• Sonuç bulunamadı

Mali Denetimde Esas İnceleme

SİYASİ PARTİLERİN MALİ DENETİMİ

B- Mali Denetimde Esas İnceleme

Esastan inceleme SPK’nın 75. maddesi ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü 17. maddesinde düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün Siyasi Partilerin Mali Denetimi başlığını taşıyan beşinci bölümünün “Mali Denetimde Esasın İncelenmesi” kenar başlıklı 17. maddesi şöyledir:

“İşin esasına ilişkin inceleme, siyasi partilerin gelir ve giderlerinin doğru ve kanuna uygun olup olmadığı yönlerinden yapılır.

Doğruluk incelemesi, kesinhesapların dayanağını oluşturan defter ve belgeler üzerinde yapılan incelemeyi kapsar.

Kanuna uygunluk incelemesi, gelirlerin, Siyasi Partiler Kanununun 61-69. maddelerinde yazılı kaynaklardan elde edilip edilmediğini ve giderlerin anılan Kanunun 70-72. maddelerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını saptamaya yöneliktir.

Görevli raportörler, öncelikle, parti genel merkezlerinde, yıllık bütçeleri, bilançoları, parti defterlerini, gelir ve gider kayıtları ile bunlara ilişkin belgeleri inceleyerek kesinhesaplarla karşılaştırdıktan sonra, gerektiğinde, bağlı ilçeleri de kapsayan iller teşkilatı kesinhesaplarındaki bilgilerin belgelendirilmesini ve bazı hususların açıklattırılmasını; mahallinde inceleme yapılmasını uygun buluyorlarsa konuyla ilgili isteklerini bir yazıyla Başkanlığa bildirirler. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi hemen toplanarak, Siyasi Partiler Kanununun 75. maddesini de gözönünde tutmak suretiyle yapılacak işlemleri karara bağlar.

Raportörler, esasa ilişkin incelemelerinin sonuçlarını, kendi düşüncelerini de içeren bir roporla Başkanlığa sunarlar ve işin esasının görüşülmesi sırasında mahkemede hazır bulunarak gerekli açıklamaları yaparlar.

Anayasa Mahkemesinin mali denetime ilişkin kararlarının bir örneği ilgili siyasi partinin genel başkanlığına, bir örneği de o siyasi partinin sicil dosyasına konulmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.

Mali denetim kararları Resmi Gazetede yayımlanır.”

SPK’nın 75. maddesi mali denetimin ilke kurallarını koymuştur. Mahkeme kesinhesaplara ait bilgilerin belgelendirilmesini her zaman partiden isteyebilir. SPK’nın 75. maddesi 2. fıkrasının ilk cümlesinde de mali denetimin evrak üzerinden yapılacağı hususu belirtilmiştir SPK 75. maddenin 2. fıkrası 2. cümlesinin 12 Ağustos 1999 tarih ve 4445 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki halinde, Anayasa Mahkemesinin denetimi yaparken çeşitli kişi ve kurumlardan yararlanabileceği, denetimi görevli raportörler aracılığı ile yapabileceği gibi Sayıştay denetçilerinden, Maliye Bakanlığı uzmanlarından vb. yararlanarak yapabileceği ifadesi mevcuttu. Ancak 1999 değişikliği sonrası, denetimi Sayıştaydan yardım sağlanıp hazırlanan raporlar üzerinden yapabileceği gibi, siyasi partilerin genel merkezlerinde ve mahalli teşkilatlarında doğrudan doğruya ya da kendi üyeleri arasından görevlendireceği naip üye ya da mahallin en kıdemli adli veya idari yargı hakimi niyabetinde yaptıracağı inceleme ve araştırmalar üzerinden de yapabileceği ve bu amaçla yeminli bilirkişi görevlendirilebileceği hükmü getirilmiştir 227. (SPK md. 75/2)

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 17. maddesi, esastan incelemenin kapsamı, sınırları, araştırılacak hususları, Mahkeme tarafından yapılacak işleri, raportörlerin inceleme sırasında karşılaşacakları konu ve yetkileri belirtmiştir. Diğer bir ifade ile, İçtüzük 17. madde mali denetimin nasıl yapılacağını buna karşılık SPK’nın 75. madde ise denetimle ilgili genel prensipleri koyarak denetimin kimler aracılığı ile yapılacağını belirtmiştir. Gelir ve giderlerin esastan incelenmesi, bunların doğru ve yasaya uygun olup olmadığı açılarından yapılır. SPK’nın 75. maddesi de, denetim sonunda verilecek kararda doğruluk ve kanuna uygunluk kriterinin esas alınacağını belirtmiştir. İçtüzük 17. madde, doğruluk ve kanuna uygunluk deyimlerini açıklamıştır. Buna göre, doğruluk incelemesi, parti hesabının dayanağını oluşturan defterler ve belgeler üstünde yapılan incelemeyi kapsar. Yasaya uygunluk ise, parti gelirlerinin kanuna uygun bir şekilde sağlanıp sağlanmadığı ve giderlerin de kanuna uygun şekilde yapılıp yapılmadığının incelenmesidir.

