• Sonuç bulunamadı

bn Kayyim fikri donukluktan ve taklitten kurtulabilmenin tek yolunun dü,ünce özgürlü(ünden geçti(ini savunmu,, taklitten kaç nma ve içtihad n zorunlu oldu(unu ispatlamaya çal ,m ,t r. Taklit hicri 4. as rdan itibaren mezheplerin yerle,mesi ve Müslümanlar aras nda mezhep taraftarl ( n n yay lmas sonucu oldu. Hatta bu taklit o

1 bn Kayyim, a.g.e, c. III, s. 4.

2 bn Kayyim, a.g.e, c. III, s. 8; Nesâî, Recm, 43 3 bn Kayyim, et-Turuku’l-hükmiyye, s. 190

kadar ileri boyutlara vard ki Mezhep imamlar n n görü,leri Kur’an ve Sünnete arz edilece(i yerde Kur’an ve Sünnet mezhep imamlar n n görü,lerine arz edilmeye ba,land . Kur’an’dan ve Sünnetten sapmalar n mezhep taassubu ve taklit yoluyla me,ru hale geldi(ini gören bn Kayyim insanlar dü,ünce özgürlü(üne, taklidin boyunduru(undan kurtulmaya, Kur’an ve Sünnete s k s k sar lmaya davet etmi,, taklidin bât l oldu(unu ispatlayarak sahabînin metodunu örnek olarak göstermi,tir1.

bn Kayyim’a göre taklit üç k s md r2.

1) Kendisiyle hüküm ve fetvâ haram olan taklit 2)Yap lmas vacip olan taklit

3)Yap lmas vacip olmay p mubah olan taklit. Kendisiyle hüküm ve fetvâ haram olan taklit de üç nevidir.

a) Atalar n taklidle iktifa ederek, Allah' n indirdi(i vahyinden yüz çevirip, ona iltifat etmemektir.

b) Mukallidin sözüyle amel edilmeye ehil olup olmad ( n bilmedi(i ki,iyi taklit etmesi.

c) Mukallidin amelinin hilaf na hüccetin ikamesinden ve aleyhine delilin zâhir olmas ndan sonra yapt ( taklittir.

Bunlardan, üçüncü ile birinci nevi aras ndaki fark; Birincisi ilim ve hüccete gücü ve imkân olmadan önce taklit etmektir. Üçüncüsü ise kendine hüccet'in zuhurundan sonra taklit etmektir. Dolay s yla bu k s m hem yerilmeyi hem de Allah (c.c.) ve Rasûlü’ne asi olmay gerektirir3.

Allah (c.c.) taklidin bu üç çe,idini de kitab n n birçok yerinde yermi,tir. "Onlara, Allah' n indirdi(i (vahyi) ne uyun denilince, "Hay r, biz atalar m z üzerinde buldu(umuz ,ey'e uyar z derler. Ya atalar bir ,ey ak l edememi, ve do(ru yolu bulamam ,larsa?"4 " ,te böyle, senden önce de hangi memlekete uyar c bir Rasûl gönderdiysek, mutlaka oran n ileri gelen refah içindeki , mar k zenginleri ,öyle dediler: "Do(rusu biz atalar m z bir inanç üzerine bulduk ve onlar n izlerine uyup gitmekteyiz"5. "Onlara, "Allah' n indirdi(ine ve Rasûl'e( itaat)'e gelin!" dense, "Babalar m z üzerinde buldu(umuz ,ey bize yeter! Derler" 1.

1 bn Kayyim, a.g.e, c. II, s. 187. 2 bn Kayyim, a.g.e, c. II, s. 190. 3 bn Kayyim, a.g.e, c. II, s. 191. 4Bakara, 2/170.

Atalar n taklidle ikna olarak, Allah' n indirdi(i vahiyden yüz çevirenleri yeren bu gibi âyetler Kurân’da çoktur. Allah (c.c.) kâfirleri, bir ,eye ak l erdiremeyen ve do(ru yolu bulamayan kimseleri taklit edenleri yermi,, do(ru yolu bulmu, âlimleri taklit eden kimseyi yermemi,tir. Aksine " Bilmiyorsan z zikir ehli (din âlimleri)'ne sorun"2 âyeti ile ehli zikre sormay bile emretmi,tir. Ehli zikir, ehli ilimdir. Ehli ilime sormak ise onlar taklittir. Bu âyet ayn zamanda bilmeyen ki,iye, bilen ki,iyi taklit etmesi için bir emirdir dense, ,öyle cevap verilir:

