• Sonuç bulunamadı

Sanatın toplumsal Olaylardan etkileniĢi, Örnek Akımlar

1.3.1. Performans Sanatı

Performans sanatı 1939-1945 savaĢından sonra Amerika‟da ortaya çıkmıĢtır. Akım,

biçimciliğe bir tepki ve kendinden önceki sanata iliĢkin kabulleri ve önermeleri sorgular, alternatif teknikler ve malzemeler sunarlar. Performans sanatı bir sanatçı ve eserleri kamuya yapılır. Sanat formu Sürrealists ve Dadaists, ancak 1960 ve 1970‟lerde performans sanatı ses kullanılarak ve insan vücudunun kullanarak sanatsal ifadesini oluĢturur. Ressamın çalıĢırken

yaptığı her el kol hareketinin, doğrudan doğruya yapıta yansımasını, yapıtın özünü oluĢturmasını amaçlayan action painting (hareket resmi) biçim ve renkleri düzenlenmesine de karĢı çıkar. Fluxus, beden sanatı, süreç sanatı, sahne ve gösteri sanatları ile ortak yönler taĢır (Gray, 1993: 24-280). Dans, müzik, tiyatro, sirk, jimnastik gibi gibi etkinliklerden farklı olarak görsel sanatların içinden çıkmıĢ öncü bir akım olarak kabul edilir; tiyatro performanslarından farklı olarak olayların olduğu Ģekliyle olayın kendisi sergilenir. Performans sanatçıları, bu yüzden gösterilerini halka açık mekanlarda özellikle de sokaklarda yaparlar.

Performans sanatın da eylem olarak sanat ve sanatçı bir aktör, resim veya sanat eseri yaratma ve hareket eserlerini oluĢturmak için vücut kullanırlar. Bu hareketlerle ruhsal, sosyal, politik endiĢeleri dile getirirler. Performans sanatı, resimdeki anlatımcılığın aĢırı bir biçimi olarak tablonun yalnızca hareket yararına ortadan kaldırıldığı hareket sanatı araĢtırmalarında hareketin mantıksal uzantısını görmek gerekir. Böylece de sanatçının ve izleyicinin rolünü yeniden biçimlendirerek sanat yapıtının ve sanatın tanımını geniĢletmiĢlerdir. ÇalıĢmalarında konu olarak, feminist giriĢimler, sanatsal performanslar ile sokak protestolarının doğaçlama yöntemlerini harmanlayarak, kadınların medyadaki imajının eleĢtirilmesi ve alternatif bir temsil biçiminin yaratılması için çalıĢmıĢtır. Ayrıca New York‟ta profesyonel ve amatör sanatçıları bir araya getiren performans atölyeleri kurulmuĢtur.

Performans sanatının, „eylem resmi‟ (action painting) ile bağları olduğu da bir gerçektir. „happening‟ (oluĢumlar) ile meydana gelmiĢtir. ―Bir kez ve bir yerde birden fazla yapılan ya da algılanan olayların birleşimi sanatı günlük yaşama yakınlaştırmak amacıyla göstericiler ve izleyiciler tarafından oluşturulan çevresel sanat eylemleri‖. OluĢumlar daha anlık, planlanmamıĢ ve daha fazla izleyici katılımı gerektirir. Sanat böylece sokak yaĢamının bir parçası haline gelmeye baĢlamıĢtır. Kendinden önceki sanata iliĢkin kabulleri ve önermeleri sorgulayarak, bunlara alternatif teknikler ve malzemeler sunmuĢlardır. Kamusal sanat, 1970'ler dünyanın her yerinde siyasal bilincin, tavrın, atılımın, etkinliğin doruğa çıktığı bir dönemdi (Germaner, 1997:75). Gerek mekan, gerek sanatçı, izleyici iliĢkisi, gerekse sanat yapıtının oluĢum süreci açısından kamusal sanat, izleyiciyi katılımcıya dönüĢtürerek politik ya da apolitik olayları, insan iliĢkilerini ve çeĢitli dinamikleri için gereken farkındalığı oluĢturmak amaçları arasına yer almaktadır.

