• Sonuç bulunamadı

NİĞDE’DE KİLİKYA MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ

Adana’nın işgali nedeniyle çoğu zaman Niğde’de faaliyet göstermiş bulunan Kilikya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin oluşumundan önce Sivas Kongresi sonrası Adana ve çevresinde kurulan Kuvayı Milliye’den bahsetmek gerekir. Kozan’ın işgali üzerine Develi Kazası’na sığınan üç kişilik bir heyet 30 Ekim 1919 akşamı Sivas’ta Heyeti-i Temsiliye ile görüşmüşlerdir. Kurtoğlu Hulusi, Dava Vekili Mustafa ve Halil Efendilerden oluşan Kozan Heyeti’nin yaptığı açıklamalardan sonra bu bölgede örgütlenmeye karar verilmiştir. Topçu Binbaşı Kemal Bey (Korgeneral Kemal Doğan) Kilikya Kuvayı Milliye Komutanlığı’na atanmıştır. Komutan muavinliğine de Piyade Yüzbaşısı Osman Nuri (Tümgeneral Osman Tufan) getirilmiştir. Kemal Bey (Kozanoğlu Kemal Bey) ve Osman Nuri de (Aydınoğlu Tufan Bey) takma adı ile göreve başlamışlardı. Bu arada Yüzbaşı Ratıp (Tekelioğlu Sinan Bey) takma adıyla Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı yazışmalar neticesinde Adana Bölgesi Kuvayı Milliye Kumandanlığı’na atanmış ve kendisine bildirmiştir. Böylece Batı Kilikya’ya Tekelioğlu Sinan, Doğu Kilikya’ya Aydınoğlu Tufan ve bütün Kilikya bölgesi Kuvayı Milliye

Kumandanlığı’na Kozanoğlu Doğan atanmış oldu.62

Bu görevlendirmeleri takiben 20. Kolordu Kumandanı Ali Fuat (Cebesoy) Sivas’tan Ankara’ya dönerken Kayseri’de 4 Aralık 1919 tarihinde bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda; Niğde’de bulunan 11. Fırka Kumandanı kendi bölgesinde ulusal örgütlenmenin büyümesine çalışacak, Kilikya’nın kurtuluş hareketini Topçu Binbaşısı

60 Gazi Mustafa Kemal, Nutuk-Söylev, I, Ankara, TTK, 1986, s. 575. 61Yurt Ansiklopedisi, VIII, s. 6170.

62 Cebesoy, a.g.e., s. 297; İzzet Öztoprak, “Adana ve Çevresinde Müdaffa-i Hukuk Çalışmaları”, Atatrük

Mehmet Kemal Bey beraberindekilerle birlikte doğrudan doğruya yönetecek şeklinde talimat vermiştir63.

Kasım 1919’da Kayseri’de kurulan Adana Vilayeti Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Niğde’ye nakledildiği görülmektedir. Bu cemiyet Niğde’de Kilikya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ismiyle çalışmalarını sürdürmüştür. Cemiyetin ilk yaptığı iş, Çukurova’nın işgali ile işlenen cinayetleri protesto eden bir bildirisinin Kayseri’de Erciyes Gazetesinin 18 Aralık 1919 tarihli sayısında yayınlanmasıdır. Bu bildiride: “Kilikya’da işgalden beri adalet ve asayişin yüzü bile görülmemiştir… Fransızlar Ermenilerin tanıklık ve iftiralarına göre hareket ediyorlar. Türklerin malı gasp ediliyor, hapse atılıyor ve kurşuna diziyorlardı. Bütün bunlar hangi adaletli mahkemenin kararıyla yapılıyor?... Bütün bu haksızlıkları, adaletsizlikleri Adana Türklüğünün adına bütün varlığımızla uygar dünyaya karşı protesto ediyoruz…” denilmektedir64. Bu bildiri Sadaret ile İngiltere, Fransa, Amerika ve İtalya siyasi temsilciliklerine gönderilmiştir65.

