• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL BİLGİLER VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

4.1. Değerler Eğitimi

4.1.7. Sevgi

Sevgi, insanları birbirlerine yaklaştırarak onları kaynaştıran ve içsel olarak bağlayan ruhsal bir eğilimdir ( Hökelekli, 2013). Toplumda birlik ve beraberlik duygusu gelişecek sosyal dayanışma sağlanacaktır Sevgi kapsamı itibarıyla çok geniş bir duygu ve değerdir. Sevgi deyince ilk başta akla gelen insan sevgisidir. İnsanların birbirlerine duydukları sevgi sayesinde toplumda güven duygusu daha sağlıklı ve daha net ortaya çıkacaktır. Güven duymanın haricinde fedakârlık yapma, aile birliğine önem verme, merhametli ve vefalı olma gibi davranışlar da sevgi değerini benimsemiş birinden beklenen davranışlardır. Sevgi yalnızca insanların birbirlerine karşı hissettiği duygu ve değer değildir. Doğa sevgisi, hayvan sevgisi, yaşam sevgisi, sevgi değerinin diğer alt başlıklarıdır.

Çocuklar gelişmek ve başarılı olmak için ev ve okulda ait olma duygusunu ve sevgiyi yaşamaya gereksinim duyarlar (Morrison, 2008; akt. Arıkan, 2011).

Sevgi, çocuğun fiziksel, bilişsel ve duygusal gelişiminde önemli rol oynar. Çocuğun yapıcı yaratıcı ve üretken bir kişiliğe sahip olması, onun sevgi dolu bir ortamda büyümesiyle yakından ilişkilidir (Dönmezer, 2001; akt. Arıkan, 2011).

Tablo 8 “Sevgi” Değerinin Bulunduğu Fıkralar

Fıkra Adı Fıkra Numarası Sayfa Numarası

Şu Merkebin Canı Çıksa 17 134

Bektaşi’nin Bahtı 39 147

Hırsızı Bulmuş 72 165

Ben de Bizim Hatunu 104 185

Bak, Ben Hiç Camiye Gidiyor Muyum

175 219

Vurma Hayvandır 176 219

Kaynana 202 233

Bir Daha Alacağım 208 236

İnsanların Ahvalini Anladığımdan Beri

268 268

Şu Merkebin Canı Çıksa, fıkrasında yer alan “ İneği sağlam, sıhhat ve afiyeti yerinde bir hayvan ise de, merkebi hastalıklı işe yaramaz, alil bir şey olduğundan baba merhameten besliyor; ölüp kurtulmasını da canı gönülden arzu ediyordu.” ifadesi ile Bektaşi’nin hayvana gösterdiği merhamete ve hayvan sevgisi duygusuna ulaşılabilir. Onun ölmesini fakir olduğu ve bakamadığı için istemektedir. Ancak fakir olmasına rağmen eşeğe bakması merhamet sahibi olduğunu bize gösterir.

Bektaşi’nin Bahtı, fıkrasında bir köye giden Bektaşi köylülerin bir tilkinin peşinden koştuklarını ve tilkiyi yakaladıklarını görür. Yakalanan tilkinin üzerine Bektaşi cübbesini çıkartıp giydirerek salıverir. Köylülerin verdiği tepkiye karşılık Bektaşi: “ İstediği kadar aç olsun! Üzerinde benim cübbem oldukça bahtı kapanır, yiyecek bir şey bulamaz, açlıktan ölür gider, siz de kurtulursunuz,” der. Burada Bektaşi tilkiyi ceza almaktan yani ölümden kurtararak hayvan sevgisi ve merhamet örneği sergiler. Bunun dışında kendi açlığını ve yoksulluğunu da dile getirerek çevresine de aç kimselere yardımda bulunmak gerektiğini hatırlatır.

Hırsızı Bulmuş, fıkrasında bir köye misafir olan Bektaşi’den muhtar bir istekte bulunur.

Köyde hırsızlık yapıldığını söyler ve hırsızı bulmasını ister. Bektaşi aklını çalıştırarak hırsızı bulur. Ancak hırsıza bile merhamet eder ve “ İşte karşımda onu görüyorum. Fakat onu rezil etmek istemem.” der. Ancak bulduğu bir yolla çalınan şeyin de geri dönmesini sağlar. Suçlu insana dahi merhamet gösteren Bektaşi tipi sayesinde bu fıkrada sevgi değerine yer verilmiştir.