Resim: 9 Jackson Pollock, Hareket

Performans sanatçıları gerçek anlamlı harekete karĢı tamamlanan ürün sanat gücünü göre düzenlendiğine inanılıyor. Jackson Pollock tuvallerinde birçok damla ve sıçrama tekniğini kullanmıĢtır. 1950'lerde Pollock‟ın duyarlı modüle resim anlayıĢı; zengin koyu renk boya olarak resimlerinde figüratif veya yarı-figüratif siyah beyaz çalıĢmalarla kavramsallaĢan stilin lideridir. Pollock doğal American kum resimleri ile, yatay bir yüzey üzerine renkli kum ince çizgiler ve damlalar tarafından etkilenir.

Pollock çalıĢmalarını damla boya ile iĢleyerek nesneleri çeĢitli kullanarak eylem resmi yada ruhsal otomatik resmi Ģekillendirir. Tuvallerinde paleti kullanarak boyaları dökerek ileri geri hareketlerle bir çeĢit ritüele dönüĢen çalıĢma tarzı büyük ve merkezi motifler oluĢturmuĢtur (Murray, 2008). Pollock ardından bir fırça bir yerine kendi vücut kullanımı, doğrudan kendi elleri, kafası ve ayakları ile resim yapmaya baĢlar.

Resim: 10 Jackson Pollock, Vücut Eylemi

Japonya‟da kurulan Gutai Grubunun sanatçıları Shiraga Kazuo, Shozo Shomomoto ile halka açık performanslarında, ayaklarıyla tuval üzerinde büyük soyut resim çalıĢmaları yapmıĢtır (Atakan, 1998:97) Gutai Sanat Derneği, malzemenin özellikleri ile insan yaratıcı yeteneğini birleĢtirmeyi hedefler. Bu hareket için Shiraga‟nın katkısı onun sanat yapıtlarına yaptığı benzersiz fiziksel katılımıdır.

1955 yılında ilk Gutai sergisinde ünlü performansıyla “Çamur” mücadele eden halkına sunulan kil, çimento ile ĢekillenmiĢ ve bunun amacı tükenme ile aĢmaktır. Bu çalıĢmaların en karakteristik tekniği, 1956 yılında ikinci Gutai sergisi gösterilir. Tuval üzerine katta boya dökme ve vuruĢ yapılır. Tavandan asılı halatlar bağımsız gelen gelen salınımlar görünür. Böylece, eserleri tasarım olarak, bir gerçek olan eserleri kareografi ve vücut hareketleri rasgele, kendi dahil ayırt edici görsel dinamizm, karakteristik kalın yay ve renkle biçimlenir.

Resim: 11 Jackson Pollock 1950

Kazuo Shiraga avant-garde sanatçısı olarak tuvalinde boya uygulamak için kendi vücudunu kullanmıĢtır. 1950 yılında bir grup Gutai Bijutsu Kyokai (Gutai Sanat Derneği) gibi bilgileri ortaya çıktı. Bu 1954 yılında Yoshihara Jiro, Kanayma Akira, Murakami Saburo, Shiraga Kazuo ve Shimamoto Shozo. Grup, bu çamur içinde gazete veya ekranlar üzerinden çalıĢan katmanlar üzerinde boya makinesi gibi Ģeyler oluĢan birçok kamu gösterileri yapar (Atakan, 1998:9). 1960‟ların baĢında, Avusturya‟da gaz odalarına karĢı bir tepki olarak doğan ve Viyana‟da gösteriler yapan Hermann Nitsch, Otto Müehl, Günter Brus ve Rudolf Schwarzkogler‟den oluĢan grup estetik yaratıcılıkla ritüelin ve fiziksel Ģiddetin önemini vurgulayan iĢler yapmıĢlardır. Nitsch, kendini çarmıha gerdirerek, kestiği domuzdan çıkan kanları üzerine döktürmüĢ ve bu benzeri performanslarıyla da vücut temasına sıkça yer vermiĢtir.

