• Sonuç bulunamadı

İtalya, Roma’da Forum Romanum’da 19.yyda, o zamanki toprak seviyesi üzerinde kalıntılar halinde bulunan Roma Zafer Takı; Papalığın Antik Roma kültürünü kendi kültürünün kökleri olarak kabul etmesi ve Roma İmparatorluğu'nu tanımlayan yapıların açığa çıkartılmasını istemesi sonucunda arkeolojik kazı ile antik dönemdeki zemin seviyesinde açığa çıkarılır. Bu arkeolojik çalışma sırasında yapılan yoğun tartışmalar sonucunda özgün kalıntıya önem verme yaklaşımı ortaya çıkmıştır.

Forum Romanum (Zeynep Eres sunumundan)

Forum Romanum (Zeynep Eres Sunumu’ndan)

16 Özgünlük kavramı, İtalya'daki uygulamalarda çok önemlidir ve bütün 19. yüzyıl boyunca çok yoğun tartışılarak geliştirilen yaklaşımlar sonucunda ortaya çıkmıştır. Bugün Roma'da sadece Forum Romanum’da değil, başka alanlarda da kendi kendini sergileyen kalıntılar kent içinde görülebilmektedir. Bu alanlara baktığımızda genel olarak çok ağır müdahalelerin olmadığını, açığa çıkmış kalıntıların kendi özgün kimlikleriyle yaşayan kentin içinde varlıklarını sürdürürken harabe estetiğini sergiledikleri görülmektedir. (Zeynep Eres, 3. Oturum)

Bulgaristan, Nessebar’da bir kilise konsolidasyon çalışmaları ile birlikte, günümüze ulaşan haliyle yerinde tutulmaktadır. Harabe estetiği de kentli tarafından kabul görmüş ve kullanılagelmektedir.

(Zeynep Eres, 3. Oturum)

Bulgaristan, Nessebar’da bir kilise (Zeynep Eres sunumundan) Boukoleon Sarayı Konservasyon Çalışmaları

Dünya Miras Alanı İstanbul Tarihi Yarımada’da bulunan Boukoleon Sarayı’nın restorasyon projesi Fatih Belediyesi tarafından hazırlatılmış olup uygulama aşaması İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülmektedir. Uygulamalar Engin Akyürek, Alper Ünlü ve Füsun Alioğlu’nun içinde bulunduğu Bilim Heyeti kontrolünde yürütülmektedir.

Bu bölge Hormisdas Sarayı, Justinianus Evi ve Boukoleon Sarayı diye adlandırılır. 4.yy’dan itibaren saray olarak kullanılan alan bugün sadece kalıntıları kalmış bir durumdadır. Ayasofya'yla hipodrom arasında yer alan Bizans Büyük Sarayı ikinci yüzyıldan beri aşama aşama inşa edilir ve Boukoleon Sarayı’nın, Bizans Büyük Sarayı'nın devamı niteliğinde bir saraylar külliyesi içinde yer aldığı görülür.

Günümüze kadar pek çok tahribata uğrayan, önünde bulunan sahil yolu, arkasında bulunan tren yolu yapımlarıyla da yıkımlara uğrayan sarayın günümüze kalan kısımları Pharos Kulesi (Çatladıkapı Feneri), İmparator İskelesi, sarnıç bölümleridir.

Restorasyon projesi ile günümüze ulaşan halinin daha fazla zarar görmemesi, olduğu gibi bu haliyle gelecek nesillere aktarılabilmesi adına konservasyon çalışmaları yapılarak, alanın açık hava müzesi olarak işlevlendirilmesi hedeflenmektedir. Güvenlik açısından bir sorun yaratmadıkça yapının taşıdığı değişimlerin izleri korunarak; belgeleme, taşıyıcı sistemin araştırılması, korunması, gerekli değerlerin saptanması, temizlik, gerekli durumlarda kazı işlemleri, konservasyon, sağlamlaştırma, gerekli noktalarda minimum bütünleme, sürdürülebilir bakım-onarım restorasyon sırasında ve sonraki süreçte yapılması gerekenlerdir.

