• Sonuç bulunamadı

bn Kayyim’ n gerçekle,tirmeyi istedi(i hedeflerinin biriside laf zlara ve ,ekillere ba(lan p kalmaktan kurtulup dinin ruhunu anlamak idi.Bu konuda ki en çarp c tahlillerinden bir tanesi hakk n ispatlanmas konusunda delillerin yetersizli(i durumunda sözüne güvenilir bir ki,inin ,âhitli(inin yeterli olmas meselesidir. bn Kayyim karma, k durumlarda ispat yollar n n aç klanmas ve âlimlerin bu konuda kulland ( usûllerle ilgili olarak “et-Turuku’l-Hükmiyye fi’s-Siyaseti’,-1eriyye” isimli bir eser kaleme alm , ve bu konuyu orada derinlemesine tahlil etmi,tir. bn Kayyim’a göre el-Beyyine (delil) hakk aç klayan ve gerçe(i ortaya ç karan ,eyin ad d r ve bu bazen dört ,âhit olur bazen üç ,âhit olur bazen iki ,âhit olur bazen tek erkek ,âhit olur bazen tek kad n ,âhit olur bazen yemin veya yeminden dönme olur bazen elli yemin olur. Peygamberimiz (s.a.v.) “ ddia sahibi iddias n ispatlamas gerekir”5 buyurmu,tur. Bundan murâd ddia sahibinin do(rulu(unu kan tlayacak bir delildir. 1âyet bu konuda bir tek ,âhit var ve hâkimde onun do(rulu(undan eminse bu iddia sahibinin do(rulu(unu ispatlamaya yeterlidir. Çünkü bu konuda Ebu Dâvud Süneninde ayn ba,l kla bir bâb açm , ve ,u rivâyeti nakletmi,tir. Huzeyme bnu Sabit (r.a.) anlat yor:

1Bakara, 2/30.

2 bn Kayyim, 'lâm, c. III, s. 241.

3Serahsî, el-Mebsût, M s r, 1314, c. VII, s. 618.

4 bn Kayyim, ’lâm, c. III, s. 240; (asetu'l-lehfân, s. 183. 5Buhârî, 1ehadât, 1.

"Resûlullah (s.a.v.) bedevinin birinden bir at sat n alm ,, onu eve kadar getirivermesini ve orada paras n almas n söylemi,ti. Bu s rada kendisi h zl h zl yürüdü; bedevi ise a( r a( r yürüyordu. (Aralar ndaki mesafe aç ld ). Bu s rada baz kimseler bedeviye gelip at üzerinde pazarl k yapmaya ba,lad lar. Onu Resûlullah’ n sat n alm , oldu(unu kimse bilmiyordu. Bedevî, Rasûlüllah’a seslenip: "1u at alacaksan al, de(ilse satt m!" dedi. Rasûlullah (s.a.v.) bedevinin bu sözünü i,itince adama yönelip: "Ben onu zaten senden sat n ald m ya!" buyurdular. Ama bedevi: "(Bu ne demek?) Vallahi ben onu sana satmad m!" dedi. Rasûlüllah (s.a.v.) "Bilakis! Ben onu senden ald m" dedi. Bunun üzerine bedevi: "Bir ,âhit getir!" demeye ba,lad . Hemen Huzeyme al n p: "Ben ,ehâdet ederim, siz onu sat n ald n z!" dedi. Rasûlüllah (s.a.v.) Huzeyme'ye gelerek: "Ne ile ,ehadet ediyorsun?" diye sordu. Huzeyme: "Sana olan tasdikim ile Ey Allah' n Rasûlü!" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) Huzeyme'nin ,ehadetini iki ki,inin ,ehadeti yerine koydu1.

,te bu olay bn Kayyim’a göre güvenilir tek ki,inin ,âhitli(inin hadler d , nda yeterli oldu(unun ispat d r. Çünkü amaç hakl n n hakk n korumakt r2.

