• Sonuç bulunamadı

A. Saray Büyükleri

8. Saray Gulâmları (Gulâmân-ı Saray)

Büyük Selçuklu devletinin kuruluĢ sürecinden itibaren rol oynamaya baĢlayan gulâmlar, devlet teĢkilatı içinde önemli bir konuma sahiptiler. Selçuklulardaki saray teĢkilatına baktığımız zaman bu durum açık bir Ģekilde görülmektedir. Gulâm sisteminin kökenleri doğu dünyasında eski devirlere kadar gitmektedir. Ġslam tarihinde özellikle Abbâsîlerden itibaren bu sistemin uygulandığı bilinmektedir346

. Abbâsî halifelerinden Me‟mûn (813-833) ve Mu‟tasım (833-842) dönemlerinde önemli miktarda Türk memlûkü (gulâm) ordu hizmetine alınmıĢtır. Bu uygulama Abbâsîlerden diğer Müslüman devletlere intikal etmiĢtir347

.

Gulâmân-ı Dergâh veya Gulâmân‟ı Hâs gibi isimlerle tanımlanan gulâmlar, Sâmânî, Gazneli, Selçuklu devletlerinin saray ve ordularında görev yapmaktaydılar348

. Bunlar doğrudan hükümdara bağlı kölelerdi. Saray teĢkilatı içinde hükümdara hizmet eden tüm görevliler ile birlikte ümera da bunlar arasından çıkmaktaydı. Bu gulâmlar merkezde ve hükümdarın yanında bulunurlardı. Bu bakımdan saray gulâmlarının devlet kademesi içindeki mevkileri diğer gulâmlara göre önde gelmekteydi349. Genelde küçük yaĢlarda satın alınarak temin edilen

gulâmların haricinde Gaznelilerde devlet ileri gelenlerinin çocukları da bir mükâfat olarak saray gulâmları arasına alınmaktaydılar350. Abbâsîlerden itibaren Sâmânî ve

Gaznelilerde olduğu gibi Büyük Selçuklularda da devlet hizmetine alınan kölelerin önemli miktarını askeri özelliklerinden dolayı Türkler oluĢturmaktaydı351

. Bununla birlikte Türkler haricinde diğer unsurlara da yer verilmekteydi. Örneğin, Gazneli sarayında Türklerin yanında Hint kökenli gulâmlar da olup bunların birbirini

345 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 242.

346 Mustafa Zeki Terzi, “Gulâm” mad., DİA, C. 14, Ġstanbul 1996, s. 178. 347 Terzi, a.g.m., s. 178.

348

Palabıyık, a.g.t., s. 183.

349 Köymen, Alp Arslan, s. 100. 350 Palabıyık, aynı yer.

dengelemesi amaçlanmıĢtır352. Gaznelilerde olduğu gibi Selçuklularda da saray

gulâmlarına tımar verilmemekte ve bunun yerine maaĢ almaktaydılar. Doğrudan sultana bağlı olmalarından dolayı has gulâmlar denilen bu kiĢilere kimi zaman hükümdar tarafından saray dıĢında özel görevler de verilmekteydi353. Hükümdarın

devlet adamlarını ve elçileri kabullerinde bunlar hükümdarın yanında ve belli bir düzen içinde bulunurlardı354. Hükümdarın yanı sıra saray ileri gelenleri ve devlet

adamları da gulâmlara sahipti.

Kaynakların verdiği bilgilerden en azından XI. yüzyılın baĢlarından itibaren Karahanlılarda da gulâm sisteminin varlığını kesin olarak tespit etmekteyiz355

. 1025 yılında Karahanlılardan Yusuf Kadır Han‟ın Semerkant yakınlarında Gazne hükümdarı Sultan Mahmud‟la yaptığı görüĢmede vermiĢ olduğu hediyelerin içinde Türk gulâmlarının da bulunması bu durumu kanıtlamaktadır356. Karahanlılarda

“yatgak” ve “turgak” diye adlandırılan saray muhafızlarının aslında Selçuklularda ve diğer Müslüman devletlerde görülen saray gulâmlarının Türkçe adlandırması olduğu anlaĢılmaktadır357. Fakat Karahanlılardaki bu sistemin kökenleri hakkında elimizde

bir bilgi bulunmamaktadır. Saray muhafızlarının baĢlıca görevi Selçuklularda da olduğu gibi savaĢta ve barıĢta hükümdarı korumak olup aynı zamanda sarayın güvenliğinden de sorumlu olan kimselerdi.

Nizâmülmülk‟ün saray gulâmları bahsinde eserinde vermiĢ olduğu bilgiler sayesinde gulâm sisteminin iĢleyiĢi hakkında yeterince bilgiye sahip olmaktayız358

. Gulâm olarak devlet hizmetine alınan bu kiĢilerin her yıl kıdemlerinin arttığını ve bu duruma göre kendilerine görev verildiğini anlamaktayız. Gulâmlardan yedinci yılını dolduranların emrine yeni alınan üç gulâmın verilmesi düzenin iĢleyiĢi hakında fikir vermektedir. Cesaretleri, maharetleri ve liyakatleri ile kendilerini gösteren bu gulâmların belli bir yaĢa kadar sarayda görev yaptıkları ve hükümdara hizmet ettikleri anlaĢılmaktadır. Belli bir yaĢtan sonra ise bu gulâmların valilik ve emîrlik

352 Nizamülmülk, Siyasetname, s. 174; Palabıyık, a.g.t., s. 188. 353 Nizamülmülk, Siyasetname, s. 213.

354 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 166, 271; 355

Genç, a.g.e. s. 197-198.

