• Sonuç bulunamadı

Sağlık Profesyoneli Hasta Yakını İlişkisinde Otorite

3. TIP ALANINDA OTORİTENİN TEZAHÜRÜ

3.2. Toplumsal Bir Kurum Olarak Tıbbın ve Tıbbi Kurumların Otoritesi

3.3.3. Sağlık Profesyonellerinin Hastalarla-Hasta Yakınlarıyla-Toplum Geneliyle İlişkilerinde Otorite

3.3.3.2. Sağlık Profesyoneli Hasta Yakını İlişkisinde Otorite

Tıbbi hizmetten faydalanma sırasında hastanın yanında bulunarak ona refakat eden hasta yakınları ile sağlık profesyonelleri arasında dolaylı ve kimi zaman örtük kimi zaman açık bir şekilde otoriter ilişki gerçekleşmektedir. Bu otoriter ilişkinin karakteri ne tam olarak hasta ne de tam olarak toplum üyeleri ile kurulanınkilerle örtüşen bir nitelik taşımakta, ikisine de benzer ve ikisinden de ayrılan özellikler göstermekte; ikisi arasında bir yerde konumlanmakta, bir tür arafta kalmaktadır.

Hasta yakınlarının, sağlık profesyonelleriyle kurduğu ilişkide üstlendiği başlıca rollerden biri bilgi iletim kanalı olarak işlev görmesidir. Hastanın sağlık durumu, tıbbi süreçleri ve bunların progresyonu ile ilgili bilgi kaynağı olan sağlık profesyoneli, bu bilgiyi hastaya çoğu zaman hasta yakını aracılığıyla aktarmaktadır. Burada bilginin kaynağı ve sürecin yöneticisi olması, sağlık profesyoneline güç kazandırmakta, avantaj

78

sağlamakta; onu bir otorite figürü olarak şekillendirmektedir. Öte yandan hasta yakınının kimi zaman üstlendiği bilgi iletimi ile ilgili bir diğer rolü, hastanın kişisel bilgilerini ve hastalık öyküsünü sağlık profesyoneline aktarmaktır. Ancak bu bilgi kaynağı olma durumu, ona bir güç ve dolayısıyla otorite figürü olma şansı sağlamamakta; bilakis yanlış-eksik bilgi aktarmanın yaratacağı olumsuz sonuçlarla ilgili kaygılar onu baskı altına alıp sağlık profesyonelinin otoritesine katkı sağlamaktadır.

Hastaya refakat eden yakını, sosyal güvenlik sisteminin ve tıbbi kurumun prosedürlerin yürütülmesinde ve özellikle bürokratik işlemlerin gerçekleştirilmesinde aktif olarak rol almaktadır. İnisiyatif sahibi olmayı değil aksine direktiflere uymayı gerektiren bu rolü yerine getirme sırasında tıbbi ve idari sağlık profesyonelleriyle etkileşmekte, bu etkileşimin zayıf tarafı olarak onların otoritesine boyun eğmektedir.

Tıbbi hizmetin ve bürokrasinin sofistike yapısı, gereklerini yerine getirmeye çalışan hasta yakınında hem bir yabancılaşma-ötekileşme duygusu, hem de bu gerekleri yerine getirememe kaygısı doğurmakta, böylelikle sağlık profesyoneline ram olmanın alt yapısını hazırlamaktadır (9,76). Hasta yakını, işlemlerin takibi veya hastanın durumu ile ilgili olarak sağlık profesyoneli ile görüşme ihtiyacı duyduğunda çoğunlukla ona erişme konusunda zorluk çekmektedir. Zor erişilir olmanın yarattığı gizemli güç, sağlık profesyonelinin otorite figürü kimliğinin şekillenmesine katkı sağlamaktadır.

