• Sonuç bulunamadı

1.2. Zaman-Mekân Algısı Bağlamında Sinemasal Anlatı

1.2.1. Sinemasal Zaman ve Araçları

Sinemada zaman, öykünün kurulmasına olanak tanıyan temel bir etmendir. Nedenler ve sonuçları anlatılar için çok önemlidir ancak bunlar zamanda olurlar. En basit bir anlatı formu bile geniş ölçüde zamansal ilişkilerin örgütlenmesi üzerine kuruludur. Sinematografik anlatı da zamansal düzenlemelerin farklı biçimleri üzerine oturur.

“Film geniş bir zaman örgüsü içinde gelişir. Ancak ne roman gibi bir anımsama sanatıdır, ne de tiyatro gibi bir merak (suspense) sanatıdır. Roman ne olduğu ile ilgilenir. Tiyatro ne olacak diye sorar. Perde ise ne oluyorsa onu bize anlatması ve soyutlanmış olması nedeniyle çok önemlidir. Geçmiş ve gelecek onun parçasıdır.”79

Filmsel zaman, gerçek zamanın estetik olarak kurulmuş bir organizasyonudur. Gerçek zaman dizgesinin temel ilkelerine bağlı olarak düzenlenir. Değişik film parçalarının kesilerek yeni bir kurgu yöntemiyle birleştirilmesinden sonra ortaya çıkan zaman, filmsel zamandır. Filmsel zaman, aksiyonun filmsel sunuşu için seçilmiş farklı öğelerin sayısı ve süresiyle denetlenir ve algılamanın

76

Andrew Higson, Dissolving Views: Key Writings on British Cinema, Cassel, 134 s. 77

Michale Snow, Heath Stephean, “Narrative Space”, Ouestions of Cinema, Macmillian Publishers Ltd, London, 1981, 19 s.

78

P. Maillot tan Akt.. Melis Aktuğ, Sinemada Anlatı: Senaryo, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2008, 59 s.

79

Akt. Lawson John Harward, “Time and Space” The Movies as Medium, Octagon Books, New York, 1973, 173 s.

hızıyla koşutlanır. Pudovkin’in “The Film Techniqu” adlı kitabında belirttiği gibi, aksiyonun değişik pozisyon ve açılardan çekilmesi gerçek zamandan farklı bir an yaratır. Yeni bir bütün oluşturmak için çekilmiş çekimlerin değişik sürelerinden yeni bir zamansal sıra ortaya çıkar.

Bir filmde, izleyicinin anlatı aksiyonunu anlamasını zaman belirler. İzleyici öykü zamanını olay örgüsünün sundukları çerçevesinde oluşturur. Orson Welles’in

Yurttaş Kane filminde, bir adamın yaşamından farklı kesitler görürüz. Burada

zaman dizinsel bir yaklaşım söz konusu değildir, adamın gençliğinden önce ölümünü görürüz. Şu anda yaşanan olaylar ile geçmiş ve gelecek arasında bağlantılar kurulur.

Olaylar belirli bir zamandizinsel sıra içinde gösterilse bile yönetmen olay örgüsünün her ayrıntısını göstermek zorunda değildir.

“Karakterlerin uyku zamanını olaysız geçirdiklerini, bir yerden başka bir yere yolculuk ettiklerini, yemek yedikleri vb varsayarız, ancak ilişkisiz aksiyonu içeren öykü süresi atlanmıştır. Başka bir olasılık aynı öyküyü, bir karakterin travmatik bir olayı hatırlaması gibi, birden daha fazla anlatan olay örgüsüne sahip olmaktır. John Woo’nun The Killer filminde, başlangıçtaki sahnedeki bir kaza bir şarkıcının kör olmasına neden olur ve daha sonra aynı olayı kahramanın kederli bir şekilde onu düşündüğü sürece tekrar ve tekrar izleriz.”80

Filmin öykü zamanıyla oynaması, izleyicinin olaylara bir zamansal sıra, düzen ve sıklık yüklemesi anlamını taşır.

Filmde, öykü düzeninin dışında zaman kullanımı çok yaygındır. Sinemanın kompleks zaman kullanımına verilebilecek en güzel örneklerden birisi D.W.Griffith’in Hoşgörüsüzlük (1916) filmidir. Bu filmde, birbirinden farklı zaman dilimlerinde meydana gelen olaylar bir arada gerçekte imkânsız bir eş zamanlı oluyormuş gibi gösterilerek dramatik bir etki yaratılmaktadır. Griffith, filminde değişik tarihsel evrelere ait dört öyküyü sanki aynı anda oluyormuş gibi gösterir.