Resim: 12 Herman NĠTSCH ―5. Hareket‖ Jelatin gümüĢ baskı, 21 x 17,7 cm Özel Koleksiyon, Viyana

Situationistler (Durumcular) Dada, Sürrealizm ve Lettrizm'in etkisi altında, 1960‟ların baĢında Paris‟teki yazar, Ģair ve sanatçılardan oluĢan grup ise o dönemlerde sokaklarda yaĢanan kültürel ve sosyal patlama ve yaĢamın, politik vaatlerle zıtlık içermesini, kendiliğinden geliĢen performans olayların formu içinde görmüĢlerdir. ġiirin insanların hayatına geri dönmesi için de bir giriĢimdir (Germaner, 1997:80). Kendilerinden önceki Dadaistler ve Sürrealistler gibi, sanat ve kültür kategorileĢtirmesini ayrı etkinlikler haline getirmek ve onları gündelik hayatın bir parçasına dönüĢtürmek istediler. 1967'nin sonunda The Society of the Spectacle'da (Gösteri Tolumu) Guy Debord ve The Revolution of Everyday Life'ta (Gündelik Hayatta Devrim) Raoul Vaneigem, 1968 öğrenci ayaklanması sırasında Fransa'da yaygın bir etki yaratan Situationist teorinin en ayrıntılı ifadelerini ortaya koydular. Aynı hareketle Fluxus sanatçısı Joseph Beuys performansın özellikle, sanatçının „Kır Kurdu, Amerika‟yı Seviyorum ve Amerika Beni Seviyor‟ eylemi.

Resim: 13 Shiraga Kazuo

Asılı ip gelen ve yalınayak boyalı Avant Garde sanatçı

Suzanne Lacy ve Leslie Labowitz 1960‟ların feminist performans sanatı hareketinin önemli üyelerindendir. Birlikte 1977 yılında „Yas ve Nefret Ġçinde‟ kadınlara karĢı Ģiddet konusundaki gösteriler yapıldı ve “Kadınlara Yönelik ġiddete KarĢı Kadınlar ve Tecavüz Kriz Hattı” gibi kampanya gruplarıyla da çalıĢarak sanatlarına toplumsal örgütlerle birliktelik oluĢturmuĢlardır. Temalar üzerinde feminist harekete bir yapı sağlamak ve medya yaklaĢımlı kadın sorunları hakkında toplumu bilinçlendirme ve proje kapsamında ve finansmanı oluĢturmuĢlardır. Lacy ve Labowitz ile performansları bir dizi çalıĢmaları ile kadın sanatçılar dahil, Ģehir içinde hükümeti destekleyenler, medya gazetecilere, hedef kitleyi de çalıĢmaya katılımını sağlamıĢtır ve eylemcilik, eğitim ve teori kesiĢir. Böylece de cinsellik yüzünden iĢlenen cinayet kurbanları anılarak, toplumda suiistimal edilen tavrı eleĢtirilmiĢtir (Clark, 2004:196-198).

Resim: 14 Joseph Beuys Amerika gibi Amerika ve ben, 1974 Fotoğraf kredi Caroline Tisdall

1990‟lı yıllarda performans sanatı daha çok deneysel tiyatronun dünyasına eğilmiĢtir. Her kıtada yer alan performans sanatçılarının, iletiĢim olanaklarının da artmasıyla zamanının sosyal olaylarını konu edinen, eleĢtirel, izleyiciyi düĢündüren ve kıĢkırtan çalıĢmaları aynı zamanda birbiriyle benzerlik göstermiĢtir (Gürcan,2003:100). Avrupa, Japonya ve Amerika‟daki bazı performanslar kültürel değiĢim için politik ve entelektüel savaĢa karĢı olmuĢtur. SavaĢ sonrası bunalımla Dada ve Fütürist hareketler kendini göstermiĢtir.

