• Sonuç bulunamadı

Kowalski ve Limber (2007), öğrencilerin sanal zorba, sanal kurban ve sanal zorba/kurban olma durumlarını incelemek üzere bir çalışma yapıştır. Çalışmaya Amerika’da 6, 7 ve 8. sınıfta öğrenim gören 1915 kız ve 1852 erkek öğrenci katılmıştır. Araştırma bulguları öğrencilerin %11,1’inin sanal kurban, %4,1’inin sanal zorba ve %6,8’inin sanal zorba/kurban olduğunu; öğrencilerin %78’inin ise sanal zorbalığa dâhil olmayan grupta olduğunu göstermiştir. Ayrıca kız öğrencilerin %15’inin, erkek öğrencilerin %7,2’sinin sanal kurban; kız öğrencilerin %10’unun, erkek öğrencilerin %4’ünün sanal zorba/kurban; erkek öğrencilerin %5’inin, kız öğrencilerin ise %4’ünün sanal zorba oldukları belirlenmiştir. Sınıf düzeyinde 6. sınıfta okuyan öğrencilerin 7. ve 8. sınıfta okuyan öğrencilere göre sanal zorba, sanal kurban ve sanal zorba/kurban olma durumlarının daha az olduğu belirlenmiştir. Sanal kurban olanlar daha çok anlık mesajlaşma, e-posta mesajları, sohbet odaları web sayfaları gibi yollarla rahatsız edildiklerini belirtirken; sanal zorbalar da benzer yollarla sanal zorbalık yaptıklarını belirtmişlerdir.

Schneider, O’Donnell, Stueve ve Coulter (2012), lise öğrencilerinde siber zorbalık, okul zorbalığı ve psikolojik sıkıntıları incelemek üzere yaptıkları bir çalışmaya 20406 lise öğrencisini dâhil etmişlerdir. Araştırma bulgularına göre öğrencilerin %15,8’inin siber zorbalığı, %25,9’unun okul zorbalığını son bir yılda yaşadığı tespit edilmiştir. Ayrıca siber zorbalık mağdurlarının %59,7’sinin okul zorbalığına uğradığı, okul zorbalık mağdurlarının %36,3’ünün de siber mağduriyete uğradığı bulunmuştur. Akademik başarısı düşük olan ve psikolojik sıkıntı yaşayan öğrencilerin hem okul zorbalığına hem de siber zorbalığa maruz kaldığı belirlenmiştir.

Gámez-Guadix ve diğ. (2013), siber zorbalık mağduriyeti ile ergenlik sırasında sık karşılaşılan üç problem arasındaki (depresif belirtiler, madde kullanımı ve problemli internet kullanımı) ilişkileri analiz etmeyi amaçlayan bir çalışma yapmıştır. Araştırma bulguları madde kullanan ya da depresyonda olan ergenlerin siber zorbalık mağduriyeti yaşama risklerinin artabileceğini göstermiştir. Ayrıca bu çalışmada interneti siber mağduriyetten kaynaklanan sıkıntılardan kurtulmak için kullanan siber zorbalık mağdurlarının problemli internet kullanımı eğilimine girdikleri tespit edilmiştir.

Rice ve diğ. (2015) 1285 ortaokul öğrencisinin siber zorbalık süreci ve mağduriyetlerini inceledikleri bir çalışma yapmışlarıdır. Bu çalışmada ortaokul öğrencilerinin cinsiyet, ırk, cinsel kimlik ve teknoloji kullanımı ile siber zorbalık deneyimleri arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma bulgularına göre siber zorbalığın nadir bir olay olmadığı; çalışmaya katılan öğrencilerin yaklaşık beşte birinin bu olaya dâhil olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca siber zorbalık davranışlarının sıklıkla Facebook’ta veya yazılı mesajlaşma yoluyla ortaya çıktığı ve kızların mağdur olduklarını bildirme olasılığının daha yüksek olduğu da tespit edilmiştir.

