• Sonuç bulunamadı

1.1.4. Kur Riski Kavramı ve Kur Riski-Oynaklık İlişkisi

1.1.4.2. Kur Riskine Karşı Korunma Yöntemleri

Uluslararası piyasalarda işlem yapan firmalar kur belirsizliğinin ticaret üzerinde yarattığı kur riskinin etkisini azaltmak amacıyla türev piyasalarda işlem yapmaktadırlar. Gelecekteki kur hareketleri tam olarak öngörülemediğinden kur riskine karşı korunma (hedging) mecburiyet haline dönüşebilmektedir.

Döviz işlemleri spot ve türev piyasalarda gerçekleştirilmektedir. İletişim araçları kullanılarak döviz alış ve satışının yapılıp iki iş günü içinde teslimatın gerçekleştirilmesi gereken spot döviz piyasalarında cari kurdan işlemler yürütülmekte ve genellikle bankalar tarafından bu işlemler gerçekleştirilmektedir. Spot piyasalarda nakit parayla anında işlem yapılırken; türev piyasalarda ise ileri bir tarihte teslim edilecek veya nakit uzlaşması yapılmak üzere bir ürün ya da finansal araç için bugünden alım satımı yapılmaktadır. Türev piyasaları; faize, döviz kurlarına, borsa endeksini, hisse senedi ve emtia fiyatlarına endeksli ürünlerle çeşitlendirilmektedir (Aydın, 2007: 6).

Bretton Woods sisteminin yıkılışı hem mal ve hizmet, hem döviz piyasalarında hem de faiz cephesinde hareketliliklere neden olmuş, böylelikle uluslararası alanda faiz, fiyat ve kur değişkenleri daha riskli hale gelmiştir. Bu riskleri azaltabilmek için türev piyasalar oluşturulmuştur (Apak ve Uyar, 2011: 3). Teslimat genelde bir yıl içinde gerçekleştirilmektedir. Ayrıca faizlerdeki dalgalanmalardan kaynaklanacak faiz riskine karşı korunmak için de vadeli döviz işlemleri gerçekleştirilmektedir. Türev piyasalarda; Forward (vadeli), Swap, Futures (gelecek işlem) ve opsiyon işlemleri yapılmaktadır (Yılmaz, 2002: 7-8; Bulut ve Demirel, 2012: 51-52). Forward (vadeli) ve swap işlemleri organize olmamış tezgah üstü piyasalarda; gelecek ve opsiyon işlemleri ise organize piyasalarda yapılmaktadır (Aydeniz, 2008: 39).

Kur riskinden korunmak için döviz üzerine, forward, vadeli işlem, opsiyon ve SWAP sözleşmeleri yapılarak finansal sistemdeki bozulmaları önlemeye çalışarak şirket değerleri yükseltilmektedir (Yılmaz, 2002: 29).

İşletmeler dövizle ilgili işlemlerden doğacak riskleri küçültmek için hedging imkânlarından faydalanmaktadırlar. Fakat hedging işlemi bir tür risk transfer olduğu için transfer primi, alım-satım farkı, komisyon gibi bir takım maliyetlere katlanmayı zorunlu kılmaktadır. Hedging maliyeti vadeli döviz işlemleri nedeniyle oluşabilecek riskin belli bir yüzdesi olarak hesaplanmaktadır (Aydın, 2007: 32).

1.1.4.2.1. Vadeli Sözleşmelerle Korunma (Forward Contracts):

Bu korunma yöntemi organize piyasalar yerine tezgahüstü piyasalarda gerçekleşen dövize bağlı işlemlerde korunma sağlar. İthalat ve ihracatçı firmalar kur riskine karşı korunmak için teslimat ile ödeme periyodu arasında kur değişiminden kaynaklanacak zararlara engel olmak amacıyla vadeli döviz alım veya satım sözleşmesi yaparlar (Apak ve Uyar, 2011: 57).

Bu uygulama ile gelecekte belli bir tarih için belli bir kurdan döviz alımı veya satımına ilişkin bugünden sözleşme yapılmaktadır (Yalçıner vd., 2008: 194). Örneğin ihracatçı bir firma 500 bin Dolarlık bir satış için 3 ay sonra alacağı parayı, ithalatçı bir firmanın 500 bin Dolarlık 3 ay vadeli ödeyeceği parayla bugünkü kur üzerinden döviz alımına ilişkin bir sözleşme yapılması ile hem ithalatçı hem de ihracatçı firma 3 ay içinde kurlarda meydana gelecek değişime karşı bugünden koruma sağlamış olacaktır.

