• Sonuç bulunamadı

İbn Kayyım el-Cevziyye`nin hayatı, eserleri ve ictihad anlayışı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İbn Kayyım el-Cevziyye`nin hayatı, eserleri ve ictihad anlayışı"

Copied!
95
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ç NDEK LER

KISALTMALAR 3

ÖNSÖZ 4

G R 6

I. CT HAD VE RE’Y KAVRAMLARI 6

II. CT HADIN ÖNEM 11

I. BÖLÜM 13

BN KAYY M EL-CEVZ YYE’N N HAYATI VE ESERLER 13

I. HAYATI 13

II. YET T ORTAM 17

A) S YAS ÇEVRE 17 1- Haçl' Seferleri 18 2- Mo/ol stilas' 20 B) SOSYAL ÇEVRE 21 C) LM ÇEVRE 22 1- MESC TLER 23 a) Amr Mescidi 23 b) Tulun Mescidi 23 c) Ezher Mescidi 23 d) Hâkim Mescidi 24 2- MEDRESELER 24

a) M's'r Salâhiyye Medresesi (Nas'r'yye) 24

b) M's'r Kamiliyye Medresesi 25

c) M's'r Zâhiriyye Medresesi ( Sultan I. Baybars Medresesi) 25 d) M's'r Sultan el-Melikü'l-Mansur Kalavun (Mansuriyye) Medresesi 25

e) M's'r Nâs'riyye Medresesi 26

f) am Sultan I. Baybars Medresesi (Zâhiriyye Medresesi) 26

g) am Büyük Âdiliyye Medresesi 26

3- TEKKELER 27

a) Sait Sueda Tekkesi 27

b) Rukneddin Baybars CaEnigir Tekkesi 27

c) eyho Tekkesi 27

4- R BATLAR 27

a) Ba/dâdiyye Ribat' 28

b) Asâriyye Ribat' 28

5- BU DÖNEMDE YAZILAN ÖNEML ESERLER 28

a) Akâid ve Tasavvuf ile lgili Eserler 28

b) Arap Dili le lgili Eserler 28

c) Tabakât Kitablar' 29

d) Tarih Kitaplar' 29

6- DÖNEM N ME HUR MUHADD SLER 29

III. ESERLER 29

A) CT HAD METODUNU YANSITAN ESERLER 31

B) D ER ESERLER 33

1- Akâid 33

2- Ahlak ve Tasavvuf 34

3- Tefsir 34

4- Hadis 34

(2)

II. BÖLÜM 38

CT HAD ANLAYI I 38

I. BN KAYY M’IN CT HADDA KULLANDI I DEL LLER 38

A) NASLAR (Kur’an ve Sünnet) 38

3- Kur’an’'n Umumî Laf'zlar'n'n Ahad Haberle Tahsisi 43

4- Sünnetin Kur’an'n Hükümlerine Ziyadede Bulunmas' 44

5- bn Kayyim’'n Mürsel Hadise Bak'E' 46

6- Âhad Haber ve Medine Ehlinin Ameli 46

B) CMA 47

C) KIYAS 51

D) ST SHAB 55

E) MESAL H- MÜRSELE 56

1- Mesâlih-i Mürsele nin Hüccet Olup Olmad'/' 56

2- Delil Kabul Edenler ve Delilleri 57

F) SEDD ZERA 62

G) ÖRF 64

II. CT HAD HAKKINDA GÖRÜ VE DÜ ÜNCELER 65

A) DüEünce Özgürlü/ü 65

B) Dinin Hükümlerini Oyuncak Edenlerle Mücâdele 76

C) Dinin Ruhunu Anlamaya TeEvik 77

III. CT HAD METODU 83

SONUÇ 88

(3)

KISALTMALAR

a.g.e.

:Ad geçen eser

b. :Bin,

bn

bkz.

:Bak n z

c. :Cilt

thk.

:Tahkik

çev.

:Çeviren

v. :Vefat

vb.

:Ve

benzeri

vd.

:Ve

devam

vs.

:Vesaire

(4)

ÖNSÖZ

Allah’ n Peygamberimize Cebrail vas tas ile gönderdi(i vahiyden ve peygamberimizin bize en güzel örnek olan ya,ant s nda sergiledi(i davran , ve hadislerden murâd n ne oldu(unu, bunlar zâhirî mi yoksa bât nî anlamda m anlamam z gerekti(i ya da bütün bu nasslar n sebep ve hikmetinin ak lla kavran p kavranamayaca( , benzer meselelerin birbirine k yas edilip edilemeyece(i konular geçmi,ten günümüze kadar tart , la gelmi, ve hâlâ tart , lan konulardand r.

Elbette ki 1ârî’nin insanlarla olan ili,kisinde iradesinin ne oldu(unu tespit ve ta’yin etmek kolay de(ildir.

Ayn zamanda bu i,in nas l yap laca( ya da nas l yap lmas gerekti(inin kural ve kaidelerini ortaya koymak da bir o kadar zordur.

Biz “Her zorlukla beraber bir kolayl k vard r” ayetinden yola ç karak bn Kayyim el-Cevziyye’nin ctihad Metodu isimli bu çal ,may yapmaya karar verdik. Bizi böyle bir çal ,ma yapmaya sevk eden temel sebep bn Kayyim’ n hukuk tarihinde belki de bir k r lma noktas diyebilece(imiz bir dönemde ya,amas ve bu k r lma noktas n n oda( nda yer alan hocas bn Teymiyye’nin görü,lerini en iyi ,ekilde anlayan ve anlatan ki,i olmas d r.

Çal ,mam z n giri, bölümünde ictihad n gereklili(i üzerinde durarak k saca tarihçesinden bahsettik. Birinci bölümde bn Kayyim’ n hayat ve eserleri hakk nda bilgi verdik. kinci ve son bölümde de ctihad anlay , ve metodunu özetlemeye çal ,t ktan sonra k sa bir de(erlendirmede bulunduk. Ara,t rmam z esnas nda kitap olarak ula,amad ( m z baz kaynaklara cd’ler ve internet sayesinde ula,ma imkân m z oldu.

bn Kayyim’a ait eserler bölümünde de zikretti(imiz üzere kendisine nispet edilen eser say s 100’e yakla,maktad r. Bir yüksek lisans tezi için ayr lan sürede tabiat yla bu kadar eserin hepsini okumak ve de(erlendirmek mümkün de(ildir. Bundan dolay çal ,mam zda daha çok bn Kayyim’ n “ ’lâmü’l-Muvak în” isimli eserini temel ald k. Bunun yan nda di(er eserlerinden de konumuzla ilgili bölümlerden faydalanmakla yetindik.

1u ana kadar bn Kayyim hakk nda özellikle de arap dünyas nda çok fazla çal ,ma yap lm , olmas na ra(men sadece ictihad metodunu ele alan bir çal ,maya rastlayamad k. Bu çal ,malar aras nda konumuzla en yak n ilgisi olan eser Abdülazim

(5)

1erefüddin’in “ bn Kayyim el-Cevziyye asruhu ve menhecühu” isimli çal ,mas d r. Yazar, eserinde bn Kayyim’in hayat ndan ve içinde ya,ad ( asr n genel özelliklerinden bahsettikten sonra bn Kayyim’in çal ,malar nda takip etti(i usûl, akaid ve f k h ile ilgili görü,lerini özet olarak sunmaktad r.

Bir di(er önemli çal ,ma ise Ebu Zeyd Bekir b. Abdillah taraf ndan yap lm , olan “ bn Kayyim el-Cevziyye haytühu âsâruhu ve mevâriduhü” isimli çal ,mad r. Yazar bn Kayyim’in hayat hakk nda geni,çe bilgi verdikten sonra eserlerinin bir listesini sunmakta ve bn Kayyim’in eserlerini yazarken faydaland ( kaynaklar ve hangi kitab nda geçti(ini belirtmektedir.

Bir di(er önemli eser ise Tak yüddin es-Sübkî taraf ndan yaz l p Zahid el-Kevserî taraf ndan tahkik edilen “es-Seyfü’s-Sakîl” isimli eserdir. Eser bn Kayyim’in “1erhu’n-Nûniyye” isimli eserine reddiye olarak yaz lm , ve bn Kayyim’in vermi, oldu(u fetvalar ve akaidle ilgili baz görü,leri ele,tirilmi,tir.

Bu çal ,malar n yan nda, Ebû Abdurrahman Ali b. smail taraf ndan yap lan bn Kayyim’in eserlerinde kullan lan kelime ve laf zlar n lugat ve st lah farklar n ele alan “el-Furûku’,-,eriyye ve’l-lugaviyye inde bn Kayyim el-Cevziyye”, ülke yönetimi vb. konulardaki genel prensipleri ele alan ve Dr.Abdulkadir 1aban er-Rifaî taraf ndan yap lan “es-Siyasetü’,-,eriyye inde’l-imam bn Kayyim el-Cevziyye” ve iftâ usûlü ve müftîlerin genel özellikleri vb. konularda bilgi veren “Menhecü’l- ftâ inde’l-imam bn Kayyim el-Cevziyye” gibi çal ,malarda mevcuttur. Bu eserlerin bizim konumuzla pek fazla ilgisi olmad ( için sadece isimlerini vermekle yetiniyoruz. Ayr ca Uluda( Üniversitesi lahiyat Fakültesinde Mehmet Özkan taraf ndan “ bn Kayyim el-Cevziye’nin Muhakeme Usûlü” isimli birde Türkçe yüksek lisans tezi yap lm , olmas na ra(men bu ,ahsa ve tezine ula,amad k.

Çal ,mam z süresince çok de(erli katk lar n esirgemeyen dan ,man hocam Say n Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalc ’ya ve di(er k ymetli hocalar ma ,ükranlar m arz ederim.

Hüseyin Ak nc Konya 2006

(6)

G R

I. CT HAD VE RE’Y KAVRAMLARI

Herkesin mâlûmudur ki Kur’an’ n getirdi(i hükümler genelde tafsîlî olmay p icmâlîdir ve Kur’an- Kerim, insan hayat yla ilgili bütün sorunlara aç k hükümler koymam ,t r. Hükümlerin bir k sm n aç klam ,, bir k sm na i,aret etmi,, birk sm n aç klama i,ini de sünnete b rakm ,t r. Baz konularda ise bir tak m ipuçlar vererek, insanlar n bu konular üzerinde dü,ünmelerini tavsiye etmi,tir.

Peygamberimizin (s.a.v.) sünneti ise Kur’an’ n uygulamas d r. Peygamberimiz (s.a.v) hayat nda Allah’ n aç k hükümlerini uygulam ,, i,aret edilenleri vahiyden ald ( yetkiyle aç klam , ve dünyevi i,ler konususnda ashab yla isti,are ederek yap lan do(ru ictihadlar kabul etmi,, ‘Kur’an’da ve Sünnette bulamad ( m konularda kendi ictihad mla karar verece(im’ diyen Muaz b. Cebel’in davran , ve dü,üncelerini do(ru bulmu,tur1.

Çünkü insanlar n ya,ay , ve hukuki münasebetleri ile ilgili olaylar say lamayacak kadar çoktur ve sürekli bir de(i,im ve olu,um içindedir. Genelde hükümlerin icmali olmas ise her dönemde uygulanabilir olmas ve kolayl k sa(lamas içindir. Zira her olaya özgü bir âyet ya da hadis bulmak mümkün de(ildir. Bu durum kar, s nda usûl âlimlerinin büyük bir k sm , nasslar n tamam n ve pratik uygulamay göz önüne alarak nasslar n bütün dini hükümleri içermesi ve onlara yorum getirmesinin her zaman ismen ve lafzen olamayaca( n , ancak nasslardan çe,itli istidlal yollar ile hüküm elde etmenin de ilahi beyan oldu(unu ileri sürerler. Bu durum slam hukukunun canl l ( n koruyabilmesi ve geli,ebilmesi için ctihad bir zaruret olarak kar, m za ç karmaktad r. ( JKLMNOP ) sözlükte güç, takat ve çaba, bir ,eyi elde etmek için ya da bir ,eyi yapmak için olanca çabay göstermek, çal , p çabalamak anlam ndad r ve ( QKM ) kökünden ( RJSLTO ) bab ndad r. Güç, takat ve çaba bir,eyi elde etmek için olanca gücünü sarfetmek anlam nda hakîkî, k yas vb. yollarla hüküm ç karmak anlam nda ise mecazîdir2.

