• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

2.7. Barışa Giden Yol

Şartların barış için elverişli olması, koşulların taraflarca olgunlaşması, şiddet ve çatışma devam ettiği müddetçe tarafların beklentilerinin azalması ya da sıfırlanması barış inşası zeminin yapıtaşlarıdır. Şiddeti çözerek değil ama azaltarak, geniş halk kitleleriyle isyancılar arasındaki mesafeyi açarak barış kapıları aranabilir. Mao’nun dediği gibi “Gerilla savaşçısı içinde yüzdüğü deniz olan yerel halktan ayrı düştüğünde tıpkı sudan çıkmış balık gibi ölünceye kadar çaresizce çırpınır” (Powell, 2016, s.40). Çatışmayı doğuran etkenler ortadan kalktığında, gerillanın savaşması için bir sebebin artık kalmadığına halk inandığında barış yapılabilir. Böylece gerilla halktan koparak marjinalleşir, yada barış yaparak silahı bırakır.

Benzeri durumun FARC gerilla güçlerini de endişelendirdiği FARC liderlerinden Jacobo Arenas’ın sözlerinden anlaşılmaktadır. “İki yıldan fazla zamandan beri, Albay Alvaro Valencia Javar, ikiyüzlü ‘asker-sivil karması’ manevralar bahanesiyle Marquetalia köylü hareketi içine sızmaya çalışıyordu. Köylü hareketine ait birçok belgenin kanıtladığı gibi ordu şefleri her türlü vaatte bulunuyorlardı. Bölgede barışa saygı gösterme, etrafta kol gezen eşkıya çetelerine karşı bölge halkını koruma, toplumun çıkarını ilgilendiren her türlü konuda maddi yardım…” (Arenas, 1994, s.119). Bu şekilde halk desteğinden yoksun kalma gerilla güçlerinin varlık sebebini tehdit eden unsurlardan olabilecekti.

Yine FARC yöneticileri tek taraflı ateşkes ilan etmelerinin sebebini hükümet yetkililerinin güvenini kazanmak değil, halka FARC’ın gerçekten barış istediğini göstermek olduğunu açıklamışlardı (The Center for Humanitarian Dialogue, 2017, s.6).

Barış yapmada dört unsur dikkate alındığında sonuç almak da o derece kolay olabilir. Politik bağımsızlık, açık sözlülük, süreci gizli yürütme, hızlı hareket etme (Harland, 2018, s.7). Tarafların politik bağımsızlığı ve gücü, tarafların birbirlerine karşı dürüst bir şekilde tavır takınarak görüşmeleri yürütüyor olmaları, belirli bir süre görüşme konu ve takvimlerinin gizli kalması, aralıksız sürecin devam ettirilerek hızlı sonuç almaya yönelik ateşkes ve barışın gerçekleşebilmesi önemli koşullardandır.

Çatışmalarda barışı seçen taraf hangi zamanda müzakereleri başlaması gerektiğini iyi tetkik etmelidir. Müzakerelerin ne zaman başlanması sorusuna yoğunlaşan taraflar şiddet üstünlüğünün kedilerinde olduğu dönemi kendileri için en avantajlı zaman olarak görmektedirler. Masa da daha fazla söz sahibi olmak için şiddetin kendi üstünlüklerinde tavan yaptığı dönemi barış görüşmeleri için ideal aşama olarak belirlemektedirler. Bir taraf bu çerçevede kendini barış görüşmeleri için uygun gördüğünde bu diğer taraf için müsait zaman olmayacağından şiddetli çatışmaların daha uzum sürmesi gibi bir durum ortaya çıkabilecektir.

Tabanın da içinde olduğu barış inisiyatifi Kolombiya’da 1980’lerde başladı. Tabana yayılan üç önemli barış inşası spektrumundan söz edilebilir. İlk olarak derinlemesine demokrasi vurgusu, ikinci olarak silahlı çatışmalara sivil itaatsizlik vurgusu, üçüncü olarak ise yapısal şiddete, silahlı çatışmalara ve neo-liberal ekonomik gelişim modellerine sivil direnme vurgusu. Kolombiya’da 1982 yılından itibaren dört başkanlık dönemini kapsayan barış süreçleri büyük ve küçük gerilla organizasyonlarından birkaç tanesinin demobilize olmasını sağladı. Fakat en büyük gerilla gruplar olan FARC ve ELN savaşmaya devam etti.

