• Sonuç bulunamadı

1.3. İstihdam Kavramının Analizi

1.3.2. İstihdamı Belirleyen Faktörler

1.3.2.9. Cinsiyet

İstihdamın belirleyicisi olarak cinsiyet en önemli değişkenler arasında yer almaktadır. Bilhassa gelişmekte olan ülkelerde kadınların işgücüne katılım oranları erkeklere kıyasla daha düşük seyretmektedir (Tansel, 2002: 5). Bunun yanında

58 kadınların doğum yapma ihtimalleri ve fiziksel kabiliyetlerinin kısıtlılığı işverenlerin çalışan tercihleri üzerinde etkili olmasına neden olmaktadır.

Son olarak işgücü piyasasındaki katılıklar, iş yaşamında tazminat ve vergilerin ağırlığı, bürokrasi ve sendikaların etkinliği işsizliği tetikleyen faktörler olarak, istihdam artışına engel olabilmektedir (TİSK, 2009: 8-9).

Özellikle geleneksel toplumlarda kadınlara atfedilen annelik, ev işleri, bakım ve eş olma gibi roller iş hayatına girmelerini zorlaştırmaktadır. Hatta bu roller nedeniyle eğitimleri de sekteye uğrayabilmektedir. Ayrıca kadınların aile işçisi ve yarı zamanlı olarak çalışmaları eksik istihdam edilme ihtimallerini de artırmakta; nitelik gerektirmeyen veya bakım hizmetlerinde çalışmalarına sebep olmaktadır (Kumaş ve Çağlar, 2011: 261-263). Kadınların eğitim düzeylerinin daha düşük olması kadınların işgücüne katılım oranlarını düşürmektedir. Düşük ücrete razı olmaları ve bakım, temizlik gibi vasıf gerektirmeyen işlerde kayıt dışı çalışmaya razı olmaları da kadın istihdamını düşürmektedir.

59 İKİNCİ BÖLÜM

DÖVİZ KURU, DIŞ TİCARET VE İSTİHDAM ARASINDAKİ TEORİK İLİŞKİNİN ANALİZİ VE 1980 YILI SONRASINDA TÜRKİYE’DE UYGULANAN DIŞ TİCARET VE DÖVİZ KURU POLİTİKALARI

Bu bölümde döviz kuru, dış ticaret ve istihdam ilişkisi teorik analiz üç alt başlıkta incelenecektir. İlk alt başlıkta döviz kuru ve dış ticaret, ikinci alt başlıkta dış ticaret ve istihdam, üçüncü alt başlıkta ise döviz kuru ve istihdam ilişkisine dair teorik analiz yapılacaktır. Daha sonra 1980 yılı sorasında Türkiye’de uygulanan dış ticaret ve döviz kuru politikaları incelenecektir.

2.1. Döviz Kuru ve Dış Ticaret İlişkisinin Teorik Analizi

Bretton Woods sisteminin yıkılmasını takiben kurların serbest bırakılması ile birlikte dış ticaret ve kur etkileşimi artmıştır. Bu ilişkinin boyutlarını, nedenlerini ve sonuçlarını teorik ve uygulamalı olarak analiz ederek farklı farklı sonuçlara ulaşan çalışmalar bulunmaktadır. Bu bölümde döviz kuru ve dış ticaret ilişkisinin teorik literatür ele alınacaktır.

Döviz kurlarında meydana gelecek değişimler hem ekonomik istikrar açısından hem de başta ticaret olmak üzere ekonomik faaliyetleri etkilemesi açısından büyük önem arz etmektedir. Çünkü kur hareketliliği sadece döviz piyasasını değil, bunun yanında dış ticareti de yakından ilgilendirmektedir. Kur dalgalanmalarının ticaret hacmini daraltacağına dair genel kabul söz konusudur. Dış ticaret dengesinin sağlanabilmesi için bazen düşük kur politikası izlenmesi gerekebilmektedir. Düşük kur ile döviz cinsinden ithalat fiyatları düşerken, aynı zamanda ihracat gelirleri de azalabilmektedir. Bu durum ülkelerin ihracat pozisyonlarını kötüleştirirken, ithalat daha ucuz hale gelebilmektedir.

Risk sevmeyen ihracat ve ithalat yapan firmanın ele alındığı standart bir modelde, döviz kuru oynaklığının artışı, firmaların gelecekteki kârlılığı hakkında belirsizlik yaratacağı kabul edilmiştir. Bu tür belirsizlik arttıkça, ihracat arzı ve ithalat talebi azalacaktır. Böylece kur oynaklığı ile uluslararası ticaret arasında negatif bir ilişkinin olduğu varsayılmaktadır (Hodge, 2005: 5).

60 Özellikle gelişmekte olan ülkelerin makroekonomik dengeleri reel döviz kurunda meydana gelen değişimlerden ciddi biçimde etkilenebilmektedir. Reel kur değişimleri, ulusal paranın değerlenmesine veya değer kaybetmesine sebep olarak ülkenin rekabet gücü ve dolayısıyla dış ticaret hareketlerini belirlemektedir (Yılmaz ve Kaya, 2007: 70). İthal girdiye dayalı olarak üretim yapan ülkelerde kurun düşmesi, ucuz hammadde ve aramalı ithalatı imkanı sağlamaktadır. Bunun yanında düşük kur aynı zamanda ihraç edilen malların da fiyatının düşmesine ve buna bağlı olarak dış talebin artmasına sebep olurken ülkenin rekabet gücünün de artmasını sağlayacaktır.