1Ebû Dâvûd, Süleyman b.E,’as es-Sicistani ( v.275/888 ), es-Sünen, stanbul 1981, Akdiye, 11. 2Zebîdi, Muhammed Murtaza (v.1205/1790 ), Tâcu'l-arûs min cevahiri’l-Kâmus, M s r 1307, II, 329.

(7)

F k h ilminde ‘ictihad’ slâm n hükümlerini anlay p ö(renmek üzere gayret göstermektir1. Ba,ka bir deyi,le; belirli bir seviyeye gelmi, bir slâm aliminin, Kur’an-Kerim ve Sünnet’in yorumlanmas gereken k s mlar n yorumlamas , sa(lam metodlar uygulayarak bu kaynaklardan dini bilmek ve ya,amak için gerekli bilgi ve hükümleri ç karmas demektir. ctihad yapabilen islâm alimlerine ( fakihlere ) “müctehid” ad verilmektedir.

Bir terim olarak ictihad en eski f k h usûlü kayna( olan 1âfiî’nin er-Risâle’sinde ,öyle târif edilmi,tir: "Her hâdise hakk nda ya ona ait bir hüküm veya hak olan hükmün yolunu gösteren bir delâlet vard r. Hâdisenin aç k hükmü varsa ona uymak gereklidir. E(er muayyen bir hüküm yoksa, hâdisenin hak olan hükmüne götüren yolun delili ictihad ile aran r; ctihad ise k yastan ibarettir2.

slâm hukukunun yürüyen ve ya,ayan hayata intibak n sa(lamak, geli,en toplum hayat n n yeni problemlerini çözmek için her devirde bu yola ba,vurulmu,tur. Nitekim naslara bakt ( m z zaman naslar n da ictihada te,vikte bulundu(unu apaç k mü,ahade etmekteyiz.

Kur'ân- Kerim'de: “Mü’minlerin hepsinin topyekün sava,a ç kmalar do(ru de(ildir. Onlar n her kesiminde bir grup dini ilimlerde geni, bilgi elde etmek ve kavimleri sava,tan döndüklerinde onlar ikaz etmek için geride kalmal d r. Umulurki sak n rlar”3. “Halbuki onu Peygambere ve içlerinden Ulu'l-emr olanlara arzetseler, elbette bunlar n istinbata kadir olanlar , onu anlar, bilirlerdi"4. Buyurulmu,tur. Bu âyet-i kerîme de geçen ( ^_`abcLde ) ibaresinden kasd n, ictihad yoluyla hüküm ç karmak oldu(u vurgulanm ,t r5.

Peygamberimizin (s.a.v) sünnetinde de ictihada te,vik eden hadisler ve hayat nda baz olaylar bulunmaktad r. Bunlar n en ba, nda Muaz hadisi olarak bilinen hadis gelmektedir. Ayr ca Hz. Ömer’in Ebû Musa el-E,arî’ye yazd ( mektupta bu konuda çok önemlidir. ( lerde teferruatl ca ele al nacak)

Bir konuda ictihad olabilmesi için, o konunun yoruma aç k olmas gerekir. Kesin ve aç k hükümlerde ictihada zaten ihtiyaç bulunmamaktad r. Mecellenin me,hur

1 Hallâf, Abdülvahhab ( v.1956 ), Mesâdiru't-te,rii'l- slâmi, Küveyt 1970, s. 7, 8.

21afiî, Ebû Abdullah Muhammed b. dris ( v.204/819 ), er-Risâle, (thk. Ahmed M. 1akir), M s r 1940,

s. 477.

3Tevbe, 9, 122. 4en-Nisa, 4 /83.

(8)

maddesinde “Mevrid-i Nass’ta ictihada mesa( yoktur”1 denilmi,tir. Yani Nass’ n (Kur’an ve Sünnet’in) aç kça ortaya koydu(u meselede ictihad yapmaya müsade edilmemi,tir.

ctihad n kendine özgü çe,itli yöntemleri vard r. Ço(unluk usul âlimlerine göre 1âri her meselenin hükmünü aç klamam , umumi kurallarla nasslar n bütün dini hükümlere ,amil bulundu(unu cüzi hadiselerin bu umumi kaidelerin içine dâhil edilerek hükme ba(lanmas n n ictihadla mümkün oldu(unu bunun için de ictihad n farz olu(unu söylemi,lerdir.

mam 1afii’ye göre ictihad ve k yas ayn ,eydir ve k yas yoluyla var lan hükümler de ilahi beyan içinde yer almaktad r2. ctihad n tarihi sürecine bir göz atacak olursak ctihad n Rasûlullah (s.a.v.) döneminden ba,layarak bu güne kadar devam etti(ini görürüz. Zaten bunun aksini dü,ünmek vak aya ayk r olacakt r. Çünkü zaman n ve ,artlar n de(i,mesi ile hükümlerin de(i,ece(i de yads namaz bir gerçektir.

Baz âlimler her ne kadar Peygamberimizin her söyledi(i Allah’tan gelmi,tir. O hevâs ndan konu,maz onun sözlerinin ve davran ,lar n n kayna( vahiydir diyerek ictihad etmesini câiz görmeseler de Rasûlullah (s.a.v.) n baz konularda naslara k yaslama yaparak hüküm verdi(i bazen kendi huzurunda verilen bir hükmü onaylad ( da bilinen bir gerçektir. Ayr ca Rasûlüllah’ n kendisine davalar n getiren iki ki,iye “Ben de sizin gibi insan m siz bana bir tak m davalarla geliyorsunuz. Belki bir k sm n z delillerini di(erlerinden daha iyi ifade eder, kime karde,ine ait bir hakk hükmedersem onu almas n, ona ancak bir ate, parças vermi, olurum”3. Dedi(ini burada bir kez daha hat rlatmak san r m uygun olur.

Bu söylediklerimizi teyit etmesi aç s ndan burada baz örnekler vermek uygun olacakt r.

Bedir sava, nda al nan esirlere yap lacak muâmele hakk nda bir vahiy gelmemi,ti. Hz. Peygamber (s.a.v.) meseleyi ashab yla isti,âre etti. Hz. Ömer (r.a.) öldürülmeleri, Hz. Ebû-Bekir (r.a.) fidye kar, l ( nda sal nmalar fikrini ileri sürdüler. Resûl-i Ekrem de ikinci fikre kat ld . Bu isti,ârî ictihad üzerine gelen âyet ,öyle diyordu: "Yeryüzünde sava, rken dü,man yere sermeden esir almak hiç bir peygambere yara,maz. Gerçi dünya mal n istiyorsunuz, oysa Allah âhireti kazanman z

1Madde 14. 21afiî, a.g.e, ay.

(9)

ister; Allah aziz ve hakîmdir. Daha önceden Allah'tan bir hüküm gelmi, olmasayd ald klar n zdan ötürü size büyük bir azap gelirdi."1 Bu vahiy üzerine Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) a(layarak ,öyle demi,tir: "Fidye ald klar için ashâb ma azâb ,u a(aç kadar yakla,m ,t . E(er azap gelseydi Ömer'den ba,kas kurtulamazd2. Allah (c.c.) ictihad nda hatâ edenlere azâb etmeyece(ini beyan etti(i için azap bahis mevzûu olmam ,, fakat hatây aç klam ,t r.

Baz münaf klar Tebük Seferine kat lmamak için mazeretler uydurmu, ve Hz. Peygamber'den izin alm ,lard . bunun üzerine Allah Teâlâ Rasûlüne "Allah seni affetsin! Do(rular sana belli olup yalanc lar da bilmeden önce niçin onlara izin verdin?3 buyurarak onu ikaz etmi,tir.

Sahabe dönemi ictihad aç s ndan Rasûlullah (s.a.v.) dönemine nazaran çok daha hareketli bir dönemdir. Çünkü Rasûlüllah’ n vefat ndan sonra zamanla slâm co(rafyas geni,lemi, ve sahabîler bu co(rafyan n dört bir yan na da( larak duruma göre farkl ortam ve kültürler de ictihad yapm ,lard r. Sahabînin peygamberimizi bizzat gören ve vahyin nüzûlüne tan k olan kimseler oldu(u göz önüne al nacak olursa bu anlamda ictihada da ne kadar lay k ve ehil olduklar n tart ,maya bile gerek yoktur. Burada tabiî ki her sahabî ayn zamanda müctehiddir demiyoruz. Ama naslar anlama da onlar n bir ayr cal ( oldu(u da kesindir. Ayr ca sahabe içinde fakih olarak temayüz eden ve verdikleri fetvâlarla di(erlerine göre biraz daha öne ç kanlar da olmu,tur. Kendilerinden fetvâ ve hüküm nakledilen sahabe müçtehidinin yüz otuz kadar oldu(u söylenmi,tir4.

Sahabîler ictihadlar n genelde isti,are yolu ile yapm , hatta Hz. Ebû Bekir (r.a.) ve Ömer (r.a.) Medine de s rf isti,are için Medine’den ayr lmalar na izin vermedikleri bir heyet bile olu,turmu,lard r5. Ayr ca Sahâbe, ictihad ve re'y yoluyla vard klar hükümleri kesin telâkkî etmemi,, Kitâp ve sünnete nisbet eylememi,, bu iki kayna(a dayanan hükümlerden ay rma konusunda titizlik göstermi,lerdir. Hz. Ebû-Bekir'e "kelâle"nin ne demek oldu(u sorulunca: "Ben bu mevzûu reyimle cevapland raca( m; e(er do(ru ise Allah'tand r, hatâ ise benden ve ,eytandand r; reyime göre kelâle, bir

1el-Enfâl, 8/67–68.

2Ahmed b. Hanbel (ö.241/855), el-Müsned, stanbul 1981, c. I, s. 244. 3Tevbe, 9/43.

4 bn Kayyim, ‘lâmü'l-muvakk ‘in an-Rabbi’l- âlemîn, Beyrut, 1973, c. I, s. 14. 5Karaman, slam Hukuk Tarihi, stanbul, 2004, s. 107.

(10)

kimsenin baba ve çocuk b rakmadan vefat etmesi yani mirasç lar aras nda bunlar n bulunmamas d r"1. Demi,tir.

Hz. Ömer (r.a.) zaman na kadar bir defada yap lan üç bo,ama bir say l rken bu devirde sû-i isti‘mâl’i önlemek için üç say lm ,t r2.

Hz. Ömer (r.a.) bir k tl k y l nda h rs zl ktan dolay el kesme cezâs n tatbik etmemi,tir3.

Tabiîn genel anlamda sahabîye tabi olan kimseler demektir. Sahabe ile Tabiîn’in aras n kesin bir çizgi ile ay rmak veya ,u tarihten sonras Tabiîn demek mümkün de(ildir. Zira Ra,it halifeler döneminde de tabiînden olan kimseler elbette vard r.

Emevî’ler iktidar ele geçirdikten sonra önce iç isyanlar bast rmakla u(ra,t lar. S ffin sava, n bahane eden Hariciler ve 1ia, Emevîlere kar, tav r alm ,t . Bu isyanlar sona erdirildikten sonra Emevîler döneminde fetih hareketleri h zland ve slam devletinin topraklar Bat da Atlas Okyanusu, Do(uda Çin ve Afganistan, Kuzeyde Kafkasya’n n güneyine kadar geni,ledi. Bu arada sahabe ahirete intikal ederek onlar n yerini yine kendilerinin yeti,tirdi(i Tabiîn nesli ald . Emevîlerin genelinde Ömer b. Abdülaziz istisna edilirse idareciler slam Ahkâm na ba(l l kta zaaf gösterdiler ve daha çok Arap adetlerine ve kendi hevalar na göre hüküm koydular4. Bu duruma tepki olarak sahabe âlimleri ve onlara tabi olanlar bilhassa Mekke ve Medine’de toplanarak slâm’ amelî ve zâhirî olarak ya,ama ve ta’limin yan nda sünnetin tespiti ve f khî hükümlerin tesisine koyulmu,lard r5.

Tabiîn nesli üstad muhit ve ma’lûmat fark na göre iki gruba ayr lm ,lard : Hicazl lar ve Irakl lar (Kufe ve Medine) : Hicazl lar n imam Saîd b. el-Müseyyeb (94/712) Irakl lar nki ise brahim b. Yezîd b. Quays en-Neha'î (96/714)'dir6.

Hicazl lar Ehli-Medîne'nin uygulamalar na ayr bir de(er verirler, muhitleri icab hadis malzemeleri de zengindir.

