• Sonuç bulunamadı

BİRİNCİ BÖLÜM: İNCELEME

1.2. Ses Bilgisi Özellikleri 1. Ünlüler

1.2.1.1. e/i meselesi

alâkalıdır. Bir süre Arap alfabesi ile Uygur alfabesinin yan yana kullanılmış olmasından dolayı, Orta Asya’da kullanılan imlâ ile bu durumdan daha az etkilenen Anadolu coğrafyasında kullanılan imlâ arasındaki fark açıktır. Hatta bazen tamamen Arapça’da olduğu gibi imlâda ünlülerin hiç kullanılmadığı da olmuştur. İlk bakışta çok karışık gibi görülen bu imlâ ve dolayısıyla e ve i meselesi, halli hususunda, bir tarafta e bir tarafta i bulunmasına bakarak, bu iki sesi kendinde toplayan bir kapalı e(é) kabul ve bunun sonradan e ve i şeklinde gelişimi tasavvur edilir (Arat, 1987: 338–339)

Timurtaş’a göre, eski imlâmızda kapalı e’nin varlığını belirtecek bir işaret ve harfin olmayışı bu husustaki tespiti ve kararı zorlaştırmaktadır. Eski Türkiye Türkçesi metinleri üzerinde araştırma yapanların bazıları i’yi é kabul etmelerine karşılık bazıları aslî yazılışa sadık kalmaktadır (Timurtaş, 1994:21). Biz, metnimizde ikinci tercihi takip ettik.

Bugün Anadolu ağızlarının pek çoğunda bulunan bu ses, “e” ile “i” arasında bir sestir ve genellikle ilk hecede görülür. Eski Türkçedeki bazı kapalı é ünlüleri, Eski Anadolu Türkçesi metinlerinde “i”(vir-/ver-, it-/et-) ile gösterilirken, Klasik Osmanlı Türkçesi ve günümüz Türkiye Türkçesinde de “i” ile karşılanmaktadır. Devrin hâkim özelliği olan “i” li yazım metnimizde de görülmektedir. Ancak üstünle harekelenerek kapalı é’nin gösterildiği birkaç istisna vardır:

yéyeler (ْ#َ" َ+َ ) (158b/9) , yéyeler (ْ#َ" يي ) (4b/1) nésne ( َEِْP) (141b/t) , yér ( ْ#َ+) (15a/4) yéyici ( ِQR+َ ) (128a/7) , éline ( َEَِا) (111a/8) éyleye ( َ+َِا) (61a/9 ), éyder (ِآرِْا) (155b/10) éder ( ْرَا) (133b/3).

1.2.1.2. Ünlü Uyumları

Dil uyumu, Türkçenin temel kurallarındandır. Türkçenin temel ses bilgisi özelliklerinden biri olan Dil uyumu (vocal harmony) Türk dilinin her döneminde olduğu gibi Klasik Osmanlı Türkçesi döneminde de esas olarak vardır ve bu dönemi

örnekleyen eserlerden biri olan metnimizde de, bu uyum, artlık-önlük(damak) ve düzlük-yuvarlaklık (dudak) karşıtlığında kendini gösterir.

1.2.1.2.1. Artlık-Önlük (Damak) Uyumu

Türkçenin temel ses uyumlarından biri olan damak uyumu, kelimede art sıradan ünlüleri art sıradan, ön sıradan ünlüleri ön sıradan ünlülerin takip etmesi kuralına dayanır. Kalınlık-incelik uyumu olarak da bilinir. Kelimelerdeki ünlü düzenini incelik(önlük)-kalınlık(artlık) bakımından ayarlayan dil benzeşmesi, Türkçenin diğer dönemlerinde olduğu gibi Klasik Osmanlı Türkçesi metinlerinde de çok kuvvetli olarak vardır.

Kalınlık-incelik uyumunun hemen hemen tam olduğu metnimizde, bu gün uyuma aykırı olan bazı eklerin, imlâda bitişik yazılan bazı kelimelerin ve hatta eklerle genişletilmiş Arapça ve Farsça çoğu kelimenin de uyuma girdiği görülür. Damak uyumuna aykırılıklar bilindiği üzere sadece alıntı kelimelerde mevcut değildir. Tarihî metinlerin çeviri yazılarına bakıldığında da bazı eklerin (-ken, -yor, +ki dışında) dil uyumuna aykırı biçimde eklendiği görülür. Bu durum aykırılık gibi görünse de, esasında birkaç istisna dışında, kalınlık-incelik (Damak) uyumunun, Arapça ve Farsça’dan Türkçe’ye geçen kelimeleri de tesiri altına aldığı görülmektedir.

Metinde, art-ön karşıtlığı bulunan Türkçe eklerin, daha çok art ünsüzlü şekilleri Arapça- Farsça kelimelere getirilmekle beraber, aynı kelimenin hem ince sıradan hem kalın sıradan ekle çekimlendiği örneklere de rastlanmıştır. Hatta yapım veya çekim eki almadığı halde, gerileyici ve ilerleyici benzetme yoluyla dil uyumuna bağlanan örnekler de mevcuttur. Tabiî ki zaten bu eğilimde olan kelimeye getirilen ekin ünlü ve ünsüzlerinin nitelik ve nicelikleri de uyum sürecini hızlandırmaktadır. Türkçe’de, ekler de kelime üzerine gelirken hem ünlüsü hem ünsüzü bakımından uyuma girer. Yani

Yayınma hadisesiyle, kök kelimenin ses nitelik ve nicelikleri, üzerine getirilen yapım ve

çekim eklerine yayınır. Öyleyse, ekin ünsüz ve ünlülerinin nitelikleri, üzerine geldiği kelimenin kalın sıradan veya ince sıradan okunması için bir ipucu niteliği taşır. Klasik Osmanlı Türkçesi dönemini temsil eden bu metin, bu imlâ hususiyetinin bu dönemde de devam ettiğini gösteren bir örnektir.

