• Sonuç bulunamadı

A. İktisatta Para Kavramı

3. Para Sistemleri

Paranın hangi ölçülere göre ve hangi maddeden üretileceği, paranın standardı olarak nitelenir. Para sistemi ise, standardı belirlenen paranın hangi yollarla piyasaya sürüleceğini ele almaktadır. Ayrıca farklı para birimleri ile değişimlerinin hangi oran ve şekillerde olacağını belirlemeye de para sistemi denilmektedir. Kısacası paranın değer ölçüsü ve mübadele aracı olma fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için takip edilen metotlara para sistemi denilmektedir. Para sistemlerini iktisatçılar, madenî para ve kâğıt

para olarak iki grupta incelemektedirler. Madeni para ise tek maden sistemleri ve çift

maden sistemleri olarak ele alınır. Tek maden sistemlerinin başında altın ve gümüş

gelmekte olup, genellikle bu sistem, altın eksenli olarak uygulanmıştır.13 Bu araştırma

altın eksenli olduğu için yoğun olarak altın para sistemleri üzerinde durulacaktır. a. Madeni Para Sistemleri (Tek ve Çift Maden Sistemleri)

aa. Tek Maden Sistemi (Altın veya Gümüş Para Sistemleri)

Madeni para sistemlerinden tek maden sistemi, karışımsız veya yoğunluk miktarı fazla olan madene göre şekillenmiş sistemin adıdır. Madeni para denilince akla ilk olarak altın, gümüş, nikel, demir, tunç ve bakır gibi paralar gelir. Örnek olarak Anadolu’da bilinen ilk madeni para “elektrum” olup altın ve gümüş alaşımı olarak akarsularda doğal olarak oluşmaktadır. Bu madende altına oranla gümüşün oranı beşte birdir.14

Tek maden sisteminde en çok karşılaşılan madenler altın ve gümüştür. Tek maden sistemlerinden ilki, gümüş para sistemi olup, altın için bahsedilecek olan üç farklı sistem, gümüş için de söz konusudur. Gümüş para sikke halinde dolaşabildiği gibi, gümüş külçeleri temsilen banknotların da tedavül imkânı vardır. Tarihsel olarak gümüş para sisteminin

11 Aren, İstihdam Para ve İktisadi Politika, s. 99-100; Günal, Para Banka ve Finansal Sistem, s. 12; Paya,

Para Teorisi ve Para Politikası, s. 23-25; Orman, “Modern İktisat Literatüründe Para, Kredi ve Faiz”, s. 22-25; Akdiş, Para Teorisi ve Politikası, s. 152-153.

12 http://www.metegundogan.com/bdps-sorular-ve-cevaplar/ (Erişim tarihi: 09/10/2018). Ayrıca bk. Tekdoğan, İslam İktisadı Açısından Kısmî Rezerv Bankacılığının Ekonomik İstikrarsızlıktaki Rolü ve Tam Rezerv Bankacılığının Çözüm Potansiyeli, ss. 62-79.

13 Aren, İstihdam Para ve İktisadi Politika, s. 109; Orman, “Modern İktisat Literatüründe Para, Kredi ve Faiz”, s. 28-29; Akdiş, Para Teorisi ve Politikası, s. 8-9.

25

kullanımı altın sistemlerinden öncedir. Gümüş para sistemi, ilk olarak altının üretim ve arzında karşılaşılan sıkıntı dönemlerinde görülmüştür. Altın üretim ve arzındaki gelişmeler sonucunda gümüş para sistemi, yerini tamamen altına bırakmıştır.15

Altın para sisteminde para olarak altın tespit edilmiştir. Bu sistemde altın ve banknot birbirine rahatça çevrilebilmektedir. Altın ithalat ve ihracatı serbesttir. Dolayısıyla altının ödeme gücü sınırsızdır. Tarihte altın para sistemi üç farklı şekilde görülmektedir. Bunlar altın sikke sistemi, altın külçe sistemi ve altın kambiyo (altın döviz) sistemidir.