Bu korunma tipinde karşılıklı döviz alım ve satımı yapılırken aynı vade ve miktarda dövizin denk getirilmesi her zaman mümkün olamamaktadır (Şıklar, 2011: 183).

1.1.4.2.2. Anında Teslim Piyasası (Para Piyasası) Yoluyla Korunma :

Bu tür sözleşmeler ile önceden belirlenen bir kur üzerinden gelecek bir tarihte belli miktarda döviz alma veya satma taahhüdü gerçekleştirilmektedir. Böylelikle kur hareketliliğinin yaratacağı belirsizlik belli bir dönem için sözleşme ile sabitlenmektedir (Kızıldere, 2012: 67).

Bu korunma yönteminde bir kredi anlaşması yapılmaktadır. Yerli para ile borçlanılıp, yabancı para ile takas edilmektedir. Vade içinde alınan döviz belli bir

faizden değerlendirilip kazanç elde edilebilmektedir. Örneğin; bir ithalatçı firma 6 ay sonraki ödeme için bugünden Dolar alır, 6 ay içinde bu Dolarları borç verebilir ve vade sonunda borcunu bu Dolar ile öder. Ancak bu tür sözleşmeler belli para birimleri üzerinden ve sadece belli miktarlarda yapılabilmektedir. (100.000 $, 625.000 £. 100.000€ gibi) Tam koruma sağlanabilmesi için sözleşme vadesi, içeriği ve tutarı korunma sağlanarak döviz ile tam bir uyum içinde olmalıdır. Yatırımcıların tam bilgili ve hassas olmaları korunma için çok önemlidir (Şıklar, 2011: 184).

1.1.4.2.3. Opsiyon Sözleşmeleri :

Bu sözleşmeler sözleşmenin yapıldığı gün belirlenen kur üzerinden belli miktar dövizi, belli bir tarihte ve fiyattan satın alma ve satma hakkı vermektedir (Yalçıner vd.,2008:301). İthalatçı bir firma opsiyon borsasından belli bir prim maliyeti karşılığında döviz alım opsiyonu satın almaktadır. Vade sonunda kurların artması halinde, firma riskten kâr ederken, kurun düşmesi halinde sözleşmeden vazgeçerek o anki kurdan işlem yapılabilecektir Opsiyon sözleşmelerinin en büyük avantajı, firmalar sözleşme bitimindeki kur düzeyine bakarak sözleşmeden vazgeçme esnekliği tanımasıdır (Apak ve Uyar, 2011: 76-77).

Örneğin; 6 ay sonrasına İngiltere’ye 70.000 Sterlinlik bir ihracat yapacak olan bir Türk firması, bu sürede kurların değişeceğinden endişelenirse ve buna karşı korunma için opsiyon sözleşmesi satın alarak 6 ay sonunda Sterlin satacaktır.1 Sterlin: 3,5 TL. iken, firma 6 ay sonrası için 0,01 TL’lik primle opsiyon satın alır. Sterlin 62.500 ve katları şeklinde satıldığından 62.500*0.01=625 TL’lik prim ödeyerek kur riskinden korunur. Eğer 6 ay sonunda kur 1 Sterlin=3,6 TL düzeyinde belirlenirse 625 TL’lik prim maliyetiyle opsiyon sözleşmesini iptal ederek yüksek kurdan işlem yapmaya devam edebilecektir.

1.1.4.2.4. Gelecek İşlem Piyasasında Korunma (Futures Contracts):

Yatırımcılar futures sözleşmesi satın alarak kaldıraç etkisinden faydalanarak beklenen kur hareketlerinden kazanç sağlayıp, borçlarını sabitleyebilirler. Gelecek sözleşmeleri ile önceden belirlenen bir kurdan gelecekte belli bir tarihte önceden belli miktarda döviz alma ve satma hakkı veren borsaya bağlı standart sözleşmeler

satın alınmaktadır (Apak ve Uyar, 2011: 45). Sözleşme satın alındığında güvence ve yürütme marjı ödenmektedir. Dövizle ödeme yapacak ve gelir elde edecek firmalar vade ve miktar olarak kendilerine en uygun sözleşmeleri alıp, takas odalarında karşılıklı olarak değiştirme fırsatına sahiptirler.

