• Sonuç bulunamadı

7. ZOOTEKNĠDE EKONOMĠK OLARAK ÖNEMLĠ BAZI VERĠMLER

7.3. Süt Verimi

Bir dişi hayvanın laktasyon boyunca verdiği toplam süt miktarına süt verimi denilir.

Laktasyon ise doğumla başlayıp kuru döneme (artık sağılmadığı zamana) kadar olan süt verdiği dönemdir. Sığır yetiştiriciliğinde bu süre ortalama olarak 305 gün kabul edilir. Kuruda kalma dönemi ise tekrar buzağılamaya kadar devam etmektedir. Sığır yetiştiriciliğinde yılda bir buzağı almak esas olduğuna göre kuruda kalma süresinin ortalaması da 60 gün olarak kabul edilir.

Kuruda kalma döneminde süt veren hayvanlar gelecek laktasyon için kendilerini hazırlamaktadırlar. Bu dönemde hem yıpranan meme dokularının tamiri hem de buzağılama ve süt verimi için ideal kondüsyonun sağlanması gerçekleşir.

Buzağılamadan sonra meme içindeki alveollerde üretilen süt memede depolanabilmekte ve sağılmak suretiyle insan tüketimine sunulmaktadır. Sağımın uygun şekilde yapılmaması süt verimini düşürmekle birlikte meme hastalıklarına (mastitis gibi) ve sütün kalitesinin düşmesine sebep olmaktadır.

Bir ineğin memesi birbirinden bağımsız fonksiyon yapan 4 meme çeyreğinden oluşmaktadır. Genel olarak arka meme lobları ön meme loblarından daha büyük olup, memede üretilen sütün % 60‟ını salgılarlar. Normal bir süt sığırı inekte meme ağılığı 11-27 kg dolaylarındadır. Bununla beraber her zaman memenin büyük olması süt veriminin de fazla olacağı anlamına gelmez. Önemli olan memede salgı dokusunun hakim olmasıdır. Bazı memeler büyük olabilir, ama yağ ve bağ doku hakim salgı dokusu zayıf olduğundan süt verimi düşük olur.

Meme küçük ama salgı dokusu iyidir, dolayısıyla süt verimi iyi olabilir. Birinci tip meme etli meme, ikinci tip memeye de bezsel meme denir. Diğer taraftan memenin çok ağır olması vücuda bağlantısını zayıflatmaktadır. Kompleks bir yapıya sahip olan her meme lobu salgılayıcı doku (alveol), kanal sistemi, meme başı ve meme bezi hazneleri ile meme başından oluşmaktadır.

Meme bezinin gelişimi ineğin gebe kalmasından sonra başlamakta, doğumda, gebelikte ve ergenlikte devam etmekte, buzağılama ile de meme bezi fonksiyonel hale geçmektedir. Meme bezi gelişiminin en hızlı olduğu dönem doğumdan sonraki 3 ay ile 9 ay arasındaki süre olup, gelişme hızı vücut ağırlığının 3 katı kadardır.

Yassı ve kübik şeklinde olan epitel hücreler, süt sentezlenince süt ile dolarak alveol ortasındaki lümen denilen boşluğa doğru uzamaktadırlar. Üretilen süt miktarı arttıkça daha da şişen hücreler patlayarak sütü lümene boşaltırlar. Sağımlar arasında toplanan sütün büyük bir kısmı alveol, kanal ve kanalcıklarda, bir kısmı da meme bezi ve meme başı haznelerinde toplanmaktadırlar. Sağımı izleyen ilk 9-11 saat süresince süt sentezi yüksek ve sürekli olduğundan inekler muntazam olarak 12 saatte bir sağılmalıdırlar. Yüksek verimli inekler ise günde 3 kez sağılabilirler. Sağım esnasında sütün alveollerin lümenlerinden ve kanallardan meme bezi ve meme başı haznesine taşınması olayına sütün indirilmesi denilmektedir. Bu olay sinirsel ve hormonal olup dikkatli ve uygun sağımın yapılması maksimum süt verimi açısından önemlidir.