Ayn ,ekilde akitlerde niyet ve kast n çok önemi vard r ayn davran , duruma göre helal ya da haram olabilmektedir. Hayvan n kesilmesindeki maksat bunun en güzel örne(idir. Bu durumda göstermektedir ki amellerin zâhirinden ziyade bat n na bakmal ve hakiki maksad anlamal y z3.

bn Kayyim bu aç klamalar yapt ktan sonra ,öyle diyor: Mükreh, sarho,, uyuyan ve mecnun gibi kast olmayan ya da yapt ( i,in maksad ndan ya da anlam ndan habersiz kimselerin yapt klar i,ler için bir ,ey gerekmez. Bunlar n bo,amas vs di(er akitleri geçerli de(ildir4.

Burada önemle üzerinde durulmas ve srarla vurgulanmas gereken nokta ,udur. bn Kayyim böyle durumlarda meselenin öncüllerine ve maksad na göre hareket etmekte ve bât nî sebepleri dikkate almaktad r. O’na göre i,lerimizi hak terazisinde tartmal , adalet ve insaf süzgecinden geçirmeliyiz. E(er böyle yapmazsak kötü emelleri güzel görüntülerin içinde hapsetmi, ve gerçe(i görememi, oluruz. Çünkü ona göre hastal ktan korunma hastal (a yakalan p ilaçla iyi olmaktan iyidir. Bu görü,lerini de ,u hadisle desteklemektedir. “Helallerde belli haramlarda bellidir. Bu ikisinin aras nda da

1Ebû Dâvûd, Akdiye 20, (3607); Nesâî, Büyû 91, c.VII, s. 302. 2 bn Kayyim, et-Turuku’l-hükmiyye, s. 77-78.

3 bn Kayyim, a.g.e, s. 79. 4 bn Kayyim, 'lâm, c. IV, s. 534.

,üpheli ,eyler vard r. Kim ,üpheli ,eylerden sak n rsa dinini ve rz n korumu, olur. Kim de ,üpheli ,eylere dalacak olursa harama dü,ebilir. Ayn korulu(un etraf nda koyun otlat p ta her an onun içine dü,me tehlikesinde olan çoban gibidir”1.

mam 1afii ise bu konuda ,u aç klamay yapmakta ve konuya bir anlamda aç kl k getirmektedir: Akitlerde öncüllere ve maksada bak lmaz zâhire göre hüküm verilir. Örne(in adam öldürmek maksad ile k l ç alan kimsenin yapm , oldu(u al ,veri,le adam öldürme niyetindeki birine k l ç satan kimsenin yapt ( al ,veri, helaldir. Burada ki,inin niyetinin kötü olmas akdi bât l hale getirmez2. Bunun do(al sonucu olarak ta 1afii ictihad metodunda Nasslarda arad ( n bulamazsa cmâ ya bakar e(er orda bulamazsa sahabe kavline sonra da sahih k yasa bakar stihsân kabul etmez zira o k yasa ayk r olarak hevâya uygun hüküm vermektir. 1afii bu görü,ünü desteklemek için peygamberimizin kalben inanmad ( halde öyle görünen münaf klarla olan ili,kilerini ve “Liân” delil olarak getirmektedir. Çünkü Liân da zâhire göre hüküm verilmekte ve e,lerin her ikisinden de had cezâs dü,ürülmektedir. E(er zâhire göre de(il de bât na göre hüküm verilseydi mutlaka bir tarafa cezâ verilmesi gerekirdi. Çünkü bu durum hadisin de i,aret etti(i gibi taraflardan birisinin mutlaka yalanc olmas n gerektirmektedir. Ayr ca peygamberimizin ,u sözü de söyledi(imize bir delildir. “Gerçekten bende sizin gibi bir insan m aran zda hükmetti(im zaman sizden delili güçlü olan n lehine hükmederim e(er yanl , hüküm vermi,sem onu almay n”3.

Sonuç olarak dünyevi i,lerde niyete bak lmaz zâhire göre hüküm verilir. Çünkü niyet bilgisi Allah n yan nda olan bir ,eydir ve Nebî (s.a.v.) dünya i,lerinde niyete bakmam ,t r. Bunun için akitler ,eklen sahih oldu(u zaman niyete bak lmaz.4

bn Kayyim Seddi zerâî ye bu anlamda çok önem vermekte ve onu bir ,eye götüren ve vesile olan yol anlam nda târif etmektedir5. Bu târifi yapt ktan sonra bn Kayyim zerîa y dörde ay rmaktad r.

a)Bizzat konulu, yönü ile mefsedet olan; çki içmek gibi

b) Bizzat konulu, yönü ile mefsedet olmay p onunla mefsedet kastedilirse mefsedet olan; Riba kast ile yap lan Bey’ akdi gibi

1Beyhâki, 1uabü’l- man, c. V, s. 50, (5740). 2 bn Kayyim, 'lâm, c. III, s. 119.

