• Sonuç bulunamadı

Serf, Latinci servus, köle, kul, uşak anlamından türeyen bir kelimedir. Serflik, kiracı çiftçilerin, alt sosyal tabakaya bağlı olduğu ve bu tabakanın koşullarının toplamını ifade eden bir kelimedir. Feodalizm veya Derebeylik sisteminin temelinde yatan ve bu sistemin ana dayanak noktası olarak çalıştırılan insan gücüne de serf denmektedir. Başta Ortaçağ Avrupa’sı olmak üzere tarihin birçok evresinde rastlanan toplumsal, siyasal ve ekonomik örgütlenme biçimi olarak adlandırabileceğimiz serflik sistemi Feodalizmin gelişimiyle beraber oluşmaya başlamıştır. Feodalizm ise Latince feodum (tımar) ile taşınabilir değerli mal anlamına gelen Cermen kökenli bir kelimeden türetilmiştir. Oluşan bu Feodal sistem beraberinde siyasi örgütlenmeyi, yani koruyan-korunan (efendi-serf) ilişkisine dayanan hiyerarşik örgütlenmeyi getirmiştir. Bu sistemde merkezî otorite zayıftır ve sistemde genelde yerel yönetim etkilidir. Feodal ekonomi ise, kendi kendine yeterlik üzerine kurulu olduğunda dışa bağımlılık azalmıştır. Bu sistem tam olarak Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra başlamış ve insanların ulusal monarşilere geçtiği Fransız ihtilali dönemine kadar devam ede gelmiştir. İlkçağda Roma'nın yönetimi altındaki toprakların, Germen istilaları sonucunda Germenleri eline geçmesi ile birlikte bu topraklarda Feodalite denen yönetim tarzı oluşmuştur. Bu şekilde erken ortaçağ sınırları içerisinde Avrupa topraklarında feodalite yönetimi oluşmaya başlamıştır. Bu sistem

424 M. V. Levtchenko, a.g.e., s. 16. 425 Özcan Çelebican, a.g.m., s. 306.

156 içerisinde de serfler en önemli insan gücü olarak kullanılmıştır. Nitekim Yunan şehir hayatından ortaçağ ortalarına kadar kölelerin durumlarında fazla bir değişme olmamıştır. Fakat miladi V. asırdan itibaren kölelikten serfliğe geçilmişti. Serflik, derebeylik sitemi içerisinde oluşan ve yarı özgür insanların sınıfı olan bir sosyal zümreydi. Serf bir vatandaş sayılmakla birlikte, her zaman da serf olarak kalırdı ve efendilerinin izni olmadan asla hareket edemezlerdi. Serflerin sosyal zümresi asla değişmezdi ve eğer efendilerine tabi olmazlarsa o zaman kendilerini güvencede hissedemezlerdi426. İlkçağ toplumlarında köle neyse, ortaçağ toplumlarında serf aynıdır sözünü söylemek bundan dolayı doğru olacaktır. Çünkü ilkçağ Avrupa toplumlarında her türlü ekonomik üretim köleler üzerine dayalı olarak kurulmuştu. Aynı şekilde ortaçağ toplumlarında da daha ucuza mal olacak şekilde üretim sistemi işte bu derebeylik sistemi içerisinde serfler üzerine kurulmuştu.

Roma İmparatorluk sınırları içerisinde miladi V. yüzyıldan itibaren köle ekonomisinin yıkılması ve self ekonomisinin köle ekonomisinin yerine geçmesiyle birlikte, hem Doğu Roma imparatorluğunu hem de Batı Roma imparatorluğunu hızlı bir değişim süreci gerçekleşmiştir. Artık yönetimde daha çok malikane sahibi yerel birimler etkili olmaya başlamıştı. Fakat Bizans imparatorluğu bu durumu daha sert karşılamış ve serflik sistemi yerine eyalet sistemine giderek Thema denen yönetim tarzını ortaya çıkarmıştı. Fakat Avrupa bu durumu atlatamamış ve küçük feodal beylerin ellerine teslim olarak, yönetilmeye başlamıştır. Nitekim Avrupa toprakalarında bu erken ortaçağ sınırları içerisinde, ilkçağda olan eski siyasal ve toplumsal yapı ortadan kalkmış, Avrupa’da ki kurulan Germen krallıkları Bizans imparatorluğuna göre farklı bir siyasi yapı kazanmışlardı427.