Memeden süt akışını başlatan bazı uyarılar hipofizin arka lobundan oksitosin hormonunun salgılanmasını sağlamakta ve bu hormon etkisini meme bezlerinde yaklaşık 1 dakika içinde göstererek 7–8 dakika etkili olmaktadır. Bu süre içinde hayvan sağılmazsa verebileceği maksimum süt miktarı da azalmaktadır. İneğe sağım öncesi ve sağımda yapılacak kötü muamele ise adrenalin hormonunun salgılanmasına sebep olmakta ve sütün memeden çıkışını engellemektedir. Bu olaya sütün tutulması denilir. İdeal bir sağım yapıldıktan sonra memenin

yukarı kısımlarında sağımla alınması mümkün olmayan bir miktar süt kalır ki buna kalan süt, alt kısımlarında sağımla alınması mümkün ancak 0.5 kg‟dan fazla olmadıkça alınmamasının verimi etkilemediği süte de son süt denilir.

Buzağılamadan sonra ilk 1.5-2 ayda süt verimi artarak maksimum seviyeye çıkmakta (pik verimi) ve daha sonra kuruya çıkana kadar aksi bir hal olmadıkça yavaş yavaş azalmaktadır.

Laktasyonun pik veriminden sonra eğrisinin inişe geçen kısmına laktasyonun devamlılığı (persistency değeri) adı verilmektedir. Maksimum süt verimi için her bir ineğin laktasyon devamlılığının %90‟dan az olmaması arzulanmaktadır. Bunları değerlendirme ise ancak iyi bir sürü yönetimi ile başarılabilir. Sürü yönetiminin bir parçası olan kayıt tutma hayvancılığın her aşamasında önemlidir. İneklerin bir veya birkaç laktasyonda verdiği süt verimlerinden ömürleri boyunca verebilecekleri verimlerinin tahmin edilmesi olayına Gerçek verim kabiliyeti adı verilmektedir. Döl veriminde olduğu gibi süt veriminin de kalıtım derecesi düşüktür (h2: 0.18-0.33). Bu nedenle damızlık olarak seçilecek laktasyondaki dişi hayvanlara karar verirken gerçek verim kabiliyetlerinin tespit edilmesine çalışılması gerekmektedir. Bir inek ne kadar çok laktasyon sayısına sahip olursa gerçek verim kabiliyeti değerinin tahmini de o oranda isabetli olmaktadır. Gerçek laktasyon süt verimi hayvanların her gün verdikleri sütlerin laktasyon boyunca toplanmasıyla bulunur. Ancak oldukça fazla işgücü ve maliyet gerektirmektedir. Bundan dolayı, laktasyon süt veriminin belirlenmesinde yetiştiriciye de uygun, işgücü ve maliyeti düşük ve gerçeğe en yakın tahmini yapan yöntemler üzerinde durulması gerekir. Kontrol günlerindeki süt verimlerinden laktasyon süt verimini hesaplamak için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Bunlar, Trapez, Vogel, Hollanda ve İsveç yöntemleridir. Bunlardan en az duyarlı olanı Vogel, en fazla hassas olanı ise İsveç yöntemidir. En yaygın kullanılan ve Türkiye‟ye en uygun olan yöntem Hollanda metodudur. Süt verimleri ile ilgili olarak tutulacak kayıtlar kayıt defterlerine belirli kontrol günlerinde (onbeş günlük veya aylık olarak) tutulmaktadır. Son zamanlarda bilgisayarlı sistemlerde ise kayıtlar günlük olarak tutulmaktadır. Daha sonra bu kayıtlar değerlendirilmeye alınır ve süt veriminin önemli olduğu koyun ve keçi gibi diğer hayvan türlerinde de damızlık seçimi buna göre yapılır.

