• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

3.3. Hükümetler ile FARC Çatışmasını Dönüştürme Dönemi

3.3.1. Reform ve Düzenlemeler

Vazgeçilmez insan güvenliğini sağlamak amacıyla Kolombiya devletinin silahlı çatışmaların tüm etkilerinden halkını koruması ve yoksulluğu ortadan kaldırması gerekmektedir. Bunları başarıyla gerçekleştirmek için öncelikle sağlam alt yapı hizmetlerinin sunulmasının temin edilmesi gerekir. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, insan haklarının ve eğitimin geliştirilmesi gereklidir. Bu durum silahlı çatışmaların büyümesinin sınırlandırılmasını, zararın azaltılmasının ve şiddet yoğunluğunun aşağıya çekilmesini sağlayacaktır.

Uluslararası Organizasyon ve Sivil Toplumların bu silahlı çatışma tehdidinden kurtulmak için yardımları önemlidir. Barış, Tolerans, Hukuka saygı kültürünün geliştirilmesi, şiddete karışmış kişilerin sorumluluklarından kaçamadan gerçekçi hukuki koşullarının oluşmasının temini, kullanılabilir tarımsal alanların genişletilmesi etkili önceliklerdendir. Kolombiya, özgür insanların tehdit edilmediği bir ortam

oluşturup yoksulluğa engel olabilirse kalıcı barış mümkün olabilecektir (Suelt Cock, 2006, s.20-21). Şiddeti önlemek için ekonomik, sosyal ve yapısal nitelikte bir politikanın oluşturulması gerekir.

Avrupa Konseyi’nin yapmış olduğu Kriminoloji Sempozyumu’nda şiddeti önlemek üzere bazı öneriler geliştirilmiştir. Bu önerilere göre şiddeti önlemek için kişilerin çocukluklarından itibaren gerek toplum gerekse çevreleri tarafından kabul edilmiş bulunduklarını hissetmeleri zorunludur. Şiddete başvurmaya mecbur kalmamak için birey haklarını değerlendirmek üzere etkin ve kanuni araçlara sahip olmalı, kendisini anlatabilmelidir. Kolluk kuvvetlerinin şiddete dayalı olmayan bir toplumun oluşturulmasındaki fonksiyonu çok önemlidir. Polis sadece tahrik edici metotlardan kaçınmakla kalmamalı, aynı zamanda şiddetin azalması, gerilemesi için de çaba sarf etmelidir.

Uygulanacak sosyal politika toplumda şiddeti giderek daha etkisiz hale getirecek biçimde düzenlenmelidir. Toplumun en yoksul kategorilerinin menfaatlerini nazara alan bir politikaya ihtiyaç vardır. Kendilerini ıslah etmek isteyen ve bu hususta gayret gösteren gruplar ve örgütler aracılığıyla karşılıklı yardım ve siyasi temsil imkanı sağlanmalıdır. Tahliye edilen suçlulara sunulacak yardım ve iyileştirme daha gerçekçi olmalı ve onların anti sosyal davranışlarının sebeplerini azaltacak nitelik içermelidir (Dönmezer, 1996, s.220). Kolombiya örneğinde şiddeti azaltmaya yönelik yapılacak bu düzenlemeler, kamplarda yaşayan ve rehabilitasyona tabi tutulması gereken gerillaya uygulandığında çatışmasızlık kalıcı hale gelebilir. Aksi takdirde hayatlarının tamamını cengelde geçirmiş gerillanın eski düzenlerine dönmeleri ihtimal dahilindedir.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı verileri 2003-2007 yılları arası 4 yıl içerisinde Bogota’daki fakir halkın payı %38’den % 24’e düşmüştür. Önceki dönemlere göre seçimlere katılım oranının bir miktar atmasının sebebi içerisinde bu durumda sayılabilir (Kurtenbach, 2010, s.7). Bir halkın ekonomik durumu ne kadar iyileşirse gelecekten beklentisi o derece artmakta, sosyal ve siyasal hayatta daha aktif olma talebi artmakta, sonuç olarak demokrasiye olan inanç şiddetten toplumu uzaklaştırmaktadır.