Irakl lar Ehli-Medîne'nin uygulamalar n farkl bir delil olarak telâkki etmezler. Hadisler üzerinde muhitleri icab ,üpheli davran rlar, re'y’e daha çok yer verirler7.

1 bn Hazm, Ebû Muhammed Ali ( ö.456/1064 ), el- hkam fi usûli’l ahkâm, Beyrut 2004, s. 783. 2Müslim, Talâk, 2.

3el-Bâcî, a.g.e, c. VI, s. 64-65.

4Hudarî, Muhammed ( v.1345/1927 ) Tarihu’t-te,ri’i‘l- slami, Beyrut 1988, s. 132–134. 5Hudarî, a.g.e, s. 136.

6Karaman, slam Hukuk Tarihi, s. 150. 7Karaman, ctihad, s. 98-105.

(11)

Eser’den maksat Rasûlullah’ n sünneti ile ashap ve tabiin fetvâlar d r.

Re’y kelimesine tarihi süreçte pek çok farkl anlam yüklenmesine ra(men Sahabe ve Tabiîn’e göre Re’y: Kitap ve Sünnetin aç kça temas etmedi(i meseleleri naslar n , ( alt nda hükme ba(lamakt r1.

Abbasîler 132 y l nda idareyi ele geçirdikleri zaman Emevîlere göre dine daha ba(l bir ,ekilde ülkeyi yönetmi,ler, din adamlar na büyük önem vermi,ler ve devlet yönetiminde onlara ayr cal k tan m ,lar, lâkin 1iî ve Emevîlere kar, çok sert davranmalar ndan dolay bölünmelere sebep olmu,lard r2. Yaln z burada ,unu hemen belirtelim ki Abbâsîlerin din adamlar na kar, bu tav rlar müctehid imamlar n ictihad faaliyetlerine çok büyük katk sa(lam ,t r. slam Hukuku bu devirde son derece geli,mi,tir. Müctehidler ve büyük imamlar bu devirde yeti,mi,, mezhepler kurulmu,, ictihadlar birbiriyle çarp ,m ,, her imam kendine göre bir ictihad metodu benimseyerek o usûl dairesinde hükümler vermi,, F k h ve Usûlü F k h ilimleri kurulup ana kitaplar yaz lm ,, sonradan gelen fukahâ, bunlar esas tutarak ,erh ve izahla me,gul olmu,lard r. Bu devirden önce ilim daha ziyade dini bir mahiyet ta, rd . Halbuki bu devirde ilmin her ,ubesi ile müslümanlar me,gul olmaya ba,lam ,, bunun neticesi olarak yeni görü,ler ortaya ç km ,, bunlar f k hta da kendini göstermi,tir.

II. CT HADIN ÖNEM

Olaylar n devaml bir olu,um ve de(i,im süreci içerisinde oldu(u herkesin bildi(i bir husustur. Özellikle günümüzün teknolojik geli,meleri bu süreci daha da h zland rmaktad r. Çözüme kavu,may bekleyen birçok meselenin yan nda her geçen gün yeni bir mesele ortaya ç kmaktad r. Buna mukabil Kitap ve sünnette yer alan nasslar n say lar bellidir. Kur’an’da ahkâm ile ilgili ayetlerin say s yakla, k 500 dür. Ahkâmla ilgili hadislerin say s da da takriben 600 civar ndad r3.

Bu kadar s n rl say da hadislerin sonsuza kadar tüm olaylara i,aret edemeyece(i aç kt r. Yani meydana gelen her olay ayd nlatacak bir hadis bulunmas mümkün de(ildir.

1 bn Kayyim, a.g.e, c. I, s. 66. 2Hudarî, a.g.e, s. 173.

3 bn Hacer el-Askalânî, 1ihâbüddin Ahmed b. Muhammed ( v.852/1448 ), Bulu(u'l-meram min

(12)

Hz. Peygamber’in son peygamber olmas1, slam’ n en mükemmel ,ekliyle Allah (c.c.) taraf ndan tamamlanm , oldu(u2, Hz. Peygamber'in âlemlere rahmet olarak gönderilmi, oldu(u3, Hz. Peygamber’e indirilen Hak Kitap Kur'an' n muhaf zl ( n n bizzat Allah (c.c.) taraf ndan üstlenilmi, oldu(u4 ilgili Kur'an âyetleri ile aç klanm ,t r. Dolay s yla slam Dini K yamete kadar, badetler, muameleler ve hukuk alanlar n n her birinde getirdi(i temel prensiplerle, kendisinden faydalanmay tercih edenlere iki dünyan n mutlulu(unu tatt rmaya devam edecektir. Ondan istifade etmek için de üzerinde çok çal ,mak ve onu zaman n geçmesi ile de(i,en ve geli,en olaylar n çözümünde öncü olarak kabul etmek, esas kurallar na ters dü,meden problemleri halleden ictihadlar yapmak gerekmektedir. E(er ictihad yapmaya devam edilmez ve elde mevcut olanlarla dini ya,amaya kalkacak olursak küreselle,en dünyada ça( n ve teknik geli,melerin alt nda ezilir ve kendi kendimizi donuklu(a ve çözümsüzlü(e itmi, oluruz.

1Ahzab, 33/40. 2Maide, 5/3. 3Enbiya, 21/107. 4Hicr, 15/9.

(13)

I. BÖLÜM

BN KAYY M EL-CEVZ YYE’N N HAYATI VE ESERLER I. HAYATI

Ad : Ebû Abdillah 1emsüddin Muhammed b.Ebî Bekr b. Eyyüb ez-Züraî ed-Dime,kî el- Hanbelî’dir1.

Babas Ebû Bekir, Ebû’l- Ferec bnü’l- Cevzi’nin (v.656 ) o(lu Ebû Muhammed Muhyiddin Yusuf taraf ndan D ma,k’ta yapt r lm , olan Cevziyye medresesinin Kayyim oldu(u için kendisi “Kayyim el- Cevziyye” lakab ile tan nm ,t r2. Bundan sonra bu zat n o(ullar ve torunlar " bn Kayyim" lakab ile me,hur olmu,tur3.

bn Kayyim Dima,k’ n güneyinde bulunan Havran’a ba(l eskiden "Zer" yada "Züre" ad yla bilinen ve bugün “Ezra” diye isimlendirilen "Züra’"4dan geldi(i için "Züraî " yada “zerî” nisbesi ile de tan nm ,t r5.

Son dönemlerde ilim ehli genelde onun ismini bn Kayyim olarak k saltm , ve Cevziyye k sm n pek kullanmam ,lard r. Bunun sebebi de kullan mda ve yaz mda kolayl k olmas içindir. Nitekim bunun benzeri örnekler pek çoktur. Örne(in “ bn Ta(rîberdî” yerine “ bn Ta(rî” denilmesi gibi.

Baz Hanbelî âlimlerden sadece bn Cevziyye diyenler olmu,sa da bu kesinlikle yanl ,t r. Zîra bn Cevziyye denilince Abdurrahman b. Ali el-Kure,î (v.597) anla, l r.

Baz Terâcim ve Ricâl kitaplar nda bn Kayyim ya da bn Kayyim el-Cevziyye ismiyle ba,ka ,ah slar n da yer ald ( n görmekteyiz. Bunlardan en çok kar ,t r lanlar iki

1 bn Receb, Zeynüddin Ebû’l-Ferec Abdurrahman b. Ahmed el-Hanbelî, (795/1393), ez- Zeyl ‘alâ

tabakâti’l-hanâbile, Kâhire, 1372, c. II, s. 447-452; Zehebî, Ebû Abdillah 1emsüddîn Muhammed (748/1347), Zeylü’l-‘ ber, Kâhire, 1393, c. V, s. 282; el-Mu’cemu’l-muhtas bi’l-muhaddisîn, Medine, 1408 mim harfi, numara 25; bn Kesîr, smail b.Ömer, (774/1373), el-Bidâye ve’n-nihâye, Beyrut, 1396, c. XIV, s. 202; Safedî, Halil b. Aybek, b. Abdillah (764/1363), el-Vâfî bi’l-vefeyât, Kahire 1381, c. II, s. 270.

51 Apayd n, H. Yunus, bn Kayyim el-Cevziyye, D A, c. XX, s. 109.

3 bn Kesir, a.g.e, c. 14, s. 95; bn Hacer, a.g.e, c. I, s. 472; Apayd n, H. Yunus, bn Kayyim

el-Cevziyye, D A, c. XX, s. 110.

4el-Hamevî, Yakut, b. Abdillah, (v.626/1229), Mu’cemü’l-büldân, M s r, 1389, c. IV, s. 329.

5Sehavî, 1emsüddin, Muhammed b. Abdurrahman (v.902/1494), ed-Dav’ü’l-l’âmi fî a’yâni’l-karni’t-tâsi,

M s r, 1354, c. II, s. 204; Semânî, Ebû Said, (v.562/1167), el-Ensâb, Ba(dat, 1970, Kaf maddesi, s. 180; Zehebî, el- ber, Kâhire, 1380, c. V, s. 57, 127.

(14)

tanedir. Birincisi: bn Kayyim el-Hanbelî (v.480) dir. As l ad Ebû Bekir Muhammed b. Ali b. El-Hüseyin el-Kayyim el-Hanbelî dir1. kincisi: bn Kayyim el-M srî e,-1afiî (v.710) dir. Hadis rivâyeti ile me,hur olmu, bir âlimdir2.

Ayr ca Hanbelî âlimi Ebû'l-Ferec bnü'l-Cevzî ile de kar ,t r ld ( görülmektedir. Nitekim bnü'l-Cevzî'nin S fâtü's-Safve, Ahbâru'n-Nisa ve Def'u 1übheti't-Te,bih bi-Eküffi't-Tenzih adl eserleri bn Kayyim'a ait gösterilmi, hatta son ikisi onun ad ile ne,redilmi,tir3.

bn Kayyim el-Cevziyye’nin do(um y l n n 691/1292 y l oldu(u konusunda âlimler ittifak etmi,ler yaln z ay ve günü konusundaki bilgi sadece talebesi Safedî’den gelmi,, bn Ta(rîberdî (v. 874/1470), Dâvudî (v. 945/1539) ve Suyûtî (v. 911/ 1505) de onu desteklemi,lerdir. Buna göre bn Kayyim 7 Safer 691 (29 Ocak 1292 ) y l nda do(mu,tur4.

Do(um yeri konusunda tabakât âlimlerinin bir k sm "Züra" bir k sm "D me,k" demi,tir. Mera(î ise onun aslen “D me,k” do(umlu oldu(unu “Züra” diyenlerin do(umundan sonra intikal etti(i yeri esas ald klar n bildirmi,tir5.

El-Kayyim lügatte: ,leri idare eden, bir i,i düzeltme konusunda o i,e kendini veren ki,i anlam na gelmektedir6.

Ist lah ehlinin kullan m nda ise: Bak c , gözetmen ve bekçi anlamlar na gelmektedir7.

Onlar n bu isimle me,hur olmalar na sebep olan medrese ise 1am’da bulunan Hanbelîlerin en büyük medreselerinden birisidir. Bu medreseyi bnü'l-Cevzî lakâb ile me,hur Muhyiddin Yusuf b. mam Ebû’l-Ferec Abdurrahman b. Ali b. Muhammed b.Ali b. Ubeydullah b. el-Cevzî el-Kure,î el-Bekrî el-Ba(dâdi el-Hanbelî (v.656) yapt rm ,t r8.

1Safedî, a.g.e, c. 3, s. 364.

2Zehebî, a.g.e. c.V, s. 56; Safedî, a.g.e, c.VI, s. 23; bn Hacer, a.g.e, c. III, s. 164. 3Apayd n, H. Yunus, bn Kayyim el-Cevziyye, D A, c. XX, s. 109.

4Safedî, a.g.e, c. II, s. 270; bn Hacer, a.g.e, c. II, s. 87; Davudî, Ahmed b. Ali b. Ahmed, (v.945/1538),

Tabakâtü’l-müfessirîn, M s r, 1392, c. II, s. 91; Suyutî, Ebû Bekr Celaleddin Abdurrahman b. el-Kemal, (991/1505), Bu(yetü’l-vuât fî tabakâti’l-lu(aviyyîn ve’n-nuhât, M s r, 1384, c. I, s. 62.

