• Sonuç bulunamadı

Sendikal Tazminattan Sorumluluk

2.2. Sendikal Nedenle Feshin İspatı

3.1.4. Sendikal Tazminat

3.1.4.4. Sendikal Tazminattan Sorumluluk

3.1.4.4.1. Genel Olarak

İşçinin işe alımında520, işin devamında ve işe son vermede işverenin, sendikal nedenle

ayrımcılıkta bulunması sebebiyle, işçi lehine hükmedilen sendikal tazminattan kural olarak işveren sorumludur. Ancak, bazı durumlarda işçi ile işveren arasında kurulan iş ilişkisine başka bir işverenin dahil olması sebebi ile sendikal tazminattan sorumlu olan işveren değişebilmektedir.

515 Özkaraca, “Sendikal Güvenceler”, s. 201. Astarlı, “6356 Sayılı Yeni Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun

Sendikal Güvenceler Konusunda Getirdiği Değişiklikler ve Hukuki Sonuçları”, s. 163

516

Y.9.H.D., 25.01.2000 tarih ve 1999/18244 E.- K., Çelik vd., İş Hukuku Dersleri, s. 789

517

Y.9.H.D., 31.3.2004, 18398/6634 E.-K., www.kazanci.com.tr. (11.04.2019)

518

Y.9.H.D., 20.5.1996, 36676/10780, Bkz. Narmanlıoğlu, Toplu İlişkiler, s. 180. Sur, Toplu İlişkiler, s. 62. Çelik vd.,

İş Hukuku Dersleri, s. 789

519

YHGK, 12.05.2004 tarih ve 9-255/290 E.- K., Sur, Toplu İlişkiler, s. 62

520

3.1.4.4.2. Asıl İşveren-Alt İşveren İlişkisi

Asıl işveren- alt işveren ilişkisi 4857 sayılı Kanun’da tanımlanmıştır521. Bu çalışma düzeninde

asıl işveren, alt işveren ve işçi olmak üzere üçlü bir çalışma ilişkisi mevcuttur.

Asıl işveren-alt işveren ilişkisinde, asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak kanundan, sözleşmeden ya da alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işveren ile birlikte müteselsil sorumludur (4857 sayılı İK m. 2/6)522. Asıl

işveren ile alt işverenin müteselsil sorumluluğu hususu gözetildiğinde, STİSK’ de düzenlenen sendikal tazminatın bahsedilen müteselsil sorumluluk kapsamında olup olmayacağının değerlendirilmesi gerekir.

Doktrindeki bir görüşe göre, 4857 sayılı Kanun’un 5. maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağının kapsamına, sendikal nedenle ayrımcılık yapılmaması hususu da girmektedir. İş Kanunu’nun 5. maddesinin 6. fıkrasının, 6356 sayılı Kanun’un 25. maddesini saklı tutması bu görüşü desteklemektedir. Bu nedenle asıl işveren alt işveren ile birlikte sendikal tazminattan sorumlu olacaktır523. Yargıtay asıl işverenin sendikal tazminattan sorumlu olduğu yönünde kararlar

vermektedir524.

3.1.4.4.3. İşyeri Devri

4857 sayılı Kanun’un 6. maddesine göre; işyeri veya işyerinin bir bölümünün hukuki bir işlemle başka birine devredilmesine işyeri devri denilir. İşyeri devriyle, devreden işverenle kurulmuş olan iş sözleşmelerinden doğan tüm hak ve borçlar devralan işverene kendiliğinden geçmektedir525. 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesinin birinci fıkrasında, devir tarihinde işyerinde

veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçeceği düzenlenmiştir. Devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumlu olacağı düzenlenmiştir (İK m. 6/3). Bu hak ve borçlar devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinden, toplu iş sözleşmelerinden kaynaklı her türlü hak ve borçları kapsamaktadır. Ancak devreden işverenin sorumluluğu, devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlandırılmıştır. İki yıl sonunda devreden işverenin sorumluluğu ortadan kalkacak, devralan tek sorumlu olacaktır.

