele geçirilmesi tehlikesi söz konusu olabilmektedir ki bu tehlike her zaman mevcuttur. Ancak, belirtmek gerekir ki bu düşünce siyaseti; ötekilerin susturulması, konuşmanın engellenmesi, aynı zamanda diğerlerinin siyasal özne olmaları çabalarının engellenmesi olarak algılayan düşüncenin ürünüdür.113 Bu nedenle düzenin kendini koruma çabaları olacaktır. Ancak, koruma siyasal ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar olarak belirecektir. Kısıtlamaların hukuk devleti, eşitlik ve demokrasi standartlarına uyması şarttır. Bu amaçla çıkarılan yasaların Anayasa Mahkemeleri tarafından denetlenmeleri ve hak ve özgürlüklerin siyasal iktidar karşısında korunmalarının sağlanması çok önemlidir.114 Çünkü vatandaş, ötekilerine seslenme hakkı ötekilerce tanınmış olan insandır.115

Kısıtlamalar konusunda önemli standartlar getiren İHAM, önüne getirilen sorunları Sözleşmenin 10. maddesi çerçevesinde yorumlamaktadır. Mahkeme siyasal ifadenin korunmasına oldukça fazla önem vermekte ve genellikle siyasi konuşmanın yapılmasına konulan sınırlandırmaları haklı gösterecek güçlü sebepler aramaktadır.116

112 BEYDOĞAN,a.g.e., s.52.

113 Zühtü ARSLAN, “Liberal Demokrasilerin Zor Zaman Krizi ve İfade Özgürlüğü”, Editör: Bekir Berat ÖZİPEK, Teorik ve Pratik Boyutlarıyla İfade Hürriyeti, İstanbul: Liberal Düşünce Topluluğu Yayını, 2003, s.75.

114 ARSLAN, “Liberal Demokrasilerin Zor…”, s.89. 115 ARSLAN, “Liberal Demokrasilerin Zor…”, s.97. 116 BEYDOĞAN, a.g.e., s.81.

Ayrıca Mahkeme, politik konuşmalar ve kamuyu ilgilendiren konularda ifade özgürlüğünü sınırlamak için manevra alanının oldukça dar olduğunun; hükümet ile özel kişiler ve hatta politikacılar karşılaştırıldığında, hükümet için getirilebilecek eleştiri sınırlarının daha geniş olduğunu; hükümetin elinde bulundurduğu güç nazara alındığında kendilerine karşı yapılan haksız eleştirilere karşı birçok farklı şekilde cevap verme hakkı varken cezai prosedürü işletme konusunda oldukça hassas davranmaları gerektiğini belirtmektedir.117

Mahkeme, siyasal liderler hakkında öne sürülen düşüncelerin aktarılması olgusunun kamuoyunun şekillenmesini sağlayan en temel niteliği olan siyasi tartışmanın Sözleşme tarafından korunan hakların başında geldiğini; politikacılar için kabul edilebilir eleştiri sınırının diğer bireylere göre daha geniş olması gerektiğini; özel kişilerden farklı olarak politikacıların her söz ve davranışını bilerek ve isteyerek basının ve kamuoyunun, görüş ve eleştirisine açtığı tespitlerini yapmıştır. Kişilerin şeref ve haysiyetlerinin korunmasından politikacılarında yararlanabileceğini, ancak bu gibi durumlarda korumanın zorunlu olup olmadığı, siyasi konuların açıkça tartışılması gereği açısından değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.118

İHAM siyasal ifade özgürlüğü konusunda değerlendirmesini yaparken 10. maddenin yanı sıra 11. maddeden de faydalanmaktadır. Mahkemeye göre ifade özgürlüğünün toplu olarak kullanılması siyasi parti faaliyetlerinin bir kısmını oluşturması, siyasal partilerin Sözleşmenin 10. ve 11. maddelerinin korunmasından yararlanmasını sağlar. 11. madde de yer alan toplanma ve örgütlenme özgürlüklerinin hedeflerinden biri olarak fikir ve ifade özgürlüğünün korunmasını nitelendirdikten sonra, bu durumu “siyasi partilerin çoğulculuk ve demokrasinin tam olarak işlevini sağlamadaki temel rollerini” dikkate alarak partiler için de geçerli kılmıştır.119

İHAM siyasal haklar konusunda önemli olan seçim sistemleri konusunda ve İHAS Birinci Protokol madde 3 hakkında verdiği Mathieu-Mohin ve Clerfayt v. Belçika kararında;120 “Sözleşmeci Devletler kendi iç hukuk düzenlerinde, seçme ve seçimlerde aday olma hakkını, Birinci Protokolün 3. maddesiyle kural olarak

117 BIÇAK, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları…”, s.284. 118 BIÇAK, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları…”, s.280.

