• Sonuç bulunamadı

Görsel sanatlar; resim, heykel, grafik sanatları, mimarlık, endüstri tasarımları, uygulamalı sanatlar, sinematografi, fotoğraf, moda tasarımı, bilgisayar sanatı gibi oldukça geniş bir alanı kapsar. Bu dalların tümüyle ilgili olarak, okul öncesinden yüksek öğretime kadar her aşamadaki sanat eğitimi ve öğretimiyle ilgili kuramsal ve uygulamalı çalışmalara görsel sanatlar eğitimi ya da yalnız sanat eğitimi demek yeterli olacaktır (Kırışoğlu, 1991).

Sanat eğitiminin baş amaçlarından biri görmeyi, işitmeyi, dokunmayı, tat almayı öğretmektir. Çevresini hakkıyla algılayıp onu biçimlendirmeye yöneltmek için gerekli ilk koşuldur. Yalnızca bakmak değil, görmek; yalnızca duymak değil işitmek; yalnızca dokunmak değil, hissetmek yaratıcılık için gerekli ilk aşamadır (San, 1985).

İlk ve orta öğretimde birer temel ders olarak görsel sanatların bulunmasının gerekçesi bir şakayı, gülmeceyi anlayabilme yeteneğinden çok daha önemli ve dayanıklıdır. Sanat eğitimcisi yazarlar eğitimde sanatın yer alışını inandırıcı ve kabul edilebilir bir biçimde açıklamışlardır (Özsoy, 2003).

Sanat eğitiminin amaç ve gerekliliğinin özünde; insan ruhunun yüceltilmesi, insanın özgürleşmesi, bireylerin ruhsal gereksinimlerinin doyurulması, dengeli, çağdaş, duyarlı bir toplum yaratılması çabası güdülür. Sanat eğitimi; bireylerin özgün anlatım olanaklarını sağlar.

İnsanın genel eğitimini bir bütünlük içinde düşünürsek, sanat eğitimini genel eğitimin bir parçası olarak kabul etmek zorundayız. Ancak sanatın bir özgünlük ve bireysel yaratıcılık olgusu olduğunu dikkate alırsak, sanat eğitiminin kendine özgü çok özel yasalarının ve ilkelerinin dizgesi içerisindeki yerini çok iyi belirlemek gerekir. Yaygın bir biçimde sanıldığı gibi, sanat eğitimi yalnızca yeteneklerin eğitimi için bir “lüks” değil, herkes için gerekli olan bir kişilik eğitimidir. Burada sanat eğitiminde amaçlanan, sanatçı yetiştirmeye yönelik eğitim değil, bireyin sanat yoluyla eğitimi, bireyin estetik eğitimidir. Başka bir deyişle insanın yaratıcı güçlerini ortaya çıkarmasına yardımcı olacak koşulları hazırlayan ve bireyin kişilik kazanmasını sağlayan bir etkinliktir (Gençaydın, 1990).

Bireyin hayatında yaşama ve evrene ilişkin deneyim ve birikimler, insanın çevresini ve olayları algılama sürecinde önemli bir paya sahiptir. Sanat eğitiminin

temelinde öğrenciyi gözle düşünmeye alıştırmak, doğaya, olaylara ve yaşama bilinçle bakmayı öğretmek ona unsur olarak kabul edilmektedir (Gökay, 1998).

Sanat eğitiminin gerekliliğine inanan bir görsel sanatlar öğretmeni bunu öğrencilerine, öğretmen arkadaşlarına velilerine ve yöneticisine yansıttığı ve onları da buna inandırdığı takdirde motivasyonu her zaman artacak ve işinden aldığı verim hep yüksek olacaktır.