3Buharî, Mezalim, 17. 41afiî, el-Ümm, c. III, s. 33. 5 bn Kayyim, a.g.e, c. III, s. 135.

c)Bizzat konulu, yönü ile mubah olan fakat mefsedete yol açabilen ve o zaman mefsedeti maslahat ndan çok olan; kerahat vakitlerde namaz k lmak gibi.

d)Bizzat konulu, yönü ile mubah olan ve mefsedete yol açmayan açsa da maslahat yönü kuvvetli olan; Evlenilecek k za bakmak gibi.

Birinci , k tamamen haram, dördüncü , k ise tamamen helal ve hatta gereklidir. kinci ve üçüncü , klar ise ho, görülmemi,tir. Bu ikisine örnek olarak ,u âyeti zikredebiliriz. “Mü,riklerin tapt klar ilahlar na sövmeyin”1. Allah (c.c.) burada her ne kadar mubah olsa da mü,riklerin ilahlar na sövmeyi yasaklam ,t r. Bunun sebebi ise onlar nda bilgisizce ve dü,manl kla Allah’a sövmelerini engellemektir. Peygamber (s.a.v.) kad nlar n mescide giderken güzel koku sürünmelerini yasaklam ,t r. Hâlbuki güzel koku sürünmek normalde güzel bir davran ,t r. Fakat burada erkeklerin meyletmesini engellemek için yasaklam ,t r2.

bn Kayyim’a göre Seddi Zeraî dinin dörtte biridir. Bunun sebebini ise ,öyle aç klamaktad r. Teklif iki k s md r Emir ve Nehiy. Emir iki k s md r. Birincisi Bizzat kendisi istenilen; ikincisi ise istenilene götüren Nehiy de iki k s md r. Birincisi bizzat kendisi nehyedilen, ikincisi ise mefsedete götürdü(ü için nehyedilen.

Ahmed b. Hanbel’de Seddi Zeraî’yi kullanm , ve fitne zaman nda silah satman n do(ru olmayaca( na dair hüküm vermi,tir3.

1artlarla lgili Yakla, mlar:

Burada ,artlardan maksat akitlerde taraflar n ya da her hangi bir taraf n akitle beraber ko,tu(u ,artlard r. slam âlimleri bu konuda ihtilâf etmi,ler, Zâhiriler, Hanefiler, 1afiiler, Malikilerin bir k sm akitlerde as l olan ,artlar n olmamas d r ancak 1âri bunu emretmi,se o zaman câizdir. Dolay s yla bu ,artlar uymak gerekmez derken Ahmed b. Hanbel ve bir rivâyete göre mam Mâlik akitlerde as l olan ,artlar n olmas d r e(er ,art n haraml ( na dair bir delil bulunursa o zaman bu ,art câiz de(ildir. Dolay s yla bu ,artlara uymak gerekir demi,lerdir. Bu dü,üncelerini de “Müslümanlar 1artlar na riâyet ederler”4 hadisi ile desteklemi,lerdir. Ahmed b. Hanbel buna dayanarak nikâhta muhayyerlik ,art n , kölesini satan kimsenin kölesinin baz menfaatlerinin kullan m hakk n istisna etmesini, Cabir’in Peygamberimize devesini Medine ye kadar kendisi binmek ,art yla satmas na k yasla, oturma hakk bir müddet sakl kalmak kayd ile evin

1En’am, 6/108.

2 bn Kayyim, a.g.e, c. III, s. 137. 3Ebû Zehra, bn Hanbel, s. 321. 4Tirmizi, Ahkam, 17.

sat lmas n , “Uyulmaya en lây k ,artlar kendisi ile ferçleri helal k ld ( n z ,eyde ki ,artlard r”1. Hadisine dayanarak kad n n kendisinin üzerine kuma getirmemek ,art ile evlenmeye raz olmas gibi ,artlar n hepsini geçerli saym , ve bu ,artlara uyulmas gerekti(ini söylemi,tir2.

