• Sonuç bulunamadı

4.2 Toplumsal Etkileri

4.2.1 Refah Seviyesine Etkisi

Ülkede ihracat destekleri yukarıda sayılan ekonomik etkileri sağladığı durumda toplumsal etkilerde kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Ülkenin milli gelirinin artması, istihdamın ve üretimin artması ülkede yaşayan kişilerin refah seviyelerinin yükselmesini sağlayacaktır. Refah seviyesinin yükselmesi ise ülke insanlarının yaşan standartlarının yükselmesine neden olacaktır. Ülke refah seviyesi yüksek kalkınmış ülkeler sınıfına dahil olacaktır. Refah seviyesi yüksek toplumlarda suç oranları daha düşük, sosyal bunalımlar, terör gibi çağın hastalıkları daha az görülmektedir. Ülkenin üretim ve milli gelir seviyesinin yükselmesi ülkenin büyüme hızına olumlu etki yapacaktır. Ülkenin büyüme hızının artması ile birlikte ülkede okullaşma oranı, kişi başına düşen doktor sayısının artması, bebek ölümlerinin azalması, ortalama yaşam standardının yükselmesi ve hastanelerde yatak sayısı gibi sosyal göstergelerde olumlu gelişmeler olacaktır.

BEŞĐNCĐ BÖLÜM

SONUÇ VE GENEL DEĞERLENDĐRME

5.1 Sonuç ve Değerlendirme

Gelişmekte olan bir ülke olarak nitelendirilen Türkiye’de KOBĐ’ler, sanayi sektörünün bir tamamlayıcısı olarak faaliyette bulunmakta ve özellikle 1970’li yıllardan başlamak üzere istihdama, ekonomik ve teknik gelişmeye yaptığı katkılardan dolayı giderek artan bir önem kazanmaktadır. KOBĐ’lerin sanayi sektöründeki yeri, yarattığı istihdam oranı, büyük sanayi işletmelerine sağladıkları destek hizmetleri ve milli gelire sağladıkları katkı göz önüne alındığında ise, önemi daha iyi anlaşılmaktadır. KOBĐ’ler ülke ekonomisindeki bu olumlu katkılarına rağmen, dışa açılma, ticaretin serbestleştirilme politikaları ve bu politikaların uygulanma sürecinde birçok sorunla birlikte varlıklarını sürdürebilmektedirler. Đşte bu şartlarda bulunan ülkedeki KOBĐ’ niteliğindeki işletmelerin desteklenmesi gerekmektedir.

Türkiye ekonomisinde önemli yere sahip KOBĐ niteliğindeki işletmeler, son yıllarda dünyada küreselleşme ve bölgeselleşme eğilimiyle birlikte artan rekabet ortamından önemli ölçüde etkilenmekte ve bu durum KOBĐ’lerin sorununu daha önemli ve ivedi hale getirmektedir.

KOBĐ’lerin önemi ülkeden ülkeye, hatta sektörden sektöre çok büyük değişiklik arz etmektedir. Ülkelerde istihdamın artırılmasında çok önemli işlevleri bulunmaktadır. KOBĐ’lerin toplam istihdamdan aldıkları pay Azerbaycan, Belarus, ve Ukrayna’da %5’in altında iken, Şili, Yunanistan ve Tayland da %85’in üzerinde gerçekleşmektedir. Türkiye’de KOBĐ’ler istihdamın %45.6’sını gerçekleştirmektedir.

1980’li yıllardan sonra hem dünya hem de ülkemiz ekonomisi açısından çok önemli işlevler üstlenen KOBĐ’lerin dış ticaret sorunları, üretimde kalite sorunları, üretim fazlasının pazarlanması sorunları ve ülkenin bölgeleri arası gelişme sorunları baş göstermiştir. 1980’li yıllarda yapılanmalarını tamamlayan KOBĐ’lerin ekonomideki önemi göz önüne alınarak önemlerini bir kez daha vurgulamak amacı ile Türkiye’de 1996 yılı KOBĐ yılı ilan edilmiştir.

