• Sonuç bulunamadı

16 Mart 1920 tarihinde İstanbul İtilaf Devletleri tarafından resmen işgali edilerek milletvekillerinin bazılarının tutuklanmıştır. 11 Nisan 1920 tarihinden itibaren Meclisi Mebusan bir daha toplanmamak üzere kapanmıştır. Bu durum yeni bir meclisin

toplanması zaruri hale gelmiştir19. Bundan sonra, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde

yürütülen Milli Mücadelenin teşkilatlandırılması çalışmalarına başlanmış, ilk olarak Ankara’da açılacak olan Milli Meclis için faaliyetlerde bulunulmuştur20.

Mustafa Kemal, İstanbul’un işgalini müteakip 17 Mart 191921 tarihinde itibaren iki gün kadar makine başında komutanların düşüncelerini öğrenerek fikir alış-verişinde bulunmuştur. Yaptığı ilk karalamalarda Kurucu Meclis deyimini kullanmıştır. Böylece toplanan ilk meclise devletin yönetim biçimini değiştirme yetkisi verilmesini ilk anda sağlamak idi. Ancak bu durum komutanlar arasında tartışmalara neden olmuş ve Mustafa Kemal Paşa Erzurum ve Sivas’tan ikaz almıştır22.

Mustafa Kemal’e Erzurum’dan Kazım Karabekir Paşa; “Kurucu Meclis sözünü şimdiden ilan doğru değildir. Mebuslar toplandıktan sonra verecekleri karara göre olmalıdır. Seçimlerde usullerimiz kanun ile belli iken neden değiştirmeli”23 şeklinde ikazda bulunmuştur. Üçüncü Kolordu Kumandanı Miralay Selahattin Bey ve Sivas Valisi Reşit Paşa’da; “Millet Meclisi Mebusanı bilir. Ancak Meclis-i Müessisanı anlamaz. Tesis edilecek olan şey nedir? Milletin anlayamayacağı ve itibar etmeyeceği böyle bir isim kullanmak sakıncalıdır” diyerek tabir karşı çıkmışlardır24.

Mustafa Kemal 18 Mart 1920 tarihinde verdiği cevapta; “Meclisi Milli’nin mahiyet-i teşriiyeyi haiz olması için ayan ve mebusanın müctemian bir mahalde bulunmaları lüzumu malum-ı alileridir. Binaenaleyh mebus arkadaşlarımızdan

17 Ebubekir Hâzim Tepeyran, Hatıralar, İstanbul, Pera Turizm ve Ticaret A.Ş., 1998, s. 428. 18Yurt Ansiklopedisi, VIII, s. 6170.

19 Tansel, a.g.e., III, s. 93. 20 Yüzgeç, agt., s. 29.

21 İstanbul’un işgali üzerine Kolordulara ve Vilayetlere 17 Mart 1920 tarihli verilen direktifle ilgili olarak bkz., (Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, IV, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 1991, s. 269).

22Nutuk, I, s. 563.

23 Kazım Karabekir, İstiklal Harbimiz, İstanbul, Yüce Yayınları, 1990, s. 515. 24 Yüzgeç, agt., s. 29.

kaçabileceklerin ekseriyet hasıl etseler bile ayan olmadıkça ki bunların gelmelerine meydan yoktur…” demektedir. Devamında mevcut koşullar nedeniyle milletin müessisan yetkisiyle seçeceği milletvekillerinin ülke sorunlarına çözüm bulabileceğini belirterek seçimlere belediye ve idare meclisleri ile Müdafaa-i Hukuk derneklerinin

katılmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir25. Bu gelişmeler üzerine Mustafa Kemal

Meclis-i Müessisan tabirinden vazgeçerek Olağan Üstü Yetkiler Taşıyan Meclis Tabirini kullanmaya başlamıştır26.

Komutanlarla yapılan iki günlük görüş alış-verişinde sonra Mustafa Kemal Ankara’da toplanacak meclis için illere, sancaklara ve kolordu komutanlıklarına 19 Mart 1920 tarihinde tebliğ göndermiştir. Bu bildiri de Ankara’da toplanacak olan meclis için yapılacak çalışmalar ve seçimlerin esasları belirtilmektedir27.

Bu tebliğe göre;

1. Ankara’da Olağanüstü yetkili bir meclis, milletin işlerini yürütmek ve denetlemek üzere toplanacaktır.

2. Bu meclise üye olarak seçilecek kişiler, milletvekilleri ile ilgili yasal hükümlere uyacaklardır.

3. İntihabatta livalar esas ittihaz edilecektir. 4. Her livada, beş aza intihap olunacaktır.