“Denetim altına alınmış bir zaman içinde her bir öykünün süresi ve öykülerin paralel ve karşıt kurgu yoluyla periyodik etkileşimleri; zaman faktörünü sadece dikkati her bir devrin önemli ve karakteristik bölümlerine çarpıcı bir şekilde yöneltmek için değil, yapıyı canlandıran bir öğe olarak kullanır. Bu yöntemsel her bir bölümün perde de ki süresi tekrarlarla ancak gittikçe kısalan aralıklarla sürekli olarak daraltılarak sürdürüldüğünde olayların hızlanan bir biçimde doruk noktasına ulaşacağı açıktır. Bu yöntemde zaman, dört öyküyü birleştirici ve filmin iç dinamizmini sağlayıcı etkin bir faktördür.”81

80

David Bordwell&Kristin Thompson, a.g.e., 80 s. 81

Yalçın Demir, Filmde Zaman ve Mekân, Turkuaz Bilimsel Araştırma Yayınları, Eskişehir, 1994, 38 s.

Özellikle günümüz Amerikan sinemasında farklı zamansal oyunlara sıkça rastlanır. Edward Scissorhands’de ilk olarak torununa hikâyeler anlatan bir yaşlı bir kadın ( Wiona Ryder) görürüz. Ardından ise filmin büyük bir kısmını kızın lise öğrencisi olduğu yıllarda olan olaylar oluşturur. Seyirci olayları mantıksal olarak yeniden düzenleyebildiği için anlatı bir bütün oluşturur. Öykü olayları sırası ABCD ise flash backli bir anlatım BACD gibi bir yapı sunar. Ya da flash forward lı bir durum ABDC gibi bir yapı sunabilir.

“Öykü olaylarını yeniden düzenlemenin yaygın bir yolu geçmiş ve şimdiki zamanın olay örgüsü içinde birbirini izlemeleridir. Terence Davies’in Distant Voices Stil Lives filmin ilk yarısında genç bir kadının düğün günü boyunca şimdiki zamanda geçen sahneleri izleriz. Bunların yerini genç kadının ailesinin ağzı bozuk, zihinsel olarak rahatsız babanın hâkimiyetinde yaşadığı bir döneme geçmişe dönüşler alır. İlginç bir şekle geçmişe dönüş sahneleri zamandizinsel öykü düzeninin dışında düzenlenirler. Çocukluk bölümleri yetişkinlik sahneleriyle birleşir ve izleyiciye öyküyü birleştirmek için daha çok ipucu verir.”82

Zamanın sinemada kullanımı çok boyutludur. Hiroşima Sevgilim

(Resnais, 1959), Geçen Yıl Maerienbad’da (A.Resnais, 1961). Persona

(I.Bergman, 1967) gibi filmlerde, duygular, istekler, olaylar gerçek zamandaki kronolojik dizgeye önem verilmeden anlatılır. Zaman insanın öznel yaşantısında olduğu gibi dinamik ve özgür bir akış içinde biçimlenir. Önce ve sonra tümüyle birbirinin içine karışır. Çağdaş anlatı filmlerinde, geleneksel sinemanın aksine giriş- gelişme- sonuç şeklindeki klasik dramatik yapıya uygun olarak gelişmeyen hikâye doğrusal bir zaman anlayışı içinde anlatılmaz. Burada filmsel zamanın oluşturulması sırasında yapılan ileriye ve geriye sıçramalar, sinemasal yöntemlerle desteklenmez. Çünkü çağdaş anlatı sinemasının amacı seyircinin zihninde sorular oluşturulmaktadır. Çağdaş anlatı sinemasına Deleuze’cü yaklaşım II. Bölümünün I.kısımda ortaya konulmuştur. Burada sadece zamanın klasik yapı dışında farklı kullanımları olmasına örnek vermek amacıyla değinilmiştir.

Bir filmin olay örgüsü, öykü süresinin belirli dilimlerini seçer. North By

Northwest (Hitchcock) filminde Roger Thornhill’in dört günde başından geçen

olaylar anlatılır. Ancak öyküde, Thornhill’in ondan önceki hayatından kesitlerde

82

görürüz. Gizli servisin George Kaplan adında bir karakter yaratmasını ve kötü karakter Van Damn’ın eylemlerini görürüz. Film, dört günlük yoğunlaştırılmış bir zamanı anlatır. Ancak bazen Yurttaş Kane’de olduğu gibi - daha geniş zaman da kullanılabilir- bütün bir hayatı da kapsayabilir. Kahramanın çocukluk, yetişkinlik ve ölümüne kadar geçen uzun bir zaman dilimi anlatılır. Bütün bu örneklerde de görüldüğü gibi öykü süresinin toplamı olay örgüsünü bütün süresini verir.