Başkan Ernesto Samper yönetimde olduğu sırada barış sürecini yeniden canlandırma çabası içerisinde oldu. Başkan, uyuşturucu trafiğindeki Cali Karteline karşı yürütmüş olduğu kampanyalar sırasında büyük bir politik skandalın ortasına saplandı. Daha sonra 1998 Ağustos’unda görevi devralan Andres Pastrana gerilla liderleriyle buluştu ve barış sürecini tekrardan ayağı kaldıracağının sözünü verdi (Arnson, 1999, s.4-24).

En son barış müzakereleri 2012 Ağustos’unda başladı ve kalıcı barış ve istikrarın oluşturulması, çatışmaların sonlandırılması için genel anlaşma olan Havana Anlaşması imzalandı.

Havana Anlaşması altı maddeden oluşmaktadır. -Bütünleşmiş tarımsal kalkınma politikası -FARC’ın politikaya katılımı

-Ateşkes ve silahlanma

-Uyuşturucu kaçakçılığı sorunu -Mağdurlar için tazminat

-Kolombiya halkının onaylaması, doğruluğunu görmesi ve hayata geçirmesi.

Havana Anlaşması sürecinde müzakereler istikrarlı bir şekilde ilerledi ve 2016 Haziran’ında genel bir ateşkese varıldı. 2016 Ekim ayında Kolombiya’da yapılan referandumdaki teklif edilen anlaşmaya kısmi ret ise 2016 yılı sonundaki FARC ve Kolombiya arasında kabul edilen kesin/sonuç barış anlaşması için büyük bir zorluk oluşturdu (Provost, 2017, s.7). Buna rağmen Kolombiya Hükümeti ve FARC arasında üç yıl barış müzakerelerinin süreceği tarihi ateşkes anlaşması imzalandı. Aşağıdaki şekilde silahlı çatışmaların hangi dönemlerde yoğunluk kazandığı gösterilmiştir (El Bakioui, 2016, s.4-8).

Tablo 4: Kolombiya İsyancı Gruplarının Silahlı Çatışma Olayları

FARC ELN

Gerillanın uyuşturucu gelirinden dolayı yüksek karlarını devam ettirebilmek için savaşın devam etmesini tercih etti diye bir görüş bulunmaktadır. Bu deterministik

tespit FARC’ın büyük ölçekli rant arayışına girmeden önce de ortaya çıktığı, dolayısıyla ideolojik yönünün önemli olduğu şeklindeki görüşlerle karşılaştırılabilir. Diğer bir ifadeyle FARC üyeleri uyuşturucu ticaretine dahil olmadan önce de hayatta kalmasını bildiler (Villaveces, 2003, s.18). Uzun vade de hedefin ekonomik çıkarlardan başka bir şey olduğu kabul edilebilir.

Uyuşturucu kaçakçılığı ve üretiminin yüksek kar bıraktığı, bu durumun FARC içinde genel olarak bölünmelere, farklı düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olduğu bilinmektedir. Bu çerçevede FARC bugün barış müzakerelerine dahil olmayı tercih etmiş görünmektedir. FARC’ın bu sorunlar dolayısıyla iç yapısının bozulması bazı gruplar arasındaki çelişkilere neden olmuştur. 2014 Kasım’ında barış görüşmelerinin askıya alınması buna iyi bir örnek oluşturmaktadır. İsyancılar bu dönem bir generali kaçırdı. Bunun üzerine FARC sözcüsü durumun soruşturulacağını belirterek emir komuta zincirinin zayıfladığını itiraf etmek durumunda kalmıştı (Duschka).

Bir hükümet ile isyancı gruplar arasındaki barış müzakerelerinde iç savaşın sona ermesine yönelik çözüm bulmak için Stedman ve Zartmann şöyle bir tanımlama yapar. Dört faktör belirtilmektedir;

-Barış için müzakere eden tarafların birbirlerine karşılıklı duydukları güvensizlikten kaynaklanan güvenlik çıkmazı.

-Savaşın taraflarının öznel uymuş oldukları “totaliter amaçların” sıklıkla iç çatışmalara sebebiyet vermesi.

-Görüşmelerdeki durumları kabul etmeyerek baskı oluşturabilecek ayrı güçlü liderlik özelliklerinin ortaya çıkabilme ihtimali.

