• Sonuç bulunamadı

Sancı Sancı Romanında Olay Örgüsü

2.2. Olay Örgüsü

2.2.1. Sancı Sancı Romanında Olay Örgüsü

Sancı.. Sancı... romanı, ayrı ayrı numaralandırılan iki ana bölüme ayrılır. Bu bölümlerden birincisi otuz dokuz, ikincisi ise otuz bir kısımdan oluşmaktadır.

Necati Tosuner, birçok öyküsünde olduğu gibi bu romanında da sancılı insanları anlatır. Romanın olay örgüsü Almanya'daki bir grup insanın yaşama çabası üzerine kuruludur. Roman genelinde maddi kaygılardan çok duygusal sıkıntılar söz konusudur.

Romanda Almanya’da yaşayan Türkler anlatıldığı kadar, onlarla bir şekilde yolları kesişen Almanlar da anlatılır.

Romanda yer alan kişilerin neredeyse tamamı hayatlarından memnun değildir. Hepsi farklı bir dertlerinden dolayı sancılı bir hayat yaşar. Kimi istemediği halde hamile kalmış, kimi yıllarca çocuk istemesine rağmen çocuk sahibi olamamış, kimi evlendikten sonra kocasının ona karşı davranışlarının değişmesinden ve onu dövmesinden yakınır, kimi fabrikada çalışırken kaza geçirip hayatını kaybeder, kimi işinden ve yaşamından memnun değil, kimi gurbette çocuklarından ayrı yaşamak yerine köyüne geri dönmek ister.

Sancı.. Sancı... romanı, ilk önce bağımsız hikâyeler şeklinde başlar. Her bölümde farklı vaka halkaları anlatılır. Daha sonra bu bağımsız vaka halkaları bir yerlerde kesişir. Bazı bölümlerde farklı vaka halkaları birbirinin içine geçer.

Romanda olay örgüsü tek zincir halinde devam etmez. Sancı… Sancı romanının olay örgüsü çok sayıda vaka halkasının bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Bunların en önemlisi Osman ile Petra’nın aşkıdır. Hasan ile Ayşe’nin yaşadıkları, fabrikada yaşananlar, Jutta Teyze ve Ulrike’ın yaşadıkları, Kazım’ın Emine’yi istemesi, Peter ile Susanne arasında yaşananlar olay örgüsünü oluşturan diğer önemli vaka halkalarıdır.

Romanın olay örgüsü Osman ile Petra’nın aşkı üzerine kurulur. Osman, Almanya’ya okumak için gelmiş kambur bir öğrencidir. Dieter’in yerinde karşılaştığı Petra’ya âşık olur. Birkaç buluşmanın ardından Petra da Osman’a karşı bir şeyler hissetmeye başlar. Onun yanında kendini huzurlu hisseder. Petra, Osman ile tanıştığında Günter ile sevgilidir ve yakın bir zamanda onunla evlilik planı yapmaktadır. Osman, Petra ve Günter arasındaki ilişkiler ağı romanın ana vaka halkasını oluşturur.

Osman ve Günter aynı kadına âşık iki gençtir. Aralarında Petra’ya sahip olma konusunda bir çatışma yaşanır. Romanın sonunda ise Petra, hem Osman’dan hem de Günter’den ayrılır. Petra’nın Osman’dan ayrılma sebebi daha çok Osman’ın kambur oluşudur. Osman’dan ayrılan Petra artık Günter ile de görüşmek istemez. Çünkü Osman, onun bazı gerçeklerin farkına varmasını sağlamıştır. Günter’in davranışları Petra için artık dayanılmaz bir hal almıştır.

Osman ile Petra’nın aşkının nasıl sonuçlanacağı olay örgüsünün ana düğüm noktasını oluşturur. Osman ile Petra arasında neler yaşanacağı okuyucuda büyük merak uyandırır. Osman’ı bazen umutlandıran çoğu zaman da umutsuzluğa düşüren bu aşk en sonunda ayrılıkla sonlanır.

Sancı.. Sancı... romanında bir diğer önemli vaka halkasını Hasan ile Ayşe arasında yaşananlar oluşturur. Hasan ve Ayşe arasında Türkiye’ye geri dönme ve Almanya’da kalma konusunda çatışma yaşanır. Almanya’da Peter ile çöpçülük yapan Hasan işinden ve Almanya’da yaşamaktan oldukça memnundur. Memleketinde iş bulamamaktan yakınır. Hasan’ın eşi Ayşe ise Almanya’da olmaktan memnun değildir. Sürekli köyüne geri dönmek ister. Çocuklarını köyde bırakmanın vicdan azabını yaşar. Neredeyse her akşam Hasan’a köylerine geri dönmeyi teklif eder. Ama Hasan köye geri dönmek yerine gelecek yaz çocuklarını da yanlarına alarak Almanya’da kalmayı düşünür. Hasan ile Ayşe’nin yaşam hikâyesi de kötü sonla biter. Fabrikada geçirdiği bir kaza sonucu ağır yaralanan Ayşe hastanede hayatını kaybeder.

