• Sonuç bulunamadı

SİYASİ PARTİLERİN SINIFLANDIRILMAS

E- Siyasi Partilerin Diğer Kuruluşlar ve Baskı Grupları İle Arasındaki Farklar

III- SİYASİ PARTİLERİN SINIFLANDIRILMAS

Siyasi partiler genellikle yapıları, işlevleri ve disiplinli olup olmamaları, türdeş olup olmamalarına göre sınıflandırılır. Bu sınıflandırmadan hareketle siyasi partileri yapılarına göre: kadro ve kitle partileri; işlevlerine göre: bireysel temsil ve sosyal bütünleşme partileri; disiplinli olup olmamalarına göre: serbest ve disiplinli partiler; türdeşlik yönünden ise: türdeş ve türdeş olmayan partiler şeklinde sınıflandırabiliriz. Ayrıca toplayıcı partiler ile kartel partilerini de bu sınıflandırmaya dahil edebiliriz. Biz bu partiler arasından kadro, kitle, toplayıcı ve kartel partileri ve bu partilerin finansmanı üzerinde durmaya çalışacağız. Bu sınıflandırma içerisinde mali denetim ve finansman açısından aşağıdaki tespitleri yapmak mümkündür.

Fransız siyaset bilimci M. Duverger’in yapılarına göre siyasi partiler sınıflandırması içerisinde yer alan kadro partileri, parlamento içerisinde doğan, geleneksel statü liderliği doğrultusunda, elit, kişisel ilişkiler ağına dayanan partiler grubuna girmektedir84. Az sayıda saygın ve varlıklı bir zümrenin kuruculuk yaptığı bir siyasi örgüt modeli olarak adlandırılır. Sözkonusu partiler seçim dönemlerinde etkili olan kişileri bünyelerinde toplarlar ve sadece seçim dönemlerinde etkinliklerini

artırmak suretiyle seçimlerde başarılı olmayı amaçlarlar85. Komite partileri86 olarak da adlandırılan bu partilerin özelliği, üye sayılarını çoğaltmaktan ziyade, toplumdaki seçkinleri bünyesinde bir araya getirmektir. Kadro partileri adayları ve seçilen temsilciyi, büyük bağışlarda bulunanlara bağımlı hale getirmektedir. Kadro partilerinin finansmanı için, belli gruplardan alınan bağış ve yardımlar oldukça önemlidir. Ayrıca üyeliğe giriş, resmi formalitelere bağlı olmayıp, düzenli aidat da sözkonusu değildir. Düzenli şekilde ödenen aidatın yerini zaman zaman yapılan bağışlar almaktadır. Bu nedenle kadro partilerine üyelik, pratik olarak gerçek bir anlam ifade etmez. Servet esasına dayalı seçimlerde 19. yüzyılda partiler, kadro partileri şeklinde örgütlenmişlerdir. Daha çok Amerikan partileri ile Avrupa’daki muhafazakar ve liberal partiler kadro partileri şeklinde oluşturulmuştur87. Ancak bütün kadro partileri de seçkinler veya geleneksel elitlere dayanmamaktadır. Örneğin, Amerikan partilerinde komite üyelerinin çoğu, çeşitli sosyoekonomik tabakalardan gelen profesyonel politikacı olan kişilerdir88. Türkiye’de ise, 1940’ların ortalarında çok partili siyasi hayatın başlaması ile birlikte, siyasal partiler genel olarak güçlü yanaşmacılık özelliği ile kadro ya da herkesi kucaklayan parti olarak tanımlanmıştır89.

Duverger’in yapılarına göre siyasi partiler sınıflandırması içerisinde yer alan bir diğer parti türü olan kitle partileri ise, parlamento dışında doğmuş, geniş üye tabanları bulunan, aidat ile finansman esasını temel alan, ideolojik yönü ağır basan, yüksek düzeyde parti disiplini gerektiren partilerdir90. 19. yüzyılda özellikle sınıf kavramının ortaya çıkmasının da etkisiyle partiler tarihi, çok uzun bir süre sınıf temeline dayalı, dar çekirdekli partiler olmaktan, kitle partisine yönelmek arasında mevcut olan bir gerilim olarak meydana gelmiştir91. Kitle partileri doğrudan işçi sınıfının hareketi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu tür partiler bütün ülkeyi kaplayan en küçük yerleşim biriminden merkeze kadar geniş ve hiyerarşik bir örgütlenmeye

85 Giritli/ Sarmaşık, s. 57; Aydın A. , s. 24.

86 Teziç, Anayasa, s. 348; Tarık Zafer Tunaya, Siyasi Müesseseler ve Anayasa Hukuku, 3. B, Sulhi

Garan Matbaası, İstanbul, 1975, (Müessese), s. 361.

