• Sonuç bulunamadı

1.5. Türkiye’de Tarihsel Süreçte İltica Alanındaki Temel Belgeler

2.1.1. Göç ve Sağlık İlişkisi

Sağlık, bir toplumun geleceği için temel bileşenlerdendir. Merkezi Cenevre’de olan ve 1948 yılında kurulan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), sağlığı “sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil; bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik hali”151 olarak tanımlamıştır. Türkiye DSÖ’ye 9 Haziran 1949 tarih ve 5062 sayılı Kanunla DSÖ Anayasasını onaylayarak resmen üye olmuştur.152 Böylece DSÖ’nün anayasasını kabul eden Türkiye sağlık hakları ve standartlarında bu anayasanın belirlediği prensipleri benimsemiştir. Sağlık aynı zamanda temel insan haklarından biridir ve insanın hayatını sağlıklı şekilde sürdürebilmesi için gereklidir. Devletler de sağlıklı bir toplum için ülkedeki insanların sağlığı ile ilgilenmektedir. Bu kapsamda hem bireysel hem de kamu sağlığı açısından sağlık politikaları ve sağlık alanındaki hizmetler bir devlet için en temel kamu politikası alanlarındandır. Diğer taraftan devletler için bu hizmetleri sunmanın bir maliyeti vardır. Sağlık hizmetleri gerek fiziki altyapı ve donanım teçhizat açısından, gerekse de bu hizmeti sunan aktörler olarak sağlık personeli bakımından özgül ve maliyetli bir hizmet türüdür.153

Göç, insan ve toplum sağlığını yakından ilgilendiren bir konudur. Göç süreci sonucunda hem göç eden bireyler için hem de göç edilen toplum için bir takım olumlu ve olumsuz

150 ORSAM, a.g.e, s. 11.

151 Uslu, a.g.e, s. 7.

152 Dışişleri Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü, http://www.mfa.gov.tr/who.tr.mfa, Erişim Tarihi: 4 Mart 2019.

153 Turgut Özcan, “Suriyeli Mültecilerin Sağlık Sorunları ve Bir Çözüm Modeli”, Yeter Demir Uslu (Ed.),

43

sonuçlar oluşabilmektedir.154 Sağlık hizmetleri ise olumsuz sonuçların önüne geçmek açısından öncelikli olarak değerlendirilmesi gereken politika alanlarından biridir. Göç ev sahibi topluma yeni bir nüfusa hizmet vermek açısından sorumluluklar getirmekte, bunun maddi ve manevi bir takım maliyetleri olmaktadır. Özellikle kitlesel göçlerde ev sahibi toplum ani bir nüfus artışı yaşamaktadır. Bu sebeple ani yığılmalar hizmetlerin sunulmasında iş yükünü artırabilmekte, kamu hizmet sunma kapasitesini zorlamakta, hizmet kalitesinin etkilenmesine neden olmaktadır. Arap Baharı sonrasında yaşanan Suriye krizi ile bölge ülkelerden biri olan Ürdün’e yönelik göç dalgası sonrasında Ürdün, bu kişilere ilk etapta sağlık hizmetlerine ücretsiz erişim sağlasa da daha sonra sayılarının çok olması ve ülkede pahalı olarak görülen sağlık hizmetlerinin sunumundan kaynaklı olarak artan maliyetler sebebiyle bu hizmetlere olan ücretsiz erişim imkanı kaldırılmıştır.155 Diğer taraftan nüfusun ülke genelinde dengesiz dağılımı, kent dokularının olumsuz etkilenmesi, alt yapı ve belediye hizmetlerinde aksamalar, konut sıkıntısı, sağlıksız yapılanmalar, olumsuz barınma koşulları gibi sonuçlar oluşabilmektedir.156 Bu gelişmelere bağlı olarak alınacak her türlü önleme rağmen sağlık ve sosyal hizmet kapasitesinin çok aşılması sonucunda başta enfeksiyon hastalıkları olmak üzere acil hastalıklar, göç sürecindeki kazalar, psikolojik sorunlar, beslenme bozuklukları, cinsel istismar, HIV/AİDS gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, yüksek doğurganlık düzeyi, çocuk ölümlerinde artış gibi çeşitli sağlık sorunları görülebilmektedir.157 Buradan hareketle “göç sağlığı, menşe, geçiş, hedef ve dönüş ülkeleri ve bölgelerinde göçmenlerin ve toplumların refahına odaklanan, sağlık bilimlerinin özel bir alanı olarak göçmenlerin ihtiyaçları ve ev sahibi toplumların kamu sağlığını ele alır.”158

Göç ve sağlık ilişkisinin ev sahibi topluma getirdiği yükler ve sorumluluklar yanında göç eden bireyler açısından da bir takım sonuçları vardır. Göçler çoğu zaman bulaşıcı hastalıklar, sağlık problemleri, siyasi istikrarsızlık, kirlilik, suç ve benzeri güvenlik tehditlerini barındıran riskli alanlar olarak değerlendirilmektedir.159 Dolayısıyla göç eden kişilerin sağlık hizmetlerine erişimlerinde sorun yaşamaları mümkün olabilmektedir.