Resim: 15 Joseph Beuys, Eylem 6 ġubat 1972 Tate ArĢiv Fotoğraf Koleksiyonu Fotoğraf: Simon Wilson

Resim: 16 Yves Klein, Hareket

Marcel Duchamp‟ın hazır nesnelerinden de esinlenerek yol alan 1960‟ların sanat olayları ses, nesne, hareket, renk ve psikoloji içererek ve izleyici ile etkileĢim halinde meydana gelirler. 1970‟lere gelindiğinde ise dünya hem toplum hem de sanat açısından köklü olarak değiĢmiĢtir. Ekonomi çeĢitli sınırlamalarla karĢı karĢıya kalmasından dolayı ilerleme kaydedecek yeterli adımlar atamamıĢtır. Ayrıca teknolojideki hızlı ilerlemeler sanatçıları yeni eğilimlere yönlendirmiĢtir. Performans sanatı 1970‟li yıllarda kendi baĢına özgün bir sanatsal anlatım aracı olarak kabul edilmiĢtir. Vücut o dönemde performansların yine baĢlıca konularından biridir. Bunun yanı sıra aids için çeĢitli performanslar da düzenlenmiĢtir.

1990‟larda performans sanatı zamanın politik, sanatsal ve sosyal değiĢimlerine cevap vermiĢtir. Konu olarak da 1989 yılında Berlin duvarının yıkılıĢı ve totaliter komünizmin çöküĢü ile baĢlayan politik değiĢimler ele alınmıĢtır. 1990‟larda performans sanatı zamanın politik, sanatsal ve sosyal değiĢimlerine cevap vermiĢtir.

Türkiye‟de performans sanatı, sanat ortamında performans sanatının ilk örnekleri 1961-1966 yılları arasında Adnan Çoker‟in çeĢitli disiplinlerde çalıĢan öğrencilerle ĠDGSA‟da (Ġstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi) oluĢturduğu sanatsal eylemlerdir.

Resim: 17 Marcel Duchamp; ġiĢe Rack 1914 - 59 x 37 cm. Çoğaltma. Özel koleksiyon.

Türkiye‟de performans sanatının ilk örnekleri olarak aslında bunlar „eylem resmi‟dir. 1964-1967 yılları arasında Karl Schlzminger ve öğrencileri, DTGSYO‟da (Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu) ya da Ġstanbul ve Ankara‟daki bazı alanlarda filme de alınan ilk örnekler olarak değerlendirilebilecek bazı eylemler gerçekleĢtirmiĢtir (Gürcan,2003:54). Bunlara örnek olarak, 1973 yılında Hale SontaĢ ve Ġbrahim Örs‟ün Ayasofya‟nın önünde açtıkları sergi gösterilebilir. Yine bu dönemde seyirciyi çalıĢmalarına dâhil eden, müzik ve dans disiplinlerini kullanan, alternatif mekânlarda iĢlerini sergileyen deneysel tiyatro çalıĢmaları da yapılmıĢtır. 1978 yılında „Merhaba Gösteri Topluluğu‟ adındaki tiyatro topluluğu Türkiye Yazarlar Sendikasının 5. yıl kutlama Ģenlikleri kapsamında taksim galerisinin içinde ve dıĢında Türk Ceza Yasasının 141. ve 142. maddelerini protesto eden,

Ģarkı ve danslı bir gösteri yapmıĢlardır. 1980‟li yıllarda ise gittikçe artan iĢsizlik, ekonomik bunalım, yurt dıĢına göçün artması, gecekondulaĢmanın yanı sıra özellikle de darbe sonrası değiĢimin ve dönüĢümün yaĢanması dönem sanatçılarının konuları arasında yer almıĢtır.

