• Sonuç bulunamadı

1. SENDİKA KAVRAMI VE DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE

1.2. SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞ NEDENLERİ

Sendikalar, sanayi devriminin yaratmış olduğu kötü koşullar neticesinde, değişen çalışma ilişkileri sonucu birbirleri ile farklı avantaj ve dezavantajlara sahip olan, emek ve sermaye denilen sınıfların doğmasıyla ortaya çıkmıştır. Dünyadaki ilk sendikalar İngiltere’de ortaya çıkmıştır. İngiltere’de ortaya

9

çıkışının en önemli sebebinin sanayi devriminin doğduğu yer olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Sanayi Devrimi ile beraber, ortaya çıkan sermaye sınıfı bütün topluma egemen hale gelmiş, buna istinaden oluşan diğer sınıf olan emekçi sınıf da, değişen ilişkiler neticesinde niceliksel olarak artmış ve kendisinden kat ve kat daha güçlü olan sermayeye bağımlı hale gelmiştir. Kendi geçimini, kendi üretimini yaparak sağlayan insanlar, sanayi devriminin yaratmış olduğu fabrikalarda sermayeye bağımlı hale gelmeye, niceliksel olarak artmaya da devam etmiştir. Böylece sermaye üretim araçlarının tekelini elinde bulundururken, emekçi sınıf da kötü koşullar halinde çalışmaya mecbur bırakılmıştır (Işıklı, 1974, s. 8-13; Işıklı, 2003, s. 17-20).

Feodal toplumda kendi geçimini, kendi üretim araçları ile yapan tüm insanlar, yavaş yavaş üretim araçlarını kaybederek, dev fabrikalarda kötü koşullar altında çalışmaya başlayarak fakirleşmiş, kendilerinden sadece basit bir beceriye sahip olmaları istenen bu kişiler, makinelerin uzantısı haline gelerek, üretim araçlarının tekeli olan sermayenin sömürüsüne maruz kalmaya başlamıştır (Engels & Marx, 2017, s. 49).6

Sanayi Devrimi İngiltere’de başlamıştır ancak zamanla Avrupa’ya ve gelişmekte olan tüm ülkelere yayılmıştır. Sanayi Devrimi ile makineleşme ortaya çıkmış, makineler de birçok olumsuz durumu ortaya çıkarmıştır. Ortaya çıkan bu olumsuz durumlar, emekçi sınıfın kötü koşullar altında çalışarak sermayeye bağımlı hale gelmesi, özellikle de toprak sahiplerinin kendi topraklarında ücretli çalışan haline gelip işçileşmeleridir. Talas’ın (1979) deyimi ile makine, işçi sınıfını yaratmıştır. Makinelerin yarattığı emekçi sınıf, bulunduğu kötü koşullardan ve sermayeye olan bağımlılığından kurtulabilmek adına bir araya toplanıp, toplumsal bir güç haline gelmeleri gerektiği konusunda uzlaşmışlardır (Talas, 1997, s. 227; Talas, 1979a, s. 154).

Makinelerin çalışma yaşamına tesir etmesiyle büyük fabrikalar doğmuş, büyük fabrikaların doğuşu ile ekonominin tüm alanları etkilenmiş, toplumsal roller değişmiş ve emekçi sınıf ve sermaye sınıfı arasındaki çıkar farklılığı

6

Nail Satlıgan (Çev.), Komünist Manifesto, Yordam, İstanbul, 2017. Eserin orijinal yılı 1848’dir. Orijinal eser için bkz: https://www.marxists.org/archive/marx/works/1848/communist- manifesto/index.htm.

10

belirginleşmiştir. Sınıfların doğmasının ardından, sınıflar arasındaki eşitsizlikler derinleşmiş, kişiler arasındaki adaletsizlik, daha da görünür hale gelmiştir. Bu adaletsizlik ve düzensizliğe karşı örgütlenme fikri doğarak, sendikacılık hareketinin fitili ateşlenmiştir (Sülker, 2004, s. 21).