Allah (c.c.) indirdi(i vahyinden yüz çevirip atalar n taklit edenleri yermi,tir. Böyle bir taklit dört imamla beraber bütün selefin haram ve yerilmesinde ittifak ettikleri ,eydir. Fakat Allah' n indirdi(i vahye tabi olmak için bütün güç ve imkân kullanmas na ra(men kendisine onun bir k sm gizli kalan kimse o meselede kendinden daha âlim birini taklit etse, bu ki,i de bu taklitten dolay yerilmez övülür ve ayn zamanda -ecir al r vebal de almaz. Allah Teâlâ "Bilmedi(in bir ,eyin ard na dü,me"3buyuruyor.

lerde gelece(i üzere "taklit" âlimlerin ittifak yla ilim de(ildir. Allah Teâlâ "De ki: "Rahim, ancak kötülükleri, gerek aç ( n gerek gizlisini; günah ve haks z yere sald rmay ; hakk nda hiçbir delil indirmedi(i bir ,eyi Allah'a ortak ko,may ve Allah hakk nda bilmedi(iniz ,eyler söylemenizi haram etmi,tir"4. Ve "(Ey insanlar!) Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan ba,ka dostlara uymay n. Ne kadar da az ö(üt al yorsunuz!"5Buyuruyor. Allah (c.c.) özellikle indirilen vahye ittibay emrediyor6. Dolay s yla o ki,inin vahye muhalif olarak yapt ( taklit, vahyin gayr na ittiba etmek oldu(u ma’lûmdur.

Allah (c.c.) "E(er herhangi bir ,eyde anla,mazl (a dü,erseniz Allah'a ve âhiret gününe inan yorsan z onu Allah'a ve Rasûle götürün. Bu, daha iyidir ve sonuç bak m ndan da daha güzeldir7. Buyurarak ihtilaf ve anla,mazl ( kendi ve Rasûlünün gayr na çevirmemizi menetmi,tir, bu da taklid'i hükümsüz k lar. Di(er bir yerde de "Yoksa siz, Allah içinizden cihad eden ve Allah'dan, Rasûlü'nden ve mü'minlerden ba,kas n kendisine s rda, edinmeyenleri bilmeden, b rak laca( n z m sand n z? Allah

1Maide, 5/104. 2Nahl, 16/43. 3 sra, 17/36. 4A’raf, 7/33. 5A’raf,7/3.

6 bn Kayyim, a.g.e, c. II, s. 191. 7Nisa, 4/59.

yapt klar n z haber almaktad r"1 buyurmu,tur. Hal böyle olunca, bir adam Allah' n Rasûlü'nün ve di(er bütün imamlar n sözlerinin fevkinde tercih etmek ve o ki,iyi bunlar n hepsinin önüne geçirmek. Allah' n kitab n , Rasûlü'nün sünnetini ve ümmetin icmas n o adam n görü,üne arz etmek, e(er onun görü,üne uygun olan olursa onlar kabul etmek, onlardan onun görü,üne uymayanlar reddetmek için hile yönlerini ara,t rmaktan daha büyük bir s rda,l k yoktur.

Di(er bir yerde Allah (c.c.) "Rabbimiz, biz önderlerimize ve büyüklerimize uyduk da bizi yoldan sapt rd lar"2diye buyuruyor. Bu âyet de taklidin hükümsüz oldu(u konusunda kesin nassd r. Allah Rasûlü (s.a.v.) ve ilim ehli taklit etmekle tabi olman n aras n birbirinden tefrik etti(i gibi hakikatlerde onlar n aras n tefrik etmi,tir. Çünkü tabi olmak, tabi olunan ki,inin yoluna suluk etmek ve onun yerine getirdi(i ,eylerin benzerini yerine getirmektir.

bn Abdi’l-Ber "Camiu Beyanil- lmi ve Fazl hi" isimli kitab nda "Taklid'in fesad , onun nefi ve taklitle tabi olma aras ndaki fark" diye açt ( babda ,öyle diyor: Allah'dan gayri rabler edindiler"3. Âyetini Huzeyfe ve di(erleri tefsir ederlerken ,öyle demi,lerdir. "Onlar, Allah' b rakarak haham ve ruhbanlara tapm yorlard , fakat onlar kendilerine tabi olanlara bir ,eyi helal veya haram ediyorlar onlara tabi olanlar da haham ve rahiblerine bu helal ve haramlarda tabi oluyorlard4.

