• Sonuç bulunamadı

Satın alma fonksiyonunun tarihsel gelişimi

3. SATIALMA YÖETĐMĐ

3.2. Satın Alma Fonksiyonu

3.2.3. Satın alma fonksiyonunun tarihsel gelişimi

Satın alma fonksiyonu, 1850 yıllarında ortaya çıkmasından itibaren günümüze gelene kadar geçirdiği safhalar bakımından 7 farklı dönemde incelenebilir.

Đlk dönem 1850 – 1900 yıllarını arasındaki süreyi kapsar. Bu yıllardan önce satın alma kavramının varlığına ilişkin veriler bulunsa da Amerika’daki demiryollarının gelişmeye başladığı 1850 senesi satın alma fonksiyonunun başlangıcı için milat kabul edilir. Bu dönemde demiryolları, kalkınmış pazarlardan az gelişmiş pazarlara ürünlerin taşınmasında büyük önem taşıyordu. 1866’da Pensilvanya Demiryolu, satın alma fonksiyonu için “tedarik bölümü” adı altında ayrı bir departman oluşturmuştur. Birkaç yıl sonra Pensilvanya Demiryolu’ndaki satın alma yöneticisi doğrudan şirket yöneticisine rapor verir hale gelmiştir. Yine bu dönemde Şikago ve Kuzeybatı Demiryolu muhasebecisi “The Handling of Railway Supplies – Their Purchase and Disposition” isimli satın alma fonksiyonu ile ilgili ilk kitabı yazmıştır.

Đkinci dönem 20. Yüzyılda başlayıp 2. Dünya Savaşı çıkana kadar devam etmiştir. Demiryolu ticaretiyle ilgili yayınlarda satın alma fonksiyonundan bahsedilmiş ve mühendislik dergilerinde kalifiye satın alma personeli ihtiyacına değinilmiştir. 1905 yılında satın alma ile ilgili ikinci kitap olan “The Book on Buying” yayımlanmıştır. Satın alma fonksiyonu, savaş malzemelerinin tedarik edilmesinin öneminden dolayı 1. Dünya Savaşı sırasında daha büyük önem kazanmıştır.

1940 – 1946 arasındaki savaş yılları, satın alma fonksiyonunun gelişiminin üçüncü dönemidir. 2. Dünya Savaşı sırasında gerekli ve kıt malzemelerin tedarik edilmesinin önemi satın alma fonksiyonuna karşı olan ilgiliyi de etkilemiştir. 1933 yılında sadece 9 kolej satın alma ile ilgili ders verirken, 1945 yılında bu sayı 49 koleje yükselmiştir. Ulusal Satın alma Temsilcileri Derneği üyelerinin sayısı 1934’te 3400’den 1940’ta 5500’e ve 1945’te 9400’e yükselmiştir.

Durgunluk dönemi olarak da bilinen 4. dönemde (1947 – 1960 yılları arasında ) 2.Dünya Savaşının da etkisiyle satın almaya karşı büyüyen ilgi devam etmemiştir. John A. Hill bu dönemle ilgili olarak “Birçok şirket için satın alma iş yapmanın kaçınılmaz masrafıydı. Amerikan endüstrisinin eni ve boyu düşünüldüğünde satın alma fonksiyonu hak ettiği ilgiyi ve önemi görmemiştir” yorumunda bulunmuştur.

52

Bir diğer satın alma profesyoneli Bruce D. Henderson satın almanın durumu ile ilgili olarak tedarikin negatif bir fonksiyon olduğunu, düzgün yürütülmediği sürece şirket için engel teşkil edeceğini, buna rağmen çok az olumlu katkı sağladığını söylemiştir. Ana problemler için önemli olmadığından, birçok şirket tarafından göz ardı edildiğine de dikkat çekmiştir.

Bu dönemde farklı şirketlerin, satın alma kararları için veri toplayıp analiz yapacak personel istihdam ettiklerinden bahseden makaleler ortaya çıkmıştır. Ford Motor Company kısa ve uzun vadeli hammadde bilgisi mal araştırma departmanı kuran ilk özel şirketlerden birisidir. Ford ayrıca satın alma analiz departmanı kurarak müşterilere ürün ve fiyat analizi konusunda destek olmuştur.