Resim: 18 Marcel Duchamp; ( Gizli Gürültü, 1916 )Hazır Top iki pirinç levha arasında basılmıĢ. 12,9 x 13 x 11,4 cm.

Philadelphia Sanat Müzesi, Philadelphia, USA.

Adnan Çoker‟in Barbar‟t‟lı Yılmaz Aslantürk Zürih‟te „Yabancı‟ adlı performansında kırmızlar giymiĢ ve boyanmıĢ olarak merkezi bir yerde 2 saat gezerek, bireyin yabancılaĢmasını konu etmiĢtir (Gürcan,2003:50). Yine Zürih‟te gerçekleĢtirilen „PoĢet‟ adlı performansta ise her Ģeyin poĢetlenip doğallığını ve ruhunu yitirmesine tepki olarak, çıplak biri poĢetlenip Migros arabası içinde 2 saat gezdirilmiĢtir. Böylece poĢetlenerek değiĢime uğrayan yiyecekler protesto edilirken, insanla özdeĢleĢtirme yoluna gidilmiĢtir.

1986‟da Bedri Baykam Amerika‟da „Club Mine‟da gitarcı Barry Cleveland ile yaptığı performansında dev boyutlu resimler yapmıĢ, aynı Ģekilde bir tiyatro oyununda da resim yaparak çeĢitli disiplinleri bir araya getirmiĢtir. Bu performansların yanı sıra 1989 yılında Ġstanbul Bienali‟nde yer alan Behçet Safa ise „Uçurtma‟ projesiyle kirlenmenin ciddi boyutlarını ortaya koymak için „Saygıdeğer Bay Çevre Pisleten‟,„Brezilya‟daki Yanan Ormanların Planlamacısı‟ gibi adlar verdiği 6 uçurtmayı halka uçurtturmuĢtur. 1990‟da Asaf Zeki Yüksel tarafından gerçekleĢtirilen „Ayasofya‟ performansı ise izinsiz olarak, turistlerin yoğun olduğu bir saatte gerçekleĢtirilmiĢtir (Gürcan,2003:40). Ayosofya‟nın balkonuna

çıkarak soyunan yüksel, daha sonra üzerine kırmızı boya dökerek kendini iki sütun arasına iplerle bağlayarak sergilemiĢtir.

III. Performans Günleri ise ancak 2003‟te gerçekleĢtirilmiĢtir. „iyi, kötü, çirkin‟ teması ekseninde DAGS (Disiplinlerarası Genç Sanatçılar) tarafından gerçekleĢtirilen etkinlikler, performans sergi, web bienali ve atölye çalıĢmalarıyla, Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi bölümüyle iĢbirliği içinde hayata geçirilmiĢtir. III. Performans Günleri'nin oluĢturduğu disiplinlerarası platform, yeni katılımlarla geniĢlemeyi hedeflemekle birlikte, Travmatik beden'den, 'kronik hastalıklar'a, „cinsiyet ve cinsel kimlikler‟den, „siber bedenler‟e kadar birçok farklı konuyu kapsayan çalıĢmalara ev sahipliği yapmıĢtır (Gürcan, 2003: 40,50).

Türk sanatı ortamında performans sanatı 1980‟li yıllardan itibaren artan bir eğilimle kavramsal bir boyut kazanmaya baĢlamıĢtır. Özellikle de sanatçıların bu tarz eğilimlerini destekleyen organizasyonların artması, bienal, festival gibi sanatsal etkinliklerin çoğalması ile güncel sanatta büyük ilerlemeler kaydedilmiĢtir. Bu geliĢmeler içerisinde yer alan performans sanatçıları da birbirinden farklı çalıĢmalar yapmakla birlikte bazı ortak konulara da yönelmiĢlerdir (Çoruhlu, 1993:119-121). Beden, kimlik, ikili ve çoklu iliĢkiler, doğa ve çevre kirliliği, siyasi ve toplumsal dönüĢümler (tarih, siyasal iktidar ve toplum iliĢkileri), bireysel ve toplumsal bellek gibi kavramlar yöneldikleri ortak temalar olmuĢtur.