-Müzakerelerdeki meydana gelebilecek ani ve gecikmiş bir düşünce değişikliğinin inandırıcılık ve güvensizlik problemini meydana getirdiği “toplam savaş retoriği”.

Bu unsurların FARC ve Kolombiya devleti arasındaki müzakerelerde hangi boyutlarda gerçekleştiği, barışın hangi koşullarda ve evrelerden geçerek elde edildiği konularında sonraki bölüm aydınlatıcı bilgiler verecektir.

III. BÖLÜM

MÜZAKERE VE REHABİLİTASYON

Kolombiya’da FARC ve diğer gerilla grupları arasında ile birçok barış girişimi, müzakere ve anlaşma deneyimleri yaşanmıştır. Dünya’da birçok çatışma alanlarında da görüldüğü üzere barış yapmak savaşmaktan her zaman daha zor bir süreçtir. Savaşmanın şartları az ve daha kolay gerçekleşebiliyorken, barış yapmanın koşulları çok daha zor ve karmaşıktır.

Bir çatışmanın kalıcı şekilde çözülmesi önemli olmakla birlikte ateşkesin sağlanması bazen taraflar açısından barış için yeterli görülebiliyor. Oysa süresiz barışın sağlanabilmesi yapısal çözümleme ve uygulamalarla ortaya çıkmaktadır. Kolombiya’nın özel koşulları FARC ile yapılan başarılı barış girişimlerine rağmen suç ve terör olaylarının karmaşıklığı, şiddet, uyuşturucu trafiği gibi etkenlerden dolayı bu durumu daha da zorlaştırmaktadır (Marre, 2016, s.128).

Kolombiya’da 1980 sonrası dönem dikkate alındığında hükümetler ile FARC arasındaki barış süreçleri çerçevesindeki gelişmelerin kronolojik tasnifi aşağıdaki şekilde olmaktadır:

1982 Devlet başkanı seçilen Betancur FARC ile barış görüşmeleri yapabileceğini belirtti. Bu süreçte devlet af çıkarmış, fakat silahsızlanma süreci başlayamamıştır. Fakat çıkartılan af ile gerillanın bir kısmının serbest kalması sağlanmıştır. FARC Yedinci Gerilla Konferansı’nı düzenledi. Bu konferansta örgüt güçlerini artırmak için stratejik planlarını belirledi.

1983 Hükümet ve FARC barış görüşmelerine başlayarak üç yıl sürecek barış anlaşmasını imzaladı.

1984 FARC ateşkes ilan etmeyi ve siyasi parti kurmayı kabul etti.

1985 Union Patriotica adıyla FARC’ın siyasi uzantısı olan birlik kurulmuştur. 1986 Virgilio Barco Vargas başkan seçildi. Yapılan seçimlerde UP, Kongre’den 8 sandalye, Senato’dan 6 sandalye kazanmıştır. Fakat UP’nin siyasal sisteme entegre olmasından rahatsız olan bazı paramiliter gruplar ve uyuşturucu baronları UP üyelerine saldırmış ve 3000 UP üyesi öldürülmüştür.

1987 UP lideri Jaime Pardo’ya suikast düzenlendi.

1990 Cesar Gaviria Trujillo başkan seçildi. UP başkan adayı Bernardo Ossa öldürüldü. FARC yasal politik zeminden uzaklaşarak askeri kapasitesini güçlendirmeye odaklanmıştır. FARC’ın ideolojik ve politik lideri Jacobo Arenas ölüyor, FARC’ın tüm liderliğini Manuel Marulanda üstleniyor.

1991 Gaviria Hükümeti ile FARC arasında barış görüşmeleri başladı.

1992 Kolombiya Hükümeti ve FARC arasında ilk ülke dışı görüşmeler Venezüella ve Meksika’da gerçekleştirilmiştir (Serdaroğlu, 2012, s.37). Aynı yıl Gaviria Hükümeti ile FARC arasında süren barış görüşmeleri başarısızlığa uğramıştır.

1993 FARC Sekizinci Gerilla Konferansı’nı düzenlemiştir. Bu konferansta elit bir kadro “yüz bilge adam” adıyla belirlenerek yabancı ülkelere eğitim amaçlı gönderilmiştir. Bu şekilde yeni bir operasyonel model ortaya koyulmuştur.