5Merâ(î, Abdullah b. Mustafa, (v.1952), el-Fethu’l-mübîn fî tabakâti’l-usûliyyîn, Beyrut, 1394, s. 148. 6Râzî, Muhammed b. Ebî Bekir, (v.666/1268), Muhtâru’s-S hah, Beyrut, 1994, s. 558.

7Nevevî, Muhyiddîn Ebû Zekeriyya Yahya b. 1erafüddin, (676/1277), Tehzîbü’l-esmai ve’l-lugat, M s r,

1396, c. II, s. 168, 192.

8Zirikli, Hayruddin, (v.1976), A’lâm, Beyrut, 1389, c. II, s. 312; Apayd n, H. Yunus, bn Kayyim

(15)

El-Cevziyye kelimesi ise Basra'da bir mahalleye nispettir. Bu kelimeyi Isfahanl lar n dilinde maruf oldu(u üzere küçük bir ku,a nispetle “Cüvziyye”diye okuyanlar da olmu,tur. Bu medrese halen 1am'da “Bezuriye” mahallesinde sa(lam olarak bulunmaktad r. Hicri 1327 y l na kadar mahkeme olarak kullan ld ktan sonra ,imdi tekrar çocuklar n e(itimi için tahsis edilmi,tir1.

Bütün bunlardan ba,ka birde bn Kayyim el-Cevziyye yi a,a( lamak maksad ile Tak yüddin es-Sübkî ve Zahit el-Kevserî ona anne dedesinin ismine nispetle “ bn Zefîl” lakâb n takm ,lar ve çok a( r ithamlarda bulunmu,lard r. Çünkü Araplarda a,a( lanmak istenen bir kimse anne dedesine nispet edilir. Nitekim Peygamberimize de ayn maksatla zaman n mü,rikleri bn Ebî Keb,e demi,lerdi.(Ebû Keb,e peygamberimizin Anne dedesinin künyesidir)2.

bn Kayyim el-Cevziyye 1am’da ilim ve fazilet sahibi, asâleti, adâleti ve cömertli(i ile bilinen dindar bir ailenin çocu(u olarak dünyaya gelmi,tir3.

bn Kayyim’ n babas Ebû Bekir salih fâz l âbid ve özellikle de hadis ve ferâiz ilimlerinde derin bilgisi olan takvâ sahibi birisiydi.

bn Kay m El-Cevziyye’nin karde,inin ismi de Zeynüddin Ebû’l-Ferec Abdurrahman b.Ebî Bekir dir. Kendisinden iki y l sonra D ma,k’ta do(mu, ve bn Kayyim’ n hocalar n n hepsinden O da ders alm ,t r. Hatta bn Kayyim’ n ö(rencilerinden baz lar mesela bn Recep gibi Ona da ö(rencilik yapm ,lard r. Hicri 769 y l nda zilhiccenin 12 si pazartesi günü D ma,k’ta vefat etmi,tir4.

bn Kayyim el-Cevziyye’nin Karde,inin o(lu olan madüddin Ebû’l-Fidâ smail b. Zeynüddin Abdurrahman da yine bu sülâlenin önde gelen âlim ,ahsiyetlerinden birisi olmu,, hicri 799 y l nda Recebin 15 i Cumartesi günü hayata gözlerini kapam ,t r5.

bn Kayyim el-Cevziyye’nin üç tane o(lu olmu, bunlar n üçü de ilimle me,gul olmu,lard r. Büyük o(lu Burhanüddin brahim b. 1emsüddin hicri 716 y l nda do(mu,

1Ebû Zeyd, Bekir b. Abdillah, bn Kayyim el-Cevziyye hayâtühû âsâruhû ve mevâridühû, Riyad, 1412, s.

24-25.

2es-Sübkî, Tak yyü’d-Dîn b. Ali, (v.756/1355), Es-Seyfü’s-sakîl fi’r-reddi alâ bn Zefîl M s r 1356, s. 2;

Kevserî, Muhammed Zahid b. Hasen b. Ali, (v.1952), Tebdîdü’z-zulâmi’l-muhayyim min Nuniyyeti bni’l-Kayyim, s. 3; Ebû Zeyd, Bekir b. Abdillah a.g.e, s. 31.

3Ebû Zeyd, Bekir b. Abdillah a.g.e, s. 29. 4 bn Hacer, a.g.e, c. II, s. 434.

(16)

nahivci ve ayn zaman da iyi bir fakih olmu,tur. Kendisi ilim ehli taraf ndan nahivde “Yedi Tûlâ” denilen üstün mertebeye ula,m , kabul edilir. Babas n n yolunda ilerlemi,

bn Malik’in Elifiyesini “ r,âdü’s-Salik ilâ Halli Elifiyeti bn Mâlik” ad ile ,erh etmi,tir. Ayr ca yine kendisine ait matbu “ htiyârâtü 1eyhü’l- slam bn Teymiyye”isimli bir risalesi mevcut olup bu risalede bn Teymiyye’nin görü,lerini dörde bölüp her birini k saca özetlemi,tir. Allah (c.c.) kendisine zenginlik ihsan etmi,,

bn Hacer’in (v. 852/1448) Ed-Dürerû’l-Kâmine isimli eserinde rivâyet etti(ine göre öldü(ünde yüz bin dirhemden fazla mal b rakm ,t r1.

bn Kayyim el-Cevziyye’nin Küçük o(lu olan 1erefüddin Abdullah b.el- mam 1emsüddin Muhammed hicri 723 y l nda do(mu, ve 756 y l nda vefat etmi,tir. Çok parlak bir zekâya sahip olan ve henüz dokuz ya, nda haf zl ( n tamamlayan bu zat rivâyete göre A’raf suresinin tamam n 2 günde ezberlemi,tir. Ba,lang çta babas ndan okumu, sonra farkl âlimlerin derslerine devam etmi, fakat daha fazlas na ömrü vefa etmemi, genç ya,ta hayâta gözlerini kapam ,t r2.

bn Kayyim el-Cevziyye’nin di(er o(lu Ahmed b.1emsüddin Muhammed b. brahim ed-D ma,kî dir. O da babas gibi önceleri ilim ehli aras nda me,hur olmu,, sonra durumu bozulmu, ve attarl k yapmaya ba,lam ,, ilerleyen zamanlarda ailesi ve karde,inin o(lu ile beraber M s ra göç etmi, ve 773 y l nda Tâun hastal ( na yakalan p hayat n kaybetmi,tir3.

bn Kayyim Arapçay bn Ebi’l-Feth ve Mecid et-Tunusî den, F kh Ali el-Mecid el-Harrânî ve bn Teymiyye den ö(renmi,, 1ihab Nablûsî, Kad Takiyyüddîn Süleyman, Fât ma binti Cevher, sa b. Mut'im, Ebu Bekir b. Abdi’d-Dâim ve benzeri dönemin âlimlerinden hadis dinlemi,, Hanbelî mezhebi f kh nda geni, bilgi sahibi olup fetvâ verme görevine ba,lam ,t r.

bn Kayyim, bn Teymiyye'den ilim ö(renmi,, onun ilmiyle yetinmi,, ilmini yaym , ve halk onun görü,lerine tabi olmaya ça( rm , onun lehine mücadele vermi, ve onu savunmu,tur. bn Kayyim’ n özel olarak ne,retti(i ve halk kendisine uymaya te,vik etti(i ilim, bn-i Teymiyye'nin f kh d r. bn Kayyim, bn-i Teymiyye'nin bo,anma konusundaki görü,lerini desteklemi, ve onun fetvâlar yla lgili barelerini yazm ,t r. Onun ortaya koydu(u metotlar n n ço(unu toplam ,t r. O, “ 'lâmu'l-Müvakk 'in”,

1 bn Hacer, a.g.e. c. I, s. 60; bn Kesir, a.g.e, c. XIV, s. 263-269. 2 bn Kesir, a.g.e, c. XIV, s. 202, 213, 218.

(17)

“Zâdü'l-me'âd” ve di(er kitaplar nda bn-i Teymiyye'nin miras olarak b rakt ( f k hla ilgili görü,lerinin ço(unu zikretmi,tir. O, hocas ndan etkilenerek edindi(i kuvvetli ruhu, serbest fikirleri ve selefi yöneli,i yan nda birçok ilim dal nda emsallerinden üstün olmu,tur. bn Kayyim, bn-i Teymiyye h. 712 y l nda M s r'dan döndükten sonra ondan ilim ö(renmi,tir. Çünkü bn Kayyim o tarihten önce iyi olgunla,mam ,t . bn-i Teymiyye'nin çal ,malar n n ço(u hayat n n bu a,amas nda gerçekle,tirilmi, olup bu çal ,malar , f k h ve fetvâlar ve daha önceleri akâidle ilgili yazm , oldu(u bilgileri peki,tirmekle ilgilidir. bn- Kesir, bu konuda ,unlar söylemi,tir: «1eyh Takiyûddin

bn Teymiyye h. 712 y l nda M s r'dan dönünce bn Kayyim, hocas ölünceye kadar (728) kendisinden ayr lmad . Daha önce yapt ( ilmî çal ,malara ek olarak ondan çok miktarda ilim ö(rendi. Böylece o, kendi sahas yla ilgili birçok bran,ta e,siz bir âlim oldu. lim ö(renmek için gece ve gündüz çok çal ,t ve Allah'a yalvard1.

II. YET T ORTAM

bn Kayyim el-Cevziyye hicri yedinci asr n sonlar nda do(mu, ve hayat n n büyük bölümünü sekizinci as rda ya,am , bir âlimdir. bn Kayyim’in yeti,ti(i dönemi siyasî, sosyal ve ilmî olmak üzere üç bölümde ele almak mümkündür.

A) Siyasi Çevre

Hicri yedinci asr n ortalar nda ve sonralar na do(ru slam dünyas n n varl ( n tehdit eden iki önemli olay meydana gelmi,tir. Bunlardan birincisi Mo(ol istilas ve Hülâgü’nün Ba(dat’ i,gâl etmesi, ikincisi ise Haçl sald r lar d r.

Hülâgü 656/1258 y l nda Ba(dat’ i,gal etmi,, deyim yerindeyse ta, ta, üstünde b rakmam ,, ya,l genç, çoluk çocuk demeden yüz binlerce ki,iyi katletmi, bu arada birçok âlim ve fakihde katledilmi, ve Ba(dat’taki kütüphanelerde bulunan kitaplar yak larak adeta geçmi,le günümüz aras na bir perde çekilmi,tir. Bu vahim olay n neticesinde Ba(datta halife Mûtas m katledilmi,, Abbâsî halifeli(i sona ermi,, Memlüklülerin ç k p M s rda hilafeti devralmalar na kadar fetret devri devam etmi,tir. Haçl seferleri ise yakla, k iki as r sürmü, (h.490–690) iki yüzy l boyunca Avrupal hristiyanlarla sava,an Müslümanlar onlar n kendi dinlerindeki taassup anlay ,lar ndan etkilenmi,ler, haçl seferleri sona ermesine ra(men maalesef Müslümanlar bu dini taassup ve fanatiklikten kurtulamam ,lard r.

(18)

M s r da Memlüklülerin sultan Kutuz Ç k p Ayn- Calut bölgesinde Mo(ollar yenene kadar slam dünyas bask ve ,iddetten kurtulamam ,, ancak bu zaferle rahat bir nefes alabilmi,tir. Bu Zaferden sonra Memlük Sultân Kutuz D me,k bölgesini de kendi egemenli(i alt na alm , ve böylece slam’ n en önemli merkezlerinden olan iki bölgeyi bir hakimiyet alt nda birle,tirmi,tir. Daha sonra da Sultan Baybars 659/1261 y l nda M s r’a Abbasilerin son temsilcisi olan Ebû’l-Kas m Ahmed’i getirmi, ve herkes ona halife olarak biat etmi, ve böylelikle hilafet M s r da devam etmi,tir1. Lakin ne ac d r ki Memlük Sultanlar ilerleyen zamanlarda taht kavgalar na dü,mü, ve çe,itli entrikalarla hilafet makam n kendi lehlerinde kullanmak istemi,, isteklerini yerine getirmeyen halifelere kimi zaman i,kence yap p kimi zaman onlar hapsetmi,, bazen de sürgüne bile göndermi,lerdir. Hilafet makam n n zamanla hiçbir a( rl ( kalmam , sadece sembolik olarak orda durmaya ve sürekli istismar edilmeye ba,lam ,t r. Bunu gören Osmanl Hükümdar Yavuz Sultan Selim Halife Mütevekkilden Hilafeti alm , ve Hilafet 1517 y l ndan itibaren Osmanl lara geçmi,tir.