Bir devlette iç savaş meydana geldiğinde bunu engellemek için hep daha fazla mali ve politik çaba harcanır, bu da bir maliyet oluşturur. Sonuç itibariyle güçlü bir ordu oluşturulur. Bu durum sivil direniş, ya da isyancı güçleri durdurmadığı gibi kendi içinde askeri diktatörlük imkanını doğurur. Bu durumun devam etmesi elitlerin rahatsız olacağı bir durum değildir. Kendi doğal kaynaklarına müdahale edilmediği sürece ve şiddet elitleri etkilemeyecek uzak bir bölgede meydana geldiği müddetçe güçlü bir ordu elitlerin işine gelecektir (Acemoğlu, Ticchi, Vindigni, 2010, s.2). FARC gibi isyancı gruplar oligarşik elitlerin elinde bulunan imkanların kendilerine ya

da köylüye eşit dağılımını talep ettiklerinde silahlı mücadeleyle baskı altına alma yöntemi denenmiştir.

Kolombiya’nın ihtiyacı olan düzenlemelerin geciktirilmesinin maliyeti hakkında 1995 yılında Rubia’nın yapmış olduğu çalışma açıklayıcı katkı sunar. 1980- 90 arası dönemde Kolombiya’da 100.000 insanın ölmesi durumuyla milli gelir arasında bir korelasyon ortaya koyulmuştur. Çalışmadan çıkan sonuç, ülkede cinayetlerin arttığı dönemlerde iktisadi büyümenin % 2 cıvarında geriye doğru gittiğidir (Riascos, Vargas, 2011, s.5). İç savaşlar sadece insanları öldürmediği gibi, ümitleri yok eder, yeni nesillerin ekonomik refah potansiyelini de ortadan kaldırır. Çatışmaların olduğu bir bölge ve ülkede huzur kaybolduğundan yatırım gerçekleşmez, bu da ekonomik daralma anlamına gelir.

3.3.2. Eğitim

Bir toplum içerisinde şiddet eğiliminin artmasında eğitim eksikliğinin ya da yanlış verilen eğitim17in etkisinin olduğu bilinmektedir. Şiddetli çatışmaların barış

sürecine evirilmesiyle rehabilitasyon aşamasına gelinmekte, bu süreçte de yapısal dönüşümü sağlayabilecek doğru eğitimin veriliyor olması önemli olmaktadır. Şiddetli çatışma ortamında ilk ve önemli süreç ateşkesin sağlanması olsa da toplumun refahı açısından zor olan en önemli süreç yapısal reformlar içerisinde de yer alan çatışmanın taraflarına verilecek eğitimlerdir.

Genellikle bir devlet içerisinde eğitime ayrılan imkanlar olması gerekenden az kalmaktadır. Eğitime ayrılabilecek bütçe çok uzun dönemde sonuç verebilecek yatırımlardan sayılmakta ve politikacılar en hızlı sonuç alınabilecek yerlere yatırım yapmayı tercih etmektedirler. Uzun dönemde çatışmaları kalıcı olarak çözebilecek eğitim yatırımları olması gerektiği miktarda yapılamamakta ya da ihtiyacı olandan az bir bütçe ile desteklenmektedir.

Silahlı çatışmaların meydana getirdiği şiddetin yaşandığı Kolombiya’da eğitim sistemi ve eğitimle ilgili faaliyetler direk olumsuz etkilenmiştir. Silahlı grupların reşit olmayan çocukların ellerine silah vererek kendi gruplarına katılımlarını sağlaması18bunun en trajik örnekleridir. Eğitim, yemek, barınmak insanların en temel

ihtiyaçları olduğu halde ülkedeki olağanüstü koşullar nesilleri bundan mahrum bırakmaktadır.