1996 yılında ülkemizin AB ile Gümrük Birliği anlaşması imzalamasından sonra KOBĐ’lerin mevzuatı AB mevzuatı ile uyumlaştırılmış ve AB tanımına uygun bir tanımlama 2005 yılında resmi olarak belirlenmiştir.

KOBĐ niteliğindeki işletmeler daha çok kendi imkanları ile ayakta kalan, rekabet güçleri zayıf, profesyonel olarak yönetilmeyen, daha az sayıda işçi çalıştıran, ekonomide önemli yere sahip hatta ekonominin sürekli motorları olan kuruluşlardır. Ülkeden ülkeye etkinlikleri

açısından farklılık gösteren bu işletmeler Türkiye açısından da oldukça önemlidirler. Genel işletmeler içerisinde oldukça yüksek bir yer edinen KOBĐ’ler ihracat konusunda henüz istenilen etkinliğe ulaşamamıştır. Bunun nedeni ise KOBĐ’lerin henüz istenilen performans ve kaliteyi yakalayamadığı için rekabet güçlerinin düşük olmasından kaynaklanmaktadır.

Ekonomik ve sosyal yapının temelini oluşturan KOBĐ niteliğindeki işletmeler, büyük işletmelere göre daha dinamik bir yapı ve esnek karar alma mekanizmaları ile istihdam sağlama potansiyelini en iyi değerlendirebilecek işletmelerdir. KOBĐ’ler büyük işletmelere, mamul ve yarı mamul girdileri üreterek, üretim süreçlerinde de tamamlayıcı rol oynayan ve başka bir ifade ile yan sanayiyi oluşturan ve ekonomide sinerji yaratan işletmelerdir.

KOBĐ niteliğindeki işletmelerin işsizliğin azaltılmasına, iktisadi büyümeye, sürdürülebilir kalkınmaya olan büyük katkısı, günümüz gelişmiş ekonomileri tarafından sergilenmekte olan başarılı örneklerle doludur. KOBĐ’lerin gelişimi imalat sanayinin boyutuna derinlik kazandırabildiği gibi rekabetçiliği de teşvik etmektedir. Bu tür işletmeler aynı zamanda bu elde edilen nimetlerin adaletli paylaşımında da etkin rol oynamaktadır. Adaletsiz gelir dağılımını düzenleyici etkiler sağlayarak toplumun refah seviyesinin yükselmesine de yardımcı olmaktadır.

Dünya ekonomilerinde KOBĐ’ler gün geçtikçe artan oranda önemli konuma gelmektedir. Örneğin Japon ekonomisinde KOBĐ’ler çok önemli bir yere sahip bulunmaktadır. 1994 yılı itibari ile temel sanayiler dışarıda tutulmak kaydı ile ülkede 6.47 milyon KOBĐ bulunmakta ve bu sayı ülkedeki toplam işletmelerin %99.1’ini teşkil etmektedir. Toplam istihdam açısında Japonya’da KOBĐ’ler çalışan kesimin %76.5’ini istihdam etmektedir. Pazar payı itibari ile ise, imalat sanayinin %51.7’si, toptan satışların %62.1’i ve perakende satışların %78’i KOBĐ’ler tarafından gerçekleştirilmektedir.

Türkiye’de KOBĐ’lerin yapısı incelendiği zaman büyük ölçüde fason üretime yöneldikleri, kendi markalarını yaratmakta ve kendi ürünlerini pazarlamakta güçlük çektikleri görülmektedir. Ülke imajının ve marka gücünün zayıflığı bu işletmelerin rekabet gücünü büyük ölçüde zayıflatmaktadır. Özelliklede uluslararası piyasalara açılmış ihracatçı KOBĐ’ler, kendi markasını yaratmadığı ve kaliteli üretime önem vermedikleri sürece bu gelişmeler karşısında rekabet edebilirlikleri oldukça güç olacaktır. Bu açıdan KOBĐ’lerin desteklenmeleri işletmeler açısından hayati önem arz etmektedir. Đhracat piyasasındaki KOBĐ’lerin ekonomik yapıları incelendiği zaman bu işletmelerin uluslar arası piyasalarda desteğe ihtiyaçları çok açık olarak görülmektedir.