521

Bkz. 4857 sayılı İK. (m. 2/6), Asıl işveren-alt işveren ilişkisi hakkında geniş bilgi için bkz Çelik vd., İş Hukuku

Dersleri, s. 97 vs. Aynı konuda Ercan Akyiğit, İş ve Sosyal Güvenlik Hukukunda Alt İşverenlik, Seçkin

Yayıncılık, Ankara, 2013, s. 19 vs

522

Çelik vd., İş Hukuku Dersleri, s. 97 vs

523

Süzek, İş Hukuku, s. 171

524

Y.22.H.D., 2017/31098 E., 2017/11750 K., 22.05.2017 T. www.yargitay.gov.tr. (12.04.2019). Aynı yönde Y.22. H.D., 2014/10336 E., 2014/12931 K., 14.05.2014 T. www.yargitay.gov.tr. (12.04.2019)

525

Ercüment Özkaraca, “İşyeri Devri Devirden Önce Doğan Borçlardan Sorumluluk (Karar İncelemesi)”, Çalışma ve

Bu durumda, sendikal nedenle açılan davada sendikal tazminatın hangi işverenin ya da işverenlerin sorumlu olacağı tespit edilmesi gerekir. İşyeri devrinden önce sendikal tazminat talepli davada kararın kesinleşmesi sonrası işyeri devri yapılmışsa, her iki işverenin tazminattan sorumlu olup olmayacağı hususunda kanunda bir düzenleme bulunmamaktadır. 4857 sayılı Kanun’da devir anında, devirden önce doğan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar hakkında işverenlerin müteselsil sorumlu oldukları düzenlenmiştir (m. 6/3). Sendikal tazminat da devir anında ödenmesi gereken bir borç olduğundan, devreden işveren ile devralan işverenin müteselsil olarak sorumlu oldukları kabul edilmelidir.

Mahkemenin kararı devirden sonra kesinleşmişse, devir anında doğmuş bir borç olmadığından işverenlerin birlikte sorumluluğuna gidilmeyecek, devreden tek başına sorumlu olacaktır. Zira, sendikal tazminat iş sözleşmesinden doğan bir hak ve borç niteliğinde değil, işçiler arasında yapılan ayrımcılığa karşılık işçi lehine kanunen tanınan bir tazminattır.

3.1.4.4.4. Geçici İş İlişkisi

Geçici iş ilişkisi, işçinin iş görme borcunu bir başka işverenin emrinde geçici süreyle yerine getirdiği ilişkidir526. Geçici iş ilişkisi 4857 sayılı Kanun’un 7. maddesinde düzenlenmiştir. 4857

sayılı Kanun’un 7. maddesinin 1. fıkrasında “Geçici iş ilişkisi, özel istihdam bürosu aracılığıyla ya da holding bünyesi içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyerinde görevlendirme yapılmak suretiyle kurulabilir” düzenlemesi getirilmiştir. Böylece, sadece özel istihdam bürosu aracılığıyla ya da holding bünyesi içinde veya ayrı şirketler topluluğuna bağlı şekilde geçici iş ilişkisi kurulabilecektir527

. 6715 sayılı Kanun528 ile 4857 sayılı Kanun’un 7. maddesinde değişiklik yapılmış, meslek edinilmemiş geçici iş ilişkisine, meslek edinilmiş geçici iş ilişkisi eklenmiştir. Meslek edinilmiş geçici iş ilişkisinde işçi, özel istihdam bürosu ve geçici işçiyi çalıştıran işveren üçlü bir iş ilişkisi kurmaktadır. Meslek edinilmemiş geçici iş ilişkisinde işçi holding bünyesi içinde ya da aynı şirketler topluluğuna bağlı işyerlerinde iş görme borcunu yerine getirmekte, geçici işçi, devreden işveren ve geçici iş ilişkisi kurulan işveren arasında iş ilişkisi kurulmaktadır.

Meslek edinilmiş geçici iş ilişkisinde işveren özel istihdam bürosudur (İK m. 7/11). Bu bakımdan iş ilişkisinden doğacak işçi alacağından özel istihdam bürosu sorumludur. Bunun yanında Kanun, istihdam bürosu ile geçici işçi çalıştıran işverenin ücret, sosyal sigorta primleri gibi borçlardan birlikte sorumlu tutulacağına ilişkin bir hükme yer vermemiştir529. Bu nedenle, örneğin

işçinin ücretini kural olarak özel istihdam bürosu ödeyecektir530. Bunun yanında aynı maddenin 9.

526

Esra Başkan, “Türk İş Hukukunda Meslek Edinilmiş Geçici İş İlişkisi”, GÜHFD, C. 21, 2, 2017, s. 3

527

Çelik vd., İş Hukuku Dersleri, s. 226. Mollamahmutoğlu vd., a.g.e., s. 127

528

RG. 06.05.2016 tarih ve 6715 sayılı “İş Kanunu İle Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” kabul edilmiştir

529

Başkan, “Geçici İş İlişkisi”, s. 28-29

530

fıkrasında belirtildiği üzere, geçici işçi çalıştıran işverenin, işçiye emir ve talimat verme hakkı bulunmaktadır. Meslek edinilmiş geçici iş ilişkisinde çalışan işçi sendikal haklarını kullanabilecektir. Bu işçiler, özel istihdam bürosunun bulunduğu iş kolunda sendika kurabilecekler, sendika özgürlüğü kapsamında istedikleri sendikaya üye olabilecekler, sendikal faaliyetlere katılabileceklerdir531.