154 Aktel ve Kaygısız, a.g.m, s. 590.

155 Gültaç ve Balçık, a.g.m, s. 200.

156 Sevilay Kaygalak, 2009’dan aktaran Aktel ve Kaygısız, Aktel ve Kaygısız, a.g.m, s. 590.

157 Uslu, a.g.e, s. 8.

158 IOM, Göç Yönetiminin Esasları, Cilt 2 Göç Politikasının Geliştirilmesi Göç ve Sağlık Bölümü, s. 7.

44

Çoğunlukla dezavantajlı gruplar olarak yerel halka göre sağlık hizmetlerine eşit olmayan şekilde erişme ihtimalleri ve daha kötü koşullarda yaşamaları söz konusu olabilir. Bu konudaki bir başka husus göç kararına etki eden süreç ve göç deneyimleri olabilmektedir. Şöyle ki insan ticaretine maruz kalan kişiler ya da sığınmacılar gibi düzensiz göçmenler diğer gruplara göre daha hassas ve kırılgan yapıda olabilmekte, bu hizmetlere ulaşmada gerekli belgelere sahip olmamaları ya da sınır dışı edilme korkusuyla kamu otoriteleriyle iletişime geçememeleri sağlık açısından risk oluşturabilmektedir.160 Yine ülkedeki hukuki statülerinin sağladığı imkanlar sağlık hizmetlerine erişimlerinde belirleyici bir neden olmakta ifade edildiği gibi düzensiz göçmenler bu hizmetlere erişimde çekinebilirken ikamet sahibi göçmenler bu hizmetlerden rahatlıkla faydalanabilmektedirler.161

Göç eden kişilerin sağlıklarını etkileyen hususlardan biri de çalışma hayatı olabilmekte ve ucuz iş gücü olarak görülmeleri onları suistimale açık bir hale getirmektedir.162 Kötü çalışma şartları, ev sahibi topluma nazaran daha düşük ücretlerle çalışmaları, ekonomik yetersizlikler ve tüm bunlara bağlı olarak kötü yaşam koşulları toplum sağlığını olumsuz etkileyebilmektedir.

Bu noktada ülkelerin göç yönetimi ve politikaları da sağlık hizmetlerine erişimde belirleyici olabilir. Katı vize ve göç politikaları kayıt dışı göçü arttırmaktadır. Düzensiz göç potansiyeli yüksek olan ülkelerde bu hizmetleri alamayan kesimin yüksek sayıda olduğu ve bunların düzensiz göçün doğasından kaynaklı olarak tespitinin de her zaman mümkün olmadığı değerlendirildiğinde bu durumun kamu sağlığı açısından risk oluşturduğu değerlendirilebilir. Bu grupların çoğunlukla kaçak çalışma, sağlıksız, kötü koşullarda yaşamaları, olumsuz koşullarını pekiştirmekte ve bir kısır döngü oluşmaktadır. Bu durum yerel toplumda bu kişilere karşı olumsuz bir algı oluşmasına ve toplumdan itilmelerine yol açabilmekte, bu beşeri olgunun doğru yönetilememesi, yerel toplulukta gerekli farkındalığın oluşturulamaması kültürel çatışmaları, uyum problemlerini ve hatta yabancı düşmanlığını doğurabilmektedir.163

160 IOM, Göç Yönetiminin Esasları, Cilt 2 Göç Politikasının Geliştirilmesi Göç ve Sağlık Bölümü, s. 24.

161 IOM, Göç Yönetiminin Esasları, Cilt 2 Göç Politikasının Geliştirilmesi Göç ve Sağlık Bölümü, s. 10.

162 Muhammed Atak, “Göçmen Gruplarında Halk Sağlığı Sorunları ve Yönetimi”, Yeter Demir Uslu (Ed.),

Göç ve Sağlık-Sağlık Politikaları 1, 1. Baskı, İstanbul: İstanbul Medipol Üniversitesi, Ağustos 2018, s. 41. 163 IOM, Göç Yönetiminin Esasları, Cilt 2 Göç Politikasının Geliştirilmesi Göç ve Sağlık Bölümü, s. 9.

45

Gerekli politikalar ilgili ülke tarafından oluşturulsa bile bu kişilerin dil engeli, kültür farklılıkları, maddi yetersizlikler, eğitim düzeyleri, psikolojik durumları ve yeterince bilgi sahibi olmamaları gibi sebepler sağlık hizmetlerine erişimlerine engel olabilecek meselenin diğer bir boyutudur. Buna bağlı olarak yaşadıkları yeri terk etme sebepleri ve gittikleri yerdeki imkanlar ne olursa olsun göç edenler farklı derecelerde de olsa uyum sorunları yaşayabilmektedir.164 Sağlık hizmetlerine erişimleri vardıkları topraklarda sağlıklı bir entegrasyon ve uyum sürecinin de öncelikli koşuludur.165 Sağlık hizmetlerine erişim olanaklarının fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı göçmen profiline ve kamu sağlığına olumlu katkısı düşünüldüğünde sağlık politikaları, göç eden bireyler ile yerel toplumla karşılıklı uyumda önemli bir kamu politikası alanı haline gelmektedir.

Bu sebepler göz önünde bulundurularak sağlık politikaları oluşturulurken hem bireysel bazda göç eden kişiler açısından hem de toplum sağlığı perspektifinden değerlendirme yapılması ev sahibi topluma birçok avantaj sağlayacaktır. Şöyle ki, bu konuda erken alınan önlemler ve sağlık eğitimi sonradan oluşabilecek mali, sosyal ve politik maliyetin önüne geçebilir; sağlıklı göçmen profilleri, diğer kamusal alanlara, hizmetlere erişime ve entegrasyona daha açıktır; sağlıklı göçmenler ev sahibi toplum için de daha faydalıdır.166 Yabancıların bulundukları toplumdaki sağlıklı yapıları onları daha verimli, üretken hale getirerek, toplumsal dışlanma, yabancı düşmanlığı ve ötekileştirmenin önüne geçebilir ve göçü tehdit, risk, güvenlik alanından çıkarıp fırsata dönüştürebilir.