• Sonuç bulunamadı

İskender, 323 yılında Babil’de öldüğü zaman fethettiği ülkeleri henüz bir düzene koymamıştı. Mezopotamya, eskisi gibi satraplıklara bölünerek yönetiliyordu. İskender öldüğünde arkasında bıraktığı bu büyük ülkeler dizisini yönetecek yaşta büyük bir evlat da bırakmamıştı. Generaller, İskender’in mirasını kendi aralarında ve satraplar arasında

258 Şemseddin Günaltay, İran Tarihi, s. 251. 259 Arif Müfid Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, s. 445. 260

Şemseddin Günaltay, Yakın Şark IV, s. 50. 261 Erol Sever, Asur Tarihi, s. 153.

262Şevket Beysanoğlu, Anıtları ve Kitabeleri ile Diyarbakır Tarihi, s. 88.

263 Arif Müfid Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, s. 445. Şemseddin Günaltay, İran Tarihi, s. 252. 264 Gregory Abu’l -Farac, Abu’l-Farac Tarihi, s. 109.

265 Raymond Furon, İran, s. 83-84.

266 Arif Müfid Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, s. 454. 267 Basri Konyar, Diyarbekir Tarihi, s. 111.

paylaşmaya karar verdiler. Bu paylaşmanın sonunda ise genareller arasında tarihte Diadoklar savaşları adıyla anılan ve kırk yıldan fazla süren savaşlar çıktı. Mezopotamya da yıllarca süren bu savaşlara sahne oldu. Kentler yıkıldı, insanlar yurtlarından ve canlarından oldular268.

İskender’den sonra komutanlardan Kraterus, saltanat naipliğine getirildi. Genarellerin sivrilmemesi için askeri ve mülki idareler ayrıldı. Hassa kıtaları komutanı Perdikkas’a Asya’nın, Antipatros’a ise Avrupa’nın idaresi verildi269.

Bir süre sonra saltanat naibi Kraterus’un sahneden çekilmesi imparatorluğun bütünlüğünü sarstı. Devlete yeni bir düzen vermek amacıyla M.Ö. 321’de Orontes Irmağı (Asi Nehri) üzerinde Trisparadisus’ta yapılan toplantıda devlet işlerinin idaresi (saltanat naipliği) Antipatros’a, ordular komutanlığı Antiganos’a, süvari kıtalar komutanlığı da Antipatros’un oğlu Kasandros’a verildi270. Daha önce Babil’de üslenen ordunun komutanı olan Selevkos ise Babil satrapı oldu. Babil 318 yılında Eumenes’in eline geçti. Bu komutanın 316 yılında Selevkos tarafından savaş sırasında öldürülmesinden sonra, Babil satraplığı Selevkos’da kaldı271.

Kapadokya satrapı Eumenes’in öldürülmesi, Antigonos’un Anadolu’da müstakil bir kral gibi hareketine ve generaller arasındaki anlaşmazlığın artmasına sebep oldu. Mısır satrapı Ptolemaios, Tarkya satrapı Lysimakhos ve Babil satrapı Selevkos birleştiler. Çarpışmalar aralıklarla 315 yılından 301 yılına kadar devam etti. Antigonos, bütün doğu illerini egemenliği altında toplamak hevesine düşünce, Antigonos’un oğlu Demetrios ile M.Ö. 312 yılında Gazze önünde savaş yapıldı. Bu savaşta Demetrios yenildi. Selevkos, bu zaferden sonra Ptolemaios’tan aldığı kuvvetle Mezopotamya’ya girerek Kuzey Mezopotamya272 Diyarbakır bölgesi dahil273 ve İran’ı Babil’e bağladı. Böylece doğuda Yaksart (Seyhun) ve İndus (Sind) boylarından batıda Marmara, Ege ve Akdeniz kıyılarına kadar uzanan bir sahada yükselecek olan Selefkiyan Devleti’nin temeli M.Ö. 312’de atılmış oldu274.

268

Erol Sever, Asur Tarihi, s.154.

269 Arif Müfid Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, s. 424. Şevket Beysanoğlu, Anıtları ve Kitabeleri ile Diyarbakır Tarihi, s. 89.

270 Şemseddin Günaltay, Yakın Şark IV, s. 62. 271 Erol Sever, Asur Tarih, s. 154.

272 Şemseddin Günaltay, Yakın Şark IV, s. 63-64.

273 Şevket Beysaoğlu, Anıtları ve Kitabeleri ile Diyarbakır Tarihi, s. 89. 274 Şemseddin Günaltay, Yakın Şark IV, s. 63.

Bu arada İskender İmparatorluğu’nun bütünlüğü fikri tamamıyla unutulmuştu. Anadolu’da Antigonos, Mısır’da Ptolemaios, Makedonya’da Kassandros, Babil’de ise Selevkos başlı başına hareket ederek, her biri diğerini ortadan kaldırma, bütün imparatorluğu kendi hakimiyetinde toplama amacı içerisindeydiler. Makedonyalı Kassandros, Trakya’daki Lysimakhos, Mısır’daki Ptolemaios Babil’deki Selevkos, en güçlü olan Antigonos’a karşı birleşerek, Anadolu’ya girdiler275. M.Ö. 301 yılında Frigya’da İpsos Savaşı’nda, imparatorluğa tek başına hakim olmak isteyen son büyük general ortadan kalkmış oldu. İpsos Zaferi’nden sonra imparatorluk generaller arasında tekrar paylaşıldı. Mezopotamya, Suriye ve bütün doğu ülkeleri Selevkos’a,Trakya ve Toroslar’a kadar Anadolu Lysimakhos’a; Makedonya ve Yunanistan Kassandros’a bırakılıyordu. Mısır kralı Ptolemaios’a ise bu savaşa katılmadığı için bir şey verilmiyor, hatta ondan Suriye’yi Selevkos’a bırakması isteniyordu276. Bu paylaşma, sonraki yıllarda birtakım anlaşmazlıklara yol açabilecek nitelikteydi ve öyle de oldu277.