17 Devletler tarafından halklarına verilen resmi ideoloji çerçevesindeki eğitimler göreceli doğru bir

vatandaş meydana getirmeyi amaçlasa da eğitim formatı içerisinde şiddet içeren çatışma eğilimli söylemlerin bulunuyor olması o toplumda gelecekte olabilecek siyasal uyumsuzlukların şiddetli çatışmalara dönüşmesinin de önünü açabilecektir. Hatta birçok devlette verilen milli eğitim, vatan sevgisi vb. kutsallaştırmaların seviyesinin olağanüstü yüksekliği şovenizmi doğurmakta, bu da potansiyel toplumsal şiddeti barındırmaktadır. Toplumdaki bu duygusal birikme pejoratif hizipsel ataklara da açık hale gelindiğine işarettir.

Bu silahlı örgütler kendi savaşlarında çocukları birer asker haline getirerek ilkin o çocukları olması gerektiği yerlerden alıkoyduklarından kurban ediyorlardı. Savaşın çocukları için okul silahlı mücadeleyi öğrenebilecekleri yere dönüşüyordu. Kolombiya’da 1996 ile 2003 arasında 71 okul bu doğrultuda saldırıya uğradı. Diğer taraftan çatışma bölgelerinde öğretmenlerin durumu dramatik halde olmaktaydı (Cuenoud, 2006). Kendilerini kaçırılmadıkları için şanslı gören çocuklar ise öğretmenlerin ve kendilerinin üzerindeki psikolojik şiddetten dolayı kaliteli eğitim almaktan uzak bir şekilde yetiştirilerek topluma katılıyorlardı.

Yapılan bir araştırmada çatışmaların yaşandığı bölgelerde bütçenin alt yapı çalışmalarına ayrılan maddi imkanlardan şiddetin ve çatışmanın azalmasına daha fazla katkı yapıldığı görülmüştür.19 Devlet tarafından yapılan gözle görülebilir somut bir alt

yapı gelişmesi toplumdaki çatışma iştahını engellemeye katkı sunabilmiştir. Oysa eğitim faaliyetlerine ayrılan yatırım toplumun bilinç düzeyinin yükselmesini sağlayacak, uzun dönemde kalıcı çatışmasızlığı ve sükuneti meydana getirecektir. Ani bir ateşkes, silahların susması bir anda eğitime yapılan katkı ile sağlanamaz, böyle bir sonuç eğitime ayrılan maddi ve manevi imkanlarla elde edilemez. Özellikle Kolombiya gibi coğrafi koşulları kırsal ağırlıklı olan bölgelerde yapılacak yol, alt yapı çalışmaları insanların refahına bir miktar katkı yapacağından şiddeti azaltıcı bir etki yapabilecektir.

Şiddetin başlaması ve yoğunluk kazanması üzerinde kamu mallarının kullanımının etkisinin bir amprik kanıt olarak gösterilebilmesi mümkün müdür? Kamu politikalarından şiddeti azaltmaya yönelik en etkili araç hangisidir? Bu soruların cevabını Kolombiya’daki şiddetli çatışmaların belirleyicileri üzerinden değerlendirilebilir.20 Yukarıda da belirtildiği gibi yapılan çalışmalar göstermiştir ki

kamusal yatırımlar yol, altyapıya yönlendirildiğinde çatışmalar azalmaktayken, eğitim faaliyetlerine kamu yatırımları kanalize edildiğinde çatışmaların azaldığına yönelik kısa dönemde net bir bulguya rastlanamamıştır (Cortes, Montolio, 2013, s.17).

Sivil çatışma çözümü ve barış inşası çerçevesinde eğitim alanında Kolombiya’da yapılabilecekler aşağıdaki şekilde özetlenebilir: (Speiser, 2004, s.27)

19 Proporsiyonel olarak eğitime nazaran alt yapı yatırımlarına ayrılan bütçe az ama daha hızlı

çatışmasızlığa katkıda bulunabilmektedir. Somut ve toplumun faydasına hızlı dokunabilecek gelişmeler refah seviyesini artırabilmekte, toplumun memnuniyetini sağlamaktadır.

