• Sonuç bulunamadı

Fernández-Villa ve diğ. (2015) tarafından yapılmış olan “Üniversite Öğrencilerinde Problemli İnternet Kullanımı: Cinsiyete İlişkin Faktörler ve Farklılıklar” adlı çalışmaya 2011-2014 yılları arasında %29’u erkek ve %71’i de kadın olmak üzere toplam 2.780 öğrenci katılmıştır. Araştırmanın katılımcıları internet bağımlılığı testi ile değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda problemli internet kullanımının cinsiyet ve yerleşim yerine göre farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Ancak problemli internet kullanımının bazı sağlık sorunları (migren, bel ağrısı, aşırı kilo, obezite, yetersiz dinlenme), psikolojik sorunlar (yeme bozukluğu, zihinsel bozukluk, depresyon), aile sorunları ve ayrımcılık ile ilişkili olduğu; madde kullanımı (alkol, esrar, tütün) ile ilişkisinin olmadığı belirlenmiştir.

Jia ve Jia (2016), problemli internet kullanımının bir göstergesi olarak ebeveyn bağlılığını inceleyen bir çalışma yapmışlarıdır. Çalışmaya ABD’nin orta batısında bulunan bir devlet üniversitesindeki 243 lisans öğrencisi dâhil edilmiştir. Çalışmada öğrencilerin problemli internet kullanımlarını ve ebeveyn bağlanmasını değerlendirmek üzere anket uygulanmıştır. Anket verileri, bağlanma kaygısının problemli internet kullanımı ile anlamlı bir şekilde ilişkili olduğunu ve bu bağlanma kaygısının kız ve erkek öğrencilerde problemli internet kullanımına sebep olduğunu göstermiştir.

Rosenkranz, Müller, Dreier, Beutel ve Wölfling (2017), ergenlerin 8 farklı internet uygulamasını kullanımını, problemli internet kullanımını, psikopatolojik semptomlarını (duygusal problemler, hiperaktivite/dikkatsizlik ve psikosomatik şikâyetler), psikososyal problemlerini (algılanan stres ve öz yeterlik), başa çıkma stratejilerini ve internet uygulamalarının bağımlılık potansiyelini araştırmak üzere bir çalışma yapmıştır. Bu çalışmanın örneklemi 12-19 yaşları arasında değişen internet oyuncularını ve genel internet kullanıcılarını içeren 5.667 ergenden oluşturulmuştur. Araştırma bulguları internette kızların en çok sohbet ederek ve sosyal paylaşım ağını kullanarak, erkeklerin ise en çok oyun oynayarak problemli internet kullanımı davranışı sergilediğini göstermiştir. Ayrıca, problemli internet kullanıcılarının problemsiz internet kullanıcılarına göre daha fazla psikososyal problem göstermekte oldukları ve başa çıkma stratejileri konusunda daha başarısız oldukları tespit edilmiştir.

Park, Park, Jung, Kim, Cho ve Kim (2018), ergenlerde depresif belirtilerin problemli internet kullanımı ve uyku problemi ile arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışma yapmıştır. Çalışmaya 7. ve 11. sınıflardan toplam 766 öğrenci dâhil edilmiştir. Bu öğrencilerden 614’ünün interneti problemsiz kullanmakta, 152’sinni ise interneti problemli kullanmakta olduğu belirlenmiştir. Araştırmada uyku problemi ve depresyon ile ilgili değişkenler problemli internet kullanıcıları ve problemsiz internet kullanıcıları üzerinde değerlendirilmiştir. Araştırma bulgularına göre problemli internet kullanıcıları problemsiz internet kullanıcılarına göre daha uykusuz oldukları, aşırı gündüz uykululuğu yaşadıkları ve uykusuzluk davranışı sorunlarına daha yatkın oldukları tespit edilmiştir. Ayrıca depresif olan grupta Young’ın İnternet Bağımlılığı Ölçeği puanlarının artmasıyla herhangi bir uyku problemi görülmezken, depresif olmayan grupta Young’ın İnternet Bağımlılığı Ölçeği puanlarının artmasıyla uyku problemlerinin arttığı tespit edilmiştir.

Carbonell, Chamarro, Oberst, Rodrigo ve Prades (2018), gençlerde problemli internet kullanımı ve akıllı telefon kullanımı algısının 2006-2017 yılları arasındaki yaygınlığını analiz etmek amacıyla bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada 792 üniversite öğrencisine internet kullanım alışkanlıkları, internet ve akıllı telefon

kullanımının olumsuz sonuçları ile ilgili iki anket uygulanmıştır. Araştırma bulgularına göre problemli internet kullanımı ve cep telefonu kullanımı algısının son on yılda artmış olduğu ve bu durumdan kadınların erkeklere göre daha fazla etkilendiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca 2017 yılındaki araştırma katılımcıları, 2006 yılındaki araştırma katılımcılarına göre internet ve cep telefonu kullanımının daha fazla olumsuz sonuçları olduğunu bildirmişlerdir. Ancak uzun vadeli gözlemler, 2013 yılında internet ve cep telefonunun problemli kullanımının keskin bir şekilde artışından sonra bir düşüş olduğunu göstermiştir.

El Asam, Samara ve Terry (2019), ingiliz çocukları ve ergenlerin problemli internet kullanımının ve ruh sağlığının incelenmesi üzerine bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmanın örneklemini İngiltere’deki okullarda eğitim görmekte olan 10-16 yaş arasındaki 1.814 çocuk ve ergen oluşturmuştur. Bu çalışmada katılımcıların problemli internet kullanımlarının psikopatolojik ve sağlık sorunları ile olan ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma bulgularına göre erkeklerin kadınlardan daha fazla problemli internet kullanımı davranışı sergiledikleri görülmüştür. Ayrıca problemli internet kullanımını davranış problemlerine, hiperaktiviteye, depresyona, günlük yaşam aktivitelerinin aksamasına ve fiziksel sağlığın hasar görmesine neden olabildiği belirtilmiştir.

Roma ve diğ. (2019) problemli internet kullanıcılarının psikopatolojik semptomlarını ve kişilik özelliklerini araştımak üzere yaptıkları çalışmaya dört İtalyan Üniversitesinden toplam 343 öğrenci katılmıştır. Araştırma bulgularına göre örneklemin %52,7’si problemli internet kullanımı göstermekte iken, yalnızca %7,6’sının herhangi bir semptomdan muzdarip olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca katılımcıların yarıdan fazlası, çevrimiçi olma konusunda bir başkasıyla tartışmaya girdiğini ve çevrimiçi etkinlikler nedeniyle sosyal yükümlülüklerini yerine getirmediğini itiraf etmiştir. İnterneti problemli kullanan bireylerin daha fazla psikopatolojik sorunlarının olduğu, dostluk kurmakta daha fazla zorlandığı ve duygusal istikrar yönünden daha başarısız oduğu belirlenmiştir.

3.3. Siber Zorbalık ve Mağduriyet ile İlgili Yurt İçinde Yapılmış Olan