1994 Ernesto Samper Pizano başkan seçildi.

1995 Samper hükümeti, başkanlık kampanyasını finanse etmek için uyuşturucu paralarını kullandığı suçlamalarından ötürü ciddi bir krizle karşı karşıya kaldı. Aynı dönemde Katolik kilisesi tarafından barış için alternatifler ortaya koyabilmek için Ulusal Uzlaşma Komisyonları toplandı (Conciliation Resources Working together for Peace, 2004, s.97).

1996 FARC Putumayo’daki askeri üsse bir saldırı düzenledi. Bu saldırıda 54 asker öldürülürken 60’ı esir alındı. Bu dönemde Kolombiya Gizli Komünist Partisi’nin ortaya koyduğu “Yeni Kolombiya için Bolivarcı Hareket” ilan edildi.

1997 Sağ paramiliter grup olan AUC, FARC ve ELN’ye savaş ilan etti. 1989 yılına kadar ‘Vatansever Birlik’ten 2’si başkanlık adaylarından da olan toplam 55 kişi öldürülmüştür. 10 yıl sonra partiden öldürülen kişi sayısı 2000’e ulaşmıştır. Bu ve başka sebeplerden FARC silah bırakarak siyasete dönmekten vazgeçmiştir (Planta). 1998 Muhafazakar Andres Pastrana Arango’nun başkan seçilmesiyle FARC ile barış görüşmeleri İsviçre’de tekrar başlar. Başlayan barış görüşmelerinde hükümet müzakerelere özel sektör, siyasi partiler ve kilise temsilcilerini de dahil etmiştir. Bu görüşmeler neticesinde diyalog ve müzakere için ulusal masa oluşturulmuştur. Yapılan müzakereler sonrasında ilk sabit anlaşma imzalanmış ve bu anlaşma müzakerelerin en somut gündemini oluşturmuştur.

1999 Devlet başkanı Pastrana ve FARC lideri Manuel Marulanda görüşme yapar. Aynı yıl FARC lideri Manuel Marulanda Velez paramiliter gruplar tarafından suikasta uğramıştır. Bu suikast girişimi sonrasında FARC barış görüşmelerinin sonlandırıldığını bildirmiştir. FARC suikasti hükümetin yaptırdığını öne sürer. Hükümet nezdinde ise; FARC’ın yeniden silahlanmaya çalışması ve kokain hasadını arttırmaya yönelik girişimleri barış görüşmelerinin sonlanmasının sebepleri olarak belirtilir. Bu durumların üzerine Başkan Pastrana ‘Kolombiya Planı’nı kamuoyu ile paylaşmıştır. Bu plana göre uyuşturucu ticareti önlenecek ve güvenlik artırılacak, sosyal ve ekonomik adalet sağlanacak, hukukun üstünlüğü temin edilecekti.

2000 ABD Kongresi Plan Kolombiya için 1,3 milyar ödenmesine karar verdi. 2001 FARC barış görüşmelerine Pastrana ile devam etmek istemekte, hükümet ile ateşkesin sağlanması üzerine görüşmelere başlanmaktadır.

2002 Bağımsız aday Alvaro Uribe başkan seçilmesiyle gerilla gruplarının üzerine sert şekilde gideceğinin sözünü vermiştir. Diğer taraftan Caguan’ın silahsızlandırılmış alan olması konusunda FARC ile anlaşılmış olmasına rağmen silahlı gruplar kendi kapasitelerini artırmak için bu fırsatı değerlendirerek barış sürecinin bozulmasına sebebiyet vermişlerdir. Sonuç olarak Pastrana’nın barış görüşmelerinin başarısızlığa uğradığı açıklanmıştır. Bu dönemde FARC’ın uçak kaçırma olayına dahil olması da Hükümetin görüşmeleri askıya almasına neden olmuş ve yaşanan çatışmalarda iki taraftan yüzlerce insan hayatını kaybetmiştir (Die Sternsinger).

2003 Uribe yönetimine Kolombiya Anayasası tarafından ayrı yetki almadan tutuklama yapabilme izni verildi. 31 binden fazla AUC üyesi silahlarını bırakmak için anlaşma yaptı. Aynı şekilde 15 bin cıvarı AUC, FARC ve ELN üyesi silahlarını bırakmak için gelecekte gönüllü olduklarını bildirdiler.

