• Sonuç bulunamadı

Bitinya Bölgesi’nin önemli kentlerinden biri olan Prusa, M.Ö. 73 yıllarında Roma egemenliğine giren kent Roma hakimiyetindeyken refah seviyesi en yüksek dönemini yaşamış olsa da 14. yüzyıla kadar Bizans hakimiyetinde kalmış ve çeşitli sebeplerle eski niteliğini kaybetmiştir. Son olarak 1326 yılında Orhan Bey’in fethiyle birlikte tamamen Osmanlı egemenliğine girmiş ve başta Orhan Bey olmak üzere devletin ileri gelenlerinin inşa ettirdiği yapılarla birlikte kent tam olarak Osmanlı kentine dönüşmüştür.

37 Bursa içinde ilk arkeolojik kazı 1935 tarihinde Hisar Bölgesi’nde yapılmıştır. 2000 yılında Hisar Bölgesi’nin 3. Derecede arkeolojik sit alanı olarak tescillenmesinin ardından 2000-2004 tarihlerinde Bursa Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü tarafından sondaj kazıları ve son olarak 2015 tarihinde arkeopark oluşturulmak üzere Bursa Osmangazi Belediyesinin desteği ile Bursa Müze Müdürlüğü başkanlığında, Uludağ Üniversitesi, Arkeoloji Bölümü’nün katkılarıyla sistemli alan kazıları gerçekleştirilmiştir. Bu kazılarda Hisar’ın çok katmanlı yapısını gösteren çok sayıda mimari kalıntı ve küçük buluntu örneklerine rastlanmıştır. Ayrıca Hisar Bölgesi’nde Kavaklı ve Molla Gürani Mahalleleri’nde bulunan, Geç Roma ve Erken Bizans dönemine tarihlenen mozaikler dönemin sanat anlayışını göstermektedir. Hisar Bölgesi’nde tespit edilen arkeolojik verilerin yanında Osmanlı Dönemi mimari dokusunu yansıtan günümüzde mevcut olan önemli anıtsal yapılar bulunmaktadır. Bu yapılara ek olarak aynı bani tarafından inşa ettirilmiş günümüzde mevcut olmayan ancak kayıtlarda varlığı bilinen birçok yapı mevcuttur.

Hisar’daki en önemli yapılardan biri olan ancak günümüzde mevcut olmayan, Bitinyalılardan itibaren Roma ve Bizans dönemine kadar kullanılan Tekfur Sarayı, Orhan Gazi tarafından ekletilen bir harem ve farklı fonksiyonlarda birimlerle birlikte Osmanlı sarayına dönüştürülmüştür. Sicil kayıtlarında sarayın konumu, içerisinde bulunan ahır, ambar, simithane ve helvahane gibi birimlerin tamirat, masraf ve çalışan sayısı ile ilgili bilgiler verilmektedir. Neşri, Aşıkpaşazade gibi dönemin Osmanlı tarihçileri sarayda yapılan düğünler ve törenlerden bahsetmişlerdir.

ll. Selim’in, 1571 yılında Bursa kadısına yolladığı bir fermanda, Bursa Sarayı’na ait yıkılmış olan mermer direklerden dördünü Şehzade Mustafa’nın türbesinin inşasında kullanılmasına izin verdiğini bildirmektedir. (Mustafa Çağhan Keskin, 1.Oturum)Bursa’yı farklı zamanlarda ziyaret etmiş olan Bertrandon de la Broquiere, Reinhold Lubenau, İngiliz Seyyah Covel, Jean de, Richard Pockocke, Carsten Nıebuhr gibi yabancı gezginler de Bey Sarayı’nın mühimmat deposu olarak kullanıldığından, yangından dolayı harabeye dönüştüğünden ve artık kullanılamaz halde olduğundan bahsetmişlerdir.

(Mustafa Çağhan Keskin)

Son olarak Bey Sarayı (Orduevi) Bahçesi’nde 2007 yılında O. Metin İlkışık, Muhammet Yazar ve Sait Başaran tarafından yeraltı radarı ile araştırmalar yapılmış, Sümbüllü Bahçe Konağı, Haşim İşcan Parkı, Tophane Parkı, Orduevi bahçesi, Yerkapı ve Fetih Kapı civarında yoğunlaşan incelemeler neticesinde arkeolojik çalışmalarla kanıtlanabilecek yapı izlerine rastlanmıştır. Orduevi bahçesinde elde edilen anomaliler Osmanlı döneminde girişteki karargâh binasının konumuna denk gelmektedir. Bunun yanında alanda gözlemlenen radar belirtileri, 1862 tarihli Suphi Bey haritasındaki yapının konumu ile çakıştıklarından; kurtarma kazısı ile incelenmesi gereken öncelikli alan olarak değerlendirilmiştir. (O.