Adiy b. Hatim diyor ki "Rasûlullah'a boynumda haç oldu(u halde geldi(imde bana "Yâ Adiy! Bu putu boynundan at!" dedi. Yan na yakla,t ( mda Rasûlullah,(s.a.v.) Tevbe suresini okuyordu. "Hahamlar n ve rahiblerini Allah'dan gayr rabler edindiler" âyetine kadar okumaya devam etti. Ben, "Yâ Rasûlullah! Biz onlar rabler edinmedik" dedim. Rasûlullah (s.a.v.) "Bilakis, onlar size haram olunan bir ,eyi helal ediyor. Siz de onu helal say yordunuz. Öyle de(il mi?" dedi. "Evet, öyle yap yorduk" dedim. Rasûlullah (s.a.v.) " ,te o ameliniz onlara ibadettir" dedi5. "Hahamlar n ve rahiblerini Allah'dan gayr rabler edindiler" âyetinin tefsirinde Ebu'l-Buhteri ,öyle demi,tir. Haham ve rahibleri onlara Allah' b rakarak kendilerine tapmalar n emretselerdi onlar, haham ve rahiblere itaat etmezlerdi. Fakat haham ve rahibler, Allah' n helallerini haram

1Tevbe, 9/16. 2Ahzab, 33/66-67. 3Tevbe, 9/31.

4 bn Kayyim, a.g.e, c. II, s. 191. 5Tirmizi, Tefsir, 11, (3095).

haramlar n da helal ederek onlara emrettiler. Onlar da bunlara itaat ettiler. ,te bu hareketleri rububiyet idi1.

mam Veki' diyor ki, bize Süfyan ve A'me, birlikte Hubeyb b. Sabit'ten (o da) Ebu'l- Buhteri'den naklederek Huzeyfe (r.a.) Allah' n "Hahamlar n ve rahiblerini Allah'dan gayr rabler edindiler..." âyeti hakk nda, onlar haham ve rahiblere tap yorlar m yd ? Diye soruldu(unda Huzeyfe, "Hay r. Haham ve rahibleri onlara helalleri haram, haramlar da helal ediyorlard . Onlar da bunlara uyarak onlar helal ve haram say yorlard diye kar, l k vermi,tir"2. Allah'u Teâlâ “ ,te böyle senden önce de hangi beldeye uyar c gönderdiysek mutlaka o beldenin varl klar : "Biz babalar m z bir din üzerinde bulduk, biz de izlerine uyar z" dediler.” “Ben size, babalar n z , üzerinde buldu(unuz dinden daha do(rusunu getirmi, olsam da yine babalar n z n yolunu mu tutacaks n z?” dedi3. Görüldü(ü gibi babalar na uymalar onlar hidâyeti kabul etmekten engelledi ve ,öyle bir mazeret ileri sürdüler. "Do(rusu biz sizinle gönderileni kabul etmiyor inkâr ediyoruz."4 ,te bunlar ve benzerleri için Allah'u Teâlâ ,öyle buyurmu,tur: “ ,te tabi olunanlar (kendilerine) tabi olanlardan uzak durdular; azab gördüler ve aralar ndaki ba(lar kesildi, ,öyle dediler: "Ah ke,ke bir daha dünyaya gitmemiz mümkün olsayd da ,imdi onlar n bizden uzak durduklar gibi biz de onlardan uzak dursayd k!" Böylece Allah onlara i,ledikleri bütün fiilleri hasretler (pi,manl k ve üzüntüler kayna( ) olarak gösterecektir”5. Ve (müminler onlara benzemesin diye) Allah (c.c.) ehli küfrü k nayarak ve ay playarak ,öyle buyuruyor: “Babas na ve kavmine demi,ti ki “Sizin ,u kar, s nda durup tapt ( n z heykeller nedir?” "Babalar m z onlara tapar bulduk da onun için biz de onlara tap yoruz" dediler”6. Kur'ân'da bunun benzeri baba ve efendilerin taklidini yeren âyetler çoktur. Taklidi iptal hususunda âlimler bu âyetleri delil getirdiler. Bu âyetlerin mü,riklere gelmi, olmas âlimlerin taklidi iptal etmek için delil getirmelerine mani olmam ,t r. Çünkü te,bih (benzerlik) birinin küfrü

1 bn Abdi’l-Ber, Ebû Ömer Yûsuf b. Abdillâh, (v.463/1071), Câmi‘u beyani’l-ilm, Beyrut, 1978, c. II, s.