Altın sikke sisteminde kurumlar, altını belli standartlarda para haline getirip

piyasaya sunmaktadır. Sikkeler halinde piyasada dolaşan altınların dışında, mevcut altınları temsilen banknotlar da mevcuttur. Altın sikke sisteminde kâğıt banknotlar, başlı başına para olarak itibar görmese de tali ve yardımcı para statüsündedir.16 Sistemin temel

bazı hususiyetleri vardır. Bu hususiyetler, altının belli kurumlar tarafından belirlenen standartlarda sikke haline dönüştürülmesiyle, altının ayar ve gramlarının sabit olmasıdır. Ülkeye giriş ve çıkışında sınır yoktur, altını temsil eden banknotlar altın basan kurum tarafından sınırsız olarak fiziki altına dönüştürülebilmektedir. Bu sistem için altın standardının ilk ve en saf hali olduğu söylenebilir. Osmanlı devlet geleneğinde altın sikke sistemi uygulanmasa da ilk altın sikke, Fatih Sultan Mehmet (v. 886/1481) adına 1478 yılında basılmıştır. Sistemi, Batı Avrupa’da ilk uygulayan ülke ise İngiltere (1816) olmuştur.17

Altın külçe sisteminde altın bizatihi piyasada bulunmamaktadır. Hazinede yahut

merkez bankasında külçeler halinde bulunan altınları temsilen piyasada banknotlar tedavül etmektedir. Sikke sisteminde olduğu gibi banknotlar bankaya veya hazineye götürüldüğünde külçe altın verilebilmektedir. Ama bu sistemde güvenlik gibi kaygılar nedeniyle, sınırsız değişim söz konusu değildir. Ayrıca belirli miktarların altındaki banknotlar, külçe miktarına ulaşmadığı için bankadan altın olarak değiştirilememektedir. Bu sistem, sikke sistemine göre fiziki altın üretimi açısından daha tasarrufludur. Sistemin en önemli fonksiyonu, altının fiziki ödeme vasıtası olarak dış piyasada kullanımının

15Akdiş, Para Teorisi ve Politikası, s. 10.

16 Aren, İstihdam Para ve İktisadi Politika, s. 111; Orman, “Modern İktisat Literatüründe Para, Kredi ve Faiz”, s. 29; Akdiş, Para Teorisi ve Politikası, s. 11.

26

sağlanması olmuştur. Bu sayede iç piyasada fiziki altın talebi az olacağı ve ticari işlemler çoğunlukla banknot ile yürütüleceği için altın karşılığı daha fazla banknot basım imkânı sağlanmıştır.18

Altın kambiyo sisteminde banknot, fiziki altına değil de altına çevrilebilen farklı bir

ülkenin parasına endeksli şekilde piyasaya sürülmektedir. Bu sistemde ülke parasının altınla irtibatı kesilmiş, bağımsızlığını kaybetmiştir. Mevcut banknot diğer ülkenin parasına sabit kur üzerinden bağlı olup, o para da altına çevrilebilmektedir. Bu sistem dünya altın stokunun tasarruflu bir şekilde kullanımını sağlamaktadır.19

i. Altın Para Sistemlerinin İşleyişi

Sistem, otomatik ve güdümlü olmak üzere iki şekilde işlemektedir. Devletin piyasaya müdahale etmemesi, piyasa şartlarına göre banknot paritesinin kendi kendine şekillenmesi, sistemin otomatik olarak işlediğinin göstergesidir. Sistemi şekillendiren temel dinamik, ülkelerin kendi altın madenlerinin hacmidir. Altın miktarı çoğaldığında paranın değeri düşer, piyasa fiyatları artar. Altın miktarı düşünce paranın da değeri yükselir, piyasa fiyatları azalır. Buna karşılık sistemin ortaya çıkardığı açıkları kapatmak adına para otoriteleri farklı yöntemlerle sisteme müdahale etmektedirler.