Metin İlkışık ve Sait Başaran, 1. Oturum)

Bu çalışmanın ardından 2009 yılında Suna Çağaptay’ın Osmangazi ve Hastayurdu Caddeleri üzerinde bulunan ve 1. ve 3. derece arkeolojik sit olarak belirlenmiş bölgede jeomanyetik yöntemlerle yaptığı araştırmasında Geç Bizans ve Erken Osmanlı dönemine tarihlenen duvar kalıntılarına, zemin tabakalarına rastlanmıştır. Bu araştırmalarla ulaşılan çeşitli arkeolojik bulguların tespiti kapsamlı bir arkeolojik çalışmayı gerektirmektedir.

Bey Sarayı özelinde bir kazı çalışması yapılacaksa bütün kültür katmanlarının açığa çıkarılması ve Bursa’nın yerleşikliğinin, görkemli uzun geçmişinin, kentsel kimliğinin tabakaları ile varsa açığa çıkartılması çok değerli olacaktır. (Zeynep Eres, 3. Oturum)

Gerekli arkeolojik araştırma yapıldıktan sonra nerelerde tüm katmanların, nerelerde katmanlardan birinin, bazılarının sunulması gerektiğinin belirlenmesi, bugünkü kentle nasıl ilişkiler kurulabileceğinin saptanması için araştırmayı doğru tanımlamış olmak ve birçok disiplinle birlikte çalışmak gerekmektedir. (A. Güliz Bilgin Altınöz, 3. Oturum)

38

7.SONUÇ: BEY SARAYI ALANI VE HİSAR BÖLGESİ İÇİN TAVSİYE KARARLARI

1. Bey Sarayı, Hisar Bölgesi ile birlikte bütüncül bir yaklaşım ile ele alınmalıdır.

2. Bey Sarayı Alanı’nda daha önceden ulaşılan çeşitli arkeolojik bulguların tespiti için kapsamlı arkeolojik araştırmalar, kazılar yapılmalıdır. Bu çalışmalar sonucunda bütün kültür katmanlarının açığa çıkarılması ve Bursa’nın yerleşikliğinin, görkemli uzun geçmişinin, kentsel kimliğinin tabakaları ile açığa çıkartılması çok değerli olacaktır.

3. Bey Sarayı arkeolojik kazı süreçlerinin şeffaf yaşanmasının sağlanması, yapılan çalışmaların hem akademik dünyayla, hem toplumla paylaşılarak kazı alanında yaşanmakta olanların hem bilgisinin aktarılması hem de kazılar başladıktan sonraki süreçlerle ilgili tartışma platformlarının açılması sağlanmalıdır.

4. Bey Sarayı alanında gerekli arkeolojik araştırma yapıldıktan sonra nerelerde tüm katmanların, nerelerde katmanlardan birinin, bazılarının sunulması gerektiğinin belirlenmesi, bugünkü kentle nasıl ilişkiler kurulabileceğinin saptanması için araştırmayı doğru tanımlamış olmak ve bu sebeple en başından itibaren birçok disiplinle birlikte çalışmak gerekmektedir. (Bey Sarayı arkeolojik alanının yorumu aşamasına gelindiğinde, doğru mimari tasarımlarla özgün bir alan olarak Bey Sarayı’nın toplumla buluşturulabilmesi için koruma mimarları, tasarımcı mimarlar, görsel sanatçılar, iletişimciler, rehberler ve gerekli olabilecek diğer meslek grupları ile disiplinler arası çalışmalar yürütülmesi gerekmektedir. )

5. Farklı uzmanlar farklı dönemler için veri toplamaktadır. Bu verileri daha kullanılabilir hale getirecek mekansal bir bilgi sistemi oluşturmak, kentteki katmanlaşmaya dair kararları verebilmek için öncelikle yapılması gereken çalışmalardandır. Tüm katmanların bir arada değerlendirilerek geleceğin katmanının da en iyi şekilde tasarlanması amacıyla Hisar Bölgesi için karar destek sistemi oluşturulmalıdır.