Kurmaca bir filme öykü ve olay örgüsü süresinin dışında birde ekran süresi vardır. Yönetmen ekran süresini öykü ve olay süresinden bağımsız olarak düzenleyebilir. Nort by Nortwest’in öykü süresi birkaç yıl (geriye dönüşlerle birlikte), olay örgüsü süresi dört gün, ekran süresi ise 136 dakikadır.

Ancak farklı örneklere de rastlamak mümkündür. High Noon (Fred Zinneman) filminde öykü süresi, olay örgüsü ve ekran süresi 90dkdır. Twelve Angry

Men’ dede benzer bir zaman düzenlemesine rastlarız. Filmin 95 dakikası

karakterlerin yaşamındaki 95 dakikaya işaret eder.

Ekran süresi öykü süresini uzatabilir. Birkaç saniye sürecek olan bir olay, filmsel hilelerle birkaç dakikaya uzatılabilir. Kurosawa’nın Yedi Samuray filminde, iki samurainin dövüşme sahnesi yavaşlatılmış hareketlerle verilerek iki kılıç ustasın savaş taktikleri tüm açıklığıyla gösterilir. Diğer bir örnek ise, sinema tarihinin en ünlü kesmesi olan 2001 Uzay Macerası’ndaki kemiğin fırlatılma sahnesidir.

Genellikle, öyküde geçen bir olay, olay örgüsünde bir kez verilir. Ancak bazen anlatımı güçlendirmek amacıyla olay örgüsünde birden çok kez verilebilir. Bazı filmlerde filmin başında görmüş olduğumuz bir olayı, ilerleyen sahnelerde ya da filmin sonunda bir kez daha görürüz. Pulp Fiction filminde, filmin başındaki restorandaki soygun sahnesi ancak filmin sonunda bir kez daha verildiğinde tam olarak anlaşılır. Yurttaş Kane filmi ise yinelemenin etkin kullanımına verilebilecek en iyi örnektir.

Filmin olay örgüsü, öykü düzenini, süreyi ve sıklığı belirler. İzleyicinin filmde olay örgüsü, zamansal düzen, süre ve sıklık üzerine çıkarımlar yapmak zorunda olması kurmaca filmde anlatıdan anlam çıkarmaya aktif olarak katıldığının göstergesidir.

“Bazı durumlarda zamansal ilişkileri anlamak çok karmaşık olabilir. The Usual Suspects’te görünüşte önemsiz bir suçlu bir FBI ajanına kendi çetesinin yaptıklarını uzun uzadıya anlatır. Onun anlatımı, bazıları açılış sahnesinde tanık olduğumuz olayların

yinelenmesi olan çok sayıda geçmişe dönüş içinde göz önüne serilir. Ancak sürpriz bir final dönüşümü, geçmişe dönüşlerin bazılarının yalanları içermek zorunda olduğunu ortaya koyar ve bizler hem olayların zamandizini hem de öykülerin gerçek neden-sonuç zinciri için parçaları birleştirmek zorunda kalırız. Bu nedenle zamanın karışması son on yılda çok yaygınlaşmıştır.”83

Kurmaca filmde kullanılan klasik anlatıda, zaman yönlendirmelerini belirleyen neden sonuç ilişkisidir. Öykü zamanıyla her ne kadar oyunlar oynansa da bu film evreninde ki mantık çizgisine uygun olarak yapılır. Örneğin zamansal olarak bir geçmişe dönüş kullanılacaksa bunu karakterin geçmişteki bir olayı hatırlaması belirler. North By Nortwest’te geçmişe dönülür çünkü Roger Thornhill’in George Kaplan olarak kaçırılmasını hazırlayan koşulları görmemiz gerekmektedir.

Klasik anlatıda, zaman düzenlemelerini mantıksal ilişkiler belirler. Kuşkusuz günümüzde bir filmi anlatmaktan çok, en etkili ve en farkı yolla anlatma çabası vardır. Bu nedenle zamansal oyunlar oldukça yaygındır. Seyircinin anlam sürecine daha çok dâhil edildiği bu filmlerde de değişen sadece söylev yani biçimdir. İçeriğin biçimi aynen devam etmektedir.