976. 2Tevbe, 9/31. 3Zuhruf, 43/23-24. 4Zuhruf, 43/23-24. 5Bakara, 2/166-167. 6Enbiya, 21/52-53.

di(erinin iman cihetinden meydana gelmemi,tir. Aksine te,his iki taklitçi aras nda, taklit edilen ki,iyi hüccetsiz taklit etmeleri cihetinden meydana gelmi,tir.1

Allah (c.c.) “Allah, bir kavmi do(ru yola ilettikten sonra, sak nmalar gereken ,eyleri kendilerine aç klamad kça onlar sapt racak de(ildir”2. Buyurmu,tur.

bn Abdi'l-Ber, devamla ,öyle diyor: Zikretti(imiz bütün bu delillerle taklit bât l olunca, teslim olunmas gereken usullere teslim olmak vâcipdir. Onlar da kitap, sünnet ve (manas ) kitap ve sünnette olan icmaî delillerdir. Sonra Kesîr b. Abdullah b. Amr b. Avf, babas ve dedesi tariki ile rivâyet etti(i hadiste Rasûlüllah’ ,öyle derken i,itmi,tir. "Ben ümmetime benden sonra üç amelden ba,ka bir ,ey için korkmam" deyince, sahabeler onlar nelerdir? Yâ Rasûlallah! dediler. Rasülullah "Ümmetimin üzerine korktu(um, âlimin yan lmas , zalimin idarecili(i ve ittiba edilen nefsi hevad r"3. Buyurdu. Ve bu hadisdeki senet ile Rasûlullah' n ,öyle dedi(i rivâyet edilmi,tir. “Size s ms k yap ,t ( n z müddetçe asla sap tmayaca( n z iki ,ey b rak yorum. Onlar Allah kitab ve Rasûlü’nün sünnetidir”4. bn Ömer (r.a.) Rasûlüllah’ n ,öyle dedi(ini rivâyet etti: “Ümmetim üzerine en korktu(um üç ,eydir. Âlimin yan lmas , münaf ( n Kur'ân'la mücadele etmesi ve boynunuzu vuran dünya5. Âlimin yan lmas nda korkulan husus onun yan ld ( ,eylerde de taklit edilmesi oldu(u ma'lûmdur. mam 1u'be Muaz' n ,öyle dedi(ini naklediyor: "Ey Arap toplulu(u! Üç ,eyin tahakkukunda ne yapacaks n z? Dünya boyunlar n z vurdu(unda, âlim yan ld ( nda ve münaf k Kur'ân'la cedelle,ti(inde". Onlar susunca Muaz (r.a.) devamla: Âlime gelince, e(er o, hidâyet üzere ise dininizde onu taklit etmeyin, sonra o, bir fitneye dü,ünce de ondan ümidinizi kemseyin. Çünkü mümin bir fitneye dü,üp imtihan olur, sonra da dövbe eder. Kur'ân'a gelince, yol gösteren i,aret levhalar gibi kimseye gizli olmayan Kur'ân' n da i,aretleri vard r. Kur'ân'dan bildiklerinizi kimseye sormay n (mucibince amel edin). Ancak ,üpheye dü,tü(ünüz ve bilmedi(iniz yerleri âlimine havale ediniz. Dünyaya gelince, Allah (c.c.) kime gönül zenginli(i vermi, ise o ki,i gerçekten kurtulmu,tur. Kimi de böyle yapmam , ise o kimseye dünyas fayda vermez."

1 bn Kayyim, a.g.e, c. II, s. 191. 2Tevbe, 9/115.

3Darimi, Mukaddime, 57 4 bn Mace, Hac, 84.