1imdi Bu iki olay k saca ele alarak dönemin Siyasi yap s na bir göz atal m.

1- Haçl' Seferleri

Müslümanlar n Avrupal larla kar, la,malar Haçl Seferleri sayesinde olmu,tur. Haçl Seferlerinin temel sebebi Avrupa’daki ktisâdi durumun çökü, içinde olmas ve Avrupal lar n slâm dünyas n zenginlikler ülkesi olarak görmesi ve Müslümanlar n nimet ve bolluk içinde ya,ad klar na inanmalar d r. Bunlar n yan nda Bizans

mparatorlu(u Selçuklu ak nlar ndan b km , ve Avrupal lardan ve Papal ktan (birçok isteklerine boyun e(erek )kendilerini Selçuklulardan kurtarmalar n istemi,tir. Di(er bir sebep ise H ristiyanlar n Mesih’in kendilerinden ancak Kudüs’ü almakla raz olaca( na inanmalar ve buna ilaveten H ristiyan hac lar n Kudüs’te kötü muameleye maruz kald klar n iddia etmeleridir

Papa bu durumu f rsat bilerek Fransa’da bir konu,ma yapt ve Avrupal devlet ba,kanlar n birçok vaatle Müslümanlara sald rmaya ikna etti. Papan n konu,mas nda dikkat çekti(i ba,l ca ilkeler ,unlard :1) Mukaddes topraklar zalim ve barbar kâfirlerin elinden kurtarmak. 2) Bizans mparatorlu(unu Türklerden kurtararak Selçuklular yok

(19)

etmek. 3)Etraf denizlerle ve s rada(larla çevrili Avrupa topraklar n fethedecekleri geni,, verimli ve zengin topraklarla geni,letmek1.

,te papan n bu davetine uyan H ristiyanlar Avrupa’dan Kudüs’e kadar önlerine ç kan her yeri yak p y karak ellerine geçirdikleri her ,eyi ya(malayarak Kudüs’e vard lar ve bir hafta içinde yakla, k yetmi, bin ki,iyi katlettiler. Haçl Seferleri 490 y l nda ba,lad ve 690 y l nda sona erdi. Bu iki as rl k dönemde maalesef birçok masum insan telef oldu ve birçok belde harap oldu ve Müslümanlar için kutsal olan Mescidi Aksa 625 y l nda Müslümanlar n elinden al nd . Bu sava,lar sonunda Avrupal lar gördüler ki Müslümanlar papal ( n anlatt ( gibi ne barbar ne çok zengin ne de müteass pt r. Bunun tam aksine medeniyet ve kültür aç s ndan Avrupal lardan çok daha ilerdedirler. Hatta baz Avrupal lar ülkelerine döndükleri vakit Müslümanlar n medeniyetlerini kendi ülkelerinde anlatm ,lar onlar n medeniyetlerini yaym ,lar ve yazm ,lard r2.

Müslümanlar aç s ndan ise bu sava,lar(hem Mo(ol istilas hem haçl sava,lar ) pek çok de(i,imin sebebi ve milad oldu. Müslümanlar aras nda Müslümanl k bilinci daha çok yerle,ti. Müslümanlar cihad kendilerine ,iar edindiler. Bu sava,lardan sonra Müslüman halk n siyasi ve fikri hayat na büyük bir özgürlük geldi. Her kesimden herkes özgürce dü,ünmeye ve dü,ündüklerini söylemeye ba,lad . Bu özgür dü,üncenin sonucu olarak halk idarecilerine kar, da tenkit ve ele,tirilerde bulunabilmeye ve onlar n getirdi(i her hükme kay ts z ,arts z teslim olmamaya ve onlar akl n süzgecinden geçirerek de(erlendirmeye ba,lad lar3. Örne(in mam Nevevî (v.676 /1277 )zaman n sultan Baybars’ n halka yapt ( baz uygulamalar do(ru bulmam , bunu direk sultân n yüzüne söyleyebilmi, ve onu protesto etmek için o beldeyi terk etmi, sultan vefat edene kadar da dönmemi,tir4. Bundan daha ilginç bir olay ise zaman n 1eyhulislâm’ zzüddin b. Abdisselam (v.660/1268 ) taraf ndan gerçekle,tirilmi,tir. Zaman n Memlük sultan Kutuz’un katlinden sonra tahta geçen Zâhir Baybars herkesin kendisine biat etmesini istemi,ti. Fakat zzeddin b.Abdisselam kendisine biat etmedi ve Baybars’ n verdi(i hükümlerin geçersiz oldu(una dair bir de fetvâ verdi. Sultan Baybars taraf ndan kendisine bunun sebebi sorulunca Baybars’ n henüz kölelikten kurtulmad ( n ve köle birisinin hürler üzerinde hüküm sahibi olamayaca( n söyledi. Bunun üzerine Baybars

1Muhammed Kürd Ali, (v.1953), el- slam ve’l-hadâratü’l-arabiyye, Kahire, 1996, c. I, s. 294. 2Muhammed Kürd Ali, a.g.e, c. I, s. 292.

3 bnü’l-Esîr, Ebû’l-Hasen Ali b.Ebi’l-Kiram, (v.630/1233), el-Kâmil fi’t-tarih, Kahire, 1357, c. XII, s.

147.

(20)

bu durumdan kurtulmak için ne yapmas gerekti(ini sordu. zzüddin b. Abdisselam cevaben Baybars’ n köle olarak aç k art rma usûlü ile sat l p daha sonra kendisini alan ki,i taraf ndan âzad edilmedikçe hür olamayaca( n ve hükümlerinin geçersiz oldu(unu söylemi, ve olay dedi(i gibi gerçekle,tikten sonra sultana biat etmi,tir1. Bu olay o zamanki dü,ünce ve irade özgürlü(ünün ne derece oldu(unu bize gösteren en güzel kan tlardan birisidir. Bu hürriyet ilmi ara,t rmalarda da kendisini göstermi, ve bn Teymiyye ile onun talebesi bn Kayyim el-Cevziyye bir defada söylenen üç talâk n tek talâk say lmas , öfkeli halde iken söylenen talâk n geçerli olmamas , yemin kast ile söylenen talâk n yemin say lmas ve keffaret gerektirmesi, kad n hay zl halde iken yap lan talâk n geçersiz say lmas , peygamber kabride olsa s rf kabir ziyareti yapmak için yola ç kman n haram olmas gibi görü, ve fikirleri ortaya atm ,, yeni dü,ünce ve tart ,ma ufuklar açm ,lard r2.

2- Mo/ol stilas'

Hicri 656 y l nda slâm âlemi varl ( n sarsan bir hadise ile imtihan oldu. Mo(ollar, Cengiz Han’ n önderli(inde Çin’in kuzeyinden gelerek slâm âleminin ba, na bela oldular. Ba(dat’ i,gal edip Halife Mûtas m’ öldürdüler ve yüz binlerce masum insan katlederek Ba(dat’ ya(malad lar. Bu zulüm yakla, k 40 gün devam etti ve bu hadise Abbâsî devletinin y k lmas na sebep oldu3. Bu olayla slâm âlemi tarihin en büyük belâlar ndan birine dûçar oldu ve Müslümanlar hilafetten yoksun kalma tehlikesi ile kar, kar, ya kald lar. Tâ ki Memlüklüler “Ayn- Calut” bölgesinde ayn isimle an lan sava,ta Sultan Kutuz komutas nda Mo(ollar peri,ân ettiler ve bu zafer Müslümanlar için bir süre rahatlama ve ferahl k sa(lad . Bu sava,tan ma(lup ayr lan Mo(ollar hicri 702 y l nda tekrar Hazindar ve H m s’ talan edip Dime,k’a yöneldiler. Bu durum kar, s nda ba, n bn Teymiyye’nin çekti(i bir grup ulemâ Mo(ol komutanlar ndan Gazan Han’a ç k p emân dilediler. Gazan Han onlara emân vermesine ra(men bu sözünü tutmad ve Mo(ol ordusu 1am bölgesini istila ederek ya(malad ve her ,eyi talan ettiler. Bu durumu gören Memlük Sultan Nâs r Muhammed b. Kalavun

1Sübki, Ebû Nasr Abdülvehhab Tak yüddin (v.771/1369), Tabakâtü’,-,afiiyyetü’l-kübrâ, Kahire, 1999, c.

V, s. 84, 85.

2bn Teymiyye, Tak yüddin Ahmed b. Abdülhalim, (v.728/1327), Mecmûatü’r-rasâil ve’l-mesâil, M s r,

1309, c. II, s. 2, c. IV, s. 3; Fetevay bn Teymiyye, c. V, s. 3, 26, 36, 38, 46, 47, 130.

3Cemaleddin Ebû’l-Mehasin b.Ta(rîberdî, (v.874/1470), en-Nücûmu’z-zâhire fi mülûki M s r

(21)

yan na halifeyi de alarak 702 y l n n Ramazan ay nda H m s yak nlar nda Mo(ollar bir kez daha hezimete u(ratt1. Bu ma(lubiyet Mo(ollar n sonu oldu ve art k bir daha toparlanamad lar. Allah’ n yard m ile böylece Müslümanlar Mo(ol belâs ndan kurtulmu, oldular. ki y l sonra da Gazan Han üzüntüsünden öldü. Bu zaferler sadece Müslümanlar de(il ayn zamanda Avrupal lar da sevindirmi, onlar da muhtemel bir Mo(ol sald r s ndan korumu,tur.

Bundan sonra hicri 722 y l na kadar Müslümanlarla Mo(ollar aras nda ili,kiler önemini yitirerek devam etmi, ve bu tarihte yap lan anla,ma ile aradaki buzlar erimi, ve o günden sonra hasmâne bir ili,ki ya,anmam ,t r2.

B) SOSYAL ÇEVRE

Hicri 648 y l ndan 923 y l na (1250/1517) M s r, Suriye ve Hicaz bölgelerinde idareyi elinde bulunduran Memlükler beldelerin idari i,lerini yürütmek üzere her bölgeye bir emir tayin etmi,ler ve bu emirler devletin ba, olan sultanlara ba(l olarak sorumlu oldu(u bölgede her türlü yetkiyi kullanma hakk na sahip olmu,lard r. Memlükler M s r merkezli olmakla beraber 1am ve M s r bölgesini tek yönetim alt nda birle,tirmi,, M s ra yap lan hizmetlerin ayn s n n 1am’a da yap lmas n temin etmi,lerdir. Haçl sald r lar ve Mo(ol istilas ndan dolay oldukça y pranm , olan halk kendi aras nda sosyal birle,me ve bütünlü(ü sa(layamam , ve idareciler üzerinde çok fazla etkili olamam , bunun sonucu olarak da idareciler halk n öz kaynaklar n kullanarak Aristokratik bir ya,am sürmü,lerdir.

Dönemin âlimleri bulunduklar ilmî ortam içinde kendilerini ilime aday p de(erli eserler telif ederken di(er yandan da, halk n sorunlar na çözüm aramaya çal ,m ,lar bunun sonucu olarak ço(u zaman idarecilerin bask s ve tesiri alt nda kalm , ve bazen de mezhep taassubunun etkisi ile uzun tart ,malara giri,mi,lerdir. darecilere boyun e(medi(i için hapsedilen, sürgüne gönderilen ve birçok eziyete maruz b rak lan âlimler olmu,tur. zzüddin b. Abdisselam, bn Teymiyye, bn Kayyim el-Cevziyye bu konuda en mü,ahhas örnekleridir. bn Teymiyye bu dönemde bir ekol olmu, inan ,lardaki yanl ,l klar düzeltmek için birçok eser yazm , ve bu yüzden eziyetler çekerek hayat n n büyük bir bölümünü hapislerde geçirmek zorunda kalm ,t r. bn Teymiyye den sonra bu görevi talebesi bn Kayyim el-Cevziyye üslenmi,, hocas n n kald ( yerden devam

1Muhammed Kürd Ali, a.g.e, c. I, s. 320. 2Muhammed Kürd Ali, a.g.e, c. I, s. 320 vd.

(22)

etmi, ve hayat n n sonuna kadar bu mücadeleyi sürdürmü,tür. Hem bn Teymiyye hem de bn Kayyim halk selefin yoluna ça( rm , ve öze dönerek slam’ n ruhunu ve nasslardaki hakiki gayeyi anlama ve toplumun maslahat n gerçekle,tirme konusunda ömürlerini tüketmi,lerdir1.

