• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL BİLGİLER VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.7. İlgili Araştırmalar

John Morreall, (1997). “Gülmeyi Ciddiye Almak” adlı çalışmasında gülmenin nedenleri üzerinde durur. Sonrasında mizahi gülme durumları ile mizahi olmayan gülme durumlarından bahseder ve farklarını açıklar. Mizah kuramları hakkında bilgi verdikten sonra kendi mizah kuramını açıklar. Ayrıca mizah çeşitliliği, mizah e estetik ilişki, mizahın insan yaşamına etkisi, mizahın toplumsal değeri hakkında yorumlarda bulunur.

Selman Çiçekler (2006), tarafından Türkçe öğretiminde fıkra metinlerinin kullanılması üzerine çalışma yapmıştır. Türkçe derslerinde fıkraların nasıl kullanılacağı üzerinde durmuştur.

Türkçe öğretim programına uygun olarak ders planlarında fıkra kullanımının nasıl olacağına ilişkin bilgiler yer almıştır.

Saim Sakaoğlu’nun (1992) “Türk Fıkraları ve Nasreddin Hoca “adlı çalışması Selçuk Üniversitesi yayınları arasındadır. Bu eser bir giriş ve iki bölüm halindedir. Giriş bölümü

“Fıkralar Üzerine başlığını taşır. Birinci Bölüm (11- 114), “Türk Fıkraları-Fıkra Tipleri”

başlığını taşıyıp bu bölümde sekiz makaleye yer verilmiştir. İkinci Bölüm (115-170),

“Nasreddin Hoca” başlığını taşıyıp yedi makale de bu bölümde yer almaktadır.

Özlek, (2014), “Kırk Vezir Hikâyeleri’nde Eğitici Değerler ve Söz Varlığı” adlı yüksek lisans tezinde 15. yüzyılda Osmanlı Devleti sahasında mensur hikâye tarzında ve şeyh-zâde Ahmet Mısrî tarafından kaleme alınan Kırk Vezir Hikâyeleri adlı eserde yer alan metinlerdeki eğitici değerleri tespit etmiş ve bu değerlerin nasıl aktarıldığını ifade etmiştir. Eserin içerdiği söz varlığını belirledikten sonra Türkçe öğretimine katkılarını, seçilen bir hikâyede kullanılan isim ve fiilleri çıkararak eserin bütününde Türkçenin nasıl kullanıldığını ortaya koymuştur.

Hazırlanan çalışmada ilk olarak Kırk Vezir Hikâyelerinde yer alan öyküler özetlenmiş, sonrasında epizotlarına ayrılmış ve metinlerde aktarılmak istenen iletiler belirlenmiştir. Kırk Vezir Hikâyeleri’nin değer öğretimi için uygun bir materyal olduğu, söz varlığı açısından zengin olup Türkçe öğretimine (dil becerilerinin geliştirilmesine ) katkı sağlayacak düzeyde olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Dursun Yıldırım'ın (2016) "Türk Edebiyatında Bektaşi Fıkraları" adlı eseri Bektaşi fıkralarını incelemiş, bu fıkraların Türk fıkra geleneği içindeki yerini belirlemiş ve fıkraları konu, yapı, dil ve üslup mekân zaman vb. özellikler bakımından sınıflandırmıştır.

Boratav’ın (1991) “Folklor ve Edebiyat II”, adlı eserinde halk şairleri; roman destan, hikâye; masal, fıkra, efsane; türkü, ağıt, ninni; halk tiyatrosu hakkında yazılmış yazıları vardır.

Bu yazılardan biri de “Bektaşî ile Bektaşî Fıkraları Üzerine” başlığını taşır.

Nigar Dilşat Kanat’ın (2017) “Mizah Teorileri Bağlamında Bektaşi Fıkraları” adlı yüksek lisans tezinde, Anonim Halk Edebiyatı ürünlerinden olan fıkralar, “Mizah Teorileri”

ışığında incelenmiştir. Çalışmada Gülme ve Mizah kavramları açıklandıktan sonra, mizahı oluşturan türlere ve bu türlerin açıklamalarına da yer verilmiştir. Devamında Türk Halk Edebiyatında Fıkra Türü ve özelliklerine değinilip inceleme konusu olan fıkraların ruhunu iyi anlayabilmek amacıyla Bektaşilik öğretisi hakkında bilgilendirme yapılmıştır. Sonrasında ise Bektaşî fıkralarının karakteristik özelliklerini paylaşılıp Mizah Teorileri Işığında Bektaşî fıkralarını sınıflandırılmıştır.