20 Kamu otoritesinin imkanları kullanılarak hangi kesimlerin beslediği, hangi oligarşik unsurları maddi

olanaklarla zenginleştirdiği konuları Kolombiya örneğinde toprak bölüşümüyle gerçekleşmiş, bu etkenler çatışma sebepleri bağlamında devlet aygıtının rolünü ortaya koymuştur. Bir toplumda girişimci sınıfa ya da burjuvaziye devlet yetkilileri genelde boyun eğmek zorunda kalır. Fakat hükümetler devletin imkanlarını daha geniş kitlelere dağıtarak sosyal dengesizliklere yol açmadan politikalarını yürütmelidirler. Bu zor ilişkinin ne derece dengeli bir biçimde yürütüldüğü ekonomik

Sivil olma ve vatandaşlık öğrenimi; silaha bulaşmış insanların artık önceki hayatlarına dönerek elde edebilecek bir beklentilerinin olmadığına inanmış olmaları, diğerleri gibi normal sivil bir vatandaş olarak yaşamlarını sürdürmelerinin anlatılması, öğretilmesi.

Sivil-devlet organizasyon ve enstitüler arasındaki iletişim ve güvenin inşa edilmesi; devlet ne zaman ki bir çatışmayı kendi başına, sivil toplum kuruluşlarını dahil etmeden çözmeye kalkmış o dönem barış sağlanamamıştır ve başarısızlık meydana gelmiştir. Kolombiya’daki Caguan sürecinde de aynı şekilde sadece devlet ve FARC karşı karşıya çatışma çözmeye çalışmış, fakat sonuç alınamamıştır. Bundan dolayı toplumsal katılımı artıran sivil ve kamu organizasyonlarının birlikte yapıcı işbirliğinin yapılması, bu yönde çalışmaların yapılması katkı sağlayıcı olacaktır.

Uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları üzerine bilgilendirme; özellikle siyasi ayaklanmalar dolayısıyla meydana gelen iç çatışmalarda evrensel insani değerlerin yer aldığı uluslararası hukuk ve insani değerlerin kriter olarak alınarak müzakerelerin yapılması taraflar arasında güveni tesis edecek bir gelişme olacaktır. Kolombiya örneğinde de olduğu gibi taraflardan bir tanesi hükümet olduğundan ulusal ölçekteki hukuki koşullarla sınırlı barış müzakereleri müzakerelerin sonuç vermesine engel teşkil edebilir.

Çatışma yönetimi ve kriz önleme; çatışma yönetiminde öncelikler belirlenmeli, ilk süreç olan ateşkes sağlandıktan sonra yapısal reform aşamalarına geçilmeli.

Çatışma çözümü tekniklerini öğrenme; bilimsel çalışmalardan faydalanarak insanlığın bu yöndeki tecrübi birikimini kullanmayı önemseme, bu yönde öğrenme faaliyetleri geliştirilmeli.

Sivil toplum kuruluşlarına, sosyal hareketlere katılım yönünde ilgi; toplumun imkan dahilinde tüm katlarına nüfuz ederek farklı inisiyatiflerden haberdar olma, müzakereler sosyal alt yapı kazandırma yönünde çaba sarf edilmelidir.

Şiddet içeren illegal Kolombiyalı silahlı gruplara katılmama; şiddete mesafe koymayan kişi ve grupları kamusal hayatta tecrit ederek marjinalleştirme, bu grupların toplumsal tabanını uygulanan şiddet hakkında bilinçlendirme, örgütlere katılımı engellemeye yönelik bilgilendirme faaliyetleri gerçekleştirilmelidir.

Terapi içeren tedavi edici hedefler; topluma rehabilitasyonu büyük oranda sağlanmış gerilla ve benzeri silahlı gruplara meşru zeminde gösterilebilecek hedef ve idealler toplumsal kaynaşma ve birlikteliği hızlandıracaktır.

