• Sonuç bulunamadı

A. Saray Büyükleri

1. Büyük Hâcib ve Hâcibler

Kökeni Ġslam öncesi döneme kadar giden hâciblik, Ġslam tarihinde saray kurumunun oluĢtuğu Emevîler döneminden itibaren görülmeye baĢlamıĢtır. Ġlk baĢlarda hâcib, hükümdar ile vazifeli kiĢiler ve halk arasında temas sağlayan görevli olarak ortaya çıkmıĢtır284. Bunun yanında hâcibi çeĢitli tören ve merasimlerde düzeni

sağlayan ve bundan sorumlu olan kiĢi olarak görmekteyiz. Bu kurum Emevî ve Abbâsîlerden diğer Müslüman devletlere intikal etmiĢtir. Sâmânîler döneminde Hâcibü‟l-hüccablık (baĢ hâciblik) makamı yetki bakımından neredeyse vezirle denk

276

Köymen, a.g.e., s. 76-77.

277

Bundarî, Selçuklular, s. 20.

278 Merçil, Hükümdarlık Alâmetleri, s. 229-230. 279 Merçil, a.g.e., s. 230.

280 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 519; Merçil, a.g.e., s. 233. 281

Bundarî, Selçuklular, s. 11-12; Ġbnü‟l-Esir, el-Kâmil, C. 9, s. 490.

282 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 457. 283 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 457. 284 Zeydân, a.g.e., s. 330.

bir konuma yükselmiĢtir. Bu dönemde Hâcibü‟l-hüccablık görevine getirilen Alp Tegin‟in (ö. 963) devlet üzerinde büyük bir güce sahip olmasından rahatsız olan Sâmânî hükümdarı Abdülmelik b. Nuh (ö. 961) çareyi Alp Tegin‟i Horasan valisi yaparak merkezden uzaklaĢtırmakla bulmuĢtur285. Alp Tegin‟in bir süre sonra Gazne

Ģehrini ele geçirerek Gazneli devletinin temellerini atması sahip olduğu kuvveti göstermesi bakımından önemlidir. Burada dikkati çeken husus Alp Tegin‟de de olduğu gibi bu makama getirilen kiĢilerin gulâm asıllı ve özellikle de Türklerden olmasıdır286

.

Devlet teĢkilatını önemli ölçüde Sâmânîlerden devralmıĢ olan Gaznelilerde bu görevi elinde bulunduran kiĢiye Hâce-i Buzurg denmekteydi287. Hâce-i Buzurg

devlet teĢkilatında vezirden sonra gelmekteydi. Sâmânîlerde olduğu gibi Gaznelilerde de hâcibler gulâmlardan ve özellikle de Türk gulâmlarından seçilmekteydiler288. Gazneliler döneminde devlet idaresinin çeĢitli kademelerinde

görev alan hâcibler aynı zamanda seferlerde ordunun baĢında komutan olarak da görevlendirilmiĢlerdir. Sultan Mahmud döneminde Hârizm‟e idareci olarak gönderilen AltuntaĢ (ö. 1032) o sırada Hâce-i Buzurg görevinde bulunmaktaydı289

. Sultan Mesud döneminde Selçuklular üzerine gönderilen Hâcib Beydoğdu aynı zamanda saray gulâmlarından sorumlu olan kiĢiydi290. Yine Sultan Mesud tarafından

Selçuklular üzerine gönderilen Hâcib SubaĢı ise Hâce-i Buzurg görevini elinde bulundurmaktaydı291

.

Karahanlılar döneminde de hâciblik önemli bir makam olarak karĢımıza çıkmaktadır. Karahanlılarda hükümdarlık ve vezirlik makamından sonra en yetkili kiĢi olarak Ulu Hâcib gelmekteydi292. Hâciblik görevinin Karahanlılarda önceden

“tayangu”293

olarak adlandırılması bu kurumun Sâmânîler ve Gaznelilere göre farklılık arz ettiğini göstermektedir. Bu durum Karahanlılardaki hâciblik kurumunun

285

Aydın Usta, Türklerin İslamlaşma Serüvevi: Sâmânîler, Ġstanbul 2013, s. 315-316.

286

Taneri, “Hâcib” mad., DİA, C. 14, Ġstanbul 1996, s. 509.

287 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 1. 288 Palabıyık, a.g.t., s. 161-162. 289 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 646. 290

Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 1.