Bu cemiyetin çalışmaları çok yönlüdür. Adana ve çevresindeki olayları Mustafa Kemal Paşa’ya rapor ediyorlar ve aldıkları direktifler doğrultusunda hareket ediyorlardı. Kuvayı Milliye birliklerinin gereksinimlerini karşılıyor, iaşe konusunda büyük çaba sarf ediyorlardı. Ayrıca çeşitli protesto telgraflarıyla işgal bölgelerinde, mütareke ve yürürlükteki yasalara aykırı davranışlara karşı çıkıyorlardı. Damar (Arıkoğlu) ve Ahmet Remzi Bey Niğde ve çevresinde silah, cephane ve para toplama konusunda yoğun

faaliyet gösteriyorlardı66. Bu esnada Cemiyetin üyeleri Ahmet Remzi, Sinan Bey, Şeyh

Saadettin Efendi (Karaisalı Kaymakamı) Kethüdazade İbrahim Bey, Manisalı Ali Bey ve Zamir Bey’den (Damar Arıkoğlu) ibaretti.67.

Heyet-i Temsiliye adına Mustafa Kemal Paşa, Develi’de Asker Alma İşlemleri Müfettişi Binbaşı Kemal Bey’e68 6 Ocak 1920 tarihinde bir yazılı emir göndermiştir. Bu emir; “Niğde’deki Kilikya Derneği Merkez Kurulu, Adana’da önemli bir Fransız kuvveti bulunmadığı, Mersin’e çıkan birliklerin Katma İstasyonu’na gönderildiği buradaki çarpışmalarda yaralanan Fransızların Adana’ya gelmekte olduğu konusunda

63 Öztoprak, a.g.m., s. 130-131. 64a. e. , s. 130-131.

65a. e. , s. 131.

66 Damar Arıkoğlu, Hâtıralarım, İstanbul, Tan Gazetesi ve Matbaası, 1961, s. 100. 67Öztoprak, a.g.m., s. 131-132.

68 Kilikya ulusal Kuvvetler Komutanı. Sonra General olan Kemal Doğan (Mustafa Onar, Atatürk’ün

bilgi vermektedir. Bu bilgilerin doğruluk durumlarının araştırılması ile bilgi verilmesi rica olunur”69şeklindedir.

Bu cemiyetin sadece Adana ve çevresindeki gelişmelerle ilgili değil çevre il ve ilçelerde meydana gelen olaylarla da ilgili olarak ayrıntılı raporlar düzenleyerek Mustafa Kemal Paşa’ya gönderdikleri görülmektedir. 26 Şubat 1920 tarihli ve Niğde çıkışlı uzun bir yazıda; Niğde’deki Merkez Heyeti Başkanı Abidin Efendi’nin görevden ayrılma sebebinin Sadrazam Paşa’nın (Ali Rıza Paşa) 9 Şubat 1920 tarihli beyannamesinin70 etkisiyle olmadığı belirtmiştir. İstifa nedeninin yoğun işleri nedeniyle olduğu belirtilerek Niğde’de ulusal bütünlüğü bozan bir gelişmenin bulunmadığı ifade

ediliyordu71. Aynı yazıda Nevşehir’de ortaya çıkan gelişmelerin, söz konusu

beyannamenin etkisinden çok bazı aşırı maceracı kimselerin tutumundan kaynaklandığı ileri sürülüyor, bu kişilerin yönetim kurulundaki görevlerine devam ettikleri belirtiliyordu. Nevşehir’deki hadiselerin gönderilecek bir heyet tarafından incelenmesinden sonra düzenlenecek rapora göre durumun arz olunacağı belirtiliyordu.

Niğde’deki bu gelişmeler, zamanında Ankara’ya rapor ediliyor ve önlemlerin alınması isteniyordu. 9 Nisan 1920 tarihli yazıda önemli olaylardan bahsediliyordu. Mutasarrıf başkanlığında müftü ve kimi eşrafın katılımıyla yapılan toplantıda Niğdeliler tarafından yapılacak taarruz sırasında Fransızlara karşı saldırının Niğde’yi harap edeceği, binaenaleyh böyle bir şeye girişilmemesi gerektiği kararına varılmış ve bunun etkisiyle de halk galeyana gelmişti. Bu durumda hemen yardım edilmesi gerektiği kaydediliyordu72.