Ülker Şen (2007), Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2005 yılında tavsiye ettiği 100 temel eser üzerinden Türkçe eğitiminde değerler öğretimi üzerine bir çalışma yapmıştır. Bu çalışmada 100

temel eser içerisinden seçilen 58 eser Sosyal bilgiler öğretim programında yer alan 20 değer bakımından incelenmiştir. Sonuç olarak sevgi, duyarlılık, yardımseverlik, saygı, sorumluluk, sağlıklı olmaya önem verme, barış, özgürlük, bilimsellik değerleri gibi değerlerin varlığı tespit edilmiştir.

Elvan Yalçınkaya (2015), “Bektaşi Fıkralarının Eğitici Yönü Ve Değerler Eğitimi Açısından Önemi” konusunda çalışma yapmıştır. Bu çalışmada, Alevi-Bektaşi geleneğinde dilden dile anlatılan Bektaşi fıkralarını İlköğretim Sosyal Bilgiler Öğretim Programı’nda yer alan değerler açısından incelenmiştir. Bu doğrultusunda, Bektaşi fıkralarını derleyen Yıldırım (1999)’ın “Türk Edebiyatında Bektaşi Fıkraları” adlı çalışmasındaki tüm fıkralar incelenmiş ve değerler eğitimi açısından sınıflandırılmıştır.

İ. Seçkin Aydın (2006), "Türkçe Öğretiminde Mizah Kullanımının Öğrenci Tutum ve Başarısına Etkisi (İzmir İlköğretim 8. Sınıf Örnekleminde)" adlı bir çalışma yapmıştır. Bu araştırmada, mizahın tanımı, mizahın tarihsel gelişimi, mizah kuramlarına yer verildikten sonra mizahın diğer kavramlarla olan ilişkisi açıklanmıştır. Mizah kullanımının Türkçe dersi üzerinde nasıl ve ne derece etkili olduğunu değerlendirmiştir. Çalışmada kullanılan gülmece öyküleri, karikatürler, fıkralar ve sınıf içi mizahî etkinliklerin, öğrencilerin Türkçe akademik başarılarına etkileri, mizaha yönelik tutumları ve Türkçe dersine yönelik tutumları ele alınmıştır. Bunlara ek olarak araştırmada, mizah kullanımının Türkçe dersinin gereksinimlerini karşılama düzeyi belirlenmiştir.

Nurşen Yıldırım (2018) Araştırmada, fıkra türünün genel nitelikleri, eğitici değer kavramı ve İncili Çavuş’un kimliğine değinildikten sonra İncili Çavuş fıkralarında yer alan bireysel, sosyal ve dini değerler tespit edilerek söz konusu fıkraların eğitici değer bakımından zenginliği ortaya konulmuştur.

Demirtaş (2012), “Değerler eğitiminde edebi ürünlerden yaralanma: Nasreddin Hoca Fıkraları” adlı çalışmada, öncelikle öğrencilere değer kazandırma sürecinde edebi ürünlerinden yararlanmanın önemi üzerinde durmuş, devamında halk kültürünün önemli ögelerinden olan Nasreddin Hoca fıkralarının değerler eğitiminde araç olarak kullanılmasına yönelik bir tespit çalışması yapmıştır. Nasreddin Hoca fıkralarında yer alan değer unsurlarını belirleyerek sınıflandırma yapmış ve bunların Türkçe eğitimi ve değerler eğitimindeki önemini ortaya koymuştur.

Özbay (2010), Nasreddin Hoca fıkralarını Türkçe öğretimi açısından ele almış ve bu fıkraların başta kültür ve değer aktarımı olmak üzere anlatım temelli becerilerde kullanılması gerektiğini belirtmiştir.