87 Teziç, Anayasa, ss.348, 349. 88 Özbudun, Siyasal, s. 83.

89 Ergun Özbudun, Çağdaş Türk Politikası Demokratik Pekişmenin Önündeki Engeller, 1. B,

Doğan Kitap, İstanbul, 2003, (Politika), s. 76.

sahiptir. Bu özelliklerinden dolayı parti faaliyetlerinin yürütülmesi için parti bürokrasisi gerekir92. Bu tür partiler üye ve taraftar sayılarını daima arttırmak ve bunları da kayıt defterlerine fiilen geçirmek isteyen partilerdir. Sosyalist akımlar sonucu ortaya çıkmış olan sosyalist partiler ilk olarak birer kitle partisi olarak kurulmuşlar ve içinde bulundukları para sıkıntısı nedeniyle üye sayılarını arttırmak amacını taşımışlardır. Ancak 20. yüzyılda büyük parasal yardımlar göremediklerinden dolayı, üyelerini aidata bağlayarak bütçelerini artırma yoluna gitmişlerdir. Az gelişmiş ülkelerin birçoğunda kitle partisi şeklinde yapılar mevcuttur93. Günümüzde hemen hemen bütün partiler kitle partisi haline gelmiştir94. Kitle partilerinde seçim giderlerini karşılayabilmek için, kapitalist finansman yerine demokratik finansman sağlanmaktadır95. Tüm bu açıklamalar ışığında kitle partilerinin finansmanının, kadro partilerinin aksine düzenli aidat yani üyelik aidatı ödenmesi yolu ile gerçekleştiği hükmüne varabiliriz.

Kitle partilerinde üyeliğin temel koşulları arasında, partiye giriş belgesinin doldurulması, düzenli aidat ödenmesini gerektiren biçimsel kayıt işlemleri bulunmaktadır. Aidat, üyeliğin ve partiye katılmanın hem psikolojik unsuru hem bağlılık belirtisi hem de partiye sadakat kaynağı olarak kabul edilmektedir96.

Gelişmiş toplumlarda tüm bu partilerin yanında bir de toplayıcı parti adı verilen catch-all party mevcuttur. II. Dünya Savaşı sonrasında Kıta Avrupası ülkelerinde catch-all party tipi, toplumsal farklılıkları bir kenara bırakarak geniş seçmen kitlelerine yönelmektedir. Bu partiler, kitle ve sosyal bütünleşme partilerinden farklı olarak, kendi üyelerinden çok seçmenlere hitap ederler. Tüm grupların oylarını alabilmek için, menfaat grupları ile ilişkilerini sürdürürler. Günümüzde Kıta Avrupası’nda sağ partilerin, örnek olarak, Fransa’da De Gaulle’cü yanı sıra merkez sağ İtalya ve Almanya’da Hıristiyan Demokratlar ve merkez sol

92 Tanilli, ss. 220, 221.

93 Tunaya, Müessese, ss. 362, 363. 94 Giritli/ Sarmaşık, s. 58.

partiler Almanya’da SPD toplayıcı parti tipine örnek partilerdir97. Toplayıcı partilerin finansmanı hem kamusal hem de özel birçok kaynak tarafından sağlanmaktadır.

Kartel partileri ise, partilerin devlet ile olan ilişkisine göre yapılan sınıflandırma sonucunda ortaya çıkmış parti türüdür. Kartel partilerinin finansmanında devlet yardımının rolü ön plana çıkmaktadır. Üyelerinin ödediği aidat ile finansmanını sağlayan partiler, zayıfladıkları zaman kendi üyelerinden kuşku duyarlar ve bunun sonucunda da partilerin devlet yardımından yararlanma istekleri artar. Böylelikle siyasi partiler artık devlete bağımlı hale gelmiştir. Üyeleri ile bağı zayıf olan kartel partisi, devletin elinde araç haline gelmiş olur98.

Sonuç olarak çeşitli parti türlerinin finansmanı ile ilgili olarak, siyasi partiler arasında fazla üyeye sahip olan partilerin kendi kendilerini finanse ettikleri kabul edilmektedir. Sermaye partileri olarak adlandırılan partilerin gelir kaynaklarının büyük bir bölümü bağışlara dayanmaktadır. Sosyalist partiler de ise, geniş üye sayısı temeline ve partinin üyelik aidatları ile finansmanı savunulmaktadır. İşçi partilerinde, üyelik aidatı büyük bir öneme sahipti. Çünkü, işçi partilerinin işçi sendikalarıyla olan dolaylı bağlantısı, bu partilerin sosyalist partilere oranla daha büyük oranda aidat toplamasını sağlamaktaydı. Muhafazakar partilerde ise, partiye yapılan bağışlar gelirlerin önemli bir kısmını oluşturmaktaydı. Fransa’daki komünist partinin gelir kaynakları arasında en üst sırada üyelik aidatı gelmekteydi99.