• Sonuç bulunamadı

2.2. HİZMET İÇİ LİDERLİK EĞİTİMİ

2.2.2. Liderlik Eğitimi

2.2.2.1. Liderlik Eğitim Aşamaları

2.2.2.3.2. Rol Oynama Yöntemi

Rol oynama yöntemi, eğitimin amacına uygun bir konu üzerinde analiz, sentez, değerlendirme yapma imkânı sağlayan ve bilgi kazandırmaya yönelik bir eğitim yöntemidir. Ancak, tek başına kullanılmaktan çok diğer eğitim metotlarına yardımcı metot olarak onlarla birlikte kullanılır (Taymaz, 1997, s.145).

Bir olayın dramatize edilmesi suretiyle bazı tekniklerin öğretilmesi amaçlanır. Rol alanlar eğitime katılan kişilerdir (Canman, 1995, s.103). Rol oynama yöntemi insan davranışlarını geliştirmekte, sorunlara çözüm bulma yeteneği ve toplum içerisinde konuşma becerisini kazandırmaktadır. Rol oynama yönteminin olası bir sakıncası, rollerin iş başında oynanmamasından dolayı, bu rolleri oynayan kişilerin gerçek sorumluluk içinde olamayabilmesidir (İrban, 2003, s.84). Diğer taraftan, çalışma ortamını yansıttığı ve karşılaşılabilecek problemler canlandırıldığı için, katılımcıların ilgisi ve eğitimin kalıcılığı diğer metotlara göre fazladır.

Rol oynama yönteminin başlıca aşamaları aşağıda açıklandığı gibidir (Saban, 2004, s.262):

Sınıfta rol oynama ortamını oluşturmak: Bu aşamada, katılımcıları rol oynamaya motive edecek doğal bir sınıf ortamı oluşturulur, katılımcılar rol oynama hakkında bilgilendirildikten sonra canlandırılacak oyun ve problem durumu tanıtılır. Roller için öğrencileri seçmek: Bu aşamada, öğrenciler roller hakkında bilgilendirildikten sonra gönüllülük esasına göre roller paylaştırılır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, rol dağıtımının öncelikle konuyu ya da olayı iyi kavrayan ve

kendilerini rolünü canlandıracakları kişiliğe iyice adapte edebilecek katılımcılar arasından yapılmasıdır.

Rol oynamak için sahneyi düzenlemek: Rollerin paylaşımından sonra provalara ve rollerin canlandırılacağı sahne düzeninin oluşturulmasına geçilir.

Rollerin oynanması: Bu aşamada, rol alan katılımcılar sınıftaki diğer katılımcıların önünde rollerini canlandırırlar.

Rol oynama sürecinin tartışılması: Bu aşamada, sahnelenen oyunun güçlü ve zayıf yönleri sınıfça değerlendirilerek, gerçek hayatla olan ilişkisi kurulur ve bunu öneriler takip eder.

Bradfort ve Lippitt (1952), kişilerarası becerileri sadece düz anlatım gibi yöntemlerle kazandırılmasının çok zor olduğunu, rol oynama yöntemiyle bu becerilerin kazandırılabileceğini ve katılımcıların gerçek hayatta karşılaştıkları durumlarda sergileyecekleri davranışları eninde sonunda bu yöntemle sergileyeceklerini savunmaktadır. Rol oynama yöntemi, grup tartışmalarını takiben yapıldığında tanısal bir teknik olarak kullanılmaktadır. Bu durumda rol oynama yöntemi kişiler arasındaki belirli değişimleri sınama üzerine yoğunlaşır ve problemlerin değişik çözüm yolları rol oynayanlar tarafından test edilebilir. Rol oynayıcılar geri besleme yoluyla kendi liderlik etkinliklerini öğrenebilirler (Bass, 1981, s.557).

Rol oynama yöntemi insan ilişkilerine dayalı liderlik becerilerini geliştirmektedir. Lonergan, Lawshe, Brune ve Bolda (1958), rol oynama yöntemiyle eğitilen katılımcıların insan ilişkilerinden kaynaklanan problemleri algılama seviyelerinin arttığını gözlemlemişlerdir. Roller açısından bakıldığında ise katılımcıların takipçi rollerinden ziyade lider rollerini oynamaya iki kat daha istekli olduğu sonucuna varmışlardır (Bass, 1981, s.557).

Harley ve Beverly (1961), rol oynama yönteminin fikir değiştirmede pozitif etkisi olduğunu bulmuşlardır. Otoriter liderlik davranışları sergileyen liderlerin dahi, rol oynama yöntemiyle aldıkları eğitimlerin ardından, sahip oldukları sabit fikirlerinde değişiklik olduğu görülmüştür (Stogdill, 1974, s.181).

2.2.2.3.3. Duyarlık Eğitimi

Bu Eğitim yöntemi, 1947’de Kurt Lewin ve arkadaşları tarafından “ örgüt geliştirme yöntemi” olarak başlatılmıştır. Bu eğitimin amacı; kişi ve ortam arasındaki uyumun sağlanarak, örgütsel ortamdaki değişikliklere süratli bir şekilde uyum sağlanmasıdır. Duyarlılık eğitiminin temelini T grubu çalışmaları oluşturmaktadır. Katılımcıların sayısı 15–20 kişi arasında değişmektedir. Gruba katılanların amacı, grup içinde davranış ve etkileşimleri öğrenmektir. Yani T grubu ile grup içinde meydana gelen görüşme, tartışma ve fikir alışverişleri sayesinde kişi hem kendi davranış ve tutumlarına karşı hem de başkalarının davranışlarına karşı duyarlılık kazanacaktır. Gruptaki katılımcıların rolü sadece değer yargılarının ve varsayımlarının tartışıldığı bir ortam hazırlamak olup, eğitenleri kendi iç dinamiklerini daha rahat ortaya koyabilecek bir ortam yaratmaktır (Gül, 2000, s.11).

Duyarlılık eğitimi aşağıdaki amaçlara ulaşmak için uygulanır (Taymaz, 1997, s.152).

Duyarlık eğitimine katılan ve başarılı olan personel, • Kendisini ve çevresini tanır.

• Kendine ait değerler geliştirir ve amaçlarını belirler. • Kendi davranışlarını rahatlıkla dışa vurur ve denetler.

• Kurumsal ve bireysel sorunlarla karşılaştığı zaman demokratik ve bilimsel yaklaşımlara yönelir.

• Çevresi ile etkileşiminden kaynaklanan başarı duygusunu geliştirir. • Örgütsel davranışlarında değişmeler meydana gelir.

• Grup içinde eğitilerek etkili bir grup üyeliği geliştirir. • Yardımlaşma ve işbirliği alışkanlığını elde eder.

• Başkalarının duygusal tepkilerine karşı duyarlılığı artar. • Başkalarını etkileme yeteneği gelişir.

Duyarlık eğitiminin yukarıda sıralanan amaçlarını Stogdill (1974, s.182) şu şekilde özetlemiştir:

• Takipçilerin ihtiyaçlarına ve isteklerine karşı daha çok duyarlık kazandırmak,

• Takipçilere karar verme sorumluluğunu paylaşmayı artırmak, • Takipçilerle daha arkadaşça, yakın ve eşitlikçi ilişkiler geliştirmek, • Verimli çıktı elde edebilmek için yapısalcılığı ve baskıcılığı azaltmak. Duyarlık eğitimi üzerine yapılan araştırmaların birçoğu bu etkilerin oluşup oluşmadığını tespite yöneliktir.