Yapının özgünlüğünün tüm boyutlarıyla yani bu zamana kadar gelmiş ekleriyle birlikte değerlendirilmesi, yapılacak müdahalelerin yapıya zarar vermeden, yapının tarihi belge değeri olan izlerinin yok olmamasını sağlayacak şekilde, yapının bize geçmişten getirdiği tüm izleri koruyabilir halde ve daha sonra gerçekleştirilecek araştırmaları yanıltmayacak şekilde, özgün yapıya zarar vermeden, yapının taşıyıcı sistemini güçlendiren, gelecek kuşaklara bu haliyle aktarılmasını sağlayabilecek müdahale yöntemleri ile restorasyon gerçekleştirilmektedir. (Füsun Alioğlu, 2. Oturum)

17 Boukeleon Sarayı restitüsyonları ve mevcut durum fotoğrafları(Füsun Alioğlu sunumundan)

Ayrıca Şu anda belediyenin organizasyonu ile Boukoleon Sarayı Şantiyesi alanı da Kara Surları Şantiyesi, Rumeli Hisarı Şantiyesi, Anadolu Hisarı şantiye alanları isteyenlerce ziyaret edilebilmektedir.

18 2.Kurtarma kazıları ile açığa çıkarılan ve yerinde sergilenen alanlar

Kentlerdeki bir inşaat faaliyeti sürecinde karşılaşılan ve kurtarma kazıları sonucunda kısmen yerinde tutularak sergilenen alanlar da bulunmaktadır.

İtalya Floransa’da, 1960’lardaki sel felaketi sonucunda Santa Maria del Fiore Katedrali altındaki arkeolojik alan bulunmuştur. Somut verilerle kentin çok katmanlı yapısını algılayabilecek şekilde, üstte yeni bir döşeme üretilerek arkeolojik alan yerinde görülebilecek şekilde düzenlenmiştir. Benzer şekilde Fransa, Paris’te de Notre-Dame Kilisesi meydanı altında ortaçağ Paris’inin yapı kalıntıları sergilenmektedir.

Santa Maria del Fiore Katedrali altındaki arkeolojik alan (Zeynep Eres sunumundan)

Paris’te Notre-Dame Kilisesi meydanı altındaki arkeolojik alan (Zeynep Eres sunumundan)

Yunanistan, Atina’da, Atina olimpiyatları öncesi metronun uzatılması kapsamında ortaya çıkan arkeolojik alanın metro içinde sergilenmesi gerçekleştirilmiştir. Bulgaristan, Sofya’da da kurtarma kazısı ile ortaya çıkan buluntular altgeçit içerisinde yerinde sergilenmektedir.

Atina Metrosu (Zeynep Eres sunumundan)

19

Sofya’da Altgeçit (Zeynep Eres sunumundan) Önündeki Roma Dönemi Kalıntıları ile Makam Camii

Tarsus'taki Makam Camii’nin önünde bulunan cami avlusu olan alanda, bir ıslak hacim inşaatı için kazı çalışması başlatıldığında, alt kotta aslında Roma dönemi kalıntılarının olduğu anlaşılmıştır. Bu alan kazıyla bütünüyle açığa çıkartılmış ve kalıntılar sergilenmeye başlanmıştır. Bir yandan Makam Camii gibi kutsal anlamda da çok anlamlı bir yapı korunurken onun altındaki Roma dönemi kalıntılarının da sergilenmesi, kentin çok katmanlı tarihini topluma sunma açısından başarılı bir uygulamadır. (Zeynep Eres, 3. Oturum)

Makam Camii’nin önündeki Roma kalıntıları (Zeynep Eres sunumundan)

3.Gündelik hayatın parçası olan arkeolojik alanlar

Roma’da Marcellus Tiyatrosu ve Portico D’ottavia’nın bulunduğu alanda bir kestirme yol tanımlanarak daha çok insanın gündelik hayatta içinden geçeceği şekilde bu alan kurgulanmıştır. (A. Güliz Bilgin Altınöz, 3. Oturum)

Marcellus Tiyatrosu ve Portico D’ottavia’nın bulunduğu alandaki düzenlemeden görüntüler(Güliz Bilgin Altınöz sunumundan)

20 Benzer şekilde Bulgaristan, Stara Zagora‘da da antik yol kentin bir parçası olarak kullanılmaktadır. Yol üzerinde kentlinin kullanabileceği kamusal alanlar düzenlenmiştir. (Zeynep Eres, 3. Oturum)

Stara Zagora‘da antik yol (Zeynep Eres sunumundan)

Roma’da Aventino Tepesi’nde, tepedeki park ve nehir birleştirilmesi için kurgulanan yol üzerinde bir dikey sirkülasyon elemanı ile dikine kesitte farklı katmanların bir arada görülmesi sağlanmaktadır. Bu alanda park da katmanlardan biri olarak ele alınmaktadır. (A. Güliz Bilgin Altınöz, 3. Oturum)

Aventino Tepesi (Güliz Bilgin Altınöz sunumundan)

Benzer Belgeler