Akitlerde as l olan ,artlar n olmamas d r diyenlerin delilleri ,unlard r:

1) slamiyet kolayl k dinidir ve insanlara muamelât kolayla,t rmak için gelmi,tir. Hakk nda delil olmayan her ,art yeni külfetler getirmekle muâmelat zorla,t r r ki bu da 1ârî’nin maksad na ayk r d r.

2) Peygamberimiz (s.a.v.) “Kim ki bizim i,lerimize uygun olmayan bir i, yaparsa o reddedilmi,tir”3. Buyurmu,tur. Bu hadis göstermektedir ki hakk nda delil olmayan ,artlar reddedilmi,tir ve uyulmamas gerekir.

3)Peygamber (s.a.v.) ba,ka bir hadisinde “ nsanlara ne oluyor da Allah’ n kitab nda olmayan ,artlar ,art ko,uyorlar? Allah’ n kitab nda bulunmayan bir ,art ne olursa olsun bât ld r. sterse 100 ,art olsun Allah’ n kitab en do(ru ve en sa(lamd r”4. Buyurmu,tur. Bu da ,artlar n geçersiz oldu(unun bir delilidir5.

Hanbeli ekolünü yans tan bn Teymiyye bn 1übrüme ile birlikte ,artlar konusunda en geni, dü,ünen âlimlerdir. Onlara göre haram helal helali haram yapan ve Allah’ n yasaklamad ( ,artlar hariç hepsi câizdir demi,lerdir. Peygamberimizin “ nsanlara ne oluyor da Allah’ n kitab nda olmayan ,artlar ,art ko,uyorlar?...” hadisinin ise yanl , anla, ld ( ve orada kastedilen ,artlar n Allah’ n Kitab na ters dü,en ,artlar oldu(unu ileri sürmü,lerdir6. ddialar n desteklemek içinse Kur’an dan ,u âyetleri delil olarak getirmi,lerdir.“Ey man edenler akitlerin gere(ini yerine getiriniz”7. “Verdi(iniz sözü yerine getirin”8. “Allah’a verdi(iniz sözü tutun”9. Ayr ca hadislerde de sözlerini tutmamak nifak alâmeti say lm , ve bu tip kimseler yerilmi,tir10.

1Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. IV, s. 150, (17400). 2Ebû Zehra, s. 392, 393.

3Buhârî, Buyû, 60. 4Müslim, Itk, 2.

5Daha geni, bilgi için bkz. Orhan Çeker, F k h Dersleri 1, stanbul, 1999 s. 82 vd.

6 bn Teymiyye, Feteva, c. III, s. 333–336–337; Nazariyyetü’l-Akd, s. 3; Ebû Zehra, bn Teymiyye, s.

390.

7Maide, 5/1. 8 sra, 17/34. 9Enam, 6/152. 10 Buhârî, man, 23.

bn Kayyim’a göre ise badetlerde as l olan yap lmas na dair bir emir olmad kça butlan, akitlerde ve muamelatta ise yasak oldu(una dair bir emir olmad kça mubahl kt r. Görüldü(ü üzere bn Kayyim bu konuda da hocas n n görü,lerini benimsemekte ve onu desteklemektedir. Hatta bn Kayyim akitlerde ,artlar kabul etmeyenlerin delilsiz olarak insanlar n muâmelelerini zorla,t rd klar n ve ifsat ettiklerini öne sürmekte onlar sert bir dille ele,tirmektedir1. bn Kayyim’a göre Allah’ n herhangi bir konuda aç k bir hüküm beyân etmemesi kullar için bir rahmet ve geni,liktir. Ayr ca kullar n akitlerde bu ,artlara ihtiyac vard r2. Akitlerde insanlar n bu ,artlardan mahrum b rak lmas ,eriat n ruhuna ayk r bir daraltmad r3.