Bu sözleşmelerin hızlı ve daha rekabetçi fiyat oluşu, bir kredi riski olmaması ve pozisyonun her an kapatılabilmesi gibi faydaları vardır (Yılmaz, 2002: 53).

1.1.4.2.5. SWAP (Değiş-Tokuş/Takas) Sözleşmeleri:

Bu sözleşmeler farklı para birimleri üzerinden borçlanan firmalara borçlarını karşılıklı olarak değiştirme imkânı vermektedir. Firmalar ihtiyaç duydukları dövizle borçlanamadıklarında SWAP alıp takas ederek bu döviz ihtiyacını giderebilirler. SWAP yapmak istemeyen firmalar; uzlaşılan kurdan takas edilir. Karşılıklı olarak kabul edilen faizler ödenir ve vade sonunda taraflara anaparaları iade edilir (Doğukanlı, 2008: 91). SWAP’taki temel amaç kur riskinden korunmak ve ihtiyaç duyulan dövize kavuşmak olsa da bunun yanında kaynak maliyetinin azaltılması, varlık getirisinin çoğaltılması, arbitraj imkânının kullanılması, kambiyo kontrollerinden ve bürokrasiden kurtulmak gibi ek amaçları bulunmaktadır (Apak ve Uyar, 2011: 108).

1.1.4.2.6. Firma Stratejileriyle Kur Riskinden Korunma:

Firmalar sözleşmelerle uğraşmadan ticaret politikalarıyla kur riskine karşı korunabilmektedirler. Firmalar ihtiyaç duydukları dövizi, elde edecekleri döviz gelirleriyle aynı vadeye denk getirerek ödemelerde kullanacakları döviz ihtiyacını karşılayabilmektedirler. Ayrıca zayıf olan döviz üzerinden borçlanmaya özen gösterip, satma işleminden elde edecekleri dövizleri güçlü döviz cinsinden portföylerinde bulundurmaya gayret gösterebilmektedirler. Bunun yanında ithal girdi kullanan firmaların ihracat yaptıkları ülkelerden girdi teminine giderek aynı para birimiyle işlem yaparak döviz ihtiyacı giderilebilmektedir.

Gelişmekte olan ülkelerde üreticilerin forward piyasalara ulaşma imkânları az olduğundan genellikle kur riskine karşı korunma imkanları bulunmamaktadır. Forward piyasalara ulaşma imkânları olsa bile kısıtlı olup ilave maliyetler

yüklemektedir. Genellikle sözleşmelerin boyutu çok büyükken vadeler görece daha kısa olmaktadır. Bu nedenle üreticilerin uluslararası işlemlerde forward piyasalardan faydalanmaları için büyüklük ve zamanlamaya ilişkin plan yapmaları zorlaşmaktadır (Arize vd., 2008: 34-35). Gelişmekte olan ülkelerde kur oynaklığına karşı korunma araçları gelişmiş ülkelere göre yetersiz, maliyetli ve gelişmemiş olması nedeniyle küçük ve açık ekonomilerde yaşanan istikrar ve belirsizlik sorununun artması, kur belirsizliğini artırmaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde döviz kuru oynaklığı ekonomi üzerinde güçlü negatif etkiler yapabilmektedir (Calvo ve Reinhart, 2000: 15). Bu nedenle özellikle gelişmekte olan ülkelerde yatırımcı ve ticaretle uğraşanların kur riskine karşı korunma yöntemleri geliştirmeleri gerekmektedir.

Çok uluslu şirketlerin yaptığı ticaret de ülke sayısının çok olması ile kur riskine karşı alternatif bir koruma sağlayabilmektedir. Ayrıca finansal portföylerini değişik para birimleriyle çeşitlendirilmesi sayesinde de ilave bir korunma sağlanabilecektir.

Rose (2000) kur oynaklığı riskine alternatif bir çözüm yolu olarak parasal birliğe gidilmesini önermiştir. Böylece ticaretteki işlem maliyetleri azalacak ve makroekonomik politikanın etkinliği için bir araç elde edilmiş olacaktır.