• Sonuç bulunamadı

1.3. İstihdam Kavramının Analizi

2.1.1. Kur Oynaklığı ve Dış Ticaret İlişkisinin Belirleyicileri

2.1.1.1. Firmaların Kur Riskine Karşı Tutumu

Reel döviz kuru oynaklığının ihracat üzerindeki etkileri incelenirken firmaların risk tutumlarının belirleyici olduğu dikkat çekmektedir. Eğer firmalar risk sevmiyorlarsa, kur oynaklığından kaynaklanan beklenmedik maliyetler dış ticareti azaltacaktır. Eğer teslimat sonrasında ödeme kabul edilmişse, bu arada geçen dönemde meydana gelebilecek kur değişimleri ihracat kârlılığını muğlaklaştıracak ve kur belirsizliğine bağlı kâr beklentileri ve ihracat azaltacaktır. Bunun yanında kur riskine karşı korunma (hedging) imkânı yoksa veya yüksek maliyetli ise döviz kuru oynaklığı artışı ihracatı azaltacaktır. Risk sevmeyen ihracatçı firma ihracat gelirinin azalmasının önüne geçebilmek için üretimini artırarak, ihracat gelirinden beklenen marjinal fayda yükselecektir. Tersine risk seven ihracatçı firma için, kur oynaklığının yüksek olması sözkonusu marjinal faydasıyı düşürerek, ihracat hacminin düşmesine sebep olacaktır (Arize, 1997; McKenzie, 1999). Bu durum döviz kuru oynaklığının ihracatı firmaların risk tutumlarına bağlı olarak pozitif ya da negatif etkileyebileceğini göstermektedir (Köse vd., 2008: 27).

Bretton Woods sisteminin yıkılışının ardından esnek kur sistemini tercih eden ülkelerin; kur düzeylerinin önceden öngörülemeyecek şekilde dalgalanmasıyla birlikte iktisat tarihinde yeni bir döneme girilmiştir. Bu değişimle birlikte kurdaki oynaklığın dünya ticaretine zarar vereceği konusunda genel bir yargı oluşmuştur. Bu

63 genel yargı döviz kurlarındaki beklenmeyen değişimlerin; risk sevmeyen tacirlerin kararlarını etkilemesi fikrine dayanmaktadır (Mckenzie, 1998: 21-22). Either (1973) gelecek döviz kurlarındaki belirsizliğin ithalat hacmini olumsuz etkileyeceğini tespit etmiştir. Gelecek dönemdeki kur değişimleri nedeniyle üreticiler ilave riskler üstlenmek zorunda kalmakta ve gelecek dönemdeki kur artışı beklentileri ithalat hacmini daraltacaktır (Either, 1973: 502-503). Hooper ve Kohlhagen (1978) de oynaklığın etkilerini ampirik olarak test edip negatif ilişki bulmuşlardır. Franke(1991), De Grauwe (1988), Sercu ve Vanhulle (1992) ve Dellas-Zilberfarb (1993) ise bu görüşe karşı çıkan modellerinde, kur oynaklığının aslında daha yüksek ticaret hacmine sebep olduğunu belirtmişlerdir.

Clark (1973), Hooper ve Kohlkagen (1978)’in teorik modellerinde ve bu modelleri temel alan çalışmalarda genel olarak kabul edilen varsayımlar şunlardır;

 Küçük firma (piyasa da güçlü olmayan, tek ürün üreten)  Tam rekabetçi piyasa,

 Fatura edilen para biriminin ekonomik faaliyetlerde geniş rolü olduğu (ödemelerin yabancı para birimiyle yapıldığı),

 İthal girdi kullanılmadığı,

 Yüksek derecede riske karşı olunduğu,  Finansal korunma araçlarının olmadığı,

 Tamamen tek yabancı piyasaya satış yapıldığı varsayılmıştır.

Bu koşullar altında; standart bir firma ihracat yaparken ulusal parasını döviz kuru düzeyine bağlı olarak ulusal paraya çevirmektedir. Bu durumda gelecekteki döviz kuru düzeyinin belirsizliği doğrudan yerli parayla elde edilecek geliri etkileyecektir. Böylece bu belirsizliğe uygun olarak firma ihracat veya fiyat düzeyini belirlemek durumunda kalacaktır. Eğer bir firmanın kârını maksimize edeceği ve riski sevmeme düzeyinin sıfırdan yüksek olduğu kabul edilirse, firmanın üretim için birincil koşulunun kur riskini karşılayabilmesi için marjinal gelirinin marjinal maliyetinden büyük olması gerekmektedir. Bu durumda firmanın kârı sadece döviz kuruna bağlı olacaktır. Kur oynaklığının yüksek olması kur riskinin bir yansıması olarak üretim ve ihracatın düşmesine sebep olacaktır. Diğer bir deyişle bu basit temel