Yusuf Çotuksöken (2004) de "Bektaşi Fıkraları' başlığını taşıyan çalışmasında fıkraları

"Konuları ile Kullanıldığı Bağlamlara Göre" sınıflandırmıştır.

Halil İbrahim Şahin (2010), "Bektaşî Fıkraları ve Gülme Teorileri" adlı çalışmasında

"üstünlük", "uyumsuzluk" ve "rahatlama" gibi gülme teorileri bağlamında Bektaşî fıkralarındaki gülmeye neden olan durumlarla tespitler yaptıktan sonra bunlarla ilgili değerlendirmelerde bulunmuştur.

Hikmet Yazıcı (2013) ise, "Bektaşi Fıkralarının Mizah Anlayışı ve İşlevi Bağlamında Bireysel ve Toplumsal Ruh Sağlığı" adlı makalesinde Bektaşi fıkralarını mizah anlayışı ve işlevi bağlamında ele almış ve bireysel ve toplumsal ruh sağlığı konularını açıklamıştır. Bu çalışmada Bektaşi fıkraları ile farklı şekillerde sergilenen mizah tarzları arasında bir bağ kurulup, Bektaşi fıkralarındaki mizahın ruh sağlığı üzerindeki etkilerine değinilmiştir.

Kolaç (2010) tarafından Hacı Bektaş Veli, Mevlana ve Yunus felsefesiyle Türkçe derslerinde değerler ve hoşgörü eğitimi üzerine bir araştırma yapılmıştır. Araştırmada Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkçe Öğretim Programları (1-5,6-8) değerler ve hoşgörü kavramlarına yer vermeleri bakımından değerlendirilmiştir. Araştırmanın sonucunda programlarda değer ve hoşgörü kavramlarına yeteri düzeyde yer verilmediği görülmüş, Hacı Bektaş Veli, Mevlana ve Yunus Felsefesi aracılığıyla bu kavramlara yer verilmesi önerilmiştir.

3. YÖNTEM

Araştırmanın yöntem bölümünde “araştırma modeli”, “veriler ve toplanması” ile

“verilerin analizi ve yorumu” açıklanmıştır.

3.1. Araştırmanın Modeli

Araştırma türleri, yaygın bir şekilde betimsel/nitel ve deneysel olmak üzere iki şekilde sınıflandırılmaktadır. Betimsel araştırmalar geçmişte ya da hâlâ var olan bir durumu var olduğu hâliyle betimlemeyi amaçlayan araştırmalardır. Deneysel modeller, değişkenler arasındaki neden-sonuç ilişkilerini açıklamak amacı ile doğrudan araştırmacının kontrolü altında gözlenmek istenen verilerin üretildiği modellerdir. Nitel araştırma, gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel bilgi toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma olarak tanımlanabilir.

Araştırmada Bektaşi fıkralarındaki kök değerler ile Bektaşi fıkralarının söz varlığı ortaya konmaya çalışıldığı için betimsel araştırma modeli kullanılmıştır. Dursun Yıldırımın Türk Edebiyatında Bektaşi Fıkraları adlı eseri Bektaşi fıkrasına yer vererek en kapsamlı derleme örneklerinden biri olduğu için tercih edilmiştir. Bu tür çalışmalar ders kitaplarına kaynaklık edebileceğinden ve derslerde kullanılabileceğinden fıkralar Türkçe Öğretim Programında yer alan kök değerler bakımından incelenmiştir. Öğretim programlarında yer alan

“kök değerler” şunlardır: adalet, dostluk, dürüstlük, öz denetim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, vatanseverlik, yardımseverlik. Bu kök değerlerle bağlantılı değerlere ilişkili olduğu alt değerlerle de yer verilmiştir.

Araştırmada Türkçe Öğretim Programında yer alan kök değerler bakımından Bektaşi fıkraları incelenmiştir. Devamında fıkralar söz varlığı; deyimler, ikilemeler, ilişki sözleri (kalıp sözler), doldurma sözler, terimler alt başlıkları altında incelenip değerlendirilmiş ve yorumu sonuç bölümünde aktarılmıştır.