• Sonuç bulunamadı

Bulgaristan, Filibe kent merkezinde Roma dönemi stadyumu kazıyla ortaya çıkarılmıştır.

Filibe’nin yer altı arkeolojik parkı tanımlamasıyla sergilenmektedir. (Zeynep Eres, 3. Oturum)

Filibe kent merkezinde roma dönemi stadyumu (Zeynep Eres sunumundan)

b.Bilimsel olarak eleştirilen örnekler

1.Knossos Sarayı

Yunanistan, Girit’te Knossos Sarayı’nda, 1900’lerin başında farklı bir yaklaşım izlenir ve olsa olsa yöntemiyle yapılmış canlandırmalar gerçekleştirilir. (Zeynep Eres, 3. Oturum)

Girit’te Knossos Sarayı(Zeynep Eres sunumundan)

2.Atina Agorası

Yunanistan’da Atina Agorasında günümüzde kabul edemeyeceğimiz radikal bir uygulama

yapılmış ve açığa çıkmış kalıntılar üzerinde rekonstrüksiyon uygulaması ile yeniden inşa edilen

yapı müze olarak işlevlendirilmiştir. (Zeynep Eres, 3. Oturum)

33 Atina Agorası(Zeynep Eres sunumundan)

3.Xanten Arkeoloji Parkı

Almanya’da, Xanten Arkeoloji Parkı’nda farklı bir yaklaşımla Roma dönemi arkeolojik alanının tamamen yeni bir yapıyla rekonstrüksiyonu yapılmıştır. Yapının mimari ve mekansal olarak taşıması gereken özelliklerinin bugünkü malzemeyle yeniden inşa edildiği, kalıntılar üzerine yapılmış çok büyük bir müdahale olarak eleştirilen bu uygulamada hedef kitle turistlerdir. Bu uygulama, hedef kitlenin yalnızca turistler olarak ele alınması durumunda müdahalenin boyutunun ne kadar aşırıya kaçabileceğine bir örnek olarak gösterilebilir. Arkeolojik alanlarda her zaman göz önünde bulundurulması gereken, yapılan müdahalenin alanın özgünlüğünün önüne geçmemesi gerektiğidir. (A. Güliz Bilgin Altınöz, 3.

Oturum)

Xanten Arkeoloji Parkı (Güliz Bilgin Altınöz sunumundan)

3.Tekfur Sarayı

Tekfur Sarayı’nın yapım tarihi hakkında net bir bilgiye sahip olunmamakla birlikte ortak kanı onuncu ve on dördüncü yüzyıllar arasında Blakernai Saray Kompleksinin bir parçası olarak inşa edildiği şeklindedir.

Saray İstanbul’un fethinde hasar görmüş ve 15.yy’da Yahudhane olarak kullanılıyor. 18yy’da içinde çini fırınları kuruluyor. 1950’lerden itibaren çeşitli onarımlar gördüğü bilinmektedir. 1997-98 yılları arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Restorasyon Ana Bilim Dalı öğretim üyelerince hazırlanan ve günümüze sadece dört cephe duvarı ve bir avlusu gelen Tekfur sarayının mevcut haliyle dondurularak korunmasını öngören projeler korunma kurulunca onaylanmıştır.2010 yılında ise ilgili yerel yönetim tarafından saray iç mekânının çatı ile örtülmesini içeren ve bu mekanda katlar oluşturulmasına yönelik yeni bir proje hazırlatılmış ve yine korunma kurulunca onaylanmıştır. Bu projenin uygulanması 2014 yılında tamamlanmış olup Tekfur Sarayı ana mekanının kapatılma uygulaması yani çatısının ve pencerelerin kapatılmasını kapsamaktadır. 2017 yılında ise Tekfur Sarayı Müzesi kurulumuna yönelik yeni bir çalışma başlatılmıştır. Bu çalışmada giriş bloğu yapıları cam cepheli asansör kulesi avlu binalarının inşası ve saray yapısı içinde eserlerin sergileneceği vitrin imalatları ile

34 yapıda kısmi onarım çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Günümüzde Tekfur Sarayı Müzesi'nde çini fırınları kalıntıları ve burada imal edilmiş cam çömlek çini örnekleri ve kopyaları sergilenmektedir.