5. Her liva kazalarında celbedeceği müntehib-i sanilerinden ve liva idare ve belediye meclisleriyle liva Müdafaa-i Hukuk Heyet-i İdarelerinin ve vilayetlerde merkez-i vilayet heyet-i merkeziyelerinden ve vilayet idare meclisiyle merkez-i vilayet belediye meclisinden ve merkezi vilayet ile merkez kazası ve merkeze merbut kaza müntehib-i sanilerinden mürekkep bir meclis tarafından aynı günde ve aynı celsede icra edilecektir.

6. Bu meclis azalığına, her fırka, zümre ve cemiyet tarafından namzet

gösterilmesi caiz olduğu gibi her ferdin de bu mücahede-i mukaddeseye fiilen iştiraki için müstakilllen nazzetliğini istediği mahalde ilana hakkı vardır. 7. İntihabata, her mahallin en büyük mülkiye memuru riyaset edecek ve

selamet-i intihaptan mes’ul olacaktır.

8. İntihap, reyi hafi ve ekseriyet-i mutlaka ile icra tasnif-i ara, meclisin içlerinden intihap edeceği iki zat tarafından, fakat huzur-u mecliste ifa edilecektir.

25 Karabekir, a.g.e., s. 515-516; Salih Cenik, Birinci Meclis’te Tokat Milletvekilleri ve Siyasi

Faaliyetleri, Ankara, Atatrük Araştırma Merkezi, 2005, s. 45-46.

26 Cenik, a.g.e., s. 46. 27Nutuk, I, s. 563-564.

9. İntihap neticesinde, bilumum azanın imza ve zat mühürlerini muhtevi üç nüsha mazbata tanzim olunacak. Bir nüshası mahallinde alıkonularak diğer iki nüshanın biri intihap olunan zata tevdi ve diğeri meclise irsal olunacaktır. 10. Azaların alacakları tahsisat, bilahere mecliste takarrür ettirilecektir. Ancak

azimet harcırahları intihap meclislerinin masarif-i zaruriye hesabıyla takdir edeceği miktar üzerinden, mahalleri hükümetlerince temin olunacaktır. 11. İntihabat, nihayet on beş gün zarfında ekseriyetle Ankara’da içtimaı temin

edilmek üzere itmam olunarak azalar tahrik ve netice azanın isimleriyle birlikte derhal iş’ar edilecektir.

12. Telgrafın saat-i vusulu bildirilecektir28.

19 Mayıs 1920 tarihli bu bildiri ile Olağanüstü Yetkilere Sahip Bir Meclisin açılacağı, meclisin toplanması için gerekli işlemlerin yapılarak, seçilecek milletvekillerinin en kısa sürede Ankara’ya gönderilmeleri istenmiştir. Bu arada Padişah VI. Mehmet Vahdettin’in iradesi ile 11 Nisan 1920’de dağıtılan Mebuslar Meclisi Milletvekillerinin de yeni meclise katılmaları kararlaştırılmıştır.

19 Mart 1920 tebliğinden sonra ülkede seçim çalışmaları başlamış öte yandan Mebuslar Meclisinin eteleme kararından sonra Ankara’ya ulaşmak için yola çıkan Meclis-i Mebusan Başkanı Celaleddin Arif Bey ile Yozgat Mebusu İsmail Fazıl Paşa; Kırşehir Mebusu Rıza, Saruhan (Manisa) Mebusu Reşit, Olağanüstü Meclis toplanma girişimini olumlu karşılayarak 21–22 Mart 1920’de şu ortak görüşü açıklamışlardır. “önlemleriniz çok yerindedir. Allah milletimizin kurtuluşu adına başarılı kılsın. Bununla birlikte zaten bizim oraya gelişimiz ancak böyle bir yüce meclise katılarak son görevimizi yerine getirmekten ibarettir”.

Mebusan Meclisi Başkanı Celaleddin Arif Bey bununla da kalmayarak 10 Nisan 1920’de yeni bir seçimi anayasaya aykırı bulmadığını açıklamış ve ulusal hakları savunmak isteyen herkesi Ankara’ya çağıran bir bildiri de yayınlamıştır29.

Gerek 19 Mart 1920 tarihli bildiri ve gerekse Celaleddin Arif Bey’in çağrısı üzerine İstanbul’dan Anadolu’ya insanlar gelmeye başlamışlardır. Anadolu’da o günün olumsuz şartlarına rağmen seçimler kısa sürede tamamlanmaya çalışılmıştır30.

28Nutuk, I, s. 563-564; Karabekir, a.g.e., s. 518; Fahri Çoker, Türk Parlamento Tarihi, Milli

Mücadele ve TBMM I. Dönem 1919-1923, I, Ankara, TBMM Vakfı Yayınları, 1995, s. 37; Sebahattin

Selek, Anadolu İhtilali, İstanbul, Örgün Yayınlar, 1981, s. 331-332. 29 Cenik, a.g.e., s. 47.