• Sonuç bulunamadı

Sanayi Devrimi ve Sonrasında Avrupa Fikri

Belgede Avrupa fikrinin inşası (sayfa 39-44)

Toplumların kültürel çeşitliliğini anlayabilmek için tarih içinde var olmuş toplumsal yapıları bilmemiz gerekmektedir. İnsanlık tarihi üç önemli devrim geçirmiştir. Bunlardan ilki tarım toplumuna geçiştir. Avcı toplayıcı olan ve dağınık halde yaşayan toplumlardan oluşan yapı tarıma geçiş ile köklü değişimlerle karşılaşmıştır. Yerleşik düzene geçen toplumlar hayvanlarını evcilleştirmeye başlamıştır. Bunun yanında tarımsal faaliyetleri de değişmiş uzun süreli ekim dikim yapmaya başlamışlardır. Tarım alanlarının ekimi ile özel mülkiyet ortaya çıkmıştır. Toprak sahipliği kavramından bahsedilmeye başlanmıştır. İkinci aşama sanayi devrimidir. Sanayi devrimi ile insanların yaşamlarını sürdürdükleri araçları etkileyen köklü bir değişim yaşanmıştır. Üçüncüsü ise bilişim devrimidir. Sanayinin gelişmesi ve artan teknoloji ile yeni bir toplum düzeni ortaya çıkmıştır. Bu başlıkta özellikle değineceğimiz nokta sanayi devrimi ile toplumsal yapının değişimidir. Özellikle bu değişimi de Avrupa toplumu üzerinde ele alacağız. Avrupa fikrinin oluşması devam ettiği süreçte sanayi devriminin Avrupa toprakları üzerinde ortaya çıkması gelişmesi toplumsal yapıyı etkilemiştir. Bunun yanında Avrupa fikrinin köklenmesini sağlayan bir aşamayı bize sunmaktadır.

Sanayi devrimi ile toplumsal düzen eski toplum yapısına göre köklü bir değişim gerçekleştirmiştir. Yalnızca yüz yıl içine bakacak olursak toplumsal yapının en önemli unsurlarından biri olan ekonomik yapı değişmiştir. Toplumsal yapı da bu aşamada eski düzeninden tamamen ayrılmıştır.

Sanayi devrimine geçmeden önce toplumlar tarım ile geçimlerini sağlamaktaydılar. Daha öncesinde dönemsel olarak yer değiştiren toplumlar tarım ile yerleşik hayata geçiş yapmıştırlar. Sanayi devriminden önce uygarlıkların büyük bir bölümü tarım ile uğraşmaktaydı. Sanayi devrimi ile bu köklü bir değişim yaşanmasına sebep olmuştur. Fakat bu her ülke için aynı seviyede ve hızda gerçekleşmemiştir. Halen tarım toplumları dünyada varlığını sürdürmesi bunun bir kanıtıdır. Fakat ortaya çıkan değişim bulunduğu toplumu

33

etkilemiştir. Özellikle Avrupa topraklarında başlayan sanayi devrimi ekonomik yapının değişmesini sağlamıştır.

Kısaca sanayi devriminden bahsetmemiz gerekirse, sanayi devrimi İngiltere de 18.yy ikinci yarısı ve on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısına kadar olan dönemi kapsamaktadır. Bu dönemde gerçekleşen hızlı toplumsal, iktisadi, demografik ve teknolojik değişimleri anlatmak üzere kullanılan bir terimdir. İngiltere toplumun kırsal bir toplumdan endüstriye dayalı bir toplum olması yolunda geçen süreci kapsamaktadır.

Ekonomik yapı toplumu derinlemesine etkileyen bir değişkendir. En başta ekonomik yapının etkilendiği bir değişken olarak nüfusun artış ve azalışını söyleyebiliriz. Burada oluşan değişim topluma yön vermektedir. Nüfusun artışı ya da azalışı bu nüfusun yaşam alanına etki etmektedir. Ekonomik yapı da tarım toplumlarında bu değişim insan gücüyken sanayi toplumu ile yeniden insan gücü olarak devam edecektir. Fakat burada en büyük fark azalan insan gücüdür. İnsan gücü ile yapılan işlerin yerini makinaların alması nüfusa olan ihtiyacı aza indirmiştir. İlk dönem sanayileşmesinde ise insan gücünün fazlalığı sanayinin gelişimine fırsat sağlamıştır. Fakat bu durum sadece ilk dönem sanayileşmesi için geçerlidir. Daha sonraki dönemlerde ise bu durum tam tersine dönmüştür. Teknolojinin gelişmesi bilgi birikimini artırmıştır. Bu sayede makineleşme hızlanmış zamanla daha az insan gücüne ihtiyaç duyulmuştur.