2004 Patriota Planı Başkan Uribe tarafından kamuoyuna duyuruldu. Sürekli bir askeri güvenlikli bölge oluşturulma hedefi açıklandı (Tompkins, Paul, Newton, s.118- 119-271).

2007 FARC’ın tarihi olarak göstermiş olduğu dayanıklılığı ve güçlü kapasitesine rağmen Uribe döneminde de politik müzakereler olmadan da askeri mücadele ve stratejilerle çatışmaları sona erdirmeye yönelik görünür sonuçlar alınmaya başlandı (International Crisis Group, 2009, s.29). Arabulucu olarak Venezüella devlet başkanı Hugo Chavez gerilla gruplarını esirlerin serbest bırakılması konusunda görüşmeye davet eder ve hükümet ile FARC arasında müzakerelerde aktif rol oynar.

2008 Chavez’in arabuluculuğu sonucunda FARC iki önemli rehineyi serbest bırakır. Chavez, Avrupa hükümetlerini ve ABD’yi sol gerilla gruplarını terörist olarak tanımaktan vazgeçmeleri için ikna edip bir teklif getirmesine rağmen Başkan Uribe bu teklifi kabul etmemektedir. Manuel Marulanda kalp krizinden hayatını kaybediyor. 2009 FARC, içinde bir valinin de olduğu altı yüksek profilli esiri serbest bırakıyor. Bunun üzerine Alvaro Uribe suç faaliyetlerini bırakıp ateşkes ilan ederlerse FARC gerillaları ile barış görüşmelerine başlayabileceğini belirtiyor.

2010 Kolombiya FARC gerillalarını barındırmakla suçladığı Venezüella ile diplomatik ilişkilerini kestiğini açıklıyor. Santos’un başkanlığa seçilmesiyle FARC’a barış görüşmelerine başlamayı tüm esirlerin serbest bırakılması koşuluyla kabul edeceğini belirtiyor.

2011 FARC, barış isteğinin bir işareti olarak tek taraflı birçok rehineyi serbest bırakır.

2012 Santos hükümeti ile FARC arasında barış görüşmelerinin başlamıştır. 29 Ağustos 2012 tarihinde ‘Çatışmanın Sona Erdirilmesi, İstikrarlı ve Kalıcı bir Barışın İnşası Anlaşması' imzalanmıştır. Bu görüşmelerin sonucunda;

a) Çatışmaların sonlandırılması,

b) İsyancı gruplara siyasi katılımcılığın sağlanması, c) Tarımın kalkındırılması,

d) Uyuşturucu ticaretinin önlenmesi,

e) Çatışmadan zarar gören kurbanların kayıplarının telafi edilmesi; Hususlarında anlaşılmıştır. Küba’da gizli görüşmeler yapılmaktadır. FARC, fidye karşılığı insan kaçırma faaliyetlerine son verdiğini ilan eder. FARC uzun yıllardır esir tuttuğu 10 asker ve polisi serbest bırakır. Kolombiya Kongresi gelecekte gerçekleşecek barış görüşmeleri sonrasında silah bırakacak olan silahlı grup üyelerine yardımcı olacak bir anayasal paketi kabul eder. Adı ‘Barış Çerçeve Kanunu’ olan düzenleme, insanlığa karşı suçlardan en üst düzeyde sorumlu olanlar dışında herkese af sağlayabilecek olmasından ötürü ülke içerisinde büyük tartışmalar başlatmıştır. Daha sonra eski devlet başkanı Uribe, hükümetin barış müzakerelerini eleştirerek başkan Santos’u Küba’da FARC ile gizli görüşmeler yürütmekle suçlamıştır. Görüşmeler sonucunda Havana’da Küba ve Norveç’in arabuluculuğuyla çatışmaların bitirilmesi ve kesintisiz bir barışın sağlanması için genel bir anlaşma imzalandı. Görüşmelerin basına sızması ile Santos açıklama yaparak barış masasına oturduklarını doğrulamıştır. ABD ve BM’in barış görüşmelerine desteği sonrasında Hükümet ve FARC tarafından görüşmelerin başladığı resmen ilan edildi. Norveç’in Hurdal bölgesinde Kolombiya hükümeti ve FARC ortak bir basın açıklaması düzenledi. AB ve Brezilya sürece destek açıklamaları yaptılar.