Yukarıdaki eğitimsel düzenlemeler toplum tarafından satın alındığında kalıcı barış için önemli bir imkan doğacaktır. Bir çatışma çözümünde ülkenin sosyoekonomik koşulları, tarihsel gerçekleri, birikmiş problemler, nüfusun yapısal

özellikleri, coğrafi konumu vb. birçok boyut göz ardı edilmeden değerlendirmeler yapılmalıdır. Bunları hayata geçirmenin en etkin yöntemi eğitim faaliyetleridir.

Kolombiya’da her on çocuktan biri okula gidemiyor, birçok okul uzun süre kapalı kalıyor. Diğer taraftan fakirlik çocukları maddi olarak ailelerine destek olmak zorunda bırakıyor. Bir ankete göre 18 yaş altı evlenenlerin oranı % 23 (Humanium). Bu durum çatışmayı sürekli olarak besleyen bir hal alıyor. Sosyolojik olarak çatışmanın koşulları, silahlı birliklere katılımların sebepleri araştırılıp mevcut olumsuz koşullar ortadan kaldırılmadıkça kalıcı barıştan söz etmek de mümkün olmayacaktır. Kolombiya belki de ulusal bir eğitim sistemi olmayan dünyadaki tek devlettir. Okullardaki bölümler içerisinde standartlar bulunmuyor. 1980’lere kadar standart bir eğitim ve öğretim sistemi ulusal ölçekte mevcuttu. Daha sonra politik sistem ve aktörlerin etkisiyle farklı uygulamalar devreye alındı. Ulusal bir eğitim sistemi lağvedilerek merkezi olmayan (desantralize) bir eğitim sistemi oluşturuldu (Filtzinger, Wahl). Eğitim sisteminin Kolombiya’da ülkedeki çatışma potansiyeli göz önünde bulundurularak verilmesinin barış toplumu olunmasına önemli faydalar barındırmaktadır.

3.3.3. Rehabilitasyon

Bir çatışmanın sona ermesiyle, ateşkes sağlanmasıyla önemli bir aşama geçilmiş olsa da esasında en zor süreç bu dönemde başlıyor. Savaşan gerillanın toplum içerisindeki adaptasyonu, alışkanlıklarını terk etme zorlukları, savaşın mağdurları ve kurbanlarının yakınlarının bu durumu kabullenmeleri ve hayatlarına eski savaşçı gerillalarla birlikte devam etmelerinin gerekliliği gibi durumlar barış yapmanın zorluklarıdır.

Gerilla gruplarından ayrılan savaşçılar sadece şehirlere taşınıp iş bulmakla değil, aynı zamanda isimsiz bir hayata başlamakla ve toplumsal damgalanmayla, eski arkadaş ve düşmanlarının da olası tehditleriyle mücadele etmeye başlamaktadırlar. Bununla birlikte kırsaldan gelen FARC üyelerinin kabiliyetlerini kentsel odaklı ekonomik bütünleşme sürecine dönüştürebilme zorunluluğu da onları beklemektedir. Savaşmak dışında kabiliyetlerinin sınırlı oluşu süreci daha da zorlaştırmaktadır.21 Aynı

zamanda kırsaldan gelen gerillanın önceki çevresindeki arkadaşları ile birlikte hareket etmek durumunda bırakılmaları farklı gruplaşmalara da sebebiyet verebilir, sonuçta apayrı sosyolojik problematiklerin meydana gelmektedir.

Gerillanın kırsaldan şehir hayatına dönüş yapmış olması kırsal alanlarda olması gereken alt yapı gelişmelerinin ihmal edilebileceği anlamına gelmemelidir. Özellikle

Kolombiya örneğinde coğrafi koşulların ve kırsaldaki az gelişmişliğin gerek fiziki olarak gerek sosyo-psikolojik olarak şiddetli çatışmaları beslediği hatırda tutulmalıdır. Bu durum hükümet için öncelikli konular içerisinde olmalı. Kırsal sorun müzakere aşamasındaki en önemli konulardan biriydi. Eşit olmayan arazi mülkiyeti, zorla yerinden etme ve kırsal az gelişmişlik gibi durumlar Kolombiya’da uzun yıllardır çözülemeyen problemler içerisindedir (Nussio, 2012, s.59-60). Çatışmasızlık sağlansa bile tekrardan şiddeti çatışmalara dönülmesine neden olabilecek koşulların titizlikle gözden geçirilerek doğru tecrübe kullanımı ile gerekli tedbirlerin alınması sağlanmalıdır.