Thema sistemi genelde themaların bulundukları topraklarda savunma amaçlı kalan ve bu orduların yerleştiği bölgede temelli kalan garnizon manasına gelmektedir. Themalarda bulunan askerlere belirli ölçülerde toprak dağıtılırdı. Themalar babadan büyük oğla geçerdi. Fakat devredilen mülkte oğulda asker yetiştirmek zorundaydı. Themaların en önemli herhangi bir karşı saldırı durumunda merkezden yardım gelmeden hareket edebilmesiydi. Themalar, daha küçük idari bölgeler olarak Turma ve Topotere olarak ayrılmışlardı. İmparatorluk sınırları içerisinde bulunan themaların

426 Van Loon Hedrik, a.g.e., s. 197. 427 G.L. Seidler,.g.e., s. 12.

157 sayısı VI. yüzyılda 12’iken Theopsilos zamanında bu sayı 17’ye çıkmıştır. Potpyhrogennetos zamanında bu sayı 29’a yükselmiştir. Thema teşkilatının zamanla bozulması ve Thema yöneticileri olan Strategosların etki alanının daralması ile bunların görevlerinin duks denen görevlilere dağıtılması devlet nizamında bozulmalara sebep olmuştur. Komnenoslar zamanından itibaren palaiologoslar devrinin sonuna kadar bu idari ve askeri birimlerin sadece adı var olagelmiştir428.

Ortaçağ’da bu erken dönemde oluşan ekonomik sıkıntılar, toprak beylerinin kendi bünyelerinde sanayi kollarını (gynaeceas) oluşturmalarına neden olmuştu. Ortaçağ malikâne anlayışının pek karakteristik anlayışı olan bu sanayi kolları, tamamen ticaret ve sanayi faaliyetlerinin eksikliğini gidermek için oluşturulmuştu429. Krallıklar içerisinde yok olmaya başlayan köleci ekonominin yerini alan serf ekonomisinin etkileri sonraki yüzyıllarda daha da çok artmıştır. Nitekim, miladi VIII. yüzyılda ortaya çıkan Paulikanlar hareketinin temelinde işte bu köleci ekonominin yok olması ve yerine self ekonominin geçmesi neden olmuştu430.

Miladi beşinci yüzyıl içerisinde büyük toprak sahipleri kendi topraklarını korumak için “bucedlla” adı verilen ve yarı silahlı kölelerden oluşan bir ordu oluşturmuşlardı ve bu orduyla etraflarındaki düşmanlardan korunmakla birlikte komşu toprakları da zapt edebiliyorlardı431. Fakat Bizans imparatorluğu 468 yılında çıkardığı bir yasa ile tüm kent ve köy sakinlerinin silahlı köle bulundurmasını yasaklamıştı. Bu şekilde Bizans imparatorluğu kendi bünyesinde feodaliteyi ve buna baplı olarak gelişen serflik sistemine engel olmak istemiştir432.

Fakat Roma imparatorluğundan sonra kurulan küçük krallıklar, kendi bünyeleri içersinde oluşmaya başlayan feodalite sistem sayesinde serflik denen yarı hür, yarı bağımlı çiftçi topluluklarını bilerek oluşturmuşlardı. Bu açıdan bakıldığında Roma imparatorluğundan sonra, kendi topraklarında, günümüzdekine benzer şekilde serbest çalışan çiftçi bulmak imkânsızdı. Derebeyliklerin kurulmasıyla beraber, bağımsız olan çiftçiler kendi etraflarında kendilerini güvenli hissedebilmek için bir efendiye daha doğrusu bir lorda ya da malikâne sahibi olan bir zengine bağımlı