Ülkeler ihracatın geliştirilmesine ağırlık veren politikalar geliştirir iken bunda temel amaçları, ihracata yönelmenin ülkedeki teknolojik gelişmeleri olumlu yönde etkileyeceğini bilmeleridir. Uluslar arası piyasalarda rekabet eden yerli işletmeler, araştırma, kalite, pazarlama ve maliyetleri azaltma ile ilgili en yeni teknikleri benimsemek zorunda kalacaklardır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde geleneksel ihraç ürünlerinde ülke aleyhine olan dış ticaret hadleri, teknolojik yeniliklerle ihraç ürünlerinin çeşitlenmesine, ihracatın yüksek teknolojik mallar grubuna dahil olması ile, ihracatın artmasına sebep olacaktır. Dolaysıyla dış ticaret hadlerinin ülke lehine dönmesine ve işletmelerin dış piyasalarda tutunmasını sağlayacaktır. Buna bağlı olarak ihracat sürekli hale gelecek, ülkede işsizlik azalacak, üretim artacak, milli gelir yükselecek bu yeni durum ülkenin iktisadi gelişimini olumlu etkileyecektir.

Đhracat desteklerindeki temel özellik, ihracatın işletmeler açısından cazip hale

geliştirilmesidir. Son dönemlerde pek çok ülkede ihracatı destekleyici politikalar uygulanmaktadır. Bir ülkede ihracatın gelişimi, ekonominin iç piyasa durumu ile ihracatın yapısına bağlıdır. Đhracat artışı ise ülke ekonomisine doğrudan ve dolaylı olarak etkilerde bulunur. Doğrudan etkiler olarak, ülkeye döviz girişi hızlanarak döviz rezervlerinin artmasına neden olur. Yine, iç piyasada üretimin artmasına ve buna bağlı olarak işsizliğin düşmesine sebep olur. Dolaylı olarak milli gelirin artmasına, ülke refah seviyesinin yükselmesine ve dış ticaret açıklarının kapanmasına olumlu katkı sağlamaktadır.

Türkiye’de 1980 sonrası Đthal ikameci politikalar terk edilerek onun yerine ihracata dayalı sanayileşme politikaları benimsenmiştir. Bu dönemde ihracatın desteklenmesi amacı ile ihracatçılara nakdi ödemeler yapılması, ihracatçıların kamu kurumları nezdinde ki harcamalarının devlet tarafından karşılanmasını sağlayan değişik destek sitemleri kullanılmıştır. Bu politikalar ile 1980 yılında 3 milyon dolarlar seviyesinde olan yıllık ihracat tutarı bugün 2007 yılı itibari ile 100 milyar dolar sınırını geçmiştir.

Ülkemizde 1994 yılı itibari ile ihracatçılara verilen nakit destekler kaldırılmış onun yerine proje tabanlı ihracata yönelik devlet yardımları kapsamında destekler verilmeye başlanmıştır. 1996 yılında devlet yardımları kapsamında 2.000.000$ destek sağlanır iken 2005 yılında toplam destek tutarı112.351.000 $ seviyelerine çıkmıştır. Diğer ihracat desteklerinin bu zaman diliminde kullanım alanlarında ve miktarlarında artış olmuştur.