Haçl sald r lar ve Mo(ol istilas ile iyice y pranm , olan halk iktisâdi ve mâli durumun çok bozuk ve geçim kaynaklar n n k s tl olmas sebebi ile darl k içinde ya,amlar n sürdürmeye çal ,m ,, bu durumun do(al sonucu olarak karaborsac l k ve tefecilik hat safhaya ula,m ,t r. dari yönetimin bu konudaki çabalar yetersiz kal nca ba,ta bn Teymiyye olmak üzere âlimler karaborsac l ( n ve tefecili(in haraml ( na dair risâleler yazarak halk yönlendirmeye çal ,m ,lard r. Bu ekonomik kriz ortam n n yan nda halk n en büyük problemi mezhep çat ,malar olmu,tur. Burada kastetti(imiz dört mezhepten daha ziyade Râfizî -Ehli Sünnet çat ,mas d r. Bu durumun en önemli etkeni Vezir bn Alkamî’nin kendilerine yak nl ( olmu,tur. Bundan cesaret alan Rafizîler Ehli Sünnet’e kar, harekete geçerek onlar hezimete u(ratm , ve birço(unun evini ya(malam ,lard r. Bu olay temelde Mo(ollar n Ba(dat’ i,gal edip Abbâsi hilâfetine son vermelerine de zemin haz rlam ,, hatta Hülâgü katledilen Abbâsî halifesinin yerine Fat mîler’den bir halife tayin etmi,tir. lerleyen zamanlarda mezhep farkl l klar iyice gün yüzüne ç km , ve câhil halk n kafas kar ,m , ve hurâfeler türemeye ba,lam ,t r. Bu durumu gören zamân n sultân Baybars Tak yüddin es-Sübkî’nin önderli(inde dört mezhebin âlimlerini bir araya toplayarak aralar nda anla,malar n istemi,tir2.

C) LM ÇEVRE

Hicrî yedinci asr n ortalar ndan sekizinci asr n sonuna kadarki dönem ilim aç s ndan çok verimli olmu,tur. Bu dönemde mezhep taassuplar ya,anmas na ve idarecilerin ilim adamlar üzerinde büyük bask lar ve tesirleri olmas na ra(men ilmî anlamda hür dü,ünceye sahip yeni ufuklar aç lm ,, birçok de(erli eser telif edilmi, ve çok say da ilim adam yeti,mi,tir.

Bu dönemde e(itim mescitler, medreseler, tekkeler ve ribatlarda yap lmakta, bunun yan nda âlimler talebelerine birebir ders de vermektedirler. 1imdi Zaman n en önemli e(itim kurumlar na ve onlar n faaliyet ve i,leyi,lerine k saca de(inelim.

1 bn Kesir, a.g.e, c. XIII, s. 201. 2 bn Kesir, a.g.e, c. XIII, s. 201, 202.

(23)

1- MESC TLER

Mescitler zaman n önemli e(itim kurumlar ndan birisi olmu, hem namazgâh hem de medrese olarak hizmet vermi, zamanla baz lar daha da geni,letilerek külliyeye dönü,mü,tür. En önemlileri ,unlard r.

a) Amr Mescidi

Bu mescit Araplar Füstat ,ehrini fethettikten sonra M s rda yap lan ilk mescittir. Hicri 653 y l nda Müselleme b. Mahled el-Ensâri bu mescidi geni,letmi, hicri 702 y l nda ise zaman n M s r sultan Kalavun ile Emir Salar, Amr ve Ezher mescitlerini ta’dilattan geçirip giderlerinin kar, lanmas için bu mescitlere vakfiyede bulunmu,lard r. Bu mescidin bir bölümü tamamen f k h dersleri için tahsis edilmi, ve a( rl kl olarak 1afiî f kh okutulmu,tur. Abdurrahman b.Sai(’ n söyledi(ine göre hicri 749 y l nda M s rda meydana gelen büyük veba salg n ndan önce bu mescitte okuyanlar n olu,turdu(u ders halkalar n n say s k rk geçmi,tir1.

b) Tulun Mescidi

Ahmed b. Tulun taraf ndan h.666 y l nda yapt r lm ,t r. Dört mezhep f kh n n yan nda tefsir, hadis, t p dersleri de okutulmu,, h.767 y l nda zaman n emîri Yelbo(a taraf ndan yenilenerek baz ilaveler yap lm , ve Hanefi f kh n okutmak üzere yedi tane müderris tayin edilerek her birine ayl k 40 dirhem ücret tahsis edilmi,tir. Bu gayretler sonucu bu medreseden pek çok Hanefi âlim yeti,mi, ve halk n meyli o bölgede Hanefilere dönmü,tür2.

c) Ezher Mescidi

Yap m na hicri 359 y l nda ba,lanm , ve 361 y l nda tamamlanm ,t r. 378 y l nda zaman n vezirinin emri ile bir grup âlim burada tedrisata ba,lam ,t r. Rivâyete göre bu âlimler buraya Cuma namaz na gelir camide namaz k ld ktan sonra ders okumaya ba,larlar ikindi namaz na kadar kalkmadan okurlarm ,. lerleyen zamanlarda bunlar için caminin etraf na ilave binalar yap lm , ve zamanla baz âlim ve fakihler burada kalmaya ba,lam ,lard r. Gün geçtikçe ilim halkalar çok artm , ve bu mescit zamanla âdeta bir ilim merkezi haline gelmi,tir. 761 y l nda zaman n veziri taraf ndan

1Makrizi, Tak yüddin Ahmed b. Ali, (v.845/1441), el-H tat (el-Mevaiz tibar bi zikri’l-H tat

ve’l-Âsâr), Beyrut, 1997, c. IV, s. 14, 15.

(24)

fakir çocuklar okutmak için ayr bir bölüm yap lm , ve daha sonra burada kalanlar n yeme içme ihtiyaçlar için de bir a,evi yap lm ,t r. Zamanla bu mescit daha da geli,mi, ve külliyeye dönü,mü, masraflar n kar, lanmas için hem beytü’l mâl den hem de hay rsever vatanda,lar taraf ndan buraya say s z vak flar yap lm ,t r.. Bütün bu çabalar sonucu buradan ilimin bayraktarl ( n yapan pek çok âlim yeti,mi,tir. Buras bugün Ezher Üniversitesi ad alt nda ilim faaliyetlerine devam etmekte hem Araplar hem de di(er müslümanlar aras nda ilmî çal ,malara liderlik etmektedir1.

d) Hâkim Mescidi

n,as na Emîru’l-Müminin el-Aziz Billâh b. El-Muiz li Dinillah ba,lam , tamamlamak 393 y l nda o(lu el-Hâkim bi Emrillah’a nasip olmu, ve onun ismini alm ,t r. 703 y l nda Emir Baybars Ca,n gir bu mescitteki e(itim faaliyetlerinde slahat yapm , ve dört mezhep f kh n okutmak için her mezhep f kh nda fakih bir müderrisi bu medreseye tayin etmi,, ayr ca f kh n yan nda tefsir, hadis ve di(er slami ilimlere de yer vermi,tir. Bu medreseden de çok say da ünlü âlim yeti,mi,tir2.

2- MEDRESELER

Tarihin pek çok döneminde oldu(u gibi o dönemde de ilmin yay lmas nda en önemli rolü medreseler üstlenmi, ve pek çok ilim adam medreselerden yeti,mi,tir. Memlükler döneminde Medreseler genelde Sultanlar taraf ndan yapt r lm , olup hem M s r, hem de 1am bölgesinde yapt r lm ,, ilmin be,i(i olan bu iki bölge âdetâ birer ekol olmu,tur. Ayn zamanda yap lar ile dönemin mimarî ve sanatsal özelliklerini de ta, yan bu medreseler zaman n mimarisi hakk nda da bilgi vermekte ve tarihe , k tutmaktad rlar. Biz burada en önemlilerine de(inece(iz.

a) M's'r Salâhiyye Medresesi (Nas'r'yye)

Hicri 572 y l nda Sultan Nas r Selahattin b. Eyyüb taraf ndan in,a edilmi, ve çok say da de(erli müderris burada ders okutmu,tur. Bunlardan baz lar ,unlard r: Kad el-Kudat Tacüddin b. Bintü’l-E’az, Kad el-el-Kudat Tak yüddin b.Ruzeyn, Kad el el-Kudat 1eyhu’l- slam Tak yüddin b.Dakik el-Iyd. Bu de(erli hocalar n himmetti ile say s z ilim adam bu medreseden yeti,mi,, ilme ve topluma hizmet etmi,tir.

1Makrizi, a.g.e, c. IV, s. 49, 52, 53, 54. 2Makrizi, a.g.e, c. IV, s. 57.

(25)

b) M's'r Kamiliyye Medresesi

Bir hadis okutma ve okuma medresesi (Dâru’l-Hadis) olarak 631 y l nda yap lm , ve dönemin en önemli 2. hadis medresesi say lm ,t r. Dönemin birincisi kabul edilen hadis medresesi ise Nurettin Mahmut Zengi taraf ndan D ma,k’ta yapt r lan medresedir. Kamiliyye medresesi Melik Kamile nispetle bu ismi alm ,t r. Melik Kamil bu medreseyi ilk önce hadis talebelerine tahsis etmi, fakat daha sonra bu medresede 1afii F kh da okutulmaya ba,lanm ,t r.806 y l na kadar tedrisâta devam etmi, bu tarihten sonra harap olmaya yüz tutmu, ve zamanla y k l p gitmi,tir.

c) M's'r Zâhiriyye Medresesi ( Sultan I. Baybars Medresesi)

Sultan n el-Melikü'z-Zâhir unvan ndan dolay Zâhiriyye Medresesi diye de an l r. 660/1262 y l nda in,as na ba,lanan ve 662'de tamamlanan yap da ilk defa dört eyvanl plan ,emas uygulanarak her mezhebe bir eyvan ayr lm ,t r. K ble taraf nda 1afiilere 1eyh Tak yüddin Muhammed b. Ruzeyn el-Hamevî, deniz taraf nda Hanefilere Kemalüddin Ömer b.el-Halebî, do(u taraf nda hadis ehline 1eyh 1erefüddin Abdü’l-Mü’min b. Halef ed-Dimyatî, bat taraf nda ise ehli k raat’e Kemalüddin el-Mahalli “K raat Seb‘a” dersleri veriyorlard . Ayr ca bu guruplar Cuma günleri ö(leden sonralar bir araya gelerek ilmi münazaralar düzenliyor ve kendi aralar nda aktüel konular tart , p yorumluyorlard . Bunun yan nda Zâhir Baybars bu medreseye oldukça zengin bir de kütüphane kurmu,, isteyen bu kitaplardan faydalanma imkân da bulmu,tur. Bu medrese de pek çok ilim adam yeti,tirmi, ama ilerleyen zamanlarda bak ms zl ktan harap olmu,tur. Günümüzde bat kö,esinin alt k sm ve güney eyvan ndan bir parça harabe halinde durmaktad r1.

d) M's'r Sultan el-Melikü'l-Mansur Kalavun (Mansuriyye) Medresesi

Sultan Kalavun taraf ndan 683-684'te (1284–1285) bölgenin ilk külliyesi olarak medrese ve hastane (mâristan) ,eklinde tasarlanarak yapt r lm ,t r. Medrese tek ba, na, medrese-cami-türbeden olu,an ve dar bir koridorla türbeye ba(lanan bir yap toplulu(u olup önünden geçen yolla hastaneden ayr lm ,t r. Yap Memluk döneminin en önemli binalar ndan biri olarak kabul edilir. Burada da dört mezhep f kh ve di(er slâmî ilimler yan nda t p ve di(er fennî ilimlerde de e(itim yap lm ,t r. Zengin bir kütüphanesi olan

(26)

medresede haf zlar nöbetle,erek 24 saat Kur’an okumu,lar ve bu gelenek uzun bir süre devam ettirilmi,tir1.

e) M's'r Nâs'riyye Medresesi

Yap m na Sultan Ketbo(a taraf ndan ba,lanm , Kalavun'un o(lu el-Melikü'n-Nâs r Muhammed taraf ndan 695–703 (1296–1303) y llar aras nda Kalavun Mâristan 'n n biti,i(inde in,a ettirilmi,tir. Medrese, cami ve türbeden olu,ur. Bu medresede ilk ders vermeye ba,layan müderris Kad el-Kudat Zeynüddin Ali b. Mahluf el-Mâlikî talebelere Mâlikî f kh n okutmu, daha sonra kad el-Kudat 1erefüddin Abdü’l-Gani el-Harrânî Hanbelî f kh n , Kad el-Kudat Ahmed b. es-Surucî Hanefî f kh n , 1eyh Sadreddin Mercel e,-1afii de 1afii f kh n okutmu,tur2.