Ömrü boyunca çocuk sahibi olamayan ve bir yıl önce eşini kaybeden Jutta Teyze ve Manfred tarafından hamile bırakıldıktan sonra terk edilen Ulrike’ın yaşadıkları da olay örgüsünde önemli bir vaka halkası olarak karşımıza çıkar. İstemediği halde hamile kalan Ulrike kendi içerisinde çocuğu doğurup doğurmamak arasında çatışma yaşar. İçten içe Manfred’in bunu bilerek yapmış olabileceği düşür. Bazen Manfred’in ona geri döndüğünü hayal eder. Roman boyunca Ulrike ile Manfred arasında yaşananlar geriye dönüşlerle okuyucuya aktarılır.

Romanda ayrıca Jutta Teyze ile Ulrike arasında çocuk sahibi olma konusunda bir çatışma yaşanır. Jutta Teyze hayatı boyunca çocuk sahibi olma hevesiyle yaşamış ama bir çocuğa sahip olamamıştır. Ulrike ise çocuk sahibi olmayı istemediği halde hamile kalmıştır ve hamile kaldığı için çok üzgündür.

Romanın sonunda ise iki vaka halkası birleşir. Romanın başkişisi olan Osman ile Ulrike bir otobüste karşılaşır. Daha önce bir içki evinde karşılaştığı ortaya çıkan çift birlikte Ulrike’ın evine gider. Osman için yeni bir umut doğar.

Romanın olay örgüsünde dikkat çeken bir diğer nokta romanın iki önemli vaka halkasının kahramanları olan Osman ve Hasan’ın yollarının Remzi Bey’in dükkânında kesişmesidir. Osman ile Hasan’ın karşılaşmaları iki vaka halkasının birbirinin içine

geçmesi bakımından önemlidir. Yazar ilk bakışta birbiriyle hiçbir alakası olmayan kahramanları bazı bölümlerde bir araya getirerek vaka halkalarının birleşmesini sağlar. Remzi Bey’in dükkânına Osman iş istemek için, Hasan ise babasına bir radyo almak için gelmiştir. İkisi de Remzi Bey’den bekledikleri yardımı görmemiş ve hayal kırıklığı ile oradan ayrılmıştır. İstasyonda beklerken Hasan, Osman’ın durumuna acımış ve ona bir miktar para vermiştir.

Sancı.. Sancı... romanında bir diğer önemli vaka halkasını Kazım ile Emine’nin arasında yaşananlar oluşturur. Kazım ile Emine görücü usulüyle tanışmışlar ve birbirinden hoşlanmışlardır. Emine utangaç bir kız olduğundan söylemeye çekinse de Kazım’dan ne kadar hoşlandığı her halinden bellidir. Kazım’ın kendisini istemeye geleceğini öğrendiği andan itibaren sürekli hayaller kurar. Kazım ile Emine’nin ilişkisinin nasıl sonlanacağı da romanın sonuna kadar belli olmayan okuyucuda merak uyandıran düğüm noktalarındandır.

Emine’nin abisi ilk başta kardeşini Kazım’a vermeyi düşünür, ama daha sonra Kazım’ın daha önceden Alman bir kızla ilişkisi olduğunu öğrenince Emine’yi Kazım’a vermekten vazgeçer. Emine ile Kazım’ın hikâyesi de hayal kırıklığı ve umutsuzlukla son bulur.

Peter ile Susanne arasında yaşananlar da Sancı.. Sancı... romanının olay örgüsünün oluşmasında dikkat çeken bir vaka halkasıdır. Peter, Osman ile birlikte çöpçülük yapan Alman bir işçidir. Susanne ile evlilikleri büyük bir çıkmaza girmiştir. Kendini sürekli duygusal bir boşlukta hisseden Peter, son zamanlarda eve sürekli içkili gelir. Peter’ın eve sadece uyumaya geliyor olması Susanne’yi iyice çileden çıkarır. Neredeyse her gün tartışmaya başlarlar.

Hayatından memnun olmayan Peter, işini ve evliliğini devam ettirme ile her şeyi bırakıp çekip gitme arasında çatışma yaşar. Romanın sonunda Peter, her şeyi bırakıp giderek yeni bir hayata başlamayı tercih eder. Bavulunu alarak bir tren istasyonuna gider. Nereye ve ne yapmaya gideceği ise belli değildir. Peter ile Susanne’nin ilişkisi romanda yer alan diğer birçok ilişki gibi ayrılıkla sonlanır.

Necati Tosuner, romanın olay örgüsünü oluştururken geriye dönüş ve özetleme tekniğinden sık sık yararlanmıştır. Yazar geriye dönüş tekniğinden daha çok okuyucunun merakını canlı tutmak ve okuyucuyu da romanın kurgusu içine çekmek için

yararlanmıştır. Örneğin; Osman’ın Petra ile tanışmadan önce neler yaşadığı, Reyhan ile Hamza’nın nasıl evlendiği, Jutta Teyze’nin Herbert ile nasıl nişanlandığı, geriye dönüş yapılarak anlatılır. Yazar, zamanlar arası geçişlerden yararlanırken geriye dönüşlerin olay örgüsünde aksaklık yaratmasına izin vermez. Olay örgüsü başarılı bir şekilde oluşturulur.

Roman genelinde Osman, Petra, Ulrike, Peter, Susanne, Emine gibi karakterlerin düşünceleri sık sık yansıtılır. Kahramanların düşüncelerinin yansıtılması okuyucuyu olay örgüsünün içine çekmek için kullanılır. Bu şekilde okuyucuya yaşanan olaylara farklı açılardan bakma fırsatı sunulur.