• Sonuç bulunamadı

Sendikaların Yeni Faaliyet Alanları

TÜRKİYE’DE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN SOSYAL POLİTİKA FAALİYETLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

3.1. Türkiye’de Sosyal Politika Alanında Faaliyet Gösteren Başlıca Sivil Toplum Örgütler

3.1.1.2. Sendikaların Yeni Faaliyet Alanları

Sendikaların eski faaliyet alanlarında önemli bir yer tutan ideolojik faaliyetler köklü bir değişime uğramaktadır. Sendikalar zaman içerisinde ideolojik yapıdan sıyrılarak ekonomik amaçlara öncelik vermeye başlamıştır. Sınıf iktidarını esas alan mücadeleler, iktidarın parçası konumundaki sendikal yapılar tarihteki yerini alırken, ikinci temel değişim, sendikaların var olan muhalefet anlayışlarında yaşanmaktadır. Muhalefete ve tepkilere dayalı sendikal faaliyetler yerini işbirliğine, uzlaşmaya terk ederken, sadece muhalefet anlayışına dayalı sendikal faaliyetlerin çalışanları yeterince tatmin etmediği anlaşılmaktadır. Bu yüzden sendikalar çatışmaya dayalı mücadele yöntemlerini de değiştirerek; kamuoyu oluşturma, alternatif sunma, ikna etme gibi barışçı mücadelelere öncelik vermeye başlamışlardır. Dar anlamda işçi haklarını koruma sorumluluğu içinde hareket eden sendikalar, bu anlayışlarını değiştirerek toplumun mağdur olan bütün kesimlerini kucaklayabilecek faaliyetlere öncelik vermekte ve bu nedenle üye esaslı faaliyetleri değişime uğramaktadır.124 Diğer bir ifadeyle; küreselleşme sürecinde sosyal politika kavramının geniş anlamının, yani sadece işçi sınıfını değil, tüm sosyal kesimleri kapsayan ve daha geniş sosyal hizmet anlayışı içeren anlamının ön plana çıkmasıyla sendikalar, işçi sınıfı ile işveren arasındaki dar bir faaliyet alanının aktörü olmanın ötesinde, “işçi sendikacılığı” ilkesinin sınırlarını aşarak, geniş anlamda sosyal politika kavramının bir aktörü olma amacıyla hareket etme yolu seçmektedirler.

Burada konunun aidiyet duygusu boyutunu da vurgulamakta fayda vardır. Küreselleşme sürecinde birey yalnızlaşmakta ve aidiyet duygusunu kaybetmektedir. Sendikacılığın ilk dönemlerinde; nitelikli el tezgahları işçilerinin kendi sosyal yapılarından koparak sanayi işçisi haline gelmeleri sürecinde hissettikleri aidiyet arayışı, sendikacılık hareketinin tetikleyicilerinden olmuştur. Günümüzde de

yalnızlaşan birey bu şekilde bir arayışa girecektir. Burada “duyguların bulaşıcılığı”125 da etkili olacaktır. Bu hareketin başlaması ile insanların örgütlenme hızı artacaktır.

Pazarlık tarzı da aynı şekilde 1980’li ve 1990’lı yıllarda değişime uğramıştır. Örneğin; İngiltere’de Gemi Sanayi Konfederasyonu, daha kısa çalışma haftası talebeden isteklerini sınırlandırmıştır. Aynı şekilde pek çok işletmede sendikalar sosyal ortaklık, işbirliği ve “yeni işveren” gibi unsurları dile getirmektedirler. Ayrıca grevsiz sendikacılık sloganları da ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu politika Avrupa’da pek çok sendikanın gündeminde yer almaya başlamıştır. Üyelere yönelik bireysel hizmetler de giderek artmaktadır. Finansal hizmetler 1980’li ve 1990’lı yıllarda giderek genişlemiş, örneğin, sendikal kredi kartları, sağlık hizmetleri, yasal hizmetler, indirimler üyelere yeni olanaklar olarak sunulmuştur. Bazı sendikalar ise, üyelerine önerilerde bulunan telefon hatlarını gündeme almıştır. Bu gelişmeler aslında sendikaların düşmanca bir ortama verdikleri dostça bir cevaptır.126 Bu uygulamaların diğer bir amacının da, küreselleşme sürecinde aşırı bireyselleşme sonucu aidiyet duygusunu yitiren bireye tekrar bu duyguyu kazandırarak örgütlenme eğilimini artırmaktır. Bilindiği gibi neoliberal süreçte yeni çalışma biçimleri ortaya çıkmıştır. Kısaca “esnekleşme” olarak adlandırılan yeni çalışma biçimleri çoğu zaman aynı işyerinde çalışan insanların birbirini hiç tanımamasına varan sosyal kopmalara neden olmaktadır. Birey yalnızlaşmakta ve mevcut sosyal yapılara olan aidiyet duygusunu kaybetmektedir. Yeni aidiyet unsurları arayışı içerisinde sendikalar yeni yerlerini alabilmek için bu gibi uygulamalara gitmektedirler.