30 Ocak 1920 tarihinde Mustafa Kemal tarafından Ahmet Remzi Bey’e bir yazı gönderilmiştir. Bu yazıda; “Niğde’de Adana Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Merkezi’nin postayla gönderdiği beyannamelerin Fransızlar eline geçmekte olduğu cihetle kendisi ile muharebenin hususi adam vasıtasıyla temini ve kuryelere şamil

69 Onar, a.g.e., s. 359.

70 Sadrazam Ali Rıza Paşa’nın Meclis huzurunda okuduğu bu beyannamede; “Hükümet-i merkeziye ile Anadolu arasında inkita-ı muhaberata kadar varan beynunetin izalesine muvaffak olduğunu, bundan böyle irade-i milliyenin Meclis-i Alide tecelli ettiğini, artık kavaid-i meşrutiyete tamamen tevfik-i harekete hiçbir mani tasavvur etmediğini” söylüyordu. (Nutuk, I, s. 502).

71 Öztoprak, a.g.m., s. 133-134. 72a. e. , s. 134.

namının parola olarak verilmesi Adana Valisi Celal Bey tarafından rica edilmiştir”73 denilmektedir.

Yine Mustafa Kemal Paşa tarafından Ereğli’den Kilikya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Merkeziyesi namına bir yazı gönderilmiştir. Bu yazıda; “Niğde, Bor, Ulukışla ve Ereğli’deki heyetleri oluşturan kişilerin tüzük gereğince seçilmedikleri, çoğunluğunun güvenilir olmadığı; köy ve nahiyelerde İzmir cephesiyle diğer hususlar için toplanan para ve zahirenin idare heyetlerine teslim edilmediği; bunun nedenin de halkın bunlardan nefret ettiği; Ulukışla Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı Şakir Efendi’nin herkesi tehdit ettiği, kasabada anarşiye neden olduğu ve daha önce Bor kazası Hürriyet ve İtilaf Kulübü başkanlığında bulunduğu belirtiliyordu”.

Bütün bunlara son vermek ve yeni düzenlemeleri gerçekleştirmek için de tüzük uyarınca yeniden seçimler yaparak örgütleri oluşturmak, değiştirmek, kaymakam ile mutasarrıfların her zaman Kuvayı Milliye işleri ile meşgul olmalarını gerçekleştirmek, toplanan ve toplanacak olan paraların fuzuli surette harcanmalarının önüne geçerek, Heyet-i Temsiliye tarafından gereksinim duyulan yörelerde sarf edilmesini sağlamak öneriliyordu74.

Yine Mustafa Kemal Paşa Kilikya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Merkezi’nce örgütlenme ve mali konulardaki bu öneriler karşısında Niğde’de bulunan 11 Fırka Kumandanı Mümtaz Bey’e emir vermiştir. 6 Şubat 1920 tarihli emirde; “Kilikya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Merkezi’nden Ahmet Remzi Bey o havalideki teşkilatın ıslahı hakkında bazı mütalaat dermeyan etmekte bulunmuştur. Teşkilat hakkındaki malumatın hakikate tetabuk eylediği surette hemen icabına tevessül olunmasını ve neticenin iş’arı ehemmiyetle rica olunur” demektedir75.

Bu sırada Kilikya’da bulunan Fransız yönetimi bölgedeki işgal kuvvetlerini sürekli artırarak Ermenilerden oluşturulan silahlı örgütlerle her geçen gün çoğaldıkları ve Türklere karşı baskılarını artırdıkları Kilikya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nce rapor edilmektedir. 8 Nisan 1920 tarihinde gönderilen raporda işgal kuvvetlerinin bölgede zulüm ve vahşet yaptıkları, Türkleri katliama başladıkları belirtilmekte ve gerekli yardımın bir an evvel sağlanması dile getirilmektedir. Yapılan işgallere karşı 73a. e. , s. 136.

74a. e. , s. 134-135.

düzenlenen protesto telgraflarının da Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde yayınlanması istenmektedir76.

8. NİĞDELİ KADINLAR TARAFINDAN KURULAN TEŞKİLATLAR