f) am Sultan I. Baybars Medresesi (Zâhiriyye Medresesi)

Sultan Baybars’ n 676-1277’de in,as n ba,latt ( ve ölümünden sonra

o(lu Saîd Nâs rüddin Bereke Han' n (Berke Han) yap m n devam ettirdi(i yap 680-1281 y l nda tamamlanm ,t r. ki eyvanl bir medrese olan binan n iç k sm y k lm ,. Güney k sm nda büyük eyvan kemeri kalm ,t r. Bereke Han ölünce buraya gömülmü,tür3. Bu medresede ilk ders veren müderris 1aml lar n en âlimi kabul edilen 1eyh Sadrettin Süleyman burada uzun seneler ders vermi, ve ayn zamanda bölgenin müftülü(ünü yapm ,t r. Pek çok de(erli âlim yeti,tirerek 1am’ n ilim merkezi olmas nda pay en büyük olanlardan birisidir.

g) am Büyük Âdiliyye Medresesi

Nurettin Zengi taraf ndan yap m na ba,lanm , fakat tamamlanamam , Melik Âdil Seyfüddin taraf ndan yap m devam ettirilip onun o(lu Melik Muazzam taraf ndan tamamlanm ,t r. Kad Cemalettin M srî, Kad ’l-Kudat 1emsüddin Ahmed b. Halil el-Hûbî, Kemalüddin et-Tiflisî, 1eyhulislâm Kad ’l-Kudat Tak yüddin es-Sübkî burada ders veren me,hur müderrislerden sadece birkaç d r. Bu medresenin en önemli özeliklerinden birisi de burada ders veren hocalar n hepsinin kad ’l-Kudat olmalar d r. Bu durum burada verilen e(itimin kalitesini ve seviyesinin yüksekli(ini gösterir4.

1Eruz, A. Fulya, Memlükler, D A, c. XXIX, s. 98. 2Makrizî, a.g.e, c.IV, s. 222

3Eruz, A. Fulya, Memlükler, D A, c. XXIX, s. 99.

(27)

3- TEKKELER

Dönemin önemli ilm meclislerinden biriside tekkelerdi. Tekkeler slam kültüründe hicri 4. as rdan itibaren görünmeye ba,lam ,t r. lk tekkeyi Zeyd b. Suhan b. Subra isimli ,ah s açm ,t r. lk önceleri buralar sadece sûfîlerin ibadet mekân olarak aç lm ,, zamanla ilim mekanlar na dönü,mü,tür. En me,hurlar ,unlard r.

a) Sait Sueda Tekkesi

M s rdaki ilk tekke budur.Çok güzel ve gösteri,li bir binas olan bu tekke 544/1149 y l nda yap lm , daha sonra dönemin adalet bakan Ruzeyk b.Salih b. Ruzeyk bakanl k binas n n alt ndan bu tekkeye kadar giden bir tünel açm ,t r. Daha sonra gelen bakanlardan ve yetkililerden buray kullananlar hatta bu tekkelere yerle,enler bile olmu,tur. Zamanla ilim sahibi me,hur ,eyhler burada ders verme i,ini üstlenmi, ve çok say da ilim adam yeti,tirmi,lerdir. Bu ,eyhlerden baz lar Kad ’l-Kudat Taceddin b. Bintü’l-E’az, Kad ’l-Kudat Bedreddin b. el Cemaa d r.

b) Rukneddin Baybars CaEnigir Tekkesi

Hicri 706/1307 y l nda in,a edilerek yan na büyük bir ribat yap lm , ve rivâyete göre bu ikisinde o zaman 400 e yak n ki,i hem ders alma hem de yeme içme kalma konusunda buradan faydalanm ,t r. Sultan Baybars zaman nda bir müddet kapat lm , 726 /1327y l nda tekrar aç lm ,t r ve ,u anda hâlâ ayaktad r.

c) eyho Tekkesi

Kahire de Emir Seyfettin 1eyho taraf ndan 750 li y llarda yap lm ,, f k h, k raat, hadis dersleri verilmi, ve buraya gelen talebelerin yeme içme vs di(er bütün masraflar bu tekkenin kendi gelirlerinden kar, lanm ,t r1.

4- R BATLAR

Ribatlar genellikle fakir, kalacak yeri ve yiyecek ekme(i olmayan kimseler için tahsis edilen konaklama yerleridir. Peygamberimiz’in ashab n fakirlerine mescidi tahsis etmesinden esinlenerek olu,turulmu,tur. Zamanla buralar Sufîli(in tesiri alt nda kalm , ve Mutasavv flar n e(itim merkezi haline gelmi,tir. O dönemin öne ç kan ribatlar ,unlard r.

(28)

a) Ba/dâdiyye Ribat'

Melik Baybars’ n k z Zeynep taraf ndan 682/1283 y l nda yapt r lm , ve burada sürekli kad nlara e(itim verilmi,tir. Baybars’ n k z Zeynebin 712/1312 y l nda vefat etmesinden sonra bak m azalm , 806/1404 y l nda harap olup gitmi,tir1.

b) Asâriyye Ribat'

Bahaüddin Han taraf ndan yapt r lm , ve içinde peygamberimize ait baz e,yalar bulundu(u için bu ismi alm ,t r. Bu ribat M s r’ n biraz d , nda Nil nehrinin kenar nda yap lm , ve yan na içinde çok say da kitap bulunan birde kütüphane yap lm ,t r. Melik E,ref 1aban b. Hüseyin Muhammed b. Kalavun zaman nda 1afii f kh okutulmas na karar verilmi, ve bu dersler uzun zaman devam etmi,tir.

5- BU DÖNEMDE YAZILAN ÖNEML ESERLER

Mo(ol istilas ve Haçl sava,lar n n ilmin ne derece önemli oldu(unu bir kez daha ispatlamas ve özellikle Memlüklerin ilme önem vermesi ve dirâyetli sultanlar n ilmi te,vik etmeleri ve ilim adamlar na hürmet göstermeleri sonucu bu dönem adeta ilmi bir kalk nma ve dirili, dönemi olmu, ve pek çok de(erli eser kaleme al nm ,t r. Tabi ki burada bu eserlerin hepsini zikredemeyiz içlerinden me,hur olanlar na de(inmekle yetinece(iz.

a) Akâid ve Tasavvuf ile lgili Eserler

Bu dönemde bn Teymiyye’nin özel bir yeri vard r. bn Teymiyye adeta bir kitap bas mevi gibi çal ,m ,, slami ilimlerin pek çok dal nda eser kaleme alm ,t r. Kendisine iki yüze yak n eser nispet edilmektedir. Bunlardan baz lar ,unlard r: el-Furkan Beyne Evliyâi’rRahmân ve Evliyâ’,-1eytan, el-Furkan Beyne’l-Hak ve’l-Bât l. Bu dönemde yaz lm , önemli akaid eserlerinin biriside 1erhu’l-Umde, Tak yüddin b. Dakik el-Îd (v.70271303) (Nesefi Akidesinin 1erhi ) dir.

b) Arap Dili le lgili Eserler

Arap dili ile ilgili olarak bugün temel eser olarak kabul edilen pek çok de(erli eser de bu dönemde kaleme al nm ,t r. Örne(in: Cemaleddin b. Malik el-Endelüsî (v.672/1274) : el-Elifiye, el-Kâfiyetü’,-1âfiye, Teshilü’l-Fevaid, Tekmilü’l-Makâs d.

bn Hi,am (v.761/1360) : Mu(ni’l-Lebib an Kütübi’l-Earib, 1üzûrü’z-Zeheb fi’n-Nahv,

(29)

Katru’n-Neda ve Bellü’s-Sadâ, el-Camiu’s-Sa(ir, Ravzatü’l-Edîbe fi 1evahidi’l-Arabiyye Celaleddin el-Kazvini (v.759/1358) :Telhîsü’l-Miftah, et-Tavzih. bn Manzur (v.711) : Lisanü’l-Arab. Ahmed b. Ali el-Feyûmî (v.770/1369) Misbâhu’l-Münîr.

c) Tabakât Kitablar'

Günümüze , k tutan pek çok de(erli eser bu dönemde kaleme al nm ,t r. Bunlardan baz lar ,unlard r.

Vefeyâtü’l-a‘yân ve enbâi ebnâi’z-zemân: Ebu Bekir b. Hallikân (v.681/1282). Fevâtü’l-vefeyât: bn 1akir el-Ketbî (v.774/1372) ( bn Hallikân’ n eserinin zeyli kabul ediliyor).el-Vâfi bi’l-vefeyât: Halil b. Aybek es-Safedî (v.764/1363).

d) Tarih Kitaplar'

Tarîhi M s r: Abdülkerim b. Abdinnûr el-Hanefi (v.735/1335). el-Muhtasar fî ahbâri’l-be,er, Takvîmü’l-büldân: Ebu’l-Fidâ (v.732/1332). El-Bidâye ve’n-nihaye:

smail Ebi’l-Fida ( bn Kesir) (v.774/1372)1.

6- DÖNEM N ME HUR MUHADD SLER

Bu dönemde ya,ayan me,hur muhaddislerden baz lar ,unlard r: Abdülmü’min b. Halef e,-1afiî (v.705/1306), Abdurrahman b. 1âme el-Hanbelî (v.708/1308), Osman b. Selim el-Ensâri es-Sübkî (v.751/1350)2

III. ESERLER

bn Kayyim tahsil hayat n devam ettirirken bir taraftan da te’lifat ile u(ra,m ,, hocalar ndan ö(rendiklerini sistemli bir ,ekilde yaz ya dökmü,tür. bn Kayyim’ n ya,am süresini göze ald ( m z zaman genç ya,lardan itibaren yazmaya ba,lad ( ve ne denli velûd bir alim oldu(u ortaya ç kmaktad r. lim çevrelerince bn Kayyim’a nispet edilen eserlerin say s 100’e yakla,makla beraber bunda kesinlik yoktur. Bu durumun çe,itli nedenleri vard r. Ba,l ca nedenleri ,öyle s ralayabiliriz.

a) bn Kayyim eserlerinin hepsine bir isim vermi,tir. Ancak baz kitaplar nda kendi eserinden bahsederken o verdi(i isimden ba,ka bir isimle bahsetmi,, bu durumda sanki ikisi farkl bir kitapm , gibi telakki edilmesine sebep olmu,tur. Örne(in

“Celaü’l-1Zeydan, Corci, (v.1914), Târîhu âdâbi’l-lugati’l-arabiyye, Kahire, 1936, c. III, s. 165, 166, 167. 2Suyûtî, Husnü’l-muhazara fi ahbari M s r ve’l-Kahire, Beyrut, 1997, c. II, s. 130

(30)

Efham” isimli kitab n n mukaddimesinde kitaba bu ismi verdi(ini aç klamakla beraber “Bedaiu’l-Fevaid” isimli kitab nda bu kitaptan “Ta’zimu 1e’ni’s-Salât” ismiyle bahsetmi,tir.

b) bn Kayyim’ n baz kitaplar n n isimleri mürekkeptir. Fakat kullan mda ve yaz mda kolayl k olmas aç s ndan genelde bu isimlerin bir k sm ya da yar s zikredilmemi, buda yine kitab n sanki iki farkl kitapm , gibi anla, lmas na sebep olmu,tur. Örne(in Muhibbin ve Nüzhetü’l-Mü,takin” isimli eserini baz lar sadece “Ravzatü’l-Muhibbin” baz lar da sadece “Nüzhetü’l-Mü,takin” ad yla kullanm ,lard r.

c) bn Kayyim’ n isim vermedi(i baz kitaplar kendisine uygun farkl isimlerle zikredilmi, ve farkl kitaplar izlenimi uyanm ,t r. Örne(in “ed-Daü ve’d-Deva” isimli eseri hem bu isimle hem de “ed-Devaü’,-1afi” ismiyle bas lm ,t r.

d) Baz ilim ehli onun kitaplar içindeki baz bölümleri müstakil risaleler veya kitaplar halinde bast rm ,lar bu durumda sanki farkl bir kitap vehmi uyand rm ,t r. Örne(in “Bulû(u’s-Sûl” isimli eser ayr kitap de(il “ ’lâmu’l-Muvakk în” içinde bir bölümdür ama ayr ca kitap halinde bas lm ,t r.