Verinin çok az olduğu(1885 yılına ait bir fotoğraf ve 1928 tarihli Pervititch haritası) ve günümüze yalnızca dört duvar olarak ulaşmış bir yapı önceki dönem izlerini (yahudhane döneminden kalma duvarlardaki ahşap döşeme izleri,1955-57 yılları arasında yapılan güçlendirmeler) de kaybedecek şekilde tümlenerek kötü bir uygulamaya maruz bırakılmıştır. 1997-98 yılları arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Restorasyon Ana Bilim Dalı öğretim üyelerince hazırlanan ve günümüze sadece dört cephe duvarı ve bir avlusu gelen Tekfur sarayının mevcut haliyle dondurularak korunmasını öngören koruma kurulunca onaylı projeler uygulanmamıştır. Uygulanmayan projede yapı güçlendirme çalışmaları, onarım çalışmaları ile dondurularak arkadaki kule ile birlikte bir restorasyon projesinin konusu olması planlanmış. Seyircinin avluda oturarak, sarayın ön cephesini sahne olarak kullanıldığı ve arkadaki kulenin sahne arkası işlevleri için düzenlendiği bir restorasyon projesidir. (Oğuz Ceylan, 2.Oturum)

35 Oğuz Ceylan sunumundan görüntüler

4.Edirne Sarayı Matbah-ı Amire(Saray Mutfağı) Yemek Salonu Restorasyonu:

Edirne Sarayı, teşrifat kurallarına göre sıralanmış avlular dizisine sahip saray örneklerinden biridir. Alay Meydanı, Kum Meydanı, Çeşme Meydanı, Divan Meydanı ve Valide Sultan Taşlığı olarak da bilinen haremin de olduğu bölüm Edirne Sarayı'nın avlularını oluşturmaktadır.

Alay Meydanında bulunan Matbah-ı Amire kendi içinde küçük bir külliyedir. Burada aşçılar hamamından, aşçılar mescidine, helvahaneden kilerlere ve görevlilere ait mekanlara kadar çok sayıda mekan bulunmaktadır. Enderunda kuşhane denilen ve padişah için yemek pişirilen ayrı bölümler ayrıca bulunmaktadır. (Gülay Apa Kurtişoğlu, 2. Oturum)

Matbah-ı Amire’den günümüze ulaşmış olan kalıntılardan olan saraydaki çalışanlar için yapılmış olan yemekhane bölümü ve önündeki çeşmesidir. Söz konusu yapının yüksek oranda bütünlemeye maruz kaldığı görülmektedir. Restore edilen yapı yakın zamanda müze olarak işlevlendirilecektir.

https://www.turkascihaberleri.com/HaberDetay/63871/Matbah-i--mire-Bolum--01-.html

Matbah-ı Amire Yemek Salonu’ndan görüntüler (Gülay Apa Kurtişoğlu sunumundan)

36 5.Konya Alâeddin Köşkü

Konya Alaaddin Köşkü kerpiç duvar kalıntısı, Selçuklulardan günümüze kalmış çok değerli bir yapı kalıntısı olarak altmışlı yıllarda dönemin yaklaşımı çerçevesinde bir betonarme brüt kabuk uygulamasıyla koruma altına alınmıştır. 2010’lu yıllarda da Konya Büyükşehir Belediyesi bu alanda arkeolojik kazılar yaparak bu görkemli köşkü açığa çıkarmak istemiştir. Kazarak bu köşkün, temel kotunda bütün parametrelerini ortaya koymak çok değerli bir yaklaşımdır. Ancak köşkün 19. yüzyıldaki bir görüntüsüne dayanarak bu alanda bir rekonstrüksiyon uygulaması yapılmak istenmiş ve “Alaaddin Köşkü ayağa kaldırılacak” afişleri kentteki billboardlara asılmıştır. Sonrasında kurul süreçlerinde bu kadar ağır rekonstrüksiyon uygun bulunmamış ancak koruma uygulamaları sonucunda tuhaf bir sonuç ortaya çıkmıştır. uygulama öncesinde yapılmak istenen rekonstrüksiyon da hiç doğru olmayacakken, sonuçta yapılan uygulama da başarılı olamamıştır.

Bir orta çağ yapısı söz konusu olduğunda çok dikkatli olmak, yapının özgün kimliğini korumak çok önemlidir. Kazılarla ortaya çıkacak verilerin çok iyi anlaşılması, varsa çok katmanlı kimliklerin ortaya konması ve özgünlüğe zarar vermeyecek şekilde uygulamaların yapılması gerekmektedir. (Zeynep Eres, 3. Oturum)

Alaaddin Köşkü (Zeynep Eres sunumundan)

Benzer Belgeler