Araştırma konusu olan Kayseri ilinde ihracatın durumu incelendiğinde 2001 yılında 320.000.000$ olan ihracat 2005 yılında 702.000.000$’ı aşmıştır. Bu oran Ülkedeki KOBĐ’lerin 2005 yılında gerçekleştirdikleri toplam ihracat içinde %10’lar seviyesini ifade

eder iken, Türkiye’nin toplam ihracatının %1’ini aşmaktadır. Kayseri ilinin toplam ihracatının %90’lara yakın kısmı imalat ürünlerinden oluşmaktadır. Đhracatçı firmaların çok büyük bir bölümü üretici sanayi işletmelerinden oluşmaktadır. Şehirdeki ihracat sektör bazında incelendiğinde mobilya sanayi ve makine sanayi başı çekmektedir. Şehirde 2005 yılı itibari ile 576 işletme ihracat yapmaktadır. Đşletmelerin büyük bir bölümü KOBĐ niteliğindedir. Şehrin ihraç mallarına baktığımızda büyük bir bölümü mobilya ve dekorasyon ürünlerinden oluşmaktadır. Bu ürünleri sırası ile elektrikli ev aletleri, makine ürünleri, tekstil ürünleri, makine halıları ve gıda maddeleri ve konsantrelerinden oluşmaktadır.

Bu şehirden yapılan ihracatın %60’lık bölümü AB ülkelerine yapılmaktadır. Bu ülke gruplarını sırası ile Orta Doğu ülkeleri, Afrika ve Türk Cumhuriyetleri izlemektedir. Bu ülkelerden özellikle AB ülkelerine önemli miktarda mobilya ve dekorasyon ürünleri ile tekstil ve gıda maddeleri ihraç edilmektedir. Türk Cumhuriyetleri ve Orta Doğu ülkelerine elektrikli malzemeler ve makine ihraç edilmektedir. Çalışmada ihracatçı firmaların Pazar açısından AB ülkelerine biraz fazla bağlı oldukları görülmektedir. Bu durum gelecek açısından risk olarak işletmeler tarafından çok fazla önemsenmemektedir. Đşletmeler pazar sıkıntısının olmadığını ifade etmektedirler.

Kayseri’de ihracatçı işletmeler üzerinde yapılan incelemede işletmelerin büyük çoğunluğunun aile işletmesi olduğu ve profesyonel yöneticileri olmadığı gözlemlenmiştir. Profesyonel yöneticisi olan işletmelerin ihracat desteklerinden daha fazla yararlandıkları görülmüştür.

Ankete dahil edilen işletmelerin ihracat desteklerinden yararlanma oranlarına bakıldığında %56’sının desteklerden yararlandığı, %44’ünün ise desteklerden yararlanmadığı sonucu çıkmıştır. Yararlanılan desteklerin önemli kısmını ulaşılması daha kolay olan fuar desteği ve AR-GE destekleri oluşturmaktadır. Đşletmelerin AR-GE’ye önem verdikleri ve büyük bir kısmının AR-GE çalışması yaptığı tespit edilmiştir. Özellikle Eximbank kredilerinden yararlanan işletmelerin sayısının artıyor olması olumlu bir gelişmedir. Bu açıdan Eximbank kaynaklarının artırılması ülke ekonomisi açısından büyük önem arz etmektedir.

Đşletmelerin mevcut desteklere bakışına baktığımızda büyük bir kısmı desteklerin

yetersizliğini ve mevzuatın ağırlığı nedeni ile desteklere ulaşmada zorlandıkları gözlemlenmiştir. Bu destek mevzuatının anlaşılır hale getirilip işletmelerin yararlanma düzeylerinin artırılması ve desteklerin denetiminin yapılarak etkinliğinin sağlanması önemli ölçüde katma değer yaratılmasını sağlayacaktır.

Ankette işletmelere mevcut desteklerin dışında kendilerinin önerebileceği destekler ne olabilir diye ucu açık yoruma dayalı bir soru sorulmuştur. Bu soruya işletmeler farklı farklı cevap vermekle birlikte, genelinin istediği destek türü, devletin işletmeleri ihracatta kur riskinden kurtarmaları yönündedir. Bu soruda yine işletmelerin büyük bir bölümü navlun

desteği talep etmektedirler. Đşletmeler özellikle mevcut desteklere ulaşmanın

kolaylaştırılmasını, mevzuatın anlaşılır hale getirilmesini, desteklerle ilgili bürokratik işlemlerin azaltılmasını istemektedirler. Đşletmelerin %50’ye yakını faiz oranlarının çok yüksek olduğunu bu oranların düşürülmesi ile ihracat tutarlarının daha da artacağını bildirmektedirler.