356 Akçay, a.g.t., s. 124.

357 Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, s. 54; Genç, a.g.e., s 193-194. 358 Nizamülmülk, Siyasetname, s. 178.

gibi önemli görevlere getirildiklerini ve çeĢitli devlet kademelerinde görev aldıklarını görmekteyiz. Nizâmülmülk açık bir Ģekilde eserinde kendi zamanında var olan gulâm sisteminin Sâmânîlerden beri uygulanmakta olduğunu belirtmektedir359

. Nizâmülmülk‟ün burada vermiĢ olduğu örneklerin Gazneli devletinin kurucuları ve ilk hükümdarları olan Alp Tegin ve Sebük Tegin olması ayrıca dikkati çekmektedir360. Gulâm sistemi Nizâmülmülk tarafından Alp Tegin ve Sebük

Tegin‟in liderlik vasıflarıyla birlikte idealleĢtirilerek adeta Selçuklulara bir rol model olarak sunulmuĢtur. Bu durumu sadece Nizâmülmülk‟ün Selçuklu hükümdarlarına yapmıĢ olduğu bir tavsiyeden ibaret olarak düĢünmemek gerekir.

Büyük Selçuklu Devleti‟nin kuruluĢ sürecine baktığımız zaman bir Ģekilde Selçukluların hizmetine girmiĢ olan Gazneli gulâmlarının oynamıĢ olduğu rol açık bir Ģekilde görülmektedir. Sultan Mesud 1039 baharında Belh‟ten Serahs‟a doğru Selçukluların üzerine yürüdüğü zaman yolda casusların getirdiği bilgiler sayesinde Selçuklulara sığınmıĢ olan Gazneli firarilerinden haberdar olmaktayız. Selçuklular bu kiĢilerin ileri gelenleri olarak zikredilen Börü Tegin ve Arslan Caziboğlu Süleyman‟ı Gaznelilere karĢı öncü kuvvetler olarak kullanmıĢlardır361. Börü Tegin‟in emrinde

sultânî olarak adlandırılan ve Sultan Mesud‟un gulâmlarından olduğu anlaĢılan binden fazla atlının olması ve bir o kadarına da Arslan Caziboğlu Süleyman‟ın liderlik etmesi dikkat çekicidir362. Ayrıca bu askerlerin Dandanakan savaĢına kadar

Gazneli ordusunu Selçuklular içinde en çok yıpratan gurup olarak zikredilmesi hayli ilginçtir363

.

Bundan baĢka Beyhakî, Dandanakan yolu üzerinde savaĢ esnasında birkaç kez Selçuklulara sığınan askerlerle Sultan Mesud‟un gulâmlarının karĢı karĢıya gelmelerine rağmen savaĢmadıklarına ve aralarında bir takım konuĢmalar geçtiğine Ģahit olmuĢtur364. Bu durum açık bir Ģekilde Selçuklulara sığınan askerlerin Gazneli

ordusundaki gulâmları kendi yanlarına çekmeye çalıĢtıklarını göstermektedir.

359 Nizamülmülk, Siyasetname, s. 178. 360 Nizamülmülk, Siyasetname, s. 179. 361

Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 537.

362 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 537. 363 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 538. 364 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 586.

Nitekim Dandanakan önünde meydana gelen savaĢın en kritik anında Gazneli ordusundaki aslan alâmetli üç yüz yetmiĢ gulâm, Selçuklulara sığınmıĢ olan gulâmlarla birleĢerek Gazne ordusuna saldırmıĢlar ve Gaznelilerin yenilgiye uğramasına sebep olmuĢlardır365. Selçuklular tarafına geçen bu gulâmların

Dandanakan savaĢından sonra nasıl ödüllendirildiklerini Beyhakî Ģu çarpıcı sözlerle ifade etmiĢtir: “O namertlikleri yapan vefasız kulları çokça taltif ettiler, onlara emirlik, valilik, otağ (hargâh) ve her türlü şey verdiler. Onlar bu suretle zengin oldular. Yağmadan ellerine geçen şeylerin haddi hesabı yoktu. Hiç kimse onlara yüksek sesle bir şey söylemeğe cesaret edemezdi. Onlar, bunu biz yaptık, diye övünürlerdi.366” Beyhakî‟nin vermiĢ olduğu bu bilgilerden Gaznelilerden Selçuklular tarafına geçen bu gulâmların devletin yalnızca kuruluĢ sürecinde rol oynamadıklarını aynı zamanda devlet üzerinde ilk andan itibaren söz sahibi olmaya baĢladıklarını da görmekteyiz. Bu gulâmlar Büyük Selçuklu Devleti‟ndeki gulâm sisteminin çekirdeğini oluĢturmuĢlardır.

365 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 589-590. 366 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 594.

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

BÜYÜK SELÇUKLU ĠDARĠ TEġKĠLATI ÜZERĠNDE GAZNELĠ ETKĠSĠ

I. MERKEZ TEġKĠLATI

Büyük Selçukluların teĢkilat ve idari yapılarını dönemin diğer Müslüman devletlerinde olduğu gibi merkez ve taĢra teĢkilatı olarak iki kısımda ele alabiliriz. Büyük Selçuklularda hükümet teĢkilatının ana omurgasını oluĢturan merkez teĢkilatı, Dîvân-ı A‟lâ olarak adlandırılan büyük dîvân ile onun altında bulunan dört dîvândan meydana gelmekteydi367.

Benzer Belgeler