Alacakl n n Hakk n n Korunmas :

bn Kayyim’a göre alacakl n n hakk n n korunmas noktas nda fukaha her ne kadar ihtimam göstermi, olsa da borçlu hacr edilmedi(i müddetçe mal nda tasarruf yetkisi devam eder demekle alacakl n n aleyhine aç k bir kap b rakm ,lard r.

bn Kayyim ise borçlunun mal n n tamam n borç kaplad ktan sonra ister hacr edilmi, olsun isterse hacr edilmemi, olsun tasarruf yetkisinin olmad ( n savunmaktad r. bn Kayyima göre alacakl n n hakk borçlunun mal na taalluk eder ve bu durumda borçlu kimsenin mal nda yapm , oldu(u tasarruf hükmen ba,kas n n mal nda yap lm , bir tasarruftur ki buna da kimsenin hakk yoktur. Zira ,eriat sadece zâhire de(il ayn zamanda vâk aya da bakar. bn Kayyim’ n bu konuda ç k , noktas ,u meseledir. Ölüm hastal ( na yakalanan bir kimsenin varislerinin hakk n muhafaza etmek amac ile 1âri tasarruflar n n üçte birinden fazlas n hacr etmi,tir. Bunun sebebi onun mal nda hakk olan varislerin hakk n n o mala taalluk etmesidir. Alacakl konusunda da durum ayn böyledir. Dolay s yla borçlu kimsenin borcu mal n n tamam n kaplad ( zaman mal nda tasarruf yetkisi ortadan kalkar. Hâkimin hacr edip etmemesine bak lmaz4.

Fuzulî nin Tasarruflar:

Fuzulî nin tasarruflar hakk nda da bn Kayyim özellikle kendisi ad na tasarrufta bulunulan kimseye maslahat sa(layan konularda icazete gerek olmad ( n mefsedeti bertaraf eden durumlarda da tasarrufun zorunlu oldu(unu ileri sürmektedir5. Çünkü

1 bn Kayyim, a.g.e, c. II, s. 34, c. III, s. 290 2 bn Kayyim, a.g.e, c. II, s. 34, 35.

3 bn Kayyim, a.g.e, c. III, s. 288. 4 bn Kayyim, a.g.e, c. III, s. 304. 5 bn Kayyim, a.g.e, c. III, s. 19.

Mü’minler birbirinin dostu ve karde,tirler. Fuzulî nin tasarruflar n câiz görmeyen âlimleri de çok sert bir dille ele,tiren bn Kayyim onlar donuklukla ve ,eriat n ruhunu anlamamakla suçlar1. bn Kayyim’ n bu konuda yapt ( aklî yorum ,udur: E(er Fuzulî nin tasarrufunda ba,kas n n menfaatine bir i, varsa bu zaten istenen bir ,eydir. E(er bir zarar giderme varsa bu da ayn ,ekilde. Bu durumda vaz edilme gayesi kullar n maslahat n sa(lamak olan ,eriat nas l olurda bunu yasaklar? bn Kayyim 1u âyeti sözlerine delil olarak gösterir “ yili(in kar, l ( iyilikten ba,ka bir ,eymidir?”2. bn Kayyim bu konuda pek çok örnek vermekle birlikte biz bir örnekle konuyu özetlemeye çal ,aca( z. Tarlas yanma tehlikesi alt nda olan birisinin tarlas ndaki ekini orada bulunan bir ba,kas sahibinden habersiz hasat edebilir. Hatta etmesi gereklidir. Çünkü e(er hasat etmezse ekin yan p yok olacak ve bu durumda ekin sahibi zarar görecektir. Dolay s yla ortada bir mefsedet vard r. Oysa fuzûlî ekini hasat etti(i zaman hem tarla sahibi zarar etmekten kurtulacak hem de fuzûlî bu sayede sebeplenmi, olacakt r. Bu durum tamamen maslahatt r ve maslahat ister ba,kas n n mal n korumakla olsun ister birisinin borcunu ondan habersiz ödemekle olsun ,eriat kesinlikle böyle bir ,eyi yasaklamaz3.