6. Arkeolojik katmanlar açısından çok önemli bir alan olan Bey Sarayı ve Hisar bölgesinin bütüncül olarak ele alınabilmesi için karar destek sistemleri ve kentsel arkeolojik çalışmalar üzerinden kurgulanan alan yönetimi kurulmalı ve yönetim planı hazırlanmalıdır.

7. Alan yönetimi dahilinde kurumlar arası eşgüdüm sağlanarak farklı kurumların benzer projeler üzerinde çalışıyor olmalarının önüne geçilmesiyle kaynakların etkin kullanılması sağlanmalıdır.

8. Alan yönetimi dahilinde gerekli durumlarda Anıt Eser Kurulları / Bilim Kurulları oluşturulmalıdır.

9. Yönetim planı dahilinde Tophane Parkı ile Haşim İşcan Parkı arasındaki alanların sürekli bir arkeolojik araştırma alanı olarak ilan edilmesi ve bu alan üzerinde bulunan Orduevi, Tophane Endüstri Meslek Lisesi, İl Sağlık Müdürlüğü gibi kamu kurumlarının ve bunlara ait yapıların da bu kapsamda değerlendirilmesi sağlanmalıdır. (1862 Suphi Bey Haritası’nda dahi Tophane-i Amire olarak gözüken alanda askeriyenin varlığı da bir kültür katmanı olarak değerlendirilmelidir.)

10. Bey Sarayı alanındaki mevcut durum kullanımının (orduevi) ve alandaki anıt ağaçların da kendi içlerinde bir tarihi dönemi tanımladığı göz ardı edilmemelidir.

11. Yönetim planı dahilinde Hisar bölgesi yeşil alanları ve parklarının, bölgedeki yapısal olarak boş alanların da bir katman olarak değerlendirilmesi sağlanmalı, alan içerisindeki bitkisel peyzaj envanteri çıkartılmalı ve tarihsel süreci araştırılmalıdır.

12. Hisar Bölgesi’ni sahip olduğu miras değerleri ve çok katmanlı yapısı ile bütün olarak ele alan, katılımcı yaklaşımla ortaya konmuş bir kültürel rota planlaması gerçekleştirilmelidir.

13. Alanda yürütülecek çalışmaların alanda yaşayanlar üzerinde yaratacağı etkinin periyodik olarak ölçülebilmesi için öncelikle mevcut durumun kayıt altına alınması sağlanmalıdır.

39 14. Toplumun her tabakasının beklentisi farklıdır. Yerel halk, ziyaretçiler, bakımdan sorumlu kurum ve yerel yönetimler, merkezi yönetimin yapı ile yer ile ilgili son derece farklı ve kimi zaman zorlayıcı beklentilerinin karşılanmasında bilimsel kurallardan taviz verilmemesi önemlidir. Son yıllarda bilimsel çevreler dışında hemen herkesin beklentisi yapıların ayağa kaldırılmasıdır.

Kamuoyu ve karar vericiler tarafından harabe estetiğinin anlaşılmamış olması, yarım kalmış bir duvar, yarısı yıkılmış bir kemerin verdiği bilgi ve estetik değerin değerlendirilebileceği bir bilincin eksikliği bulunmaktadır. Bu kapsamda, kamuoyunu bitmiş bir yapı görmeye yönlendirme potansiyeli bulunan ve yerel yönetim tarafından paylaşılan karikatürize restitüsyon görseline istinaden beklenti içine giren çevrelerin istekleri sonucu bir rekonstrüksiyon yapılması hazırlığına girilmesi kesinlikle kabul edilemez. Hipotetik olanı inşa etmeye kalktığınızda bütün tarihsel zenginliği kaybedip çok yanlış noktalara gelmek kaçınılmazdır. Bir kültür varlığının sahtesini, hele saray gibi bir büyük ölçekli yapının sahtesini yaratmak bir kazançtan daha çok büyük bir kayıp olacaktır. Bir alanla ilgili çok tartışma varsa, tam olarak karar alınamıyorsa, bir fikir birliğine varılamıyorsa, bir rekonstrüksiyona özellikle gitmemek gerektiğinin altınının çizilmesi gerekmektedir. Bey Sarayı Alanı’nında rekonstrüksiyon, kapsamlı canlandırma vb. kesinlikle kabul edilemez. Arkeolojik veri çok önemli olmakla birlikte arkeolojik verinin üzerinden de ayağa kaldırma yine hipotetiktir.