5Beyhakî, Ahmed b.Hüseyin b.Ali b. Musa Ebû Bekir ( v.458/1065 ), 1uabü’l-iman, Beyrut 1994, c. VII,

bn Abdi'l-Ber'in Ebu'l-Buhteri'den nakletti(ine göre Hz. Ali (r.a.) ,öyle demi,tir. “ nsanlar n sünnetine uymaktan sak n n”!Çünkü ki,i cennet ehli birinin ameli ile amel eder, sonra Allah' n ilminde (takdir olunan yaz ya göre) döner cehennem ehli ki,ilerin ameli ile amel eder ve o hal üzere ölür de o kimse ate, ehlinden olur. Di(er bir kimse de cehennem ehli birinin ameli ile amel eder, sonra Allah' n ilminde (takdir olunan yaz ya göre) döner cennet ehli ki,ilerin ameli ile amel eder ve o hal üzere ölür de o kimse cennet ehlinden olur.E(er bu i,i ille de yapacaksan z, bari ölülere uyun dirilere uymay n1.

Abdullah b. Mes'ud (r.a.) "Biriniz dininde iman ederse iman edecek, küfrederse küfredecek ,ekilde kimseyi örnek ve kar nda, edinmesin. Çünkü bu kötülük ve ,erdeki bir örnek ve kar nda,l kt r" demi,tir. Abdullah b. el-Mu'temir de ,öyle diyor: "Güdülen bir hayvanla taklit eden bir insan aras nda fark yoktur"2.

Ebu Abdullah b. Havvâz Mundad el-Basrî el-Maliki, "Taklidin ,eriattaki manas : Bir ki,inin sözüne sahibinin hiç bir delili olmad ( halde ba,vurmak ve ona müracaat etmektir. Bu taklit ,eriatte kesin menedilmi,tir. 1eriatta ittiba ise delille sabit olan ,eye uymakt r" demi,tir.

Ebu Abdullah, kitab n n di(er bir yerinde ise ,öyle demektedir: "Sözünü sana farz ettirici bir delil getirip onu sana gerekli k lmadan herhangi bir kimsenin sözüne uyman senin onu taklit etmendir. Taklitse Allah' n dininde sahih de(ildir. Her kim ki delil onun sözlerine ittiba etmeni sana vacip k l yorsa (ve sende ona tabi oluyorsan bu senin onu taklit etmen de(ildir.) Aksine bu senin ona tabi olman demektir. ttiba etmek ise Allah' n dininde mubaht r. Taklit ise yukarda ifade edildi(i gibi men edilmi,tir.

Dört imam kendilerinin taklit edilmesini nehyetmi,tir. Sözlerini delilsiz alan kimseleri de yermi,lerdir. mam Beyhakî'nin nakletti(ine göre, mam 1afiî ,öyle demi,tir: "Delilsiz ilim taleb eden kimsenin misali gece odun kesen oduncunun misali gibidir. çerisinde zehirli bir y lan olan odun destesini s rtlar, derken y lan onu sokmaya ba,lar fakat o kimse onun fark nda bile de(ildir3.

Müzeni "El-Muhtasar’ n n mukaddimesinin hemen ba, nda ,öyle diyor, " ,te bu "muhtasar" (istifade ve tedkik etmeyi) dileyen kimseye onu gere(i gibi yakla,t rabilmek için 1afiî'nin ilminden ve görü,lerinden ihtisar etti(im kitapt r. Bununla beraber imam,

1 bn Kayyim, a.g.e, c. II, s. 195. 2 bn Kayyim, a.g.e. c. III, s. 462.

kendisinin ve gayr n n taklidini yasaklam ,t r. (Dolay s yla bu kitaba bakan) ona dini için baks n ve kendi nefsi için de ihtiyatl olsun"1.

Ebu Davud diyor ki, Ahmed'i ,öyle derken i,ittim; " ttiba, ki,inin Rasûlullah ve sahabeden gelen ,eylere tabi olmas d r. Sonra ki,i tabiin aras nda muhayyerdir." - Bir keresinde de ,öyle demi,tir: Ne beni, ne Mâlik'i, ne Sevri'yi, ne de Evzâi'yi taklit et! Dininde ki,ileri taklit etmesi ki,inin f kh n n azl ( ndand r." Bi,r b. el-Velîd'in nakletti(ine göre, Ebu Yusuf ,öyle demi,tir: "Nereden ald ( m z bilene kadar hiç kimseye bizim görü,ümüzle amel etmek helal olmaz"2.

mam Mâlik'te aç kça "Her kim brahim en-Nehaî'nin sözünden dolay Hz. Ömer'in sözünü terk ederse o kimse tövbeye davet edilir" demi,tir.