2.8.1. Görsel Sanatlar Öğretmeninin Önemi

Tüm öğrenciler için öğrenme her zaman aynı kolaylıkla olmasa da zorluk çekenler öğretme ortamına ve durumuna mücadele ve heyecan eklerler. Öğretmen daha önceden öğrencilerin kavrayamadıkları, dolu alan, boş alan gibi bazı kavramları anlamalarını sağladığında bu aslında onun için görkemli bir deneyim olur. Sanattan yoksun bir ergenlik dönemi öğrencisinde sanat yeteneklerini keşfetmek ve geliştirmek aslında hayatın kendisinin zenginlik olduğunu keşfetmektir. Örneğin figür deseni için lise öğrencilerini model olarak almanın bir sonucu olarak bir genç adamı en hassas ve dramatik şekilde poz vermeyi oldukça benimsemiş olarak görülebilir. Görsel sanatlar dersliğinde verilen kararlar öğrencilerin sonraki tüm hayatını etkileyebilir. Bu durumda açıkça görülür ki öğretmenler önemlidir. Onlar olmaksızın sınıfta hiçbir şey olmayacaktır. Öğretmenler sınıfta öğrenmenin liderleridir, uyarıcılar öğrencileri öğrenmeye istekli hale getirenler ve her öğretim düzeyine öğrenmeyi yönlendirenlerdir (Özsoy, 2003).

Sanat eğitimi sürecinde öğrenci-öğretmen ilişkisi içerisinde, öğretmen yalnızca öğrenciyi tanımakla yetinmez, aynı zamanda her sanat yapıtının kompleks bir yapı oluşturması gibi öğrenciye de o gözle bakar. Öğrendiği şeyleri not alır, gözlemlerini yazar ve yayınlar (Kırışoğlu, 1991).

Gerçekten de görsel sanatlar öğretmenleri hayati öneme sahiptirler ve öğrenme sürecinde oynayacakları çok önemli rolleri vardır. Bu nedenle öğrenme sürecine ilişkin temel bilgilerle donanmış olmalıdırlar (Özsoy, 2003).

2.8.2. Görsel Sanatlar Öğretmeninin Motivasyonunu Etkileyen Faktörler Görsel Sanatlar öğretmeninin motivasyonunu etkileyen faktörlerin başında mesleki ideal ve meslek sevgisi gelmektedir. İdeallerini dinamik tutan ve mesleğini seven bir görsel sanatlar öğretmeni daima aktiftir, güncel sanat olaylarını takip eder, sanata duyarlı bireyler yetiştirme bilincine sahiptir, işi onun için anlamlı ve değerlidir. Dolayısı ile böyle bir görsel sanatlar öğretmeninin de motivasyonu sürekli yüksektir.

Araştırmada kullanılan anket çalışmasında meslek sevgisi ve idealini kapsayan maddelere verilen cevaplardan da mesleğini seven ve ideallerini yüksek tutup sürekli yenileyen öğretmenlerin motivasyonlarının olumlu yönde etkilendiği görülmüştür.

• Görsel Sanatlar öğretmeninin motivasyonunu etkileyen bir diğer faktör

öğrenci tutumları ve disiplinidir.

Birçok insan kendi içsel ve dışsal olarak yönlendirilen ihtiyaçlarını tatmin etmeye motivelidir. Öğretmenler olarak bizler motivasyonla ilgili taktikleri kendimizi olduğu gibi okulu ve devleti ilerletmek için kullanırız. Böylece motivasyonla ilgili aktiviteler, bizlerin öğrencilerin öğrenmeleri gerektiğini düşündüklerimizi körüklemesini veya ilham vermesini düşündüklerimizle ilişkilidir (Taylor, 2007). Örneğin disiplin problemini çözmek, beraberinde iyi bir motivasyonu da getirecektir. Sanat eğitimcisi derse ilgi çekici bir yöntemle başlayıp öğrencinin derse karşı tutumunu olumlu yönde ayakta tutarsa derse hakimiyeti de kontrol altına alabilecektir.