Bütün bu bilgileri verdikten sonra ,imdi tabakât kitaplar nda bn Kayyim’a nispet edilen kitaplardan hareketle onun eserlerinin say s n belirlemeye çal ,al m.

1) Safedî (v.764/1363) “el-Vâfî bi’l-Vefeyât” isimli kitab nda hocas bn Kayyim’a ait 19 kitap zikretmi,tir1.

2) bn Recep (v.795/1393) “ez-Zeyl Alâ Tabakâti’l-Hanâbile” isimli kitab nda hocas bn Kayyim’a ait 44 kitap zikretmi,tir. Bu kitaplardan 11 tanesi Safedî’nin zikrettikleri ile ayn d r. Bu durumda bn Kayyim’a nispet edilen toplam kitap say s 52 olmu, olur2.

3) bn Hacer (v.852/1448) “ed-Düreru’l-Kâmine” isimli eserinde 13 kitap zikretmi,tir. Bunlar n içinde öncekilerden farkl olan “er-Rûh” isimli eserle beraber toplam 53 olur3.

4) Hac Halife (v.1067/1657) “Ke,fü’z-Zunûn” da ilave olarak 7 tane eser daha saym ,t r. Bunlar “el-îcaz”, “Hurmetü’s-Semâ”, “Refu’t-Tenzîl”, “es-Sab r ve’s-Seken”, “el-Mehdî”, “el-Mühezzeb”, “Hidâyetü’l-H yârâ fî Ecvibeti’l-Yehûdu ve’n-Nasârâ” d r. Böylece toplam 60 olur.

1Safedî, a.g.e, c. I, s. 261 2 bn Receb, a.g.e, c.II, s. 452 3 bn Hacer, a.g.e. c. I, s. 61

(31)

5) bnü’l-I’mâd (v.1089/1679) “1ezerâtü’z-Zeheb” isimli eserinde “ (âsetü’l-Lehfân es-Su(râ” isimli ilave bir eser daha zikreder böylece 61 olur.

6) 1evkânî (v.1250) Bedru’t-Tâlî” isimli serinde “Mevlidü’n-Nebi” ve “el-Cevâbü’,-1afî” isimli ilave iki eser daha zikreder böylece toplam 63 olur.

7) Âlûsî (v.1924) “Celâü’l-Ayneyn” isimli eserinde ilave olarak “el-Fetevâ” isimli eseri zikreder böylece toplam 70 olur.

8) Ahmed Ubeyd bn Kayyim’ n “Ravzatü’l-Muhibbîn” isimli eserine yazd ( önsözde ilave olarak 7 eser daha s ralar. Bunlar: “ Ahbâru’n-Nisâ”, “el- ’lam bi’t-Tisâi Turuku’l-Ahkâm”, “el-Hâvî”, “es-Sünne ve’l-Bid’a”, “T bbü’l-Kulûb” ve “el-Fevâid” dir. Böylece toplam 77 olur

9) Muhammed Hâmid el-Fakî “ (âsetü’l-Lehfân es-Su(râ” ya yazd ( mukaddimede ilave olarak “er-Risâletü’t-Tebukiyye” isimli bir eser daha zikreder böylece 78 olur.

10) Ivazullah Hicazî “ bn Kayyim ve Mevk fuhû Mine’t-Tefkîri’l- slâmî” isiml eserinde ilave iki kitap daha zikreder. Bunlar: “ed-Dâî lâ E,rafi’l-Mesâî” ve “Bulû(u’s-Sûl” dür. (Bu kitap ’lam’ n içinde bir bölümdür) Böylece bn Kayyim’a nispet edilen kitaplar n say s toplam 80 olur. Bu arada daha ba,ka kitaplarda vard r lakin onlar n bn Kayyim’a nispet edilmesinin hatal oldu(u ve birço(unun ba,ka yazarlara ait oldu(u ispatland ( için onlar zikretmiyoruz. Burada ,unu unutmayal m ki bu say kesin de(ildir bn Kayyim’ n burada ismi zikredilen kitaplar ndan ba,ka kitaplar olabilece(i gibi bunlar n içinde ona ait olmayanlarda olabilir1.

A) CT HAD METODUNU YANSITAN ESERLER

bn Kayyim’a nispet edilen baz tekrarlarla birlikte 100’e yak n eserin hemen hepsinde bn Kayyim’ n yorum kabiliyetini ve ictihad melekesini görmek mümkündür. Lakin biz burada ictihad metodunu yans tma konusunda öne ç kan eserlerinden bahsedip di(er eserlerinin sadece ismini zikretmekle yetinece(iz.

1) ’lâmü’l Muvakk ‘în An Rabbi’l-Âlemîn: “Mezhepler üstü veya Selefi nitelikte bir metodoloji denemesi mahiyetindeki eserde bu metodolojinin Hz. Peygamber'den itibaren geli,im seyri ve genel esaslar ele al nm ,t r”2. lk bask s 3 cilt olarak yap lan kitab n daha sonra 4 cilt halinde bir çok bask s yap lm ,t r. bn Kayyim genelde

1Ebû Zeyd, Bekir b. Abdillah, a.g.e, s. 196.

(32)

kitaplar n n ismini mukaddimesinde koymas na ra(men bu kitab n n ismini zikretmemi,tir. Kitap bu isimle me,hur olmu,tur.

Muvakk în den maksat Fukaha ve Müftiler dir. ’lâm kelimesindeki hemzenin harekesi konusunda da tart ,ma vard r. Kimisi “esre” derken “üstün” diyenler a( rl ktad r. Esre olmas durumunda (ihbâr) anlam na gelmekte ve kitab n tam ismi “Fakihlerin ve müftülerin âlemlerin rabbinden kullar n fiillerinin hükmünü haber vermesi” anlam na gelmektedir. E(er hareke üstün olursa o zaman alem kelimesinin cemisi olur ve Ehli ilmin büyükleri kastedilmi, olur. Baz rivâyetler göre ise A’lâm Ahkâm anlam nda kullan lm ,t r. bn Kayyim’ n ilmi kudretini bütünüyle ortaya koydu(u ve görü,lerini teferruatl ca aç klad ( usûl a( rl kl kitab d r. Kitapta usûl konular n teker teker ele al p incelemi, ve delillerle konular ayd nlatm ,t r. Kitap Usûl alan nda en temel eserlerden birisidir. Maalesef bu güne kadar Türkçeye kazand r lmam , olmas büyük bir eksikliktir.

2) Ahkâmü Ehli’z-Zimme: lk defa 2 cilt halinde bas lm , ve daha sonralar farkl tahkikli nüshalar bas lm ,t r. Müslüman topraklar nda oturan gayri Müslim vatanda,lar n hukukunu anlatmaktad r. Hemen hemen sahas nda tek denilebilecek düzeyde bir eserdir. bn Kayyim’ n Naslara ne denli hâkim oldu(unu gözler önüne sermesi aç s ndan önemlidir. “Kitapta zimmî hukuku, Hanbelî f kh a( rl kl olmak üzere müellifin dönemine kadar olu,an rivâyet ve hukuk doktrini aç s ndan mukayeseli bir ,ekilde ele al nm ,,yer yer de ilk yüzy llardaki uygulamalara temas edilmi,tir”1. 3) et-Turuku’l Hükmiyye: Usûl a( rl kl olmakla beraber içinde furû konular na da yer vermi,tir. bn Kayyim’ n bu kitab sanki ’lâm’ n bir devam ve tekmilesi niteli(i ta, makla beraber müellifin en tan nm , eserlerinden biri olup yarg lama hukuku alan nda önemli bir kaynak say l r. “Eserde müellif, bn Teymiyye'nin beyyine anlay , n geli,tirerek hakk gösteren her ,eyin yarg lama hukukunda beyyine say laca( , bunun için de ,eklî ve zâhirî ispat vas talar n n yan s ra feraset ve sezgininde devreye sokularak halin delâleti, karîne ve emarelerden hareketle hüküm verilebilece(i tezi üzerinde durur. Eserin el-Firâse ad yla an lmas da bu konuya özel bir önem verildi(ini gösterir. bn Kayyim, Hz. Peygamber (s.a.v.) döneminden itibaren yarg lamada ferasetle hüküm vermenin, yard mc ve takdirî delillere itibar etmenin de(i,ik örneklerini vererek beyyine kavram na getirdi(i geni, yorumu temellendirmeye

(33)

çal , r. Eserde dolayl ,ekilde de olsa yarg lama hukukuyla ilgisi bulunan f khî konular ayr nt l biçimde ele al n r1.

4) el-Fürûsiyye. “Hz. Peygamber'in ko,u müsabakas yapmas , güre,mesi, ata binmesi, k l ç ku,anmas , ok ve m zrak at , yar ,malar na kat lmas gibi konulardan, yar ,mayla ilgili genel hükümlerden bahseden ve özellikle yar ,man n sonucuna dair bahse girmenin hükmünü ele alan bir eserdir”2.

5) (asetü’l-Lehfân Fî Hükmi Talâku’l-pazbân: Kocan n öfkeli halde iken kar s n bo,amas n n geçerli olup olmad ( konusunda yaz lm , bir eserdir. Farkl bask lar yap lm ,t r. bn Kayyim’ n ctihad metodunu yans tan ba,l ca eserlerinden birisidir. 6) “Hurmetü's-Semâ: Müellifin 740 (1340) y l nda büyük ölçüde bn Teymiyye'nin

el-stikâme'sine dayanarak yazd ( , def ve ,ebbâbe e,li(inde müzi(in câiz olmad ( n ileri sürdü(ü bir eserdir. Kaynaklarda Ke,fü'l-( tâ ‘an hükmi semâ’i’1-( nâ ad yla da geçen eser ba,ka isimler alt nda da birçok defa bas lm ,t r”3.

7) Hukmü Târikü’s-Salâh: Namaz terk eden kimsenin hükmüne dairdir. Birçok bask s yap lm , ve Ahmed yibildiren taraf ndan Türkçeye çevrilerek Gurebâ yay nlar ndan ç km ,t r.

8) Tuhfetü’l-Mevdûd Fî Ahkâmi’l-Mevlûd: Farkl bask lar mevcuttur. O(lunun do(umunda yan nda bulunamamas ndan dolay yazd ( r zk n Allah’a ait oldu(unu ortaya koyan ve çocuklara ait hükümleri içeren bir eserdir4.

B) D ER ESERLER 1- Akâid

1) el-Kasidetü’n-Nûniyye

2) es-Savâiku’l-Münezzele ‘ale’l-Cehmiyye ve’l-Muatt la

3) ctimâu Cuyû,ü’l- slâmiyye Alâ Gazvi’l-Muattala ve’l-Cehmiyye 4) Hâdi’l-Ervâh lâ Beledi’l-Efrâh

5) er-Rûh

1Ebû Zeyd, Bekir b. Abdillah , a.g.e, s.196; Apayd n, H. Yunus, bn Kayyim el-Cevziyye, D A, c. XX, s.

120.

2Apayd n, H. Yunus, bn Kayyim el-Cevziyye, D A, c. XX, s. 121. 3Apayd n, H. Yunus, bn Kayyim el-Cevziyye, D A, c. XX, s. 121. 4Apayd n, H. Yunus, bn Kayyim el-Cevziyye, D A, c. XX, s. 120.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Meslek, kişilerin belli bir eğitimle edindikleri ve hayatlarını kazanmak için sürdürdükleri düzenli ve kurallı faaliyetler bütünü olarak.. tanımlanabilir. Meslek

Çocuklarda anal (makat) bölgedeki hemoroit (basur) ve anal bölgenin di er hastal klar n tedavisi için makat bölgede RECTALG N kullan lmamal r.. Ya larda

[r]

Cevziyye Medresesi’nde imamlık, Necmeddin İbn Hallikân’ın yaptırdığı camide 736 (1336) yılından sonra hatiplik yapan İbn Kayyim, İbn Teymiyye

[r]

Verilen alan dı¸sında yazılan yazılar cevap olarak puanlamada dikkate alınmayacaktır... Bu oranın limiti

fonksiyonlar için k¬smi integrasyon yöntemi integrali daha küçük dereceden bir ifadenin integraline dönü¸ stürebilir... Böylece, R (x) rasyonel fonksiyonu daha basit