7. 4. Yapağı verimi

Geniş anlamda yapağı denilince, hayvanlar üzerinde kırkılan ve bükülüp iplik yapılabilen ve dokuma endüstrisinde kullanılan her türlü hayvansal kıllar anlaşılır. Esasen yapağı dendiği zaman anlaşılan koyun yapağısıdır. Hayvansal kılların yapağı olarak kabul edilebilmesi için, incelik, birörneklik, uzunluk, uzama kabiliyeti (elastikiyet), parlaklık ve yumuşaklık gibi özelliklere sahip olması gerekir. Yapağı üretimi bakımından dünyada en önemli hayvan koyundur. Koyundan başka Tiftik keçisi, Keşmir keçisi, Deve, Lama ve Alpaka gibi hayvanlardan elde edilen kıl materyali genel anlamda yapağıdır.

Koyunlarda kırkım işlemi Türkiye‟de iklime bağlı olarak farklı aylarda ve mevsimlerde yapılabilmektedir. Kırkım zamanını etkileyen faktörler arasında iklim koşulları, yetiştirme işleri ve yetiştirme yönü bulunmaktadır. Kırkım kolaylığı için koyunların terlemesi yapağı gömleğinden yağ salgılanması gerekmektedir. Aksi taktirde makas veya makine koyun üzerinde zor hareket etmektedir. Bu nedenle Türkiye‟de kırkım genel olarak Nisan-Haziran ayları arasında yapılmaktadır.

Tiftik: Tiftik Asya‟da Anadolu yarım adasında yetiştirilen ve anavatanı bu bölge olan keçinin vücudunu örten uzun, parlak ve yumuşak kıl örtüsüne verilen addır. Bu keçi adını Ankara‟dan aldığı için bütün dünyada Ankara keçisi (Angoragoat) olarak tanınır. Ankara bölgesinde binlerce yıldan beri bu keçinin yetiştirildiği bilinmektedir. Türkiye‟de bu hayvana daha çok Tiftik keçisi adı verilmekte ve üzerindeki kıl örtüsüne de Tiftik denmektedir.

Koyun yetiştiriciliğinde elde edilen gelirin en önemli kısmı et üretiminden elde edilirken bunu sırasıyla süt üretimi ve yapağı verimi takip etmektedir. Yapağı verimi hayvanların ilk kırkımda verdikleri kirli yapağıyı tartmak suretiyle tespit edilir. Koyunlarda ilk kırkımda elde edilen yapağı miktarları bakımından görülen farklılık, ömür boyunca diğer yaşlarda yapılan kırkımlarda görülen farklılıklardan daha kalıtsaldır. Çünkü ilk kırkım ağırlığı üzerine çevre faktörlerinin etkiler azdır. Bu ağırlık bakımından fenotipik üstün olanlar büyük ölçüde, genetik olarak ta üstün olurlar. Koyunlarda ilk kırkım genelde 15-17 aylıkken yapılır. İlk kırkım yapağı ağırlığı yapağı verimi için en iyi ölçüttür.

Çeşitli koyun ırklarından elde edilen yapağılar incelik, uzunluk, birörneklik (üniformite), direnç, elastikiyet, safiyet, karakter ve randıman gibi bazı özellikler bakımından birbirinden farklıdırlar. Bundan dolayıdırki yapağı kalitesi ırktan ırka değişiklik göstermektedir. Yapağıda kalite sınıfı (sortiman) tayininde bu sayılan özellikler göz önünde bulundurulur. Yapağı kalitesinin tespitiyle ilgili İngiliz Bratford sistemi (Sortiman) aşağıda ifade edilmektedir.

Ġngiliz Bratford sistemi (Sortiman): 1 pound (453 g) ağırlıktaki topsdan 560 yarda (512 m) uzunluğunda yapılabilecek yumak sayısı esasına dayanır. 1 yumak yapılırsa bunun kalitesi 1‟S (sortiman), 80 yumak yapılırsa 80‟S dir. Sortiman tarifinden anlaşılacağı üzere yapağı inceldikçe yapılabilecek yumak sayısı artmaktadır.

Benzer Belgeler