Sendikacılık hareketinin fitilinin ateşlenmesi ile fabrikaların ortaya çıkışı arasında ayrılmaz bir bağ mevcuttur. Yukarıda da söz edildiği gibi kronolojik bir sıra ile oluşan her olay, başka bir olayın da oluşmasına neden olmuştur. Fabrikaların yaygınlaşmasıyla, işçi sınıfı örgütlenme gereksiniminin ortaya çıkışı birbiri ile ilgili olaylardır (Tuna, 1950, s. 132).

Sanayi Devrimi’nin ortaya çıkardığı olumsuz çalışma koşulları, aslında olumsuz havayı tersine çevirebilecek olumlu bir oluşumun, emekçi sınıfın mücadelelerini müjdelemiştir. Böylece yapısında olumsuz durumlar barındıran olgular ile olumlu gelişmelerin yaşanacağı olayların temeli atılmıştır.

Elbette ki her olay, birbiri ardındaki başka bir olayın gelişimine sebep olmuştur. Fakat her yaşanan olayı, tek bir sebebe bağlamak ve o bağlamda değerlendirmek yanlış olur. Makine ve sendikalar arasında kurulan bağ da bunun bir örneğidir. Sendikacılık hareketinin fitilini ateşleyen tek önemli neden makineler değildir. Fabrikaların ortaya çıkmasıyla makinelerin üretimde kullanılma yoğunluğu artmış, ardından gelişen olaylar örgütlenme hareketlerinin ortaya çıkışında etkisini göstermiştir. Fakat diğer sebepleri göz ardı etmemek gerekir. Ayrıca makinelerin, örgütlenme hareketlerine etkisinin dışında psikolojik ve sosyolojik etkilerini göz ardı etmek de yanlıştır (Talas, 1979a, s. 154-155; Talas, 1997, s. 228; Lefranc & Sülker, 1966, s. 8).

Birçok şeyin nedeni olarak gördükleri makinelere karşı olan kin ve nefret duygularını bastıramayan emekçi sınıf, çeşitli reaksiyonlar sergileyerek, yeni toplumsal olayların da başlamasına sebep olmuşlardır. 1810 yılında makineleri kırarak öfkelerini bastırmaya çalışan emekçi sınıf, adına luddizm denilen makine kırıcılığı hareketini toplumsal hale getirmişlerdir. Thompson ise makine kırıcılığı hareketini, devrimci hareket olma eğiliminin yanında, isyancı bir hareket olarak

11

nitelendirmektedir7 (Güler, 2016a, s. 24; Thompson, 1963, s. 553-554; Tuna, 1970, s. 232).

Bir durum karşısında savunma gösterebilmek, kendimizi korumak ve içinde bulunduğumuz durumdan uzaklaşmak istemek için, öncelikle bizi olumsuz yönde etkileyen bir olgu ile karşı karşıya kalmamız gerekmektedir. Sendikalar da yaşanan bu olumsuz durumlar karşısında, gardını almak zorunda kalan işçilerin bir araya gelme fikri neticesinde doğmuştur (Sülker, 1973, s. 8).

Kapitalizmin tüm dünyaya nüfuz etmesiyle birlikte, rekabetçi politikalar çarkında ezilen ve varını yoğunu kaybeden, mülksüzleşen, çok çalışıp daha az kazanan ve gittikçe fakirleşen işçi sınıfı, en başta sistemin olumsuzluklarına, daha sonra bağımlı oldukları ve kendilerini meta olarak gören sermayeye karşı mücadele etme fikri ile karşı karşıya kalmış, birleşip örgütlenerek bu güce direnmek için adımlar atmıştır. Böylece sendikalar, birlik adı altında oluşturularak, en başta işçilerin hak ve menfaatlerini koruyan en önemli demokratik kurumlar haline gelmiştir.

1.3. DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE SENDİKACILIĞA GENEL