Mukallitler hakka ba(l hüccet sahibi kimselere ,öyle diyebilirler: Biz taklidimizde Allah' n “Bilmiyorsan z zikir (ilim) ehline sorun”3. Âyetine itaat ediyoruz. Allah'u Teâlâ bu âyette ilmi olmayan kimseye kendinden daha âlim birine sormas n emretmi,tir. Bu âyet (taklit hususunda) bizim sözümüzün nass d r. Rasûlullah (s.a.v.) bilmeyen kimseyi bilen birine sormaya ir,at etmi, ve "1ucce" sahibinin hadisinde ,öyle demi,tir: “Bilmedikleri vakit sormal de(iller miydi? Acizli(in ,ifas sormakt r ancak”4.

Kendisini kiralayan adam n kar s yla zina eden "el-Asîf"in babas ,öyle dedi: "Ben, ilim ehline sordum bana "o(luna yüz de(nek ve bir sene de gurbete sürgün, bu adam n kar s na da recm cezâs oldu(unu" haber verdiler" diyerek kendinden daha âlim birini taklit etti(ine i,aret etti(inde, Rasûlullah (s.a.v.) onu nehyetmedi.

Hz.Ebû Bekir (r.a.) "Kelâle" meselesinde ,öyle demi,tir: "Bu meselede "O, babas ve çocu(u olmayan adam" diye fetvâ veriyorum. E(er bu hüküm do(ru ise Allah’tand r e(er o, hata ise benden ve ,eytandand r. Allah ondan beridir"5. Ömer (r.a.) "Ben Ebû Bekir'e muhâlefet etmekten hayâ ederim" demi, ve "Kelâle" meselesinde Ebû Bekir'in fetvâs gibi fetvâ vermi,tir.

bn Mes'ud’un da Hz. Ömer'in sözünü ald ( sahihdir.

E,-1a'bî Mesruk'dan nakletti(ine göre o, ,öyle demi,tir. "Rasûlullah' n ashab ndan alt ki,i insanlara fetvâ veriyordu. Bunlar; bn Mes'ud, Ömer, Ali, Zeyd b. Sabit, Ubey b. Ka‘b ve Ebu Musa'd r. Bunlardan üçü kendi görü,lerini di(er üç ki,inin

1Müzeni, Ebû brahim smail b. Yahya, (v. 264/878), el-Muhtasar, c. I, s. 4. 2 bn Kayyim, a.g.e, c. II, s. 201.

3Nahl,16/43.

4Ebû Dâvûd, Taharet, 126.

görü,ü için terk ediyorlard . bn Mes'ud görü,ünü Ömer'in görü,ü için, Ebu Mûsa görü,ünü Hz. Ali'nin görü,ü için Zeyd görü,ünü Ubey b. Ka‘b için terk ediyorlard1.

Sahabeler, (cemaatle k l nan namazlarda) fevt ettikleri rekatlar önce k l yor sonra imama i,tirak ediyorlard . Muaz (r.a.) bunun tam tersini yapt fevt etti(i rekatlar tehir edip hemen imama i,tirak etti ve imam n selam veri,inden sonra fevt etti(i rekatlar eda etti. Bundan dolay Rasûlullah (s.a.v.) “Muaz size gerçekten güzel bir sünnet yapt , siz de aynen öyle yap n”2dedi. Allah'u Teâlâ kendisine, Rasûlüne ve Ulu'l- Emr'e itaat etmemizi emretti. Ulu'l-Emr ise ulemad r veya ulema ile umerâd r. Onlara itaat etmek ise verdikleri fetvâlarda onlar taklit etmektir. Çünkü o, taklit olmam , olsayd onlara âsla bir itaat söz konusu olmazd . Bu hususta Allah (c.c.) ,öyle buyuruyor: «Muhacirlerden ve Ensar'dan - slâm'a girmekte- ilk önce geçenler ile bunlara güzelce tabi olanlar... Allah onlardan raz olmu,tur”3. Bu âyetteki "güzelce tabi olanlar" ifadesi onlar taklit etmeleridir, (ayn zamanda) onun faili Allah' n (c.c.) kendisinden raz oldu(u kimselerdendir.

bn Abdi'l-Ber ,öyle diyor: Ebu 1ihabu'l-Hannat, Hamza el-Cezerî'den (o da) Nafi'den (o da) bn Ömer (r.a.9 Rasûlullah (s.a.v.) “Ashab m y ld zlar gibidir” buyurmu,tur anlam ndaki bu haberin senedi sahih de(ildir. Buhârî Nafi'den sika ve hüccet olan biri rivâyet etmemi,tir. Bu haber mam Bezzar' n senedinden ba,ka di(er bir senedle daha rivâyet olunmu,tur diyor. Sonra sened ve haberi zikrediyor. Akabinde bu hüccetin kaim olmad ( bir seneddir (yani bu senedle hüccet kaim olamaz). Çünkü seneddeki Haris b. Gusayn mechuldür diyor4.