119 İbrahim Ö. KABOĞLU, “İfade Özgürlüğünün Siyasi Partilerce Kullanımının Sınırları”, www.anayasa.gov.tr., erişim tarihi: 20.1.2006, s.5.

120 İHAM Kararı, Mathieu-Mohin ve Cleyfart v. Belçika, 9267/81, 2.3.1987, http://aihm.anadolu.edu.tr., erişim tarihi: 16.5.2006.

engellenmemiş şartlara tabi tutabilirler… Seçim sistemleri, bir yandan, halkın görüşlerini güvenilir ve adilane bir şekilde yansıtmak, öte yandan, yeterince açık ve sağlam bir siyasal iradenin ortaya çıkmasını sağlayacak surette günün fikirlerine kanal açmak gibi, bazen birbirleriyle pek zor uyuşan hedefleri gerçekleştirmeye çalışırlar. Bu çerçevede, "yasama organının seçiminde halkın kendi düşüncelerini serbestçe ifade etmesinin güvence altına alındığı koşullarda" deyimi, Sözleşme’nin 10. maddesinde korunan ifade özgürlüğünden ayrı olarak, esas itibarıyla, bütün vatandaşların seçme ve seçilme haklarını kullanırken eşit muamele görme ilkesini ima etmektedir.”demektedir.

Siyasal ifade özgürlüğünün korunması basın özgürlüğü ile de yakın ilişki içerisindedir. Çünkü başta da belirttiğimiz gibi siyasal ifadelere sahip olabilmenin ön koşulu her türlü bilgiye ulaşabilme imkanı yanında her türlü fikrin serbestçe ifade edilmesinde yatmaktadır. Tocqueville Amerika ziyareti sonrasında oradaki basının siyasal yaşam açısından önemi hakkında şunları dile getirmiştir. “Siyasi yaşamı bu geniş ülkenin bütün köşelerine yayıyorlar. Basının gözleri asla kapalı değil, siyasi saflardaki gizli değişiklikleri çıplak bir şekilde ortaya koyuyorlar ve devlet adamlarını kamuoyunun yargısına zorluyorlar. Belli doktrinler üzerinde yoğunlaşarak parti sloganlarına şekil veriyorlar. Basın vasıtasıyla, partiler gerçekten bir araya gelmeden birbirlerini dinleyip tartışıyorlar.”121

Basın özgürlüğü oldukça siyasal ifadelerin de özgür olacağı görüşünü öne sürmek mümkündür. Siyasal ifadeler konusunda basın özgürlüğünün de diğer anlatımlar gibi devlete ya da otoriteye karşı korunması gerekmektedir. Ancak günümüz teknolojik, sosyal gelişmeleri çerçevesinde, devletin pasif halinden çıkarak sosyal devlet ödevini gerçekleştirmesi beklenmektedir. Ayrıca devlet, basın özgürlüğünün korunması gereken tek öğe değildir. Bunun yanında dördüncü kuvvet olarak değerlendirilen basın, bazı güç odakları nedeniyle çok sesli görünümünü kaybetmekte tek sesli hale gelmekte ve hatta artık iletişimciler medyayı dördüncü maymun olarak adlandırmaktadırlar. Çünkü artık tek seslilik öyle bir hal alır ki toplum gündemi gerçek addeder. Bu anlamda basında öz denetimin sağlanması

121 TRAGER ve DICKERSON, a.g.e., s.133.

gerekmektedir. Yani adalet, objektiflik ve doğruluk gibi etik ve mesleki değerlerin uygulanması ile gerçekleşebilmektedir.122

Belgede İfade özgürlüğü (sayfa 41-45)