Ekonomik hayat her şekilde ilerlese de zamanda artık ürün oluşturmuştur. Bu sayede toplumların zenginleşmesi sağlanmıştır. Uygarlıklarda ortaya çıkan lüks harcamaların önünü açmıştır. Bu da Avrupa toplumlarında mimari alanda yapılan eserlerde ve heykellerde kendini göstermektedir. Antik çağdan kalan kalıntılara bakıldığında bir toplumun zengin ve refah içinde olduğunun bir göstergesi olarak yaptığı eserler dikkat çekmektedir. Bu toplumların hepsi günümüz Avrupa topraklarında yaşamış olsa da genel olarak bu yargıya varabiliriz. Toplumsal zenginliğin artması sanat eserlerin artmasıyla paralel olarak ilerlemektedir. Sanayi devrimi sonrasında Avrupa için de aynı şeyi söylememiz yanlış olmayacaktır. Bugün İngiltere de bulunan sarayların yapılışları bu dönemlere dayanmasını örnek olarak verebiliriz. Sadece İngiltere ile sınırlı kalmayarak Avrupa’nın birçok şehrinde mimari yapının ihtişamı bize bunu göstermektedir. Şehir merkezlerinin olmazsa olmazı heykelleri de unutmamak gerekir. Her şehir de gerek kurtuluşunu anlatan, gerek yöneticilerini anlatan bunların olmadığı takdirde mitolojik tanrıların canlandırıldığı heykelleri mutlaka görmekteyiz. Zenginliğin ve ihtişamın bir göstergesi olarak Avrupa toprakları bugün bize bunları sunmaktadır.

34

Zenginlik sadece mimari alanı etkilemekle kalmamıştır. Kültürel gelişimin önünü açmıştır. Sanat, edebiyat, müzik gibi alanlarda gelişim saraylardan çıkarak daha geniş bir kitleye hitap etmeye başlamıştır. Eğitim alanında da zenginleşme ile gelişim göstermiştir. Bu kendinden sonrası için daha büyük etkiler bırakmıştır. Eğitim seviyesinin artması daha sonrasında toplumun gelişmesini etkileyecektir.

Ekonomik anlamda gelişen Avrupa daha sonrasında diğer toplumlar arasında önemli bir fark ortaya çıkarmasına sebep olmuştur. Kendisi ilk önce sanayileşmeyi gerçekleştirdiği için ortaya çıkan ürünleri satacağı bir Pazar olarak diğer toplumlardan yararlanmıştır. Bu aşamada ürünlerin diğer toplumlara geçmesi aynı zamanda kültürel açıdan da toplumları etkisi altında bırakmıştır.

2.4.1. Avrupa’nın Endüstrileşmesi

Avrupa’nın dünya çapında etki eden en büyük değişimi sanayi devrimini gerçekleştirmiştir. Uygarlıklar tarihinde yeni bir dönem olan tarihe geçmiştir. Endüstrileşme belli aşamalarda ilerlemiştir. İlk olarak su ve yel değirmenlerinin kullanımıyla başlamıştır. Bu dönemde bugünkü anlamda bir endüstrileşmeden ziyade küçük çapta üretime yardımcı bir etkisi sağlanmaktadır. Yerel çapta üretim ve tüketim gerçekleşmektedir.

Teknik olarak yenilikler endüstriye yön vermektedir. İngiltere’de ortaya çıkan dokuma ve madencilik alanındaki yenilikler endüstrileşme açısından kilit öneme sahiptir (Braudel, 1996: 387). Dokuma endüstrisi devamlılığı olan bir yapıya sahiptir. Hem gereksinim hem de lüks mal olarak görülmektedir. Dokumacılık ile Batı endüstrileşmeye yön vermiştir. Özellikle pamuklu kumaş üretimi bunda en büyük etkiye sahiptir. Daha sonrasında ise buharlı makinaların ortaya çıkmasıyla endüstri yeni bir döneme girmiştir. Madenciliğin devamında Avrupa da demir yollarının yapının başlaması endüstrileşmenin yerel ekonomiden ayrılmasına ve genişlemesine fırsat sağlamıştır.

Sanayi devrimi üretim yapısının tamamen değiştiği yeni bir dönemin başlangıcıdır. Daha öncesinde insan ve hayvan gücüne dayalı olan üretim yapısı artık makine gücüne dayanmaktadır. Makinaya dayalı üretime geçildiğinde üretilen malın şekli ve miktarı değişmiştir.

Devrim kelimesi Hint-Avrupa dil kökenine dayanan, orijinal anlamada gök cisimlerinin dönüş hareketini ifade eden bir astronomi terimidir (Küçükkalay, 1997: 52).

35

17. Yüzyıldan sonra sosyal ve siyasal ilişkileri ifade etmekte kullanılmaya başlanmıştır. Astronomik bir kavram olarak kullanılan devrim kelimesi İngilizce Revolution kelimesine dayanmaktadır. Bu kelime anlam açısından baktığımızda değiştirme ve dönüşme anlamına gelmektedir. Toplumsal yapıyı ifade etmede yeni bir döneme girildiğini vurgulamaktadır.