III. CT HAD METODU

bn Kayyim hükümleri istinbatta nasslara öncelik veren buna ilaveten aklî ve naklî delillerle de bunlar destekleyen bir âlimdir. Farkl konularda çok say da hadis bilmesi, âyetleri kendi ba(lam nda bütüncül bir yakla, mla tefsir etmesi ve önceki âlimlerin b rakm , oldu(u kültür mîras na sahip ç karak bu mîras en iyi ,ekilde de(erlendirmesi onu ön plana ç karmaktad r.

bn Kayyim n ictihad metodunu k saca ,öyle özetleyebiliriz: Önce nasslar arz eder. Sonra bu konudaki görü,leri ve delilleri sunar. Sonra bu görü,lerden tercih etti(i görü,ü veya kendi istinbât n delilleriyle sunar. Son olarak da kar, görü,leri delillerle çürütmeye çal , r. Bunlar yaparken de kesinlikle mezhep taassubunun etkisinde kalmaz. 1imdi bu merhaleleri örneklerle aç klayal m:

1) Nasslar n ortaya konmas ve istinbat: bn Kayyim önce nasslar merkeze alan bir âlimdir. Nasslar üzerinde dü,ünür ve o nasslardan mesele ç kar r ve sonuca ula,maya

1 bn Kayyim, a.g.e, c. III, s. 18. 2Rahman, 55/60.

çal , r. bn Kayyim fukahan n görü,leri aras nda tercih yaparken de delil olarak güçlü olan tercih eder ve muhalif görü,lerin zay fl ( n da mutlaka ispatlar. Örne(in Hadâne konusunda Amr b. 1uayb babas vas tas yla dedesinden anlat yor: "Resûlullah'a bir kad n gelerek: "Bu çocu(a karn m yuva, gö(süm p nar, kuca( m da kundak olmu, iken, babas beni bo,ad ve onu da benden kopar p almak istiyor!" diye ,ikâyet etti. Hz. Peygamber (s.a.v.) "Sen evlenmedikçe, çocuk üzerinde hakk n daha fazlad r!”1 buyurdular. bn Kayyim bu sözden hareketle hadâne hakk n n kad na ait oldu(unu söyler. Hadâne hakk n n kad n üzerine bir hak m ? Yoksa zorunluluk mu? Oldu(u konusunda Mâlikî ve Hanbelî mezhebinde farkl iki görü, gelmi,tir. bn Kayyim bu fark ,öyle aç klar: E(er hadâne hakk kad n üzerine bir hakt r dersek kad n bu hakk ndan vazgeçebilme hakk na da sahiptir ve emzirme günlerinde çocu(a bakma konusunda kendisi için bir zorunluluk yoktur ama dilerse bir ücret kar, l ( bu görevini yerine getirebilir. E(er hadâne hakk , kad n için bir zorunluluktur dersek o zaman kad n n bu hakk ndan vazgeçebilmesi gibi bir durum söz konusu de(ildir ve emzirme günlerinde çocu(a bakmak zorundad r. Bunun için de bir ücret talep edemez. Ancak kad n çok fakir ve ihtiyaç sahibi olursa o zaman ücret talep edebilir. Bu görü,leri ve farklar aç klad ktan sonra bn Kayyim, bu iki görü,ün aras n birle,tirici bir yorum yapar: Hadâne hakk kad n için bir hakt r ancak çocu(un annesine ihtiyac varsa ya da bakacak ba,ka kimse yoksa o zaman hadâne hakk anne üzerine bir zorunluluk olur2.

Nafaka konusunda da benzer bir durum söz konusudur: Malikî mezhebine göre çocuk anneye muhtaç ve anne de zengin olsa bile çocu(un nafakas konusunda zorlanamaz. Ancak baba hem küçük k z çocu(u evlenene kadar hem de erkek çocu(u kendi geçimini sa(layacak duruma gelene kadar zorlan r. Nafaka konusunda en az müsâmaha gösteren Malikî mezhebidir.

1afiler, Malikîlerden biraz daha müsâmahakârd r. Onlara göre neseb kime ait ise nafaka da ona aittir. Fakat din birli(i zorunludur ve geçim s k nt s da olmamal d r.

Hanefîlere göre ise fakirlik durumunda baba dede gibi yak n akrabalara bakmak. ster din birli(i olsun isterse olmas n zorunludur. Bunun d , nda kalanlarda ise din birli(i zorunlulu(u aran r. Küçük çocu(un bak m da baba üzerine vaciptir. Annenin çocu(u emzirme zorunlulu(u yoktur3.

1Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. II, s. 182, (6707). 2 bn Kayyim, Zadü’l-Mead, c. IV, s. 174.

Hanbelîlere gelince, yak nl k nesep bak m ndan olursa ister birbirlerine varis olsunlar ister olmas nlar nafaka zorunlu olur1.

bn Kayyim bütün bu görü,leri arz etikten sonra Ahmed b.Hanbel’in görü,ünü benimsiyor ve onu delillerle aç klamaya çal , yor: Delillerle sabit oldu(una göre nafaka ve miras, Allah’ n kitab nda emretmesi, akrabal k ve peygamberin sünneti ile sabit olur. Kur’an- Kerim de Allah (c.c.) “onun benzeri (nafaka temini) varise de gerekir”2 buyurmu,tur. Bu âyet do(urulmu, olana da nafakay zorunlu k lmaktad r. Nitekim peygamberimiz (s.a.v.) den gelen ,u hadiste buna i,aret etmektedir. Bir gün bir adam peygamberimize geldi ve “Ya Rasûlallah kime iyilik edeyim” diye sordu. Peygamberimiz (s.a.v.) de “Annene, babana, k z karde,ine, erkek karde,ine, kölene ve yak n akrabalar na”3 cevab n verdi. Ba,ka bir hadiste ise “Küleyb b. Menfa'a dedesi olan Küleyb el-Hanefî'den anlatt ( na göre, kendisi Resûlullah'a gelerek sormu,tur: "Ey Allah' n Resûlü kime kar, iyilik yapay m?" Hz. Peygamber (s.a.v.) ,u cevab vermi,tir: "Annene, babana, k z karde,ine, o(lan karde,ine, bunu takip eden azadl na. Bu iyili(i de, üzerine vâcib olan bir hakk n ödenmesi, yani, s la-i rahmin yerine getirilmesi olarak yapacaks n. (Nafile, ihtiyarî, hasbî bir davran , tatavvu grubuna giren bir amel olarak de(il)”4buyurmu,tur. Bir âyette “akrabalara hakk n ver”5. Bir di(er âyette “ana baba ya ve yak nlar n za da ihsan da bulunun”6 buyrulmu,tur. mdi birisi derse ki nafaka vacip de(il, sadece iyilik kabilindendir. O zaman ona denilir ki Allah (c.c.) bunu emretmi,tir ve “hak” olarak isimlendirmi,tir7. Peygamber (s.a.v.) de onu vacip k lm ,, apaç k ifade etmi,tir. E(er âyetlerde ve hadislerde geçen hakk n vermekten maksat nafaka de(il s la-i rahimdir denilirse öncelikle ,u soruyu sorar z. Hangisi daha eziyet vericidir? Açl ktan a(z n n kokmas , susuzluktan ölecek duruma gelmek ya da giyecek elbise bulamamaktan avret yerinin aç k kalmas m yoksa s la-i rahimin kesilmesi mi? 1u kadar da var ki S la-i rahimi kesene Allah (c.c.) cenneti haram k lm ,t r. kinci olarak naslar n emretti(i vacip olan ve kesilmesini yasaklad ( s la-i rahim nedir? Kar, la, nca selamla,mak m ? Hastalan nca ziyaret etmek mi? Hap, rd ( zaman Allah n rahmeti

1 bn Kayyim, a.g.e, c. IV, s. 337, 338. 2Bakara, 2/233.

3Ebû Dâvûd, Edep, 129.

4Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. V, s. 377, (23250). 5 sra, 17/26.

6Nisa, 4/36.

üzerine olsun demek mi? Ayr ca Hz Peygamber (s.a.v.) annenin, baban n, karde,lerin ve neseben daha a,a( olanlar nda ismini zikretmi,tir. Peki bunlardan ilk zikrettiklerini vacip k l p ta sonrakileri nesheden ya da mubah k lan sebep nedir?

,te bütün bunlar göz önüne al nd ( zaman görülür ki ana babaya iyilik etmek onlara sobalar n yakacak, hayvanlar n t mar edecek, evlerini süpürüp elbiselerini y kayacak bir hizmetçi tutmak de(ildir. Bütün bunlar zenginlikle alâkal durumlard r. Anne baban n sadece hastal k ya da dü,künlük zaman nda de(il bilakis s hhatli