1u kesin olarak bilinmelidir ki imamlar kendilerinin taklit edilmelerini onlara yasaklad ( halde mukallitler bu hususta imamlar na muhâlefetle asi olmu, ve ,öyle demi,lerdir: "Biz onlar n mezhebi üzere devam etmekteyiz." Oysa bunu yapmakla imamlar n, mezheplerini üzerine bina ettikleri esas mezheplerinin usûlüne muhâlefet etmi,lerdir. Çünkü imamlar, görü,lerini delil üzerine bina etmi, ve taklidi de nehyetmi,lerdir. Delil zâhir oldu(unda kendi sözlerini terk ederek, delile tabi olmalar n vasiyet etmi,lerdir. Mukallitler ise imamlar n n bu vasiyetlerine de muhâlefet etmi,ler

1 bn Kayyim, a.g.e, c. II, s. 201.

2 Taberani, Süleyman b. Ahmed b. Eyyüb Ebû’l-Kas m, (v.360), el-Mu’cemü’l-kebîr, Musul, 1404, c.

VIII, s. 210 (7850).

3Tevbe, 9/100.

ve biz onlar n tabileriyiz demi,lerdir. Bu mukallitlerin kuruntusudur. mamlar n tabileri, onlar n yoluna sülûk eden ve usûl ve furûda onlar n izlerini takip edenlerdir.

Bundan daha da garibi imamlar, kitaplar nda taklidin bât l ve haram oldu(unu ve taklitle fetvâ vermenin Allah' n dininde helal olmad ( n aç kça ifade etmi,lerdir.

Sahabe döneminde onlardan bir sahabeyi imam edinerek onun bütün sözlerini taklit eden, o sözlerden hiç bir ,eyi terk etmeyen, buna kar, l k onun gayr ba,ka birinin bütün sözlerini terk eden ve onlardan hiç bir ,ey almayan bir tek ,ah s bile olmad ( n kesin biliyoruz. Bu durumun ne tabiin ve ne de Tebei Tabiîn döneminde olmad ( n da yine kesin biliyoruz.

Taklit f rkas , Allah (c.c.) ve Rasûlü'nün emirlerine, sahabenin yoluna ve imamlar n n hallerine muhâlefet ederek büyük bir cürmü irtikab etmi,ler ve ehli ilmin izledi(i yolun z dd na bir yol izlemi,lerdir.

Allah' n emrine gelince, Allah'u Teâlâ müslümanlara içerisinde çeki,meye dü,tükleri meseleyi kendisine ve Rasûlü'ne çevirmelerini emretmi,tir. Mukallitlerse çeki,memizi taklit etti(imiz kimseye çeviririz dediler.

Rasûlullah' n emrine gelince, Rasûlullah (s.a.v.) bunlara ihtilaf an nda sünnetine ve hidâyete ermi, ra,id halifelerin sünnetine tutunup ona s ms k sar lmalar n emretmi,tir. Mukallitlerse ihtilaf an nda taklit etti(imiz ki,inin kavline s ms k sar l r ve onun sözünü ondan gayr herkese tercih ederiz dediler.

Sahabenin yoluna gelince, Sahabeden biri ç k pta bir adam kendine imam edip onu bütün sözlerinde taklit eden onun gayr sahabelere muhâlefet eden ve taklit etti(inin sözlerinden hiç bir ,eyi reddetmezken di(erlerinin hiç bir sözünü kabul etmeyen bir tek ,ah s dahi yoktur. Zaten böyle bir ,ey en büyük bir bid'at ve sonradan ihdas edilen çirkin bir ,eydir1.

mamlar na muhâlefetlerine gelince, imamlar kendilerinin taklit edilmesini nehyetmi,ler ve insanlar bundan sak nd rm ,lard r.

Mukallitlerin, ehli ilmin yolunun aksine bir yol takip etmelerine gelince; ehli ilmin yolu, âlimlerin sözlerini taleple yazmak, onlar tetkik etmek, o sözleri Kur'ân,