Sanat eğitiminde özellikle uygulama çalışmalarında öğretmenler kontrolün sürekliliğini sağlayabilmek için sınıfta dolaşarak, yardım isteyen öğrencilerle iletişim içerisinde olmalıdır. Öğretmenin sürekli yanında olduğunu hisseden bir öğrencinin hem çalışmaya yöneldiği, hem disiplin problemi yaratmadığı görülmektedir (Gezer, 2006). Buna bağlı olarak görsel sanatlar öğretmeninin motivasyonu olumlu yönde gelişecektir. Yapılan anket çalışmasında; görsel sanatlar öğretmeninin öğrencilerle iletişim kurma düzeyi, öğrencilerin sanat eğitimine verdiği önem ve ders sonunda öğrenciden alınan ürünün görsel sanatlar öğretmeninin motivasyonunu etkilediği görülmüştür.

• Fiziksel ve çevresel koşullar görsel sanatlar öğretmeninin motivasyonunu

etkileyen bir diğer faktördür. Öğretimin gerçekleşmesinde fiziki ortamın, çalışma yerinin, ders araç-gereçlerinin, çevre düzeninin dersin amacına ulaşmasında doğrudan etkili olduğu açıktır. Görsel sanatlar dersi programına genel olarak bakıldığında dersin

atölye ortamında uygulanması gerektiği görülür. Fakat okulların bir kısmında atölye bulunmamakta, bulunan atölyelerde ise materyal konusunda sıkıntı yaşanmaktadır. Buna bağlı olarak dersler genelde sınıf ortamında yapılmaktadır. Atölyesi olan bir okulda görev yapan bir görsel sanatlar öğretmeni ile atölyesi olmayan bir okulda görev yapan görsel sanatlar öğretmeninin motivasyon düzeyi ve dersten ne ölçüde zevk aldığı aşikardır. Sınıf ortamında yapılan sanat eğitimi öğrenci sayısının kalabalıklığından dolayı yaşanan kargaşanın varlığı ve ortaya çıkan gürültü görsel sanatlar öğretmeninin motivasyonunu hızla düşürmektedir. Oysa atölyede işlenen bir derste atölye ortamına uygun oturma biçimi ve kullanılan farklı materyaller sayesinde ders çok daha verimli olmakta ve öğretmenin motivasyon düzeyi artmaktadır. Ayrıca görsel sanatlar dersine ayrılan haftalık ders saat süresinin yetersiz olması sanat eğitimcisinin motivasyonu olumsuz yönde etkilemektedir. Kırışoğlu (2002)’nun da belirttiği gibi; okullarımızda görsel sanatlar eğitimine ayrılan süre yeterli değildir. Bir ya da iki ders saatlik zaman içinde yerleşme ve toplanma çıkarılırsa, geriye çok az bir çalışma süresi kalır. Batıda tüm sanatların birbiriyle ilişkili olarak öğretildiği kapsamlı sanat eğitimi programlarına doğru gidilmektedir. Kaldı ki her öğrencinin bireysel ve kültürel eğitiminin zorunluluğuna inanıyorsak, okullarda her öğrencinin bu eğitimden yeterli süreler içinde pay almasına da olanak sağlamalıyız.

• Denetim ve denetleyici tutumları görsel sanatlar öğretmeninin

motivasyonunu etkileyen faktörlerden bir diğeridir. Denetleyicilerin çoğu zaman farklı branştan olması, öğretmenlere yol gösterici olunmasına engel olabilmektedir. Bu bağlamda Resim-iş derslerinde denetmenlerin yetersiz olduğu söylenebilir (Çakır, 1990; Yurdakul, 1990; Ayaydın, 2002). Denetim esnasında sanat öğretmenleri sordukları sorulara, eğitim alanında yaşadıkları zorluklara net cevaplar alamadıkları ve bilinçli bir şekilde yönlendirilemedikleri için motivasyon düşüklüğü yaşamaktadırlar.