Bir başka ifadeyle, ele aldığımız metinde, Arapça ve Farsça kelimelerin son heceleri aslında ince ünlü taşıdıkları halde önceki hecenin ünlüsüne uyarak kalınlaşıyor,

kendisinden sonra gelen Türkçe ek de kalın ünlülü oluyor. Örneğine az rastladığımız ince sırada da aynı ilerleyici benzeşme yoluyla yabancı kelimeler Türkçenin dil uyumuna boyun eğiyor, dilimizin ses kanunlarına bağlanıyor:

èad èad èad

èadāvat / èadvat / èadvat / èadāvvvvāt t t t ( ْتَواََd / ْتاَواَd ) < Ar.vat / èad

èadÀvet

146b/t, , , , 145b/t, a-À-e >a-À-À (ilerleyici benzetme).

çırÀ çırÀ çırÀ

çırÀġ ( ْغَا#ِi) < Far.

çirÀà 134a/5,

i-À > ı-À (Gerileyici benzetme). òayÀna

òayÀna òayÀna

òayÀnat/ óıyÀnat t/ óıyÀnat t/ óıyÀnat t/ óıyÀnat ( ِQhَPَ+َ‹ )< Ar.

òıyÀnet

156b/3, ı-À-e >ı-À-a (ilerleyici benzetme). óarÀrÀt / óarÀrat

óarÀrÀt / óarÀrat óarÀrÀt / óarÀrat

óarÀrÀt / óarÀrat ( تَارَا#َ / ْتراَ#َ ) < Ar.

óarÀret

105b/t/154b/1, (ilerleyici benzetme).... òastalıú

òastalıú òastalıú

òastalıú (Xَِhَْ‹) < Ar.

óaste

129b/7, a-e-i > a-a-ı

(İlerleyici Benzetme ve aynı zamanda

ekin ünsüz ve ünlülerinin art niteliğinin gerileyici benzetmeyle etkisi)

(52 yerde).

óastelik/òastelik óastelik/òastelik óastelik/òastelik

óastelik/òastelik ( ْmَِhَْ ) < Ar.

óaste

35a/10 (10 yerde)

òòòòāyınlıú yınlıú yınlıú yınlıú ( XِْEَ‹ ) < Ar.

óÀ’in

64a/6, À-i > À-ı (İlerleyici Benzetme). óıy

óıy óıy

óıyānatlıú natlıú natlıú ( ْXِْhَPَ+َ ) < Ar. natlıú

òıyÀnet

84a/3, ı-À-e-i > ı-À-a-ı (İlerleyici Benzetme).... òarÀblıú òarÀblıú òarÀblıú òarÀblıú ( Xْ^ا#َ ) 111a/12 mıúdÀr mıúdÀr mıúdÀr

mıúdÀr (ْراَْZِ ) < Ar.

miúdÀr 67a/4 (9 yerde), i-

À> ı-À (gerileyici benzetme). rÀóatlik rÀóatlik rÀóatlik rÀóatlik ( ْmِْhَ اَر ) 29b/6 vıc vıc vıc

vıcūd d d d ( ْد.ُWِو ) < Ar.

vücÿd 125b/10, ü-

ÿ » ı-ÿ (gerileyici benzetme). øaèíf(lıú)

øaèíf(lıú) øaèíf(lıú)

øaèíf(lıú) ( ْِ+]َ{ ) 11b/2

ôôôôālımıñlımıñlımıñlımıñ ( ْﯔِ "َ‚ ) < Ar.

ôÀlim

119b/9 (11 yerde), À-i > À-ı (ilerleyici benzetme). ôÀlımlıúlar

ôÀlımlıúlar ôÀlımlıúlar

ôÀlımlıúlar (#َZِْ "َ‚) < Ar.

ôÀlim

41a/13, À-i-i-e > À-ı-ı-a (ilerleyici benzetme). zıyÀn

zıyÀn zıyÀn

zıyÀn ( ْنَِز) < Far. ziyÀn 10a/2 (53 yerde), i-À > ı-À (gerileyici benzetme).

görülmektedir:

artarken (ْjَآ#ْرَا) ( 7b/12), altundaki (ِْآP.hْ"َا) (153a/t)

Bir örnekte, +ki aitlik ekinin +ààààı biçimine girerek uyuma tâbi olduğu görülmektedir:

fevúındaàı (ِQ`ْEِ$ْ.َg) (115b/1)

1.2.1.2.2. Düzlük-Yuvarlaklık (Dudak) Uyumu

Türkçenin diğer tarihî dönemlerinde de görüldüğü gibi, düzlük-yuvarlaklık uyumu, metnimizde de çeşitli sebeplerle (Dudak ünsüzleri, à/g ünsüz erimeleri) sağlam değildir.

Eski Türkçedeki şekillerini korudukları için uyum gösteren veya aksine uyum dışında kalan örneklerin yanı sıra, Osmanlı Türkçesi Döneminde uyuma girmiş örnekler de yer almaktadır. Metnimizde çeşitli sebeplerle uyum dışında kalan ve tam tersi temâyülde uyum gösteren bazı örnekler şunlardır:

1. Dudak ünsüzleri nedeniyle: Türkçede dudak ünsüzlerinin etkisi ile bazı kelimelerde