Her halükârda altın sisteminin işleyişi ülke ekonomilerinin dış ticareti ile doğru orantılıdır. Dış ticarete bağlı olarak ödemeler bilançosu açık veya fazla verilere sahiptir. Bu durumda bilanço fazla verince ülkeye altın girişi artacak, açık verdiğinde altın miktarı düşecektir.20

ii. Altın Para Sisteminin Olumlu ve Olumsuz Yönleri

Altın para sisteminin başlıca olumlu iki yönünden söz etmek mümkündür. Ülke ekonomileri açısından altın para sisteminin temel iki olumlu yönü hem iç hem de dış ilişkilerde kendini göstermektedir. Sistemin olumlu ilk yönü döviz kurunun sabit olmasıdır. Bu faydanın oluşabilmesi için bireysel olarak bir ülkenin altın para sistemini kullanması yeterli değildir. En azından ticaret hacmi yüksek belli başlı ülkelerin aynı sistemi

18 Aren, İstihdam Para ve İktisadi Politika, s. 111; Orman, “Modern İktisat Literatüründe Para, Kredi ve Faiz”, s. 29; Akdiş, Para Teorisi ve Politikası, s. 12.

19 Aren, İstihdam Para ve İktisadi Politika, s. 111-112; Orman, “Modern İktisat Literatüründe Para, Kredi ve Faiz”, s. 29-30; Akdiş, Para Teorisi ve Politikası, s. 12.

27

kullanması gerekmektedir. Sistemin bu fonksiyonunun dünya ticaret hacmi açısından ne kadar önemli olduğu açıktır. Nitekim günümüzde dış ticaret ilişkilerinde kur sabitleme olgusunun faydası yadsınamamaktadır.

İkinci olarak para basımının objektif ve reel bir değere bağlı olmasıdır. Buna emisyon miktarı denilmektedir. Elde bulunan altın miktarı kadar para basımı, devletleri keyfi para basımından koruyacak ve enflasyonun düşmesine yardımcı olacaktır.21 Altın

para sisteminin olumlu yönleri hakkındaki Sadun AREN’in şu değerlendirmeleri altın para sisteminin olumsuzluğuna işaret etmesi yönüyle dikkat çekicidir: “Bu noktanın önemi fazla

abartılmamalıdır. Hükümetler altın para sistemini karşılarında bir engel olarak gördüler mi ondan kurtulmanın yolunu kolayca bulurlar. Bu nedenle iyi para idaresinin asıl

güvencesi altın standardı değil, fakat iyi hükümettir.” 22

Burada ifade edilmesi gereken bir diğer husus: Enflasyonun, altın para sistemiyle çözülebileceği gibi bir algı gerçeği yansıtmamaktadır. Zira asr-ı saadette, Medine merkezli İslam devletine, Bizans ve Sâsânî hazineleri kaynaklı olarak yüksek miktarda gelir kaydedilmiştir. Dolayısıyla Medine piyasalarında para miktarındaki aşırı doygunluk nedeniyle fiyatlarda astronomik artışlar görülmüştür. Bu durumu enflasyonun aşırı yükselmesi olarak da değerlendirmek mümkündür.23

Temel olarak belirtilen bu iki olumlu yöne ilaveten, sisteme dair iki olumsuzluk söz konusudur. İlgili iki husus, piyasadaki para talebine rağmen altın stoku olmaması nedeniyle, para arzının sağlanamaması ve para biriminin pahalıya mal olmasıdır. Para arzındaki sıkıntı, teknolojinin ilerlemesi ile altın üretimini artırarak giderileceği düşüncesi de gerçeği yansıtmamakta olup, durum bunun aksini işaret etmektedir. Altın külçe ve altın kambiyo sistemi para arzındaki sıkıntıyı gidermek üzere geliştirilmişken, ilgili sistemlerin ne kadar faydalı olduğu ise tartışmalıdır. Çünkü bu şekilde de sıkıntı aşılamamış ve Birinci Dünya Savaşı sonrası ülkeler bu sakıncaya binaen ilgili sistemi terk etmişlerdir.