İş ilişkisinin devamında, iş sözleşmesinin feshinde sendikal nedene dayalı haksız fesih ile karşılaşan işçilerin tazminat taleplerini kime yöneltileceği hususunda Kanunda bir düzenleme yer almamaktadır. İş Kanunu’nda geçici işçi çalıştıran işverenin, geçici işçilere eşit davranma borcu olduğu (İK m.7/10), yine geçici işçilerin, işyerindeki sosyal hizmetlerden eşit davranma ilkesince yararlanabileceği (İK m. 7/9-d), bu bakımdan işverenin farklı uygulamada bulunması halinde öncelikle İş Kanunu’nun 5. maddesindeki eşit işlem borcuna aykırılık oluşacağını söyleyebiliriz. İşverenin, işyerinde sendikal nedene dayalı ayrımcılık yapması halinde hem 4857 sayılı Kanun’un 5. maddesi hem de 6356 sayılı Kanun’un 25. maddesi ihlal edilmiş olacaktır. Bu sebeple geçici işçi ayrımcılık tazminatına hak kazanabileceği gibi sendikal tazminata da hak kazanabilecektir532. Bu

bağlamda işçi, sendikal tazminat talepli davayı devreden işverene açabileceği gibi doğrudan geçici işçi çalıştıran işverene de açabilmelidir.

Meslek edinilmemiş geçici iş ilişkisinde geçici işçi sendikal tazminat talep edebilecektir. Zira, 4857 sayılı Kanun’un 7. maddesinin son fıkrası, onuncu ve dokuzuncu fıkranın d bendinde düzenlenen hak ve yükümlülüklerin, kurulan meslek edinilmemiş geçici iş ilişkisinde de uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu bakımdan geçici işçi çalıştıran işverenin, meslek edinilmemiş geçici işlere karşı da eşit davranma borcu bulunmaktadır. Geçici işçiler ayrımcılık tazminatına hak kazanabileceği gibi sendikal tazminata da hak kazanacaklardır. Ancak, ayrımcılık tazminatı, sendikal tazminat ile benzer nitelikte olduğundan her iki tazminat birlikte talep edilemeyeceği Yargıtay ve doktrin tarafından kabul edilmektedir533

.

3.1.4.4.5. İş Sözleşmesinin Devri

Sözleşmesinin devri TBK’ da tanımlanmıştır534

. Sözleşmenin devrinde devreden, devralan ve sözleşmede kalan arasında üçlü bir iş ilişkisi kurulmaktadır. Burada, devreden tüm hak ve borçlarla sözleşmeyi devralana geçirir.

Hizmet sözleşmesinin devri ise aynı Kanunu’nun 429. maddesinde düzenlenmiştir. Burada işçi, devreden işveren ve devralan işveren arasında üçlü bir iş ilişkisi kurulmaktadır. Devirle

531

Başkan, “Geçici İş İlişkisi”, s. 37-38

532

Çelik vd., İş Hukuku Dersleri, s. 247

533

Bkz. 3.1.5.2 Ayrımcılık Tazminatı s. 101 vs

534

birlikte, devralan tüm hak ve borçlarla hizmet sözleşmesinin tarafı olur. Bu sebeple, işçinin çalışma süresine ilişkin hakları açısından, devreden işverenin yanında çalışmaya başladığı tarih esas alınmaktadır (TBK m. 429/2). Hizmet sözleşmesinin devri ile sözleşmeye bağlı tüm hak ve borçlar değişikliğe uğramaksızın sözleşmeyi devralan işverene geçecektir535. Ancak, hükümde işyeri

devrindeki gibi işverenlerin birlikte sorumlu tutulması hususunda bir düzenleme bulunmamaktadır.

Bu durumda doktrindeki görüşe göre, 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 3. fıkrası ile 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesi kıyasen uygulanmalı ve devralan işverenin devirden önce doğmuş borçlarından ve devreden işverenin de kendi döneminde doğmuş olan borçlardan iki yıl süre ile sorumlu olduğunun kabulü gerekir536. Hizmet sözleşmesinin devrinde, devreden ve devralan

işverenlerin birlikte sorumlu olacağının kabulü gerekir. Bu hususta işyeri devrinde olduğu gibi, sendikal tazminat, devir anında ödenmesi gereken bir borç olduğundan, devreden işveren ile devralan işverenin müteselsil olarak sorumlu oldukları kabul edilmelidir. Mahkemenin kararı devirden sonra kesinleşmişse, devir anında doğmuş bir borç olmadığından işverenlerin birlikte sorumluluğuna gidilmeyecek, devreden tek başına sorumlu olacaktır.