• Ailelerin sanat eğitimine olan tutumları görsel sanatlar öğretmeninin

motivasyonunu etkilemekte olan bir diğer unsurdur. Ülkenin geri kalmışlığı, ister istemez toplumu dolayısıyla bireylerin sanata bakış açısını da belirler. Ülkemizde “Sanat” boş zamanları değerlendirme, bir fantezi ve süsleme düşüncesiyle geleneksel bir anlayış olarak algılanmıştır. Öğrenci velilerinin sanat eğitimine ilişkin olumsuz ön yargı ve tutumları da belirleyici olmaktadır (Artut, 2001). Aileler, öğrencinin yaratıcılığının, duyarlılığını, kişiliğinin gelişimi için bu derse önem vermelidirler.

• Ödül, ücret, özlük hakları, işin niteliği, görsel sanatlar öğretmeninin

motivasyonunu etkileyen önemli faktörler arasında yer almaktadır. Teşekkür belgeleri, maaşla ödüllendirme, onurlandırıcı yönde yapılan sözel ifadeler görsel sanatlar öğretmeninin motivasyonunu artırdığı gibi yapılan hizmete karşılık düşük maaşla ücretlendirilmeleri de olumsuz yönde etkilemektedir. Öğretmenlerimizin yapmış olduğu fedakârlığa, harcamış olduğu emeğe karşın ülkemizde öğretmenler, maalesef düşük bir gelirle yetinmek durumunda bırakılmaktadırlar.

Özlük hakları konusunda da öğretmenler kendilerini güvence altında hissettikleri için, öğretmenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemektedir.

İşin niteliği faktörü incelendiğinde ise, okulda çalışma saatlerin düzenli olması meslek ve branşın farklı deneyimler edinilmesine fırsat vermesi sanat eğitimini kendine özgü yöntem ve tekniklerle aktarma olanağının olması işinin sorumluluk almaya fırsat vermesi, işini yaparken kendi kararlarını verme özgürlüğünün olması, gibi faktörler görsel sanatlar öğretmenlerin motivasyonunu hem olumlu hem olumsuz yönde etkilemektedir.

• Okul içi iletişim ve uyum ile yönetici tutumlarının görsel sanatlar

öğretmenlerinin motivasyonunu etkilediği görülmektedir. Zamanın büyük bir çoğunluğunu okulda geçiren öğretmen için okul içi uyum da önem arzetmektedir. Görsel sanatlar öğretmeninin, gerek zümre öğretmen arkadaşı gerekse diğer branş arkadaşlarıyla olan iletişimi ve uyumu motivasyonunu oldukça etkilemektedir. Çalışma arkadaşlarıyla aralarındaki işbirliği takdir ve beğeni bildiren sözlerin motivasyonunu etkilediği, görüşmeye katılan görsel sanatlar öğretmenlerinin sözlerinden anlaşılmaktadır.

Bir diğer faktör ise yönetici tutumları. Görsel sanatlar öğretmenleri; sanata duyarlı, sanat eğitiminin gerekliliğine inanan, sanat öğretmeninin varlığına saygı duyan yöneticilerin kendi motivasyonlarını olumlu yönde etkilediğini belirtmektedirler.

• Mesleki gelişim ve yükselme görsel sanatlar öğretmenlerinin motivasyonunu

etkileyen bir diğer faktördür. Öğretmenlerin mesleki gelişimi ve bu alanda yükseliş göstermeleri şüphesiz ki onların motivasyonunu olumlu bir şekilde etkileyecektir. Kitapları ve süreli yayınları takip etme, sanatsal faaliyetlere katılma ve bu faaliyetleri takip etme, branşının yaratıcılığını kullanmasına elverişli olması gibi maddeler bu gelişimin ve yükselişin başlıca elemanlarıdır.

BÖLÜM 3

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

Bu bölümde araştırmanın modeli, evreni, örneklemi betimlenmiş, veri toplama aracının nasıl geliştirildiği açıklanmıştır.

Benzer Belgeler