Müzakere ve rehabilitasyon süreçlerinde farklı uygulamalarla da karşılaşılmaktadır. Örneğin AUC’un demobilize olduğu dönemde gerilla sayısının bilinçli artırıldığı, bu yolla DDR avantajlarından daha fazla yararlanılmak istendiği iddia edilmiştir. İki önemli paramiliter lider bunu yaptıklarını itiraf etmişlerdir. Birleşmiş Milletler Entegrasyon DDR 2006 yılındaki raporuna göre silahlı grupların içine savaşan gruplar içinde olmayan kişiler de DDR projesi kapsamında dahil edildiler. Bu bilgiler ışığında demobilize olan grup sayısı FARC savaşçılarının birkaç kat üzerinde olabilmektedir.

Gerilla ve halkın psikolojisini rehabilitasyon açısından analiz edebilmek için bir simülasyon üzerinden değerlendirme yapılabilir. Kolombiya’da 2014 Haziran ayı içerisinde 3400 kişinin katılımıyla yapılan anket çalışmasından ortak amaç ve eğilimleri olan iki aktör ele alınarak bu aktörlerin liderlik yönleri ve eylemlerinin sonuçlarındaki farklılıklar gösterilecektir.

Birinci hikayedeki FARC üyesi olan Felipe ağır insan hakları ihlalinden sorumlu değildir. Felipe FARC üyesi, fakat komutanlardan değildir. Ona verilen emirleri örgütün içinde olduğundan yerine getirmiştir. Eylemlerin sonucunda bir kişi kaçırıldı ve birkaç gün boyunca rehin tutuldu. Felipe’e göre bu eylemler kendi mücadelesi için gerekli ve haklı olarak yapılmaktaydı, bu inançla eylemleri gerçekleştirmişti. Bu eylemlerin tamamını Felipe açıkladı ve silahlarını teslim etti. Bu eylemlerinden dolayı hapse girmeyecek…

Rastgele sorulan kişilerden cevaplayanlar aşağıdaki iki opsiyondan birini seçecekler; 1. Felipe seçilmek için aday olup politik hayatta rekabet edebilsin,

2. Felipe seçilmek için aday olup politik hayatta rekabet edemesin, Katılımcılar aşağıdaki gibi cevapladılar:

1 diyenler aşağıdaki 3 soruya asla olmaz cevabını verirken, 2 diyenler aşağıdaki 3 soruya çok fazla cevabını verdiler.22

Bunun ne ölçüde adil olduğuna inanıyorsunuz?

Bunun ne ölçüde uzlaşmaya katkıda bulunacağına inanıyorsunuz? Bunun ne ölçüde barışa katkı yapacağına inanıyorsunuz?

Gözlemlenebildiği kadarıyla Felipe’nin seçimlere katılmasının yasaklanması barış sürecinin meşruiyetine olan inancı artırıyor23 (Carlin, McCoy, L.Subotic). Halkın

önemli kesiminin adaleti hakkaniyetli cezalandırmada gördüğü yorumu çıkartılabilir.

Kolombiya çatışma tarihi o kadar uzun yıllara dayanıyor ki bu kronik yarayı tek başına sarma sorumluluğu sadece devletin omuzlarına bırakılamaz. Diğer çatışma örneklerinde olduğu gibi halk, devlet, toplumun tüm katmanları karşılıklı entegrasyon ve rehabilitasyon için çaba sarf ettiğinde arzulanan refah ortamına kavuşulabilir. Bu yönde tamamen dünyadan kopmuş çocuklara bir takım girişimlerle dizüstü bilgisayarlar dağıtıp, onların kaybettikleri zamanı bir an önce telafi etmelerine fırsat verme etkinlikleri güzel örneklerden olmaktadır (TED). Sunulan fırsatlarla yeni nesil iyi bir eğitim alırsa potansiyel çatışma zeminleri ortadan kalkabilir.