Hipotez başlıyorsa müdahale biter. Arkeolojik araştırmalar sonucunda da ayağa kaldırmanın gündeme gelmemesini sağlamak gerekmektedir.

15. Tarihi araştırmaların, yazılı kaynakların sunduğu hipotetik olan veriler için, hikayeleri, farklı anlatıları sunmak için günümüzde çok çeşitli yöntemler vardır. Raporun “Arkeolojik Alanlarda Koruma Ve Sunum Yaklaşımları” bölümünde görseller ile de desteklenerek anlatıldığı gibi arkeolojik araştırma sonucunda elde edilen verilerin, alanın kendi bağlamında değerlendirilmesi sonucunda yorumlanmasıyla çok farklı şekillerde toplumla buluşturulması mümkündür. Alanın, kendi kendini sergileyen bir arkeolojik alan- açık hava müzesi olması, gündelik hayatın parçası olarak kentlinin tarihe daha çok değdiği alanlardan biri olarak kullanılması, kendisinin geçici bir sanat objesine dönüşerek ilgi çekmesi, ileri-teknoloji multi-medya sunumları kullanılarak ister sanal ortamda ister çağdaş mimari tasarımı olan bir müze içerisinde toplumla buluşturulması sağlanabilir. Bey Sarayı Alanı’nın multimedya teknikleri ya da arttırılmış gerçeklik olanaklarıyla, sürekli değişen aktivitelere ev sahipliği yaparak bir eğitim aracı olarak topluma sunulması tavsiye edilmektedir. Ayrıca, Bey Sarayı Alanı ve Hisar Bölgesi’nin çağdaş sanat etkinliklerine mekan olarak kullanılacak bir alan olarak değerlendirilme potansiyeli bulunmaktadır.

Bursa'nın şansı, henüz kazı çalışmaları başlamamışken bu konuda bir bilim kurulunun - danışman hocaların tavsiyelerinin ilgili idarece dikkate alınıyor, meslek odaları tarafından konunun takip ediliyor olmasıdır. Çalışmanın bilimsel olarak ilerlemesinin desteklenmesi sonucunda Türkiye için bu çalışmanın bir örnek, bir model olması mümkündür. Bursa veya Bey Sarayı ve koruma konusunda uzmanlaşmış paydaşları bir araya getirmek çok önemli bir misyondur. Alana en doğru şekilde nasıl yaklaşılacağına ilişkin yöntemlerin; Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin düzenlediği etkinlikteki gibi disiplinler arası, çok katılımlı, şeffaf toplantılar sonrasında belirlenmesi önerilmektedir. Bey Sarayı kazı çalışmalarının ve alanın sunumuna yönelik çalışmaların çok uzun soluklu çalışmalar olacağının farkında olunmalıdır. Bey Sarayı ve Hisar Bölgesi ile ilgili olarak en önemli tavsiye, bu konulardaki karar mekanizmalarının bu alanın çok katmanlı yapısını tanımaya yönelik bir bilimsel araştırmanın yapılmasını istemesini sağlamak olacaktır.

40 Son olarak, Bursa’da ayakta olan korunması gerekli tarihi eserlerin sürekli bakım onarımlarını yaparak korumak, yeni vizyon projeleri ile topluma tarihi bir kentte yaşadığını sürekli hatırlatmak kadar önemlidir. Kültürel mirasımızın düzenli bakım onarım faaliyetlerinin bir takvim dahilinde takip edilmesi gerekmektedir.

Hazırlayanlar

Ayten Başdemir Taciroğlu Y.Mimar, Kentsel Tasarım Uzmanı

Elif Şehitoğlu

Y.Mimar, Restorasyon Uzmanı

Fatma Nur Özüpak Y.Mimar

Gün Işık Y.Mimar

Goncagül Hancıoğlu Sanat Tarihçisi, Arkeolog

Merve Demir

Y.Mimar, Restorasyon Uzmanı

Rahmi Dede

Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi

Şirin Rodoplu Şimşek Mimarlar Odası Bursa Şubesi

Yönetim Kurulu Başkanı

Benzer Belgeler