Bir kısım işletmeler ise hammadde tedarikinde ve hammadde fiyatlarında yardımcı olunmasını, maliyetlerini düşürücü politikalara ağırlık verilmesini talep etmektedirler. Özellikle Kayseri ili için ihracatçı işletmeler hava alanının daha işler hale getirilmesini ve havaalanı terminalinin büyütülmesinin ülke menfaatine olacağını ifade etmektedirler.

Mobilya ve dekorasyon sektöründe faaliyete bulunan işletmeler yurt içinde şiddeti rekabetin olduğunu, büyük işletmelerin kendi pazarlarına girerek fiyat kırdıklarını ve ihracatta onlarla rekabette zorlandıklarını belirtmektedirler. Bu açıdan devletin haksız rekabette devreye girerek gözetimci politika izlemesini talep etmektedirler.

Kayseri’deki ihracatçı işletmelerin en önemli dikkat çeken özelliği sermaye yapılarının oldukça güçlü olmasıdır. Đşletmeler sermaye açısından hiçbir destek talep etmemektedirler. Ülke genelindeki KOBĐ’ler den bu yönü ile ayrılmaktadırlar. Ankete dahil edilen işletmelerin %80’i ihracatın finansmanını kendi öz kaynakları ile karşıladıklarını belirtmektedirler. Bu oran oldukça yüksek ve Türkiye ortalamasının bir hayli üzerindedir. Đşletmeler Kendi öz kaynakları dışında ihracatın finansmanında Eximbank kredilerinin önemli olduğunu bildirmektedirler. Anketin analizinde de bu sonuç açıkça görülmektedir. Eximbak kredilerinde faiz oranlarının daha da düşürülmesi işletmelerin fikir birliğine vardıkları bir konudur.

Araştırmadan çıkan bir sonuç ise tarım ürünleri ihraç eden tüm işletmelerin tarımsal ürünlerde ihracat iadeleri desteğinden yararlandıklarını göstermektedir. Tarımsal ürünlerde verilen ihracat iade oranının %2,5’den daha yükseğe çıkarılması gerekmektedir.

Đşletmelerin ihracat desteklerinden yararlanmama sebeplerine bakıldığında, Đhracat

desteklerinden yararlanmama nedeni olarak işletmelerin bürokratik engelleri, destek tutarlarının düşüklüğü, işletmede kalifiye eleman eksikliği, mevzuatın karmaşıklığı ve işletme tarafından proje hazırlanamaması gibi güçlükler ileri sürülmektedir. Đhracat desteklerinden yararlanan işletme sayılarının artırılabilmesi için bu engellerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Đşletmelerin ihracatta karşılaştığı sorunların başında rekabetçi olmayan döviz kurları gelmektedir. Bu sorun işletmeler tarafından çok önemli bulunmaktadır. Đşletmeler açısından hammadde fiyatları çok önemli sorun olarak görülmemektedir. Firmaların ancak küçük bir kısmı bunu sorun olarak kabul etmektedir.

Đşletmeler açısından rekabet ve dış ticaretteki bürokratik işlemlerde önemli sorunların başında gelmektedir. Đşletmeler açısından dış ticaretteki rekabet ve bürokratik işlemlerin azaltılması önem arz etmektedir.

Đşletmeler dış ticarette hammadde fiyatı, taşıma maliyeti, nitelikli personel yetersizliği ve finansman sıkıntısını ise çok önemli sorun olarak görmemektedirler. Özellikle ankete dahil edilen firmalarda finansman sıkıntısı en az sorun olarak görülmektedir.