Ayrıca ekonomik ve sosyal düzeni değiştiren teknolojik gelişmelere bakışta ve teknoloji karşıtı faaliyetlerde köklü bir değişiklik yaşanmaktadır. Önceleri teknolojik gelişmeleri pek dikkate almayan, daha sonra yeni teknolojilere karşı faaliyetlerini yoğunlaştıran sendikalar, özellikle günümüzde teknolojik gelişmelerin neden olduğu sorunları azaltmak, işgücünün adaptasyonunu sağlamak için mücadele etmektedirler. Teknolojik gelişmelerde işçilerin ve sendikaların söz sahibi olabilmesi

125 “Duyguların Bulaşıcılığı” ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Daniel GOLEMAN, Duygusal Zeka –

Neden IQ’dan Daha Önemlidir?, Varlık Yayınları, İstanbul, 2000, s:148 ve devamı

hususunun İsveç, Almanya ve Fransa’da yasalarla güvence altına alındığı, İngiltere, Amerika ve Japonya’da toplu sözleşme sistemine bırakıldığı görülmektedir.127

Sendikaların eski faaliyet alanlarında meydana gelen bir diğer değişim ise, toplu sözleşme ile kurulan kurullar yerine üretim ve kaliteye yönelik kurulların ön plana çıkmasıdır. Ayrıca sendikalar işçilerin haklarını koruma ve geliştirmeye yönelik faaliyetlerinin yanında, işletmeleri de korumaya yönelik faaliyetleri gündemlerine almışlardır. Sonuçta, sendikaların sadece dar ekonomik çıkarları koruma örgütleri olarak kalamayacakları ortaya çıkmıştır. Bu nedenle hem işyerinde, hem ulusal ekonomide, hem de evrensel düzeyde çalışma şartlarını, yaşam standardını yükseltme mücadeleleri, sendikaların eski faaliyet alanlarını değiştirmektedir.128 Bu durum, sosyal politika alanında sendikaların konumu ve geleceği ile ilgili olarak, dar anlamda sosyal politika kavramının bir aktörü olmanın ötesine geçme eğiliminde olduklarını bir kez daha ortaya koymaktadır.

Sendikaların potansiyel üye tabanı ve üye yapısının değişmesi, yeni faaliyetlerin belirlenmesinde en etkili faktördür. Sendikalar çeşitli katılım modelleri önererek üye sayısını artırma çabası içindedirler. Herhangi bir işyerinde çalışmayan işçilerin problemlerini tanımlamaya yönelik girişimler de yapılmaktadır. İşyerinde işçilere yönelik örgütlenme kampanyalarına ek olarak AFL-CIO yakın geçmişte ortak üyeler (associate member) edinmek için yeni bir kampanya başlamıştır. Bunun AFL-CIO’nun kuruluşundan bu yana en radikal değişikliklerden biri olduğu bilinmektedir. Ortak üyeler, sendikaların örgütlü olduğu işyerlerinden birinde çalışmayan, ancak sendikaların hizmetlerinden yararlanmak isteyen kimselerdir. AFL-CIO ortak üyeler için faaliyetleri özellikle kredi kartları, sigorta ve emeklilik hesapları gibi finansal hizmetleri sağlama çabaları üzerinde yoğunlaşmakta, çok sayıda üyeye sahip olduğu için bu hizmetleri oldukça düşük fiyatlardan satın alabilmekte ve ortak üyelerine de çok uygun fiyatlar üzerinden arz edebilmektedir. Böylece AFL-CIO, ortak üyeler sayesinde, gelecekteki örgütlenme faaliyetlerinde kendisine destek sağlayabilecek bir temel oluşturabilmektedir. Konfederasyon bu yolla son yıllarda üye sayılarındaki düşüş nedeniyle meydana gelen finansman açığını da, ortak üyelerden toplayacağı aidatlar yoluyla telafi edebilecektir.129

127 Sayım YORGUN, a.g.e., s:132 128 Sayım YORGUN, a.g.e., s:132 129 Sayım YORGUN, a.g.e., ss:133-134