Sağlığını yitirme herkes ama özellikle gündeminde bir hasta bulunan hasta yakını için ciddi bir endişe konusudur. Çağdaş tıbbın algı yönetimi bu endişeyi beslemekte-güçlendirmekte bireylerin kendilerini çeşitli hastalıkların tehdidi altında hissetmesine yol açmaktadır. Bu çerçevede hasta yakını her an muhtaç olabileceği sağlık profesyoneliyle kurduğu ilişkide itaatsizlik etmekten çekinmekte, ona ram olmaktadır.

Buradaki ram olmanın kaçınılmazlığı düşüncesi bir tür öğrenilmiş çaresizlik olarak nitelenebilir. Tehdit unsuru hasta yakını sağlık profesyoneli ilişkisinde bambaşka bir bağlamda da ortaya çıkabilmekte; sağlık profesyoneli olası bir hata ya da başarısızlık durumunda idari-yargısal süreçleri harekete geçirme ya da doğrudan saldırıda bulunma potansiyeli olan hasta yakınını bir tür tehdit olarak algılayabilmektedir. Bu algı otoriter ilişki yönünden hasta yakınına bariz bir üstünlük değilse de belli bir avantaj sağlamaktadır.

Hasta yakını hastaya kıyaslandığında aciz olmaması, acı çekmemesi, herhangi bir sapmaya uğramamış olması bakımından görece üstün durumdadır. Bu üstünlüğe rağmen

79

sağlık profesyoneli ile kurduğu ilişkideki otoriter karakterin, hasta-sağlık profesyoneli ilişkisindekinden daha kesif olduğunu söylemek olanaklıdır. Bir yandan toplumun onu hastasının akıbetinden sorumlu tutmasının manevi yükü diğer yandan hastasının tam iyileşemeyerek kendisine bağımlı hale gelmesi endişesi ve bunların ötesinde hastasını kaybetme korkusu söz konusu ilişki karakterinin belirleyicileri olarak sıralanabilir.

Hasta yakını ve sağlık profesyoneli özelindeki bu saptamayı genelleştirerek otoriter ilişkiye girmeme şansı bulunanların girmeleri halinde otoriteye daha kuvvetle ram olduğunu, bunun da ilişkinin dış belirleyicilerinden çok iç belirleyiciler tarafından var edilmiş olmasından kaynaklandığını söylemek mümkündür. Başka bir söyleyişle özgür iradesiyle otoriteyi tanımak, özerkliğinden feragat ederek ona ram olmak dış etkenlerin yönlendirmesiyle tanımaya-ram olmaya göre daha güçlüdür.

Günümüz dünyasında kurumsallaşan tıbbi hizmeti verenlerin ve ondan faydalananların tabi olduğu, kurumdan kuruma kısmi farklılıklar gösteren standartlar ve prosedürler bulunmaktadır (76,131,163). Sağlık profesyonelinin hasta yakını üzerindeki otoritesi bizzat sahip olduğu niteliklerin yanı sıra bünyesinde çalıştığı kurumun niteliklerinden dolayısıyla söz konusu standartların, prosedürlerin ağırlığından da kaynaklanmaktadır. Hasta yakını bir yandan kurumsal düzenlemelere uymak diğer yandan hem hastasının hem de hastasıyla ilgilenen sağlık profesyonelinin beklentilerini karşılamak zorundadır. Böyle farklı gereklilikleri yerine getirme durumunda olma çaba sarf etmeyi, zorlanmayı ve otorite figürlerini bir tür yardımcı-kurtarıcı olarak görmeyi getirmektedir.

Sağlık profesyonelinin kurumun otoritesini hastaya ve hasta yakınına yansıtmasına benzer biçiminde hasta yakını da kurumun ve sağlık profesyonelinin otoritelerini hastaya yansıtmakta hatta yansıttıklarına ek olarak hastanın zayıflamış özerkliğinden faydalanarak kendi adına da bir otorite tesis etmektedir. Hasta yakınının hasta üzerindeki otoritesi, bu alt bölümde ve tez genelinde geniş biçimde ele alınmamış olmakla birlikte, hasta kimliğinin ram olmaya açıklığının göstergesi niteliği taşıması bakımından ilginç bir konudur.

80