Kur oynaklığı harcamaları kaydırıcı etkilerde de bulunabilmektedir. Yani kurlardaki değişiklik tüketicilerin yerli veya yabancı mal tercihini yakından etkileyebilmektedir. Örneğin kurların yükselmesi ile birlikte ithal malların pahalılaşıyor olması yerli mal kullanımını artıracak ve ödemeler dengesi düzelecektir. Fakat kurların düşmesi ise yurtiçi mal tercihini değiştirerek ödemeler dengesini bozacaktır. Genel olarak kurlardaki aşırı oynaklık, belirsizlik doğuracağından riski sevmeyen aktörlerin riskten kaçınmaları nedeniyle dış ticaret hacmini daraltacaktır.

Kur oynaklığı ve dış ticaret arasındaki ilişkinin birincil kaynağı; uluslararası ticari akımlardan kaynaklanan ticari riskten ve kısa-uzun dönemli oynaklığın yarattığı belirsizlikten oluşmaktadır (Auboin ve Ruta, 2011: 10).

Değerli kur yani kurların düşmesi ile artan ihracat getirisinin yanında kurların yükselmesi ile ithal aramalı ve girdi fiyatlarının artması ilişkisine bağlı olarak dış ticaret hadleri ile döviz kuru arasındaki ters yönlü ilişki oluşmaktadır. Bu durum, kur politikalarının ticaret hacmi ve kârlılığını etkileme potansiyeli nedeniyle kur politikaları belirlenirken dikkatli olunması gerçeğini ortaya çıkarmaktadır (Zengin, 2001: 29).

Kurların yükselmesi ithal malları ucuzlatarak iç piyasadaki tüketicilerin yabancı mal tercihini teşvik edeceğinden, yerli mal talebi azalacaktır. Böylece daralan iç talep üretim düzeyinin ve dolayısıyla da istihdamın azalmasına sebep

61 olacaktır. İstihdam kapasitesinin azalması işsizlik oranını artırarak, gelir dağılımındaki adaleti bozacaktır. İhracata yönelik üretim yapan sektörlerdeki işgücü, bu sektördeki daralma nedeniyle diğer sektörlerde istihdam imkânı bulamadığından tüm ekonomide toplam düzeyde bir daralma yaratacaktır (Bilgin, 2004:82).

Yurtiçi ve yurtdışı ithalat talep esneklikleri toplamı birden büyük ise ne tür bir kur rejiminin uygulandığının bir önemi olmaksızın yabancı ve yerli mal arasındaki talep yön değiştirebilecektir. Ayrıca cari işlemler dengesinin kur değişiminden etkilenmesi de arz fiyatları veri kabul edildiğinde, tüketicilerin kısa dönem değişimlere reaksiyon göstermesine bağlı olacaktır. Buna bağlı olarak gelir, faiz ve kârlılık oranları da değişecektir (Kadıoğlu vd., 2001: 12).

Döviz arz ve talebi gerek ulusal gerekse yabancı siyasi ve ekonomik gelişmelerden etkilenerek beklentileri şekillendirmektedir. Döviz arz ve talebinde meydana gelen değişim kur istikrarını engellerken, kurları daha hareketli hale getirecektir. Bu hareketlilik spekülatif ataklara sebep olsa da, temelde ülkelerin dış ticaret hacmini etkilemektedir.

Kur ve dış ticaret ilişkisinde teorik ve uygulamalı analizler farklı farklı sonuçlar elde edebilmektedir. Bunun nedeni kur ve dış ticaret ilişkisinin boyutu ve yönü; analizlerde ele alınan ülkelerin gelişmişlik düzeyleri, kullanılan tahmin yöntemleri doğrultusunda farklılık gösterebilmektedir (Clark vd., 2004: 20-21). Ayrıca kur ve dış ticareti etkileyen faktörlerin çok fazla olması bu ilişki de standart bir sonuca ulaşılmasını zorlaştırmaktadır.

İktisadi faaliyetlerde geleceğe yönelik belirsizlikler döviz kurlarında beklenmedik hareketlere sebep olabilmektedir. Küreselleşen dünyada sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi, bilgi-iletişim teknolojisinin gelişmesi ve finansal işlemlerin artması gibi nedenlerden dolayı kur değerleri etkilemektedir. Bu durum iktisadi birimlerin karar alma süreçlerini etkilemektedir. Özellikle yaşanan finansal krizlerden alınan derslerin de gösterdiği üzere yatırımcılar finansal ve döviz kuru risklerine karşı korunma yoluna gitmektedirler. İktisadi birimler bu piyasa ve kur belirsizliklerini öngörmek, bilgi edinmek için çaba sarf etmektedirler. Genel olarak

62 yapılan çalışmalar da döviz kurlarındaki oynaklık ve belirsizliklerin dış ticaret hacmini olumsuz yönde etkilediği tespit edilmiştir. Örneğin, Arize (1997), Öztürk ve Acaravcı (2003), Takaendase v.d. (2005), Peker (2008).