21 Aren, İstihdam Para ve İktisadi Politika, s. 112-113; Orman, “Modern İktisat Literatüründe Para, Kredi ve Faiz”, s. 31.

22 Aren, İstihdam Para ve İktisadi Politika, s. 113. 23 Kallek, İslam’da Yönetim-Piyasa İlişkisi, s. 37, 159.

28

İkinci olumsuzluk ise para basım maliyetinin yüksek olmasıdır. Kâğıt paranın basım maliyeti ile kıyas edildiği takdirde altın basım maliyetinin ne denli yüksek olduğu açıktır.24 Burada şu hususları ilave etmekte fayda vardır: Her ne kadar ülkeler altın esasına

dayanan para sistemini terk etse de bu olay uluslararası ticarette altının para olarak kullanılmadığını göstermemektedir. Örneğin Türkiye, İngiltere’ye olan dış borcunu sterlin olarak ödeyebileceği gibi altın olarak da ödeme imkanına sahiptir. Dünya piyasalarındaki durum bunu çok net şekilde ortaya koymaktadır. Altın üretim maliyetlerinin aşırı yüksek olması gibi ciddi bir probleme karşın halen uluslararası ticarette altının kullanılıyor olması iki şekilde açıklanabilir. Birincisi insanlar yüzyıllardır altını para olarak kullanmışlar ve bu psikoloji onları altının para olduğu olgusundan vazgeçirememiştir. İkincisi ise küresel güçlerin çıkar savaşlarıdır. Zira altın üreticisi olan ve elinde ciddi altın stokları bulunan ülkelerin başında Amerika gelmektedir; bu ülkeler ise uluslararası ticarette altını bedel olarak kullanmakta ve bundan vazgeçmemektedirler.25

Kanaatimizce bu gerekçeler altının dünya piyasalarında para olarak kullanılmasını açıklamaktadır, fakat durum sadece bu iki nedenle sınırlı değildir. Altın her yerde ve zamanda kıymetli maden olarak kullanıldığı sürece bu özelliğini yitirmeyecektir. Kimyevî yapısındaki cazibesi ile piyasalara hakim olmaya devam edecektir. Altının fiziksel olarak değerli maden oluşu, yanmaması, paslanmaması vb. özellikleri, kâğıt para ile kıyaslanamayacak derecede iktisadi bir güç olarak onu ayrıcalıklı kılmaktadır.

Altın kambiyo sistemi, dünya iktisat tarihi açısından 1879-1914 yılları arasında kurallarına göre işlemiştir. Birinci Dünya Savaşı sonrası ülkeler içerisinde bulundukları krizden çıkmak adına altına endeksli para sistemini yukarıda ifade edilen olumsuzluklar nedeniyle bir süreliğine terk etmişler, 1919’da Amerika, 1925’de İngiltere, 1928’de de Fransa sisteme geri dönüş yapmışlardır. Güçlü ülkeler bu sisteme altın külçe sistemini esas alarak dönerken nispeten küçük ülkeler altın kambiyo sistemini esas alarak dönüş yapmışlardır. Ama İkinci Dünya Savaşı’nın başlarına kadar Amerika hariç bütün ülkeler

24 Aren, İstihdam Para ve İktisadi Politika, s. 113-114; Orman, “Modern İktisat Literatüründe Para, Kredi ve Faiz”, s. 32.