Raportörler, inceleme esnasında partinin yıllık bütçe, bilanço, parti defterlerini ve diğer belgeleri incelerler. Bu belgeleri kesinhesaplarla karşılaştırıp, gerekirse bazı hususların açıklatılması için yerinde inceleme yapılmasına gerek görülmesi halinde bu talebi yazıyla derhal Mahkeme Başkanlığına bildirirler. Raportörler tarafından, ilk inceleme aşamasında partilerden doğrudan belge istenebilirken, esas inceleme aşamasında partilerden doğrudan belge istenemez. Mahkeme gerekli görürse denetimi sürdürür. İlk inceleme aşamasında olduğu gibi, esas incelemede aşamasında da, raportörler kendi görüşlerini de içeren inceleme sonuçları ile ilgili raporu Mahkeme Başkanlığına sunarlar. Mali denetim kararı, ilk ve esas incelemeyi de kapsayacak şekilde Resmi Gazete’de yayımlanır. Esastan incelemeyi bitirme konusunda herhangi bir süre kısıtlaması yoktur228.

Bazı partiler mali denetim için gerekli olan birleşik kesinhesabı vermediği için ihtar almıştır. Bu hususta birkaç mahkeme kararı bulunmaktadır229.

Bu konuda ayrıca değinilecek birkaç nokta daha vardır. İlk olarak, bir siyasi partinin kapanması halinde mali denetim nasıl yapılacaktır? 2820 sayılı SPK’nın 109. maddesine göre, bir partinin kapanmasına ancak büyük kongre tarafından karar verilebilir. Alınan bu karar derhal kapanan partinin Genel Başkanlığı tarafından, TBMM Başkanlığına, Anayasa Mahkemesi Başkanlığına, Cumhuriyet Başsavcılığına ve İçişleri Bakanlığına bildirilir. SPK’nın 110. maddesi ise, kapanan siyasi partinin malları, büyük kongre toplanma yeter sayısının salt çoğunluğunun oyu ile alacağı bir karar üzerine bir diğer siyasi partiye veya başka bir siyasi parti ile birleşmek için kapanma kararı alınmışsa birleşeceği partiye, ilgili partinin de kabul etmesi şartıyla devredilir. Aksi durumda kapanan siyasi partinin malları Hazineye geçer.

228 Mehter, s. 456.

229 Kılınç, s. 96; Anayasa Mahkemesi, E:1994/24, K:1995/11 sayılı kararı, RG. 22.06.1995 22321;

Anayasa Mahkemesi, 16.06.1999 tarih ve E:1998/1, K:1999/22 sayılı kararı, AMKD C:2 S:35 2000; Anayasa Mahkemesi, 16.06.1999 tarih ve E:1996/27, K:1999/16 sayılı kararı, AMKD C:2 S:35 2000; Anayasa Mahkemesi, 16.06.1999 tarih ve E:1996/22, K:1999/21 sayılı kararı, AMKD C:2 S:35 2000;

Buna göre, siyasi partinin kapanması veya bir diğer siyasi parti ile birleşmesi durumunda, kapanma veya birleşme tarihine kadar olan hesaplar mali denetime tabi olacaktır. Parti sorumluları, partinin hesabını, hesap belgelerini, kapanma veya birleşme kararlarını Anayasa Mahkemesine verecekler ve mali denetim bu belgeler üzerinden yapılacaktır. Eğer kapanan partinin malvarlığı başka bir siyasi partiye devredilmiş ve ilgili parti malları kabul etmişse, devredilen malların niteliği ve tutarlarını gösteren belgenin ve malları alan parti kararının hesap ile birlikte verilmesi ve mali denetimde de bu belgelerin aranması gerekir. Anayasa Mahkemesi vermiş olduğu bir kararında, başka bir parti ile birleşen partilerin kesinhesaplarının ve ilgili belgelerin kapanan partinin yöneticilerinden isteneceğini belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi tarafından hakkında kapatma kararı verilmiş olan bir siyasi partinin mali denetiminin nasıl yapılacağı hususu bir diğer önemli noktadır. SPK’nın 107. maddesi, bu durumda mahkeme kararı ile kapatılan partinin bütün mallarının hazineye geçeceğini düzenler. Kapatılan siyasi partinin kapatılma tarihine kadar olan hesapları sorumluları tarafından Anayasa Mahkemesine verilir ve mahkeme tarafından denetlenir230.

VII-MALİ DENETİMİN YAPTIRIMLARI

2820 sayılı SPK ‘da 61-69. maddeler arasında siyasi partilerin gelirleri; 70- 73. maddeler arasında partilerin giderleri 74. ve 75. maddelerde Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak mali denetim usulünün ayrıntıları; 76 ve 77. maddelerde ise bu denetimin yaptırımları düzenlenmiştir. Siyasi Partiler Kanunu’nda düzenlenmiş olan yaptırımlar; SPK’nın 75 ve 76. maddelerinde yer alan mali yaptırım ve SPK’nın 116. maddesinde düzenlenmiş olan cezai yaptırım olmak üzere iki türlüdür.