1.3.2. Pop Art

Pop Art çağdaĢ toplum ve kültür, özellikle tüketim, popüler görüntü ve kullanarak yorum yapılmıĢ simge ve gelen ve yeniden sanat dünyasını tanımlar. Genellikle konuları reklam ve ürün paketleme, ünlüler ve komik Ģeritler. Görüntüler mizah, eleĢtiri ve ironi bir arada sunulmaktadır (Germaner, 1997:85). Bu iĢi yaparken, hareketin günlük, çağdaĢ yaĢam açısından sanat ve ticari sanat yöntemleri arasındaki fark ortadan kaldırılması oldu. II. Dünya savaĢından sonra meydana gelen köklü değiĢimleriyle biçimlenmiĢtir. Tüketimi çekici hale getirmek için reklamlar, renkli afiĢler, resimli dergi ve romanlar kullanılmaya baĢlanır. Ġngiltere'de, pop sanat önde gelen Peter Blake, David Hockney, Allen Jones ve Eduardo Paolozzi için, pop sanat ve kariyer kısa bir sahne temsil ama diğerleri sağlam stil için çalıĢmıĢlardır.

Pop hareketi çağdaĢ sanat reklamcılık ve popüler kültür konusunda parlak dünyadan komik Ģeritler, filmler gibi, kendi görüntülerini alıp savaĢ dönemi sonrasında yeni servet, tüketim ve kaygısız tutumu yansıtıyordu. Ayrıca soyut dıĢavurumculuk kültürünün bir özelliği ile postmodernizm için yolu hazırlamak için yardımcı oldu. Sanatın her dalı ve günlük yaĢam imgelerinin genel anlamda Pop Art sanatı tüketime yardımcı reklam aracı olarak geliĢir. Pop sanat hareket, ticari sanat ve güzel sanatlar arasındaki bölme ile reklam ve televizyonda öncelikle görüntüleri popüler kültür unsurları tanımlamak için ortak günlük nesneleri kullanmıĢtır. SavaĢ sonrası çalıĢma tüketim ve materyalizm üzerine merkezli açıklayan, dıĢavurumculuk ve psikolojik imayı reddetti. Pop Sanat hareketi Ġngiltere'de Richard Hamilton ve Eduardo Paolozzi, 1950'lerde Londra'da hareketin öncülük etmiĢtir. 1960 yılında, hareket Peter Blake, Patrick Caulfield, David Hockney, Allen Jones ve Peter Phillips tarafından yapılmıĢtır. Dünya SavaĢı döneminin en zengin bir yanıt ve büyüyen materyalizm ve toplumda tüketim olarak geliĢtirilmiĢtir. Pop art'ın 1956'da Ġngiltere'de: Richard Hamilton, karmaĢık, ilginç bir kolaj yapar ve adını da “Just what is that makes today's homes so different, so appealing?” koyar. Richard Hamilton, popüler sanatı, düĢük harcanabilir, geçici maliyet, kitlesel üretimi, genç, zeki, seksi, çekmeye, göz alıcı ve olarak tanımlar (Atakan, 1998:70)

Pop sanatını tuvalden dıĢına çıkarmıĢ John Clem Clark nostalji ve modern unsurları birleĢtirmiĢ 60‟lı yıllarda artan tüketim çılgınlığını sorgulamıĢtır. Çizgi roman baĢta olmak üzere, medya ve sinema pop artçılar için çıkıĢ noktasıdır.