291 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 463. 292 Genç, a.g.e., s. 130.

Türk devlet geleneğinin içinden çıktığını ortaya koymaktadır. Ayrıca Karahanlılarda hâciblerin askeri bir hizmetle görevlendirilmemesi bunların kalem ehlinden olduklarını göstermektedir294. Karahanlılar döneminde bu makama getirilen Yusuf

Has Hâcib‟e ve eserinde hâciblikle alakalı yer alan bilgilere baktığımızda bu durum görülmektedir295

.

Selçuklulara geldiğimizde ise saray teĢkilatı içinde yer alan Büyük Hâcib‟in hükümdardan sonra en yetkili kiĢi olduğu ve devlet yapısı içinde de vezirden sonra geldiği anlaĢılmaktadır296. 1038 yılında Tuğrul Bey‟in NîĢâbur‟a gelerek tahta

oturduğu zaman Selçuklularda böyle bir makamın henüz teĢekkül etmediğini Beyhakî‟nin vermiĢ olduğu bilgilerden anlamaktayız297. Büyük Selçuklu Devleti‟nin

Horasan‟da kurulması ve bu süreçte buradaki Gazneli bürokrasisinden faydalanılması bu kurumun Gaznelilerden Selçuklulara geçme ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Nitekim Beyhakî, Büyük Selçuklu Devleti‟nin kuruluĢ sürecince Selçukluları destekleyen ve onlar adına savaĢan Kadir Hâcib adlı bir Gazneli ileri geleninden bahsetmektedir298. Bu kiĢinin hâcib unvanına sahip olması ve kendisi gibi Selçuklulara sığınmıĢ olan sultanî gulâmlara liderlik etmesi kendisinin Gaznelilerin saray hâciblerinden olma ihtimalini güçlendirmektedir. Bununla birlikte Kadir Hâcib‟in Büyük Selçuklu Devleti‟nin kurulmasından sonra devlet içinde herhangi bir rol oynayıp oynamadığı hakkında elimizde bilgi bulunmamaktadır.

Büyük Selçuklularda hâciblik makamına getirilenlerin askeri sınıftan olmaları ve gulâmlıktan gelmeleri de bu kurumun Gaznelilerden Selçuklulara geçme ihtimalini güçlendirmektedir. Yukarıda değindiğimiz gibi bu uygulamaya Karahanlılarda rastlamayıp Sâmânîlerde ve Gaznelilerde rastlamaktayız. Selçuklularda emîr rütbesine sahip olan Büyük Hâcib saraydaki her türlü iĢten mesul olup onunda maiyetinde birçok hâcib bulunmaktaydı299. Bu doğrultuda saraydaki

294 Genç, a.g.e., s. 136-137.

295 Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, s. 181-187. 296

Nizamülmülk, Siyasetname, s. 217; Köymen, Alp Arslan, s. 91.

297 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 519. 298 Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 537, 571.

resmikabullerde ve törenlerde devlet görevlilerinin hükümdarın huzurunda nasıl ve nerede duracaklarından sorumlu olan yetkili saray hâcibiydi300. Saray hâcibinin de

kendine bağlı hâcibleri olup görevleri saraydaki teĢrifat kaidelerinin uygulanmasından ibaretti. Kaynaklar Hâcib Abdurrahman Alpzen el-Ağacî adlı bir kiĢiyi Tuğrul Bey‟in Hâcib‟i olarak göstermektedirler301. Bununla birlikte bu kiĢi

hakkında herhangi bir bilgiye sahip bulunmamaktayız. Gaznelilerde olduğu gibi Selçuklularda da hâciblerden ordu komutanı olarak yararlanılmaktaydı. Tuğrul Bey‟den itibaren merkezi bir devlet yapısına geçme çabaları gulâm sistemini güçlendirmiĢ ve burada yetiĢen Türk gulâmlar birçok makama getirildikleri gibi hâciblik makamına da getirilmiĢlerdir. Alp Arslan döneminde de Erdem, Çavlı, AltuntaĢ gibi hâcibler askeri birliklerin baĢına geçirilerek komutanlık yapmıĢlardır302

. Bu görevlerden baĢka hâcibler elçilik heyetleri içinde de yer almıĢlardır303. Ayrıca

hâcibler halkın istek ve Ģikâyetlerinin doğrudan doğruya hükümdara veya vezire iletilmesinde de rol oynamaktaydılar304

.

Benzer Belgeler