Sanayi devrimi dünya tarihinde ikinci önemli dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. Ekonomik yapının değişmesi insanların yaşam tarzını da tamamen değiştirmiştir. Bu dönemde nüfus artmıştır. Nüfus artışıyla birlikte hayat standartlarında artış da birbirini izlemiştir. Bu dönem haricinde nüfus artışı hayat standartlarını artış birbirine paralel gitmemiştir. Çünkü ilk dönem makineleşmede insan gücüne artan bir ihtiyaç söz konusuydu. Tarımda çalışan iş gücünün makinalarda çalışmaya başlamasını sağlamıştır. Bu dönemde refah artmıştır. Daha fazla mal üretilmiştir. Bu malların dağıtımı daha fazla ticari bir süreçle gerçekleşmektedir. Eskiye oranla daha ucuz mal üretimi gerçekleşmektedir. Bu da artan ticaret hacmi olarak üretici toplumlara yansımıştır. Fakat artan teknoloji ile makineleşme insan gücünü en aza indirmeye başlamıştır. İlk dönem sanayileşmeye oranla azalan iş gücü ihtiyacı nüfusunda azalması yönünde politikalar izlenmesini gerektirmiştir. Çünkü artı iş gücü fazlası insanların işsiz kalmasıyla sonuçlanmıştır. Makineleşme ile tek bir aleti kullanın işçinin yerini benzer aletleri çalıştıran bir mekanizma ortaya çıkmıştır.

Sanayi devriminin merkezi olarak İngiltere’yi göstermemiz yanlış olmaz. İngiltere de bölge bölge sanayi gelişmiştir. Madenlere yakın bölgelerde kurulan sanayiler ulaşım yükünü en aza indirmiştir. Aynı zamanda bölgelerin gelişmesine ve nüfusun artmasına fırsat sağlamıştır. Tekstil sanayi ile başlayan bu gelişme ardından madenlerin işlenmesiyle devam etmiştir. Sanayi devrimi ile Avrupa kentlerde gelişme gözlenmiştir. Artık kasaba ve kentler arasında ayrım net gözlenebilmektedir. Sanayi ile birlikte kentler gelişmiş aynı zamanda nüfusu da çekmiştir.

Devrim sadece ekonomik anlamda Avrupa’yı etkilemekle kalmamış aynı zamanda düşünce alanında da etkiler bırakmıştır. Geçimlik ekonomi düşüncesi artık yerini kendine yeterliliğe bırakmıştır. Makineleşme Batı’nın tüm dünya üzerinde egemenlik kurmasının temel sebebi olmuştur. Bu dönemden önce kullanılan küçük makinalar artık yerini büyük ve birçok alanda etkili makinalara bırakmıştır. Sanayi öncesi dönemde su değirmenleri bugünkü anlamda petrol kadar önemliydi.

36

Ekonomik tarih yalnızca ekonomik olayları ilgilendiren basit çapta bir tarih anlayışı değildir. Ekonomik tarih toplumsal anlamda birçok etki bırakmaktadır. Bu yüzden ekonomik tarih insanlığın başından beri vardır diyebiliriz. Bunun yanında ekonomik dönüşümler ile insanların düşünce yapılarında da şekillenmeler oluşmuştur. yeni ekonomik düzen ile yeni bir toplum yapısı Avrupa ortaya çıkmıştır. Bu toplum yapısı eski feodal düzene nazaran değişmiş olsa da işçi ve iş veren olarak ayrılmaya devam etmiştir.

Toplumsal yapının değişmesinin yanında Avrupa topraklarının dışını ham madde ve Pazar için kullanmaktadır. Bu aşamada diğer kıtalar ile iletişimi kuvvetlenmiştir. Bunun yanında artan teknolojisi ile Pazar da söz sahibi olmuştur. Kültürel yapısını bu yolla diğer kıtalara kolayca tanıtma fırsatı bulmuştur. Avrupa fikri’nin kendi toplumu içinde kabullenildiği ve diğer toplumlardan üstün bir nitelikte olmasını ekonomik açıdan söz sahibi olarak kesinleştirmiştir. Bu aşama Avrupa da Sanayi devrimi ve devam eden süreçte gerçekleşmiştir.

Ekonomik yapısının gücünü koruyabilmek için Avrupa toprakları üzerinde bir birlik kurulmasının yolu açılmıştır. Bugünkü anlam da ekonomik ve kültürel bir birlik olsa da Avrupa birliğinin kurulmasında başlıca etken ekonomik birlikteliktir. Ekonomik bir birliğin önemi yıllar içinde önemini artırarak devam etmiştir.

37

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

20.YÜZYIL AVRUPA FİKRİ

Belgede Avrupa fikrinin inşası (sayfa 39-44)

Benzer Belgeler