Selkie, Kota ve Moreno (2016), kadın üniversite öğrencilerinin siber zorbalık davranışını incelemek üzere bir çalışma yapmıştır. Çalışmaya zorba, mağdur veya tanık rollerinden herhangi birine dâhil olan 4 üniversiteden 249 kadın öğrenci katılmıştır. Çalışma bulguları katılımcıların neredeyse yarısının (n=110, %44,2) üniversitede zorba, mağdur, tanık olduğunu veya üçünün birleşimi olarak siber zorbalık yaşadığını göstermiştir. Kadın üniversite öğrencilerinin en çok tanık oldukları siber zorbalık davranışları arasında “aşağılayıcı yorumlar veya nefret dolu konuşmalar” ve “açık veya istenmeyen resimler yayınlamak” olduğu tespit edilmiştir.

Chao ve Yu (2017), Tayvan’daki ergenlerin siber zorbalık davranışı ile internet erişim süreleri ve cinsiyetleri arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışma yapmıştır. Çalışmaya Tayvan’da 150 farklı lisede öğrenim görmekte olan 13.864 öğrenci katılmıştır. Araştırma bulguları siber zorbalığa karşı tutumun siber zorbalık

davranışı üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle saat 10.00-14.00 zaman dilimi arasında interneti kullanan öğrencilerin daha fazla siber zorbalık yaptıkları, cinsiyet açısından erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre daha fazla siber zorbalık yaptıkları tespit edilmiştir. Ayrıca hem erkek hem de kız öğrencilerin, siber zorbalık davranışının ne olduğunu bildiği, onu duyduğu, ona şahit olduğu ve siber zorbalık davranışları ile şahsen karşılaştığı bulunmuştur.

Machimbarrena, Calvete, Fernández-González, Álvarez-Bardón, Álvarez- Fernández ve González-Cabrera (2018), tarafından internet riskleri üzerine yapılan çalışmada siber zorbalık, siber randevu istismarı, cinsellik, çevrimiçi kandırma ve problemli internet kullanımı gibi riskler bir bütün olarak araştırılarak internet riskleri arasındaki ilişkilerin belirlenmesi ve mağdur olmuş ergenlerin profillerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda İspanya’da bulunan 22 okuldan 11-21 yaş aralığındaki 3212 katılımcıyla (%46,3 erkek) analitik ve kesitsel bir çalışma yürütülmüştür. Arşatırma bulguları en yaygın tek riskin siber zorbalık mağduriyeti (%30,27); en yaygın iki riskli birlikteliğin, siber zorbalık-çevrimiçi kandırma (%12,61) ve siber zorbalık-cinsel içerikli mesajlaşma (%5,79); en yaygın üç riskli birlikteliğin siber zorbalık-cinsel içerikli mesajlaşma-kandırma (%7,12) olduğunu göstermekle beraber ergenlerin %5,49’unun tüm riskleri barındırdığını göstermiştir.

Athanasiou ve diğ. (2018) yedi Avrupa ülkesindeki yaşları 14-17 arasında değişen ergenler arasında siber zorbalık mağduriyetinin ülkeler arası görünümünü incleyen bir çalışma yapmışlardır. Çalışma Almanya, Yunanistan, İzlanda, Hollanda, Polonya, Romanya ve İspanya’da öğenim görmekte olan ve her bir ülkeden 9. ve 10. sınıfta okuyan toplam 13.708 öğrenci ile yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre en yüksek siber zorbalık mağduriyet oranına sahip olan ülke Romanya (%37,3) iken, en düşük siber zorbalık mağduriyet oranına sahip olan ülke İspanya (%13,3) olarak bulunmuştur. Ayrıca siber zorbalık mağduriyetinin, ülkeye özgü sosyo-demografik faktörlere ve mevcut internet kullanımına bağlı olduğu ve devam eden bir sorun olduğu vurgulanmıştır.

Marco ve Tormo-Irun (2018), ergenlerde siber mağduriyet ve yeme bozukluğu psikopatolojisi arasındaki ilişkiyi incelemek üzere yaptığı çalışmaya

İspanya’nın çeşitli şehirlerinden yaşları 12-19 arasında değişen 676 ergen dâhil edilmiştir. İncelemeler sonrasında siber mağduriyet düzeyinin yeme bozuklukları psikopatolojisi, görünüm değerlendirme ve fazla kilo endişesi ile ilişkili olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca, araştırmada ergenlerin siber mağduriyet durumlarının cinsiyet açısından istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılaşmadığını ortaya koymuştur.