428 Heyet, “Bizans Hukuku”, Türkler Ansiklopedisi, a.g.m., s. 65–67. 429 Henri Pirenne, a.g.e., s. 17.

430 G.L. Seidler, a.g.e., s. 21. 431 M. V. Levtchenko, a.g.e., s. 45. 432 M. V. Levtchenko, a.g.e., s. 46.

158 kalmak zorunda kalmıştı. Bu da zamanla çiftçilerin bağımsızlık yapısını ortadan kaldırmış ve serflik denen yarı bağımsız çiftçilerin oluşmasına neden olmuştur. Çiftçiler zorunlu olarak bu efendilerinin yönetimi altına girmiyorlardı. Yani kendi istekleri doğrultusunda efendilerinin himayesine ve hizmetine giriyorlardı. Bu şekilde efendilerinin hizmetine giren serfler ellerindeki malların bir kısmı ve babalarından miras kalan malları efendilerine hiybe ederek, bir nevi olarak kendilerini kendi istekleri doğrultusunda köle konumuna sokuyorlardı. Bu şekilde mallarını karşılıksız veren serf, kendisi gibi ailesini de garanti altına almış oluyordu. Ama kendisi ve ailesi efendilerinin her dediklerini yapmak zorunda kalıyordu. Bu şekilde özgürlüğünü kaybeden bir çiftçi, askere gitme yükümlülüğünden de kurtuluyordu. Fakat efendisinin herhangi bir çatışmasında, serf konumundaki çiftçiler mecburen çarpışmak zorundaydı. Fakat çiftçinin kendisini bu şekilde efendisine tezlim etmesi, yine de kendi sosyal durumunu düzeltmiyordu. Bunun yanında büyük bir toprak sahibinin yanına serf olarak girip de, göstermiş olduğu üstün hizmet nedeniyle serf olarak, önemli bir yere gelen bir çiftçi, serbest olan bir çiftçiye göre daha rahat bir hayat yaşıyordu. Bu erken ortaçağ Avrupa topraklarının her yerinde aynı şekilde işleyen bir unsurdu433.

Avrupa topraklarında genel durum böyle iken, bu topluluklar içerisinde Franklar serflik sistemini en etkili kullananlar olmuştu. Fraklar genelde hukuk yapısı olarak Roma hukuk yapısını kendilerine örnek almışlardı. Yönetim hukuku olarak Roma hukukunu temel esas seçmişlerdi. Fakat ekonomik alanda geç dönem Roma ekonomi kanunlarını kendi bünyelerine katmadılar.434 Roma ordusunun çok kuvvetli olduğu dönemlerin bitmesi ile birlikte, Roma ordusunda askerleri ile birlikte olan generaller, askerlerini de yanlarına alarak Frank topraklarına yerleşmişlerdi. Bu şekilde bir yerleşim gerçekleştiren bu komutanlar, zamanla derebeylik sistemini oluşturdular. Zamanla bu komutanların kumuş oldukları yerleşim merkezlerine yakın olan köylüler, bu asker-toprak sahibi kişilerin hizmetinde çalışmaya başladılar. Bu şekilde serflik sistemi Avrupa sınırlarında hızlı bir yayılma etkisi gösterdi. Bundan sonra Alamanlarda, Anglo-Saxsonlarda, Vizigotlarda, Vandallarda ve daha sonra kurulan diğer Germen kavimlerinde hızlı bir şekilde derebeylik sistemi ve buna bağlı

433 Bernd Fuhrmann, a.g.e., s. 18. 434 Judson Knight; a.g.e., s.XIII.

159 olarak gelişen serflik sistemi yayılmıştı435. Buna bağlı olarak zamanla köylerin yakınlarında büyük malikâneler oluşmaya başladı. Bu malikânelerden dolayı malikânecilik sistemi hızlı bir şekilde yayılmaya başladı. Bu oluşum derebeylik sisteminin daha hızlı yayılmasına neden oldu. Bu Romalılardan alınan bir sistemdi. “Muh Nohr ee ulızm” derebeylik sisteminin Latince adı olarak kaynaklarda yer alamaya başlamıştı. Derebeylik sistemi ile birlikte çok sayıda serfli yarı köle insan ekonomik iş gücü olarak Avrupa topraklarında kullanılmaya başladı. Ülke içinde bu serfler küçük birer çiftçi gibi toprak işleyebiliyordu. Fakat serfler efendileri tarafından bir köle gibi de kullanılabiliyordu436. Bu bağlamda bakıldığında serflik demek Ortaçağda tam manası ile yarı bağımsız olan, haklarını toprak karşılığında efendisine satan, malikane sahiplerinin kontrolünde olan insan demekti.