İskender’in ölümünden sonra savaşlarla geçen kırk yıl sonunda, Asya ve Afrika’da fethettiği ülkelerde kalan iki krallıktan birisi İskenderiye merkezli Lajid=(Lagide) Krallığı, diğeri de Marmara kıyılarından Orta Asya’ya kadar uzayan geniş imparatorluğa hükmeden278 ve kendisini M.Ö. 306’da kral ilan eden Selevkos’un kurmuş olduğu Selevkos Devleti’ydi.

Selevkos, devlet için başkent olarak önce Babil’i seçti279. Mezopotamya’yı elinde tutan Selevkos, kara yoluna da hakimdi280. Doğu ile batı arasındaki ticareti canlandırmak için Dicle üzerinde Selevkiye şehrini kurdu ve başkenti buraya nakletti. Ardından denize yaklaşma ihtiyacını hissederek, Mezopotamya ile Küçük Asya ve Suriye yollarının kavşağında olan Antiyokkeya (Antiokhos=Antakya) şehrini başkent yaptı281.

Selevkos, 293 yılında imparatorluğunun Fırat’ın doğusundaki geniş ülkenin idaresini, kral muavini sanı ile oğlu Antiokhos’a vermekle imparatorluğun bölünmesi

275 Şemseddin Günaltay, Yakın Şark IV, s. 65.

276 Şemseddin Günaltay, Yakın Şark IV, s. 66. Arif Müfid Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, s. 466. 277 Arif Müfid Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, s. 466.

278 Şemseddin Günaltay, Yakın Şark IV, s. 67.

279 Şevket Beysanoğlu, Anıtları ve Kitabeleri ile Diyarbakır Tarihi, s. 90. 280 Şemseddin Günaltay, Yakın Şark IV, s. 77.

yolundaki ilk adımı attı. M.Ö. 280 yılında Selevkos’un öldürülmesi, kurduğu imparatorluğun da parçalanışını başlattı.Yerine oturan oğlu I.Antiokhos döneminde geniş ve temelsiz imparatorluğun birliğinin korunması sağlanamadı. Selevkoslar Krallığı, yavaş yavaş parçalanmaya başladı282. M.Ö. 280 yılından başlayarak Bitinya, Pontos, Kapadokya ve Armenia gibi haraca bağlanmış prensliklerden ibaret olan ülkeler birer birer bağımsızlıklarını ilan etmeye başladılar283.

III.Antiokhos devrinde Selevkoslar, geçici bir diriliş çağı yaşadılar. Bu devirde İndus boylarından, Ceyhun ötelerinden, Marmara ve Ege Denizi’ne kadar uzayan ülkeleri hükmü altında bulunduruyordu. Fakat Romalılar ile yaptığı kara ve deniz savaşlarında yenilince M.Ö. 188 yılında imzaladığı Apamae Kibotos Muahadesi sonucunda Toros ile Dicle, Doğu Anadolu ile Suriye çölü arasında sıkışan eski küçük Naharina memleketine tıkılmış oldu284.

Selevkos soyu M.Ö. 1.yüzyıla kadar Mezopotamya’da egemenliğini sürdürdü285. II.Demetrios Nikator döneminde Partlar’a savaş açıldı. M.Ö. 140-139 yıllarında meydana gelen savaşta II.Demetrios yenilince Partlar, bütün Mezopotamya’ya hakim oldular. Selevkos Devleti ise küçüle küçüle nihayet M.Ö. 64 yılında Kral Antiokhos zamanında Pompius tarafından ortadan kaldırılarak “Suriye Eyaleti” olarak teşkilatlandırılıp Roma’ya katıldı286.

III.Antiokhos (223-189) Antakya tahtına oturduğunda İndus ve Yaksart’tan Karadeniz, Marmara ve Adalar Denizi ile Akdeniz’e kadar uzayan büyük imparatorluğun Antakya’yı tanıyan parçası, eski Naharina ile Mezopotamya idi287.

Bütün İran’a hakim olan Partlar, Dicle’nin batısına geçemediklerinden, Kuzey Mezopotamya’nın Dicle ile Fırat arasındaki kalan bölgesi kendi haline terk edildi. Bu bölgenin Arami halkı yeniden kendi mukadderatına sahip oldu. Bunlardan Karen adlı başbuğ M.Ö. 132 yılında Osroen (Edes yani bugünkü Urfa)de bir prenslik kurmuştur.

282 Şemseddin Günaltay, Yakın Şark IV, s. 78. 283 Arif Müfid Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, s. 472.

284 Şevket Beysanoğlu, Anıtları ve Kitabeleri ile Diyarbakır Tarihi, s. 91. 285 Erol Sever, Asur Tarihi, s. 156.

286 Şevket Beysanoğlu, Anıtları ve Kitabeleri ile Diyarbakır Tarihi, s. 91. 287 Şemseddin Günaltay, Yakın Şark IV, s. 100.

Bu prenslik, başbuğlarından birçoğunun adına nisbetle tarihte Abgar Prensliği adıyla tanınmıştır288.