Pop art'ın en önemli ismi Andy Warhol ise New York'ta kurduğu ve “Factory” adını verdiği atölyesinde parlak renklerle Marilyn Monroe, Elvis Presley, Elizabeth Taylor portreleri büyük dalgalanma yaratır (Clark,2004:70). Andy Warhol‟un ünlü 10 Marilynler (Resim:40 1967; Paris, özel koleksiyon), Marilyn Monroe resmeden, pop sanatta tipik bir örnektir. Andy Warhol tanınan bir foto gerçekçi, baskı resimle seri üretim serigrafi adı ve reklam kullanır. Kitle kitle üretilen nesnelerin görüntülerini üretmeyi araĢtırır. Andy Warhol Seri üretimin, seri üretim nesnelerinin sıkça kullanılması temeline dayanan sanatında Warhol, resimlerini afiĢ tekniği ile çoğaltmıĢtır. Andy Warhol resimleri Amerikan Pop sanatının öncüsüdür. Jasper Johns ve Robert Rauschenberg, roman görüntülerini kullandılar. Johns, bira kutuları ve heykeller yaptı ve Rauschenberg parlak dergiler arasında fotoğraflar kullandı. Pop sanatının diğer önde gelen ABD öncülerinden Roy Lichtenstein, kare üzerine

resim tabanlı en iyi hareketi olarak bilinen Claes Oldenburg. Onun eserlerini gıdanın dev heykelleri yer alıyor. Gıda, arabalar, semboller, tüketicinin toplumu, popüler kültür pop sanat çalıĢmaları arasında yer aldı.

Resim: 19 John Clem Clark "In the Mood" Mylar üzerine akrilik fotoğraf 1999

Warhol, Lou Reed'in adıyla anılan rock grubu Velvet Underground'un ilk albümlerinin kapaklarını tasarlar, Coca Cola ĢiĢelerini, Campbell's çorbalarının ve Heinz ketçaplarının kutularını boyar. Tüketim toplumu olarak bilinen kavram, Warhol için esin kaynağıdır. Peter Blake'in Elvis Presley ve Beatles için yaptığı albüm kapakları, Brigitte Bardot için hazırladığı illüstrasyonlar çok ilgi çekicidir.

Resim: 20 Andy Warhol

Resim: 21 Andy Warhol "Campell's soup cans", 1962

Model:1 Sanatın oluĢum sürecinde geliĢimi OYUNLAR DOĞA GÖÇLER VE SAVAġLAR KÜLTÜR PSĠKOLOJĠ DĠN

SANAT

DUYGULARDAN ÜMĠT, SEVGĠ, KORKU, ACI

Model:1‟de gösterildiği gibi sanatın oluĢum sürecinde etki eden faktörler; malzeme, kültür, iklim, göçler ve savaĢlar, ekonomik ve siyasi durum, daha önceden kurulmuĢ olan uygarlıklar, teknoloji, din ve inançlar sanatın ve toplum sanat anlayıĢını oluĢturur. Bu oluĢumlar modelde oluĢum süreçleri oklarla gösterilmiĢtir, süreçler birbirine paralel ve iç içe geliĢerek oluĢur.

Model: 1‟in ifade ettiği gibi; dikkat çekme, sanatçının görüĢ açısı için önemlidir ve hedefleri sanat eserlerindeki ideali oluĢturur. Onlarsız süreç gerçekleĢmez bu bağlamda model, sanatın toplumsal yaĢamda pratiğe uygulanabilmesi için, sanatı meydana getiren diğer an ve olayları da gösterir. GeliĢimi içinde sanat, teknolojinin geliĢmesi ve toplumsal değiĢimlerinde bulunduğu toplumda yeni yer bularak oluĢum arayıĢına devam eder.

Model: 1‟de gösterdiği gibi; dini inançlar, sanat yapıtında kullanılan sembolleri renkleri etkilemiĢtir. Kültürel geliĢimde eylem bireyin sosyal geliĢimi içinde ve ekonomik geliĢimler de sanattın geliĢim payını etkilemiĢtir.