Ben de Bizim Hatunu, fıkrasında Bektaşi’nin biri İranlı ve Azerbaycanlı iki arkadaş edinerek hacca gitmiş. Şükranlarını ifade etmek için çok zengin olan arkadaşları ziyafet vermiş ve kölelerini serbest bıraktıklarını söylemişler. Kölelerini serbest bırakmaları merhamet örneği olarak gösterilebilir. Fıkranın sonunda Bektaşi “ Allah’ım!.. Ben de bu yoldaşlardan aşağı

kalmak istemem. Fakat ne yapayım ki, azat edecek ne kölem var ne de cariyem. Şu halde ben de senin uğruna bizim hatunu azat ve tatlik ettim. Hiç olmazsa bu sayede, hac dönüşünden sonra biraz rahat eder kafamı dinlerim, diye bağırmış.” Burada yine Bektaşi fıkralarında karşımıza çıkan tariz sanatının örneğini görüyoruz. Aslında Bektaşi yuvasını dağıtmak istediği için bunu söylememiştir. Söylemek istediği aile içerisinde huzur olması gerektiğidir. Bunu şakaya vurarak aile birliğinin ve aile içi huzurun önemine değinmiştir.

Bak, Ben Hiç Camiye Gidiyor Muyum; Vurma Hayvandır, fıkralarında yanlışlıkla camiye giren hayvanlara karşı uygulanan şiddete Bektaşi’nin gösterdiği tepki yer alır. Bektaşi bu fıkralarda esprili bir dille hayvanlara karşı uygulanan şiddete eleştiri yapmıştır. Bu fıkralarda insanlara duyulan saygının yanı sıra hayvanlara ve diğer varlıklara da saygı göstermemiz gerektiği sonucu çıkarılabilir. Bunun haricinde Bektaşi’nin hayvanlara duyduğu merhameti, hayvan sevgisini de gözler önüne serer. Bu davranış hem saygı hem sevgi değerini içermektedir.

Kaynana, fıkrasında kaynanası ölen bir Bektaşi hüngür hüngür ağlar. Bektaşi on günlük evlidir. Niçin bu kadar ağladığını soranlara “ Daha ne olacak a Paşam. Bana of bile dedirtmeden, hiçbir halinden bezginlik getirmeden ölüp gitti işte. Bundan büyük iyilik mi olur, der…” Burada Bektaşi aslında olması gereken duruma şaka yollu dikkat çeker. Olması gereken durum ise aile içinde sevgi, saygı ve huzur durumudur. Bunlar aile içi birliği sağlayacak değerlerdir.

Bir Daha Alacağım, fıkrasında bir Bektaşi’nin dört karısı olduğu ve dört karısının da huzursuz olduğu anlatılmaktadır. Bu huzursuzluğun sebebi olarak Bektaşi’yi gördükleri için hep beraber önce onu dövmüş sürükleyerek merdivenlerden aşağı atmışlar. Bektaşi de onlara ellerinden kurtulunca bir tane daha alacağını söyler. Sebebini sorduklarında hiç değilse alacağı kadın da merdivenlerden aşağı sürüklerken başından tutacağını, böylece başının yere çarpmayacağını söyler. Bu fıkrada Bektaşi geleneğinde önemle üzerinde durulan ve savunulan tek eşliliğin önemi vurgulanır. Tek eşlilik sayesinde de aile içi birlik, huzur, güven ve sevgi ortamı oluşacaktır. Aile içi huzurun olması bunun da toplumsal sevgi ve huzur ortamını da etkilemesi fıkrada esprili, eleştirel bir dille anlatılmaktadır.

İnsanların Ahvalini Anladığımdan Beri fıkrasında hayvan sevgisi ön plandadır. Bir Bektaşi babasının dört köpek beslediği ve daima onlarla vakit geçirdiği anlatılır. Onlarla niçin bu kadar vakit geçirdiğini soranlara da “İnsanların ahvalini tamamen anladığımdan beri bunlarla müsahabeti itiyat edindim…” cevabını verir. Bu muhataplarına ders niteliğinde bir

cevaptır. Çünkü bir anlamda insanların göstermiş olduğu vefasızlık, sevgisizlik, merhametsizlik gibi durumlara tepkidir. İnsanlarda göremediği bu özelikleri hayvan dostlarından görmektedir.