Savaş sonrası dönemde 1947’de General Electric şirketinin öncülük ettiği değer analizi tekniğinin gelişimi görüldü. GE’nin yaklaşımı, spesifikasyonlardaki ve tasarımdaki hangi malzemelerin veya değişikliklerin toplam fiyatı düşüreceği değerlendirmesi üzerine odaklanmıştı.

1960 – 1970 arasındaki yılları kapsayan beşinci dönemde malzeme yönetimi anlayışı gelişmeye başlamıştır. Malzeme ile alakalı sorunlara çözüm getirirken bu safhadaki aktivitelerin üzerinde tek tek durmak yerine sistemi bütün olarak değerlendirme üzerine gelişmiş bir anlayıştır. Sözü geçen aktivitelerden kasıt, satın alma ve tedarik, malzeme kalitesi, teslimat, hurda vb. gibi satın alma fonksiyonu için önem arz eden aktivitelerdir. Bu nedenle malzeme yönetimini başarıyla uygulamak için tüm bu aktivitelerin başarıyla yönetilmesi ve süreklilik sağlanması gerekir. Böylece satın alma tekliflerindeki rekabet önem kazanmıştır ve tedarikçi şirketler, satın alma fonksiyonunu gerçekleştiren şirketlerin değer katan ortakları gibi algılanmaya başlanmıştır. Bu dönemin farklarından birisi de internet gibi araçlar sayesinde küresel boyutta satın alma fonksiyonu gerçekleştirilebilmesi olmuştur. Dolayısıyla satın alma etkinlikleri ve tedarikçiler daha çok önem kazanmıştır.

1970 – 1999 yılları arasındaki altıncı dönem Küresel Dönem olarak adlandırılmaktadır. Bu dönemde yaşanan gelişmeler önceki dönemlere kıyasla bazı farklılıklar içermektedir. Bu farklılıklardan ilki rekabetin çok yüksek ve hızla gelişiyor olmasıdır. Organizasyonlar pazar paylarını arttırmak için kaliteyi daha düşük maliyetlerle elde etmeye çalışmaktadırlar. Bu nedenle önceki dönemlerde

53

yapılan uzun vadeli planlar yerini kısa vadeli planlara bırakmış ve piyasalardaki belirsizlik artmıştır.

Đkinci fark küresel şirketlerin pazar paylarını artırmış olması ve değişik stratejiler, organizasyonel yapılar yönetim tekniklerine odaklanmış olmalarıdır. Teknoloji bu dönemde önceki dönemlere kıyasla hızla gelişmiştir. Bu gelişim ile daha önce yıllar içinde yapılan ürün tasarımları çok kısa sürede yapılabilir hale gelmiştir.

Üçüncü ve son fark uluslar arası bağlantılar ve internet sayesinde satın alma aktivitelerinin dünya çapında organize edilebilir olmasıdır. Bu imkanlar satın almaya küresel bir bakış getirmiştir. Böylelikle, tedarikçilerin satın alma sürecindeki önemi organizasyonlar tarafından hızla kavranmıştır.

2000 senesinden günümüze kadar olan süreç yedinci dönemi oluşturur ve Tümleşik Tedarik Zinciri Yönetimi evresidir. Tedarikçiler ile olan ilişkiler geçmiş dönemlere kıyasla daha işbirlikli bir hale gelmeye başlamıştır. Bu dönemde tedarikçilerin geliştirilmesi, tedarikçilerin seçilmesi, tedarikçilerin yönetilmesi, tedarikçi ilişkileri, maliyet yönetimleri ve veritabanı paylaşımları satın alma stratejisi anlayışı kapsamında bulunmaktadır.

Đçinde bulunduğumuz dönemle birlikte satın alma kavramıyla ilgili olarak 3 sonuca varılmıştır. Đlk sonuca göre satın alma, modernleşen ekonomik koşullar ile birlikte dünyadaki rekabet, değişen teknoloji ve müşteri beklentilerine ilişkin önemli bir role sahip olmuştur. Đkinci sonuca göre, satın alma süreci bir bütün olarak düşünülmüş ve önemi artmıştır. Son sonuca göre ise satın alma, sadece müşteri ihtiyaçlarıyla değil aynı zamanda süreçler, lojistik, insan kaynakları, mali işler, pazarlama ve bilgi sistemleri ile de entegre olması gerekmektedir [23].

Şekil 3.2’de satın alma fonksiyonunun gelişimi gösterilmiştir.

Şekil 3.2 : Satın alma fonksiyonunun gelişimi [21]

Benzer Belgeler