29

sistemden vazgeçmiş olup, Amerika’nın bu sistemden çıkış tarihi ise 1971 yılının Ağustos ayına tekabül etmektedir.26

ab. Çift Maden sistemi

Çift maden sistemi, altın ve gümüşün beraber kullanıldığı sistemdir. Altın ve

gümüş, ayrı ayrı piyasada fiyat belirleme aracı olarak kullanıldığı gibi (paralel çift maden

sistemi), birbirine bağımlı olarak da piyasa şartlarını belirledikleri de (bağlı çift maden

sistemi) görülmüştür. Birbirinden bağımsız olarak altın ve gümüşün piyasayı oluşturduğu

bu sistem İslam dünyasında görülmemektedir. Çift maden sisteminde altın ve gümüşün bağımsız ve sınırsız olarak ödeme gücü vardır. Dünyada ise XVIII. yüzyılın ilk yarısından XIX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Avrupa ve Amerika’da kullanılmıştır. Gümüşün sürekli olarak değer kaybetmesi nedeniyle sistem zaman zaman aksamıştır. Bu nedenle çift maden sistemine aksak metal sistemi tabiri de kullanılmaktadır.27

Hz. Peygamber (s.a.) döneminde çift maden sisteminin uygulandığı söylenebilir. Şöyle ki altın ve gümüş aynı anda kıymet ölçüsü olarak kullanılmıştır. O gün itibariyle altın gümüş paritesi ve bunun karşılığı konusunda Beşir Gözübenli şöyle bir veri sunmaktadır: 1 altın dinarın değeri/fiyatı 10 gümüş dirheme karşılık olarak belirlenmiştir. Fakat dinar ile dirhemin ağırlıkları farklı olduğundan (1 dirhem 2,975 gr x 10= 29.75gr gümüş 1 dinar altının bedelidir.) ağırlık olarak ise 1 dinar altın 7 gümüş miktarındadır (4.25x7=29.75 gr).28 Sonraki dönemlerde bu oran 1/16 hatta 1/20 olarak da görülmektedir. Osmanlı devletinin iktisat politikalarına bakıldığında bu sisteme tabi olduğu görülmektedir. Zira 1840 yılında altın-gümüş oranını 1/15 olarak sabitlemiş, 1916 yılında tevhîd-i meskûkât kanunu29ile altın para sistemine geçmiştir.30 Günümüzde aşırı değer kaybeden gümüşün 1

gram altına oranı ortalama 70 gramdır. Bir diğer tabirle gümüş 10 kat değer kaybetmiştir. b. Kâğıt Para Sistemleri

İktisat biliminde kâğıt para sistemi Serbest ve Kontrollü Kâğıt Para sistemleri olmak üzere iki şekilde değerlendirilmiştir. Herhangi bir kontrol mekanizması olmayan 26 Aren, İstihdam Para ve İktisadi Politika, s. 116; Tabakoğlu, İslam İktisadına Giriş, s. 384.

27 Akdiş, Para Teorisi ve Politikası, s. 9.

28Gözübenli, “İslâm Hukuk Kültüründe Para”, s. 94.

29 Tevhîd-i meskûkât kanunu: Osmanlı devletinde birçok farklı ölçü ve gramajda kullanılan ve her biri devlet darphanesinde basılan paralarda birlik sağlamaya dönük 1916 tarihinde çıkarılan kanundur.

30

değerini piyasanın belirlediği para, serbest kâğıt paradır. Devlet kontrolünde basılanlar ise,

kontrollü kâğıt paradır. Kâğıt paraların her ne kadar ölçüsüz olduğu ifade edilse de para

emisyonu ve piyasadaki para hacmi belli kurallara tabi olduğundan tam ölçüsüzlükten söz etmek isabetli değildir. Altına endeksli sistemlerde bile devletler para emisyonuyla alakalı sıkıntılı dönemlerde kendi kontrollerinde olmak kaydıyla kâğıt para basım yoluna gitmişlerdir. Tabiatıyla kontrol mekanizması bazı esaslara dayanmaktadır. Bunlar piyasadaki fiyat ve istihdam stratejileridir.31

İktisatta para kavramı; paranın tanımı, fonksiyonları, çeşitleri ve para sistemleri çerçevesinde değerlendirildikten sonra fıkhî olarak para denilen olgunun mahiyeti incelenecektir.