2013 Çatışmalardan etkilenen kırsal nüfus için tazmin yoluna gidilmesi, arazilerin daha adil paylaşımı, tarımsal kalkınmanın desteklenmesi için hedefler koyularak anlaşmaya varıldı (Paulo, Brühwiller). Aynı yıl FARC’ın tek taraflı ateşkesi sona erdi. FARC gerillaları 7 askeri öldürüp, 5 tanesini yaraladılar. Yine aynı çatışmalarda FARC gerillaları öldürüldü (Democratic Progress Institute, 2013, s.30-42).

2014 16 Mayıs tarihinde FARC ile Hükümet arasında imzalanan anlaşmaya göre FARC, gerilla kontrolündeki yerlerde yasadışı uyuşturucu faaliyetlerinin durdurulmasına yönelik kesin bir çözüm bulacağının sözünü verdi (Otis, 2014, s.1-2). FARC kuruluşunun 50. yılını kutladı.

2015 Kolombiya Hükümeti ve FARC kara mayınlarının temizlenmesi konusunda anlaştılar. Başkan Obama, Kolombiya Hükümeti ve FARC’ın barış görüşmelerini kesintisiz devam ettirmeleri gerektiğini açıkladı. Çatışma ve Çatışma Mağdurları Tarihsel Komisyonu, 10 Şubat 2015 tarihinde 800 sayfalık bir rapor hazırlamıştır. Bu komisyon 12 Kolombiyalı tarihçiden oluşmuştur. 6 tarihçi FARC tarafından seçilmiş, 6 kişi Kolombiya hükümeti tarafından seçilmiştir. Bu dönemde Başkan Santos, 23 Mart 2016’ya kadar barış anlaşmasını imzalayacaklarını ve anlaşmaya varılma tarihinden sonraki 60 gün içinde de FARC’ın silah bırakmayı kabul ettiğini açıklamıştır (Çınar, Avcı, 2017, s.232-244).

2016 Müzakerelerdeki farklı düşüncelerden dolayı nihai anlaşmanın Hükümet ve FARC tarafından bilinçli şekilde geciktirildiği belirtildi. 23 Haziran’da Hükümet ve FARC kapsamlı bir barış anlaşmasına öncülük edecek kesin bir ateşkes ve silahsızlanma anlaşması imzaladılar. Eylül ayında 52 yıllık silahlı çatışmayı sona erdirecek tarihi anlaşma taraflar arasında resmen imzalandı. Ekim ayında yapılan referandumda halk çok az bir fark ile yapılan barış görüşmelerine karşı çıktı. Buna rağmen barış görüşmelerine devam edeceğini belirten Başkan Santos Nobel barış ödülüne layık görüldü.

2017 Haziran ayında FARC yarım yüzyılın sonunda silahlı bir grup olma özelliğini bıraktığını resmen beyan etti (BBC). Yılın başında 6803 FARC savaşçısı BM Güvenlik Konseyi’nin gözetiminde silahlarını teslim ederek 26 ayrı kamp ya da terhis bölgesine nakledildi. 180 gün içerisinde bu süreç bitirilmeliydi. Anayasa Mahkemesi 11 Ekim 2017’de Kolombiya Hükümeti ile FARC arasında 24 Kasım 2016 tarihinde imzalanan barış anlaşmasını anayasal olarak kabul ettiğini açıklayarak anlaşmaya yasal statü kazandırdı (Amnesty International, Kolumbien 2017/18). FARC’ın ismi Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri’nden Kolombiya Devrimci Alternatif Gücü olarak değiştirildi.

2018 Mart sonunda yapılan seçimlerde Ivan Duque, Kolombiya’nın yeni başkanı seçildi. Yeni başkan barış anlaşması koşullarını olumsuz bulduğunu ve anlaşma şartlarında değişiklik ihtiyacı olduğunu belirtti. Seçimlerin ardından yapılan anketlerde halkın % 3’ünden daha azı FARC ile yapılan barış anlaşması ve diğer gerilla grubu ELN ile olası barış müzakerelerini gündemlerinde önemli bir konu olarak görüyorlardı.12 Halkın öncelikleri içerisinde sağlık, ekonomi, eğitim politikaları ve

yolsuzlukla mücadele konuları yer alıyordu (Huber, Wochner, 2018).

12 Halkın neredeyse yarısının yapılan seçimlere katılmayışı seçimlerden gelecek beklentilerinin ne

Benzer Belgeler