64 modelde kur oynaklığı ve uluslararası ticaret arasında negatif bir ilişki söz konusudur (Clark vd., 2004: 13)

Risk sevmeyen firmalar için kur riskinin yüksekliği uluslararası ticaretten beklenilen faydayı azaltacaktır. Türev piyasaların varlığı, firmaların kur riskine karşı korunmalarına imkân sağlayacak olup, kur oynaklığının ticaret üzerindeki negatif etkilerini azaltabilecektir (Byrne vd., 2008: 238-239).

Arize, Osang ve Slottje (2008), ülkelerin ihracatını; dünya gelir düzeyine, göreli fiyatlara (Ülke ihracat fiyatları/Dünya ihracat fiyatları) ve kur riskine bağlı olarak tanımlamışlardır. Buna göre yabancı ülkelerin ekonomik faaliyetlerinde artış olduğunda, ihracat talebi azalacaktır. Yüksek riskin yarattığı belirsizlik, risk sevmeyen üreticiler için maliyetleri artıracağından, dış ticareti azaltacağı belirtilmiştir.

Clark (1973), Hooper ve Kohlhagen (1978)’in kurdukları modellerinin yukarıda belirtilen varsayımlarını oldukça kısıtlayıcı olduğunu kabul etmekte fayda vardır. Gerçek ekonomide bu kısıtların dışına çıkıldığı için farklı parametrelerde devreye girerek farklı sonuçlarla karşılaşılabilmektedir. Örneğin ithal girdinin kullanıldığı kabul edilirse ihracat arzındaki daralmanın daha az olacağı değerlendirilmektedir. Çünkü bir ihracatçı parasının değer kaybettiği bir ülkeden ithal girdi aldığında ithal girdi maliyeti düşeceğinden ihracat gelirlerinde kendiliğinden bir dengelenme söz konusu olacaktır (Auboin ve Ruta, 2011).

Kısa dönem kur dalgalanmalarına karşı firmaların etkin bir şekilde korunma imkânının olması ve firmaların uluslararası piyasalarda büyüme imkanının olması halinde, toplam kârlılık değişebilecektir. Firmaların ürünlerini iç ve dış piyasa arasındaki tahsis oranıyla firmaların fiyat belirsizliğine karşı tutumları asıl boyutu oluşturmaktadır. Tüm bu faktörlerin etkilerinin birleşimi kur oynaklığı ve dış ticaret etkileşiminin büyüklüğünde etkili rol oynamaktadır.

İstikrarlı döviz kurları uluslararası ekonomik ve mali faaliyetlerde ticaret riskliliğini düşürerek kısa ve uzun vadeli sermaye akımlarını kolaylaştırmaktadır. Bu

65 durum enflasyon ve sermaye kaçışlarına engel olarak sermayenin kârlılığının yüksek olduğu ülkelerde işlem görmesini sağlayacaktır.

De Grauwe(1988), Dellas ve Zilbferfarb(1993) kur oynaklığının ticaret üzerindeki etkisinin büyük oranda firmaların riske karşı tutumlarına bağlı olduğunu belirtmişlerdir. Döviz kuru değişkenliği risk karşıtı firmalar için gelir ve ikame etkisi oluşturmaktadır. Gelir etkisinde; geleceğe ait belirsizlik gelirinin artması halinde firmaların yurtdışı satışlarının artmasına sebep olacaktır. İkame etkisinde ise; döviz kurundaki oynaklığa bağlı olarak belirsizliğin artması firmaların ticaretini azaltacaktır. Yüksek risk karşıtlığı düzeyinde gelir etkisi ikame (fiyat) etkisinden daha fazla olacak, oynaklık ile dış ticaret arasında pozitif ilişki olacaktır. Eğer ihracatçılar tamamen riske karşı iseler; kur oynaklığındaki bir artış ihraç gelirinden beklenen marjinal faydayı artıracaktır. Ayrıca döviz kuru belirsizliğinin ihracat üzerine etkisinin riske karşı olma derecesine bağlıdır. İhracatçılar, gelirlerinin azalacağı için endişelendiklerinden risk arttıkça daha çok ihraç edebileceklerdir. Diğer taraftan daha az risk seven bireyler ise, ihraç gelirlerini değerlendirdiklerinde daha az cazip gördüklerinden en kötü olası sonuçla ilgili olarak daha az endişelenebileceklerdir. Böylece risk yüksekken daha az ihracat girişiminde bulunacaklardır.