3.4.Tarafların Entegrasyonu

20.yüzyılda entegrasyon algısı ekonomiyle ilgili olsa da esas itibariyle barış ve güvenlik eksenli algılanıyordu. Bu yönüyle ulus devlet çözüm değil, aksine sorun olarak görülüyordu (Hettne, 2008, s.89). Gerek devletler arasında gerek devlet içerisindeki taraflar arasında gerçekleşmesi muhtemel entegrasyon barış ve güvenliğin tesis edilmesi için önem arz etmektedir. Kolombiya’da 2006 yılında nihai barış anlaşmasının imzalanmasından sonra eski gerillanın topluma intibakı, halkın içerisinde normal bireyler olarak yaşayabilmesi, kamusal hayata entegrasyon sağlayabilmesi kalıcı barış için mutlak koşullar içerisindedir.

Eski savaşçılar ile ilgili tespitler entegrasyonun yönü açısından önemli ipuçları verir. Yapılan anket çalışmalarında örneğin 112 eski gerillanın % 96’sı barış süreci hakkında derin şüpheler duymaktadır. Bunun yanında vicdani sebeplerle silaha veda

22 Kolombiya’da halkın ne şekilde kutuplaştığı, uzlaşma zemininin ne kadar kaygan olduğu bu

örneklerden görülebilmektedir. Toplum ümidini barıştan yana tüketmiş gözükmekte, yapılan referandumdaki katılım oranının düşüklüğü de bu tespiti desteklemektedir. Bugün itibariyle Kolombiya halkı barışı satın almış durumda, çatışmanın devam etmesinden kimseye bir fayda gelmeyeceği de bilinmektedir.

23 Barış yapmak; silahları susturmak ve geçmişi tamamen unutmak anlamına gelmemektedir. Barış ve

edenlerle ile başka bir silahlı seçenek ortaya çıkana kadar barış sürecinin içinde duranlar arasında da bir ayrım yapmak gerekir.

Özellikle Bogota’daki barınaklarda, köklerinin geldiği yerlerden ve ailelerinden çok uzakta yaşayan eski savaşçılar gerçekten kalıcı barışın gelmesini hayal olarak görmektedirler. Örneğin Medellin’den gelen eski bir paramiliter ‘Barış hiç gelmez. Barış sadece bizim silahlarımızı teslim etmemiz ile gelecek değildir. Savaşmak için sıraya girmeye hazır birçok sivil var. Her birinin kendince çılgın bir sebebi var. Benim sebebim işimi kaybetmemdi’ ifadesinde bulunuyordu (Theidon, s.13). Bu eski savaşçının söyledikleri önemli çıkarımlarda bulunabilme imkanı sunmaktadır. Kolombiya’da yaşanan iç savaşta silahlar teslim edilse de, insanların ellerine silah alma sebepleri tamamen ortadan kaldırılmadıkça sadece savaşçıların isimleri değişecek, savaş kaldığı yerden tekrardan devam edecektir. İnsanların eline silah almalarının sebepleri ortadan kalktığında kendiliğinden tüm taraflar arasında entegrasyon gerçekleşecektir.

Birleşmiş Milletlere göre Kolombiya içerisindeki toprağın % 52’lik kısmı nüfusun sadece %1,5’una aittir (Graaff, 2014). Bu durum entegrasyon için ekonomik koşulların ne derece iyileştirilmesi gerektiği hakkında önemli bir istatistik içerir.

Kolombiya’da şiddetin meydana gelmesinin koşullarını ortadan kaldırabilecek merci siyasi otoritelerdir. Devletlerin başında güçlü liderlerin olması barış yapmada önemli bir destek sunar. Liderlerin risk